"Laiklik ilkesinin bozulması ezanın Türkçe okunmasından vazgeçilmesiyle başladı"

28 Şubat davasının bir numaralı sanığı dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, laiklik ilkesinin bozulmasının ezanın Türkçe okunmasından vazgeçilmesiyle başladığını söylüyor. "Benim hala kulaklarımdadır ezanın Türkçe okunurken duyduğum huşu ve heyecan." diyor. İrtica konusundaki olayların küçümsenerek tedbir almakta geç kalınmamasını isteyen Karadayı, "PKK harekati de 1984 yılında yeni başladığında küçük görüldü. Bugünlere gelindi. Şeriat şimdi küçük görülmemeli." ifadelerini kullanıyor.

    28 Şubat 1997 tarihinde yapılan tarihi Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) tutanakları, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaştı. 28 Şubat sürecinde, hükümeti devirmeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla 103 kişi hakkında açılan davanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine devam ediliyor. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nden istenen 28 Şubat MGK tutanakları mahkemeye gönderildi.

    Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, irtica konusunda Genelkurmay'ın iddiasının çok önemli olduğunu söylüyor. İrticanın cumhuriyetin kurulduğundan beri en büyük tehlike halini aldığının belirtildiğini ifade eden Demirel, devletin kendisine yönelen tehlikelere karşı gerekli tedbirleri aldığını belirtiyor. Genelkurmay'ın takdiminde tedbirlerin sıralandığını hatırlatan Demirel, bu tedbirler arasında hassas bir konu olduğunu dile getirerek kamuoyunda 'Kuran kursları, imam hatip okulları kapatılıyor' imajının oluşturulmamasını istiyor.

    ERBAKAN İLE GÜVEN ERKAYA ARASINDA DİYALOG

    28 Şubat sürecinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapan ve hayatını kaybeden Oramiral Güven Erkaya, yasaların bilerek ihlal edildiğini savunuyor. Bu cesareti de partili milletvekilleri, belediye başkanlarının hareketlerinden aldıklarını dile getiren Erkaya, "Bunlara mani olmak için öncelikle hukuk uygulanmalı, partililerin söylemleri ile eylemleri aynı olmalıdır. Bu elimdeki kitapta Sayın Erbakan'ın cihatla ilgili ifadeleri var. Buna göre 'parti toplantılarına gitmek cihat, zekatı partiye vermek cihat, partiye yardım etmek cihat." şeklinde konuşuyor.

    Bu sözler üzerine Başbakan Erbakan ise "Bilen bilmeyen o kadar çok şey yazıyor ki bunlar asılsız şeyler." diye cevap veriyor. 28 Şubat'ın Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu da kendisinin muhafazakar sayılacak bir aileden geldiğini belirtiyor. Kıvrıkoğlu, "Kendime göre Müslüman olduğumu sanıyorum. Ancak bu olanları gördükçe kendi kendime acaba ben Müslüman mıyım diye sormak geliyor içimden şüpheye düşüyorum. Türk halkı Müslüman olanlar ve olmayanlar diye bölünmek isteniyor." diye konuşuyor.

    "İRTİCA KÜÇÜMSENMEMELİ, PKK'DA KÜÇÜK GÖRÜLDÜ BUGÜNLERE GELİNDİ"

    28 Şubat davasının bir numaralı sanığı dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ise laiklik ilkesinin bozulmasının ezanın Türkçe okunmasından vazgeçilmesiyle başladığını söylüyor. "Benim hala kulaklarımdadır ezanın Türkçe okunurken duyduğum huşu ve heyecan." diyen Karadayı, "Yasaların adil uygulanmaması halkın ahlakını bozar, ahlaksız insanın dini olmaz. Bir cezaevine müdür atanacak, bir milletvekili birisine tavassut ediyor. Adamın sicili bozuk, bakanlık uygun görmüyor. Milletvekili diretiyor, bu kişinin abdestinde ve namazında olduğunu söylüyor, adamın tayini oluyor. Din istismarına son vermek lazım. Anayasanın 24. maddesi bu konuda bağlayıcı. Sonra herkesin uyması gereken kanunlar var. Bunların uygulanması sağlanmalıdır. Bugün karşılaştığımız bu olaylar küçümsenerek tedbir almakta geç kalınmamalıdır. PKK harekati de 1984 yılında yeni başladığında küçük görüldü. Bugünlere gelindi. Şeriat şimdi küçük görülmemeli eğitim ve öğretim Atatürk ilke ve inkilapları doğrultusunda çağdaş devletin kontrolünde olmalı." diyor.

    1961 ihtilalinin olacağını üsteğmen iken hissettiğini anlatan Karadayı, o zamanki gelişmelerinin kendine bunu hissettirdiğini kaydediyor. 1972 muhtırasından önce de Kurmay Binbaşı iken bunun olacağını tahmin ettiğini dile getiren Karadayı, şöyle devam ediyor: "1982 öncesi olaylardan da neticesini tahmin ediyordum. Çünkü biz bunları en alt kademeden itibaren bölükten taburdan itibaren aldığımız raporlardan çıkarıyoruz. Bütün bunlar toplanıyor ve bir netice çıkarılıyor. Bugün bazı dedikodular çıkarılıyor, benim kuvvet komutanları ile aramda anlaşmazlık olduğu yolunda. Silahlı kuvvetler emir komuta birliği içinde olayları değerlendiriyor ve buraya getiriyor. Bunlara çare bulmak lazım, ülke güvenliği ve selameti açısından bu şarttır."