Dolar

34,8959

Euro

36,5882

Altın

3.011,31

Bist

10.058,63

ABD'de islamofibinin finans ağları

CAIR raporu İslam karşıtı önyargıyı destekleyen gruplar hakkında detaylı bilgi veriyor; ABD İslamofobi iç ağlarını besleyen çekirdek grup, üç yılda bu amaçla 120 milyon dolar harcadı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-09-20 16:11:23

ABD'de islamofibinin finans ağları

Amerika-İslam İlişkileri Konseyi (The Council on American-Islamic Relations - CAIR) Korkuyu Yasallaştırmak: İslamofobi ve ABD’deki Etkileri 2011-2012 (Legislating Fear: Islamophobia and its Impact in the United States 2011-2012) başlıklı bir rapor yayınladı.

150 sayfalık raporun genel bulguları şöyle:

1- Uzmanlar, raporun kapsadığı dönem boyunca Amerika’da İslamofobinin son derece geniş bir kesimde gözlemlenmekle birlikte oranında bir miktar düşüş olduğunu kaydettiler. 2012’de, CAIR İslamofobi oranını 10’lu ölçekte 5.9 olarak ölçmüştür. Bu ölçekte bir, İslamofobisiz bir Amerika’yı temsil ederken on, Müslümanlar için en kötü duruma tekabül ediyor. 2010’da ise Amerika’da İslamofobi 6.4 olarak ölçülmüştü.

2- Amerika’da halihazırda İslamofobinin iç ağları en az 37 gruptan oluşmaktadır. Bunlar öncelikli olarak Müslümanlara ve İslam’a karşı önyargıyı veya nefreti teşvik etmektedir. Bunlara ek olarak 32 grubun öncelikli amacı ise İslam’a ve Müslümanlara karşı nefreti ya da önyargıyı teşvik eder gibi görünmese de çalışmaları İslamofobinin dış ağlarını tesis eden temaları muntazaman sergiliyor ya da destekliyor.

3- Amerika’da İslamofobi iç ağlarını besleyen çekirdek grup, 2008-2011 yılları arasında bu amaçla yaklaşık 119,662,719 dolar harcadı. Bu iç çekirdek grupların birbiriyle sıkı bağları var. Bu iç ağda anahtar rol üstlenenler, Amerika toplumunda İslam korkusunu yaydıkları için, yüksek maaşlar alıyorlar.

4- 2011 ve 2012 yılları içinde, İslam’ın dini pratiklerini kötüleyen 78 yasa veya yasa değişikliği 29 eyaletin yasama kurumlarına ve ABD Kongresine sunuldu. Bunlardan 62’si David Yerushalmi’nin Amerika Kanunları ve Amerika Mahkemeleri (ALAC) model mevzuatına dayanan bir dili ihtiva ediyor. Yasaların arkasındaki önyargı apaçık ortada iken yaşanan sorunlara çözüm üretmek bir yana yasa koyucular da önleyici tedbir üretemedi. En az 11 eyalette anaakım Cumhuriyetçi liderler Müslüman karşıtı mevzuatın ya tanıtımını yaptı ya da apaçık destekledi.

5- Kanuni yaptırımları hayata geçiren Müslüman karşıtlığının savunucuları/eğitmenleri ve militarist güçleri 2011 yılının sonlarında önemli bir darbe aldılar. Bu “eğitim” seanslarının içeriği ve tonu, herhangi bir uzmanlık konusundan çok bu “eğitmenlerin” kişisel önyargılarını yansıtmaktadır. Birçok eyalet yönetimi ilke olarak İslami eğitimlerini gözden geçirme ve önyargılı ya da hatalı materyalleri temizleme konusunda mutabık kaldı. Eyaletler ve yerel birimler tarafından bu tür eğitmenlerin kullanılmaya devam ediliyor oluşu daha fazla soruşturmayı gerektirmektedir.

6- Bu raporun kapsadığı süre boyunca 29’u 2012, 22’si 2011 yılında olmak üzere 51 kez cami-karşıtı eylem meydana gelmiştir. Cami-karşıtı eylemlerin tırmandığı iki önemli süreç: Usame Bin Ladin’in öldürülmesiyle ilişkilendirilebilecek Mayıs 2011 (7 olay) ve muhtemelen Wiskonsin, Oak Creek’te beyaz-ırkçılar tarafından gerçekleştirilen altı Sih’in öldürülmesi olayına tepki olarak Ağustos 2012 (10 olay).

7- İslamofobik söylemler toplumsal olarak kabul edilebilir hale geliyor. 2011’deki araştırmaya göre, “[vatandaş olanlardan resmi göçmen statüsü sahip olanlara kadar bütün Müslümanlar hakkında] vatandaşlar sadece karşıt olmakla kalmayıp bu gerçeğin toplumsallaşması karşısında da rahatsızlık duymuyorlar.” Önde gelen birçok Cumhuriyetçi aday, başkanlık yarışında İslamofobik söylemi kullandı. Cumhuriyetçi Peter King beş oturumdan oluşan Müslüman karşıtı kongre serisi düzenledi. Bunların ana konusu geniş çaplı geri püskürtme projesi ve yine bu projeye destek sağlanması idi. Cumhuriyetçi Michele Bachmann, Müslümanları kamu birimlerine sızmakla suçlayan kampanyayı başlatan İslamofobinin iç çekirdek grubunun liderlerinden Frank Gaffney ile ortaklık kurdu. Bu son hikaye, kamu kurumlarının Amerikalıların İslam korkusunu ve önyargılı davranışlarını desteklediğine dair önemli bir örnek olarak öne çıktı.

Bu, CAIR’ın ABD’de İslamofobiye dair yayınladığı ikinci rapor. İlk raporu “Aynı nefret, aynı hedef” adını taşıyordu ve 2010 yılında yayınlanmıştı. Bu raporda ise İslam karşıtlığı eğiliminin ABD’nin tarihi boyunca azınlıkların maruz kaldıkları sorunların bir tezahürü olduğu tartışılıyordu.

CAIR Amerika’nın sivil özgürlükler için mücadele veren en büyük Müslüman örgütüdür. Amacı; İslam’ın anlaşılması için çalışmak, diyalogu teşvik etmek, sivil özgürlükleri korumak, Amerikalı Müslümanları güçlendirmek ve karşılıklı anlayışı, adaleti destekleyen koalisyonlar tesis etmek. (Dünya Bülteni)
SON VİDEO HABER

Annenin uyuşturucu isyanı: 'Oğlumu kurtarın, artık kafayı yedim!'

Haber Ara