CHP'li Kart'tan, tezkere yorumu

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, gelecek olan Suriye tezkeresi ile ilgili, "Başbakan anlaşılıyor ki, anayasal anlamda, ceza hukuku anlamında suç teşkil eden bu fiili duruma anayasal dayanak, anayasal gerekçeyi sonradan oluşturmaya çalışıyor." değerlendirmesinde bulundu.

    Milletvekili Atilla Kart, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kart, 4 Ekim'de Meclis'e gelecek olan Suriye tezkeresi ile ilgili bir soru üzerine, "Suriye'deki çatışmalar olayında daha evvel de somut olarak dile getirdik, Suudi Arabistan silahlı kuvvetlerine ait nakliye uçaklarının Esenboğa'yı bir lojistik üst olarak kullanması. Bizim tespitlerimize göre Ocak ayında bu yana bu yapılıyor. Bunun dışında biliniyor ki, kamplarda olsun, diğer merkezlerde olsun, El Nusra, El Kaide bağlantılı terör örgütleri Türkiye'nin kara sularını kullanıyorlar, Türkiye topraklarını kullanıyorlar. Bu kadar açık olan bir fotoğraf var. Türkiye bu anlamda Suriye'deki çatışmaların tarafı haline çoktan gelmiştir." dedi.

    Bu bağlamda anayasal suç işlendiğini kaydeden Kart, "Bu yönü ile hükümetin, hükümet olarak Yüce Divan sorumluluğunu gerektiren bir süreç kaçınılmazdır. Barajların patlatılmasından söz eder hale geldik. Türkiye'ye doğrudan bir saldırı olur, elbette bunun cevabını veririz ama Türkiye'nin bu anlamda taraf olmadığı bir savaşın, çatışmanın cephe ülkesi haline gelmenin sorunlarını yaşıyoruz." şeklinde konuştu.

    Kart şöyle devam etti: "Başbakan anlaşılıyor ki, bu olmuş olan fiili duruma, anayasal anlamda, ceza hukuku anlamında suç teşkil eden bu fiili duruma Anayasal dayanak, anayasal gerekçeyi sonradan oluşturmaya çalışıyor. Ben inanıyorum ki TBMM ve görev yapan AKP'ye mensup milletvekilleri de bu tabloyu görüyorlar, tıpkı 1 Mart 2003 sürecinde olduğu gibi yine Türkiye'yi bu emparyel oyunların içine araç olarak çekmek isteyenlere fırsat vermeyeceklerdir... Bir an için bu yönde bir tezkerenin geçtiğini varsaysak bile bu şimdiye kadar olmuş olan anayasa ihlalleri ve suç ilişkilerini, hükümetin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz."