Erbakan: Halk bir şeye karar vermişse ona güvenmeliyiz
28 Şubat döneminin Başbakanı Necmettin Erbakan, dünyanın daha çok dine önem vermeye başladığını belirterek "Halk bir şeye karar vermişse ona güvenmeliyiz. Onun kararına saygılı olmalıyız. Yoksa halk partisi zihniyeti, laikliği din düşmanlığı anlayışı
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-23 13:05:35
28 Şubat 1997 tarihinde yapılan tarihi Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) tutanakları, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaştı. 28 Şubat sürecinde, hükümeti devirmeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla 103 kişi hakkında açılan davanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine devam ediliyor. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nden istenen 28 Şubat MGK tutanakları mahkemeye gönderildi.
Dönemin Başbakanı merhum Necmettin Erbakan, komutanlara samimi ifadelerinden dolayı teşekkür ediyor. "Burada her şeyi açık kalplilikle yüz yüze konuşma fırsatını bulduk. Çok faydalı oldu." diyen Erbakan, şunları söylüyor: "Şimdi dünya daha çok dine önem vermeye başladı. Önceki devirlerdeki materyalist anlayış yerine yavaş yavaş güçlü manevi anlayışlara bırakıyor. Bu açıkça görülüyor. Laiklik Müslümanlığa en uygun bir kuraldır. Bizim yapmamız gereken şey insanlara aydın çağdaş Müslümanlığı öğretmektir. Çocuk Müslüman oldukça dinini öğrendikçe vatanına devletine daha çok sever. Bazı insanlar dini istismar ederek devlete karşı geliyorlar. Bu konuda tedbirler alırken işin aslına inmek lazım. Halk bir şeye karar vermişse ona güvenmeliyiz. Onun kararına saygılı olmalıyız. Yoksa halk partisi zihniyeti, laikliği din düşmanlığı anlayışı hakim olur. Gerçek laiklik nedir? 1949 yılında kabul edilen kanunda yazılı konuya ilim ve akıl ile yaklaşılmış yobaz zihniyetten ülke zarar görür. Demokrasi ve laikliği korumak için tedbirleri almalıyız. Bunun için insanlara dinini öğretirken vatanı milleti demokrasiyi devleti sevecek insan yetiştirmeliyiz. Ancak bugünkü basının baskısıyla bu tedbirlerin alınması zor. Görüyorsunuz bu hükümetin ekonomik alanda aldığı tedbirlerle ulaştığı başarılar gözle görülür hale geldi. (Bu konuda kartlara çizilmiş ekonomik göstergeleri ifade eden grafikler gösterildi.) Şimdi burada bunları görüştük. Dışarıda buradan çıkacak kararları bekleyen basın mensupları var. Bunlar bu konuyu iyice abarttılar. Bunun için basına verilecek bildiriyi dikkatle hazırlayalım. Millete Avrupa'da dışarıda endişe uyandıracak bir hava vermeyelim."
Toplantıda tekrar söz alan Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller de şeriat ve laiklik konusunda kavram kargaşası olduğunu ve buna mani olunması gerektiğini ifade ediyor. Laikliği de siyasallaştırmamak, bazı gruplara mal etmemek gerektiğini vurgulayan Çiller, din üzerinden değil hizmet üzerinden siyaset yapılmasını istiyor. Laiklik aleyhine hiçbir kanun ve kararname çıkarmadıklarını belirtiyor.
28 Şubat sürecinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapan ve hayatını kaybeden Oramiral Güven Erkaya ise Sincan Belediye Başkanı'na partinin sahip çıktığını ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın da Ukranya'da laikliğe aykırı kitap dağıttığını ifade ediyor. Bayanlara para karşılığı tesettürlü kıyafet giydirilip Atatürk Bulvarı'nda dolaştırıldığını dile getiriyor. Bu hanımın isim ve adresi isteniyor. Başbakan da bu konuların üzerine gidilmesi gerektiğini söylüyor.
Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi, "Teokratik düzende herşey Allah'ın emirlerine göre yürütülür. Demokrasilerde ise yürütme erki hükümettir. Hükümetler Allah'ın yeryüzünde temsilcisi olmadığına göre demokrasi dinle nasıl bağdaşacak?" diye soruyor.
Tekrar söz alan Tansu Çiller ise "Şeriat deyince Anadolu'da din anlaşılıyor. Onun için bu konuda dikkatli olmak gerekiyor. Bizim uygulamamız Medeni Kanun, Çağdaş Hukuk." karşılığını veriyor.
Haber Ara