Merkel seçim sınavında...
Almanya'da pazar günü yapılacak genel seçimler öncesi neler yaşanıyor, neler bekleniyor...
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-19 10:38:38
Pazar günü sandık başına gidecek olan Almanya'da liderler son seçim turlarını yapıyor.
BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici, Alman lider Angela Merkel'in Hamburg kentinde seçmenleriyle buluşmasını izledi, Almanya'daki gelişmeleri aktardı.
Almanya'nın liman kenti Hamburg'da bir zamanlar balık pazarı olarak kullanılırken günümüzdeyse çeşitli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan Fischmarkt binası son olarak 'Angie'yi ağırladı.
Alman lider Angela Merkel, Pazar günkü seçimler öncesi seçmenlerine son konuşmalarından birini burada yaptı.
Merkel'in gelmesinden önce, ellerinde üzerinde 'Angie' yazan dövizlerle salonu dolduranlar, sahnede genç bir grubun çoğu İngilizce klasik pop ve rock parçalarından oluşan şarkılarını dinledi.
Grup salondaki havayı sürekli canlı tutmaya çalıştı ama, bunu bir noktaya kadar becerebildi.
İzleyicilerin çoğu yaşlılar
Zira CDU (Hristiyan Demokrat Birlik Partisi) görevlisi gençleri saymazsak, salondakilerin büyük bölümü yaşlılardan oluşuyordu.
Aralarında göçmenlerin hemen hemen hiç olmadığı ve giyim kuşamlarına bakılırsa, aralarında düşük gelirli sınıflardan kimselerin bulunmadığı izlenimi veren yaşlılardan.
Uzun bekleyiş ve geniş bir repertuvardan sonra, salonu coşturan Merkel'in mekana girişi oldu.
Angela Merkel kürsüdeki konuşmasına çok sade ve sakin bir tarzda başladı ve bunu sonuna kadar da sürdürdü.
Binanın büyük pencerelerinden Hamburg limanındaki gemiler görülürken, Merkel, mimiklerinde de, ses tonunda da, vücut hareketlerinde de koruduğu dengelilik ve sükûnetle konuşmasına devam ediyordu.
Ağırlıklı olarak hükümetinin kriz döneminde ekonomiyi ne kadar iyi yönettiğini anlattı Merkel ve bunun devam edip etmemesinin seçim sonuçlarına bağlı olduğunu söyledi.
Konuşmasının sonlarına doğru bazı sözlerinden sonra salonda alkış koptu.
Bazen alkışlara tezahürat eşlik etti.
Sonlara doğru bir grup 'Angie' diye tempo tuttu.
Tezahüratlar dahi çok coşkulu değildi ve Merkel de konuşmasını başladığı gibi çok sakin bir tarzda sonlandırdı.
Yorgun lider
Geleneksel kıyafetler giymiş genç kadınlar ellerinde sepetlerle sahneye çıkıp Merkel'e meyve ikram ettiler.
Daha sonra da Merkel, kendisini alkış yağmuruna tutan salona el sallayarak mekândan ayrıldı.
Angela Merkel'in konuşmasını birlikte izlediğimiz Alman gazeteciler, Başbakanın her zamankinden daha sakin ve fiziksel olarak yorgun göründüğünü söylediler.
Gerçekten de Merkel'in yorgunluğu yüzünden okunuyordu.
Alman liderin salondan ayrılmasından sonra baştaki müzik grubu son kez sahneye çıktı ve yaşlı izleyiciler toplantıdan hareketli bir parçayla, Boney M'in 'Sunny' adlı şarkısıyla ayrıldı.
"Sunny, dün hayatıma yağmurlar yağıyordu... Sunny, sen bana gülümsedin ve gerçekten acımı dindirdin... Karanlık günler gitti ve aydınlık günler geldi... İçtenlikle parlayan ışığım benim... Sunny, tek gerçeğim, seni seviyorum" sözleriyle.
Almanya seçimleri: AKP tabanı kime oy verecek?
Ayasofya Camii'nin avlusunda Türkçe ve Almanca yardım kampanyası duyuruları ve Rabia işaretli posterlerin yanında Türkiye kökenlileri oy kullanmaya çağıran afişler asılı.
Ama Berlin'de Türkiye kökenlilerin yoğun yaşadığı semtlerden Moabit'te bulunan bu caminin cemaati Pazar günü yapılacak seçimlerden çok umutlu değil.
Caminin çay ocağında denk geldiğimiz herkes Türkiye'de AKP'yi destekliyor.
"AK Parti bir dünya partisi. Erdoğan halkın içinden gelen bir lider" diyor 50 senedir Almanya'da yaşayan Dursun Demir.
Almanya'daki seçimlerde hangi partiyi desteklediğini sorunca 'SPD' (Sosyal Demokrat Parti) cevabını veriyor.
Demir, Almanya'da oy verirken kim haklarını ve inanç özgürlüklerini savunuyorsa ona oy vereceklerini, onun için 'SPD' dediğini söylüyor.
43 senedir Almanya'da yaşayan Ekrem Çabuk da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'ye iyi hizmet verdiğini düşünüyor.
Alman seçimlerine gelirsek o da 'SPD' diyor ve bu tutumunun nedenini şöyle açıklıyor:
"Millet için, insanlar için hangisi iyiyse, hangisi güzel hizmet verirse ben o partiye oyumu veririm. Biz ilk geldiğimizde SPD'den Willy Brandt vardı. Hizmeti iyiydi. Sonra Schröder vardı. O da iyiydi."
Çay ocağına gelen diğer cemaat mensuplarıyla sohbetimizde de aynı sözler sarf ediliyor. Birçok kişi kendilerinin Türkiye'de AKP'yi desteklediğini, ama Almanya'da göçmenlerin haklarını savunan kimse ona oy verdiklerini söylüyorlar.
Yeşiller'e Gezi Parkı tepkisi
Adını vermek istemeyen bir kişi oy vermeyeceğini ama verse Angela Merkel'in partisi CDU'ya (Hristiyan Demokrat Birliği) vereceğini söylüyor.
Bu kişi Türkiye'deki AKP hükümetiyle ilişkilerindeki tarzı nedeniyle Merkel'i eleştiriyor ama Almanya'da onun ekonomiyi iyi yönettiğini söylüyor.
SPD'yi samimi bulmadığını belirtiyor, Yeşiller Partisi'ni de liderleri Claudio Roth'un Gezi Parkı eylemleri sırasında Taksim'e gitmiş olması nedeniyle eleştiriyor: "O kadının orada ne işi var?"
BBC'nin ve yabancı medyanın Gezi Parkı olaylarında Türkiye'yi dünyaya kötü gösterdiği yönünde eleştirilerin geldiği sohbetten sonra yine Türkiye kökenlilerin yoğun yaşadığı bir mahalle olan Wedding'e geliyorum.
Burada sokaklarda henüz karar vermediğini ya da seçimlerden herhangi bir umudu olmadığını belirten birçok kişiye rastlıyorum.
Wedding'deki bazı dükkânlarda da Türkiyeliler'i seçimlerde oy vermeye çağıran afişler var.
Bir marketin önünde konuştuğum ve 13 senedir Almanya'da yaşadığını söyleyen Melek Ocak, Türkiye'de AKP'ye oy verdiğini ama Almanya'da içi rahat bir şekilde oy vereceği bir partinin olmadığını söylüyor.
Ocak, "Ama Pazar günü oy vereceğim. O güne kadar karar veririm. Ama Merkel'e vermeyeceğim orası kesin bak" diyor.
'Tayyip Almanya'ya gelse ona oy veririm'
Ertesi gün gittiğim başka bir mahalle olan Neukölln'de ise hangi parti sorusuna verilen yanıt daha çok 'Yeşiller' oluyor.
21 yıldır Almanya'da yaşadığını söyleyen ve Neuköll'de bir kafeterya işleten Bayram Yıldırım, Merkel hükümetine çok tepkili. O kadar ki "Diğer hepsi Merkel'den iyidir" diyor.
Tepkisini şu sözlerle aktarıyor: "Burada akşam yatıyorsun sabah zamla uyanıyorsun. Elektrik faturasına artık derman yetmiyor. Almanya git gide daha kötüye gidiyor. Ödediğimiz vergileri daha da artırmaya çalışıyorlar. Ayrıca Türkiye'nin AB'ye alınmamasının en büyük nedeni de Almanya."
"Tayyip burada olsa ona verirdim" diyen Yıldırım seçimlerde kendilerine en yakın partinin Yeşiller olduğunu söylüyor.
Yıldırım'ın yanında bulunan ve 40 yıldır Almanya'da yaşadığını belirten Muzaffer Kırca eskiden esnaflık yaparken şimdi bir temizlik firmasında ustabaşı olarak çalışıyormuş.
'CDU'daki Türkler çapulcu'
Türkiye'de AKP'ye oy verdiğini söyleyen Kırca, Almanya'da Yeşiller'i seçmesinin nedenini şu sözlerle anlatıyor:
"90'dan beri Almanya'da çok değişiklik oldu. İşler hep eski Doğu bölgesinde yaşayan Almanlar'ın elinde. Göç yasasını çıkardılar. Ticari anlamda vize yasasını çıkardılar. Vizeyi kaldırmıyor, Türkiye'den gelen işverenimizin önünü kesiyor. Biz Türkler olarak en arkaya itildik. Yeşiller daha sosyal amaçlı bir parti. Mesela eğitim politikaları var. Mesela çocuklar gün boyu okulda olsun diyor. Öğretmenlerin sayısı yükselsin diyor, hani Türkiye'de de yaptılar. Bu güzel bir şey."
Kırca'ya Hristiyan Demokratlar'ın da Türkiye kökenli adayı olduğunu söylediğimde "Onlar tam çapulcu. Onlar çıkar için çalışıyor, Türkler için çalışmaz. Hristiyan Demokratlar hep zengin kesimdir. Cem Öyle değil. O, insanların sosyal haklarıyla ilgileniyor" diyor.
Her ne kadar bizim konuştuklarımızın arasında CDU'yu destekleyenlerin sayısı az olsa kamuoyu yoklamaları, Almanya'daki Türkiye kökenliler arasında CDU'ya desteğin arttığını ortaya koyuyor.
CDU'ya bu desteğin daha çok Almanya'da kalıcı olduğu anlayışıyla yaşayanlardan ve orta sınıflardan geldiği düşünülüyor.
Ayrıca bunun SPD'nin, yazdığı çok ses getiren kitapta göçmen kesimlere sert eleştiren yönelten Thilo Sarrazin gibi isimleri içinde barındırmasına bir tepkinin sonucu da olabileceği düşünülüyor.
Sandığa gitme çağrısı
Bu yıl, aralarında daha çok muhafazakâr kesime hitap ettiği düşünülen Türk sivil toplum örgütleri ve vakıfları bir araya gelerek 'Seçime Katılın İnisiyatifi'ni oluşturdu.
Gezi Parkı eylemleri sonrası Almanya'nın Düsseldorf kentinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a destek amacıyla gerçekleştirilen 'Demokrasiye Saygı' mitingini düzenleyen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) de bu inisiyatifin üyelerinden.
Berlin'de konuştuğumuz UETD Berlin Şubesi Başkanı Sinan Kaplan kampanyayla ilgili, "Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının seçimlere gösterdiği ilgi maalesef çok az. Halbuki bu vatandaşlarımızın Almanya’ da her vatandaşın karşılaştığı ekonomik, sosyal ve kültürel sorunların yanında kendilerine özgü sorunları var. Bu sorunların çözümü ise büyük oranda politik alanda temsil edilme ve talepleri dile getirmekten geçiyor." diyor.
Kaplan, hazırladıkları 10 maddelik talepler listesinde siyasi partilerden şu taleplerinin bulunduğunu belirtiyor:
"Hüsnü kabul ve empati kültürünün desteklenmesi; kültür ve din farklılıklarının bir potansiyel olarak algılanması; her türlü ayrımcılığın, ırkçılığın ve İslamofobinin reddi; İslami kurumların kamusal alanda resmi statülerinin kabulü; çifte vatandaşlık; aile birleşiminde dil şartının kaldırılması; Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin bir an önce gerçekleştirilmesi."
Kaplan, kampanyalarında herhangi bir partiyi destekleme çağrısı yapmadıklarını belirtiyor ve kendi tabanlarının hangi partiye oy verebilecekleriyle ilgili yorum yapmamayı tercih ediyor.
Kaplan, son kamuoyu yoklamalarında Türkiye kökenler arasında CDU'ya verilen oylardaki artışı ise "Artık Türk göçmenlerin Almanya'da kalıcı yaşam sürdürmesi ve sadece göçmenlikle ilgili konular üzerinden oy kullanmadıklarını gösteren bir kanıt olduğunu düşünüyorum" diye yorumluyor.
İslam Toplumu Milli Görüş Vakfı (IGMG) da bahsettiğimiz inisiyatif içerisinde yer alıyor.
Berlin'de konuştuğumuz IGMG Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü, "Şu partiye oy verin, bu partiye vermeyin" diyemeyeceğini belirtiyor, bununla beraber, 'göçmenlik, entegrasyon' gibi kendilerini asıl ilgilendiren konularla ilgili partilerin tavırlarına bakıldığında oy verecek partilerin sayısının düştüğünü ekliyor.
Milli Görüş lideri: AKP seçmeni burada sol partiye verebilir
Üçüncü, kendi dertlerini asıl olarak önemseyen partilerin daha çok muhtemel koalisyon ortağı olabilecek küçük partiler olduğunu söylüyor:
"Hükümette gerek Hristiyan Demokratlar gerekse Sosyal Demokratlar güvenlik eksenli bir tavır alıyor. O yüzden asıl belirleyici unsurlar koalisyon ortağı olabilecek partiler. Liberaller barajla mücadele ediyor. Yeşiller iktidarda olmak istiyor. Onlar, bir manada bizim önemsediğimiz hususlara daha yakın bir tavır sergiliyorlar. Sol Parti'nin sosyal adalet talebi söz konusu. Bizim problemlerimizi kendisine dert edinen partiler daha ziyade muhtemel koalisyon ortağı partiler. Biz bunlarla daha yakın işbirliğine gayret ediyoruz."
Kendi vakıf tabanlarından verilecek oylarla ilgili hangi tahminde bulunacağını sorduğumuzda Üçüncü şöyle konuşuyor:
"Kamuoyu araştırmalarına göre adaya verilecek birinci oyda Sosyal Demokrat Parti'nin tercih edilebilme ihtimali var. Partilere verilecek ikinci oyla ilgiliyse arkadaşlarımız iktidar konstelasyonları üzerine tercihte bulunuyorlar. Burada en muhtemelen konstelasyon Hristiyan Demokratlar ve Liberaller. Onlarla ilgili bir tercihiniz yoksa tercihiniz Sosyal Demokratlar ve Yeşiller'den yana oluyor. Ama bu böyle olacak diyemem. Türk siyasetiye Alman siyasetinin iç içe geçmesi, Gezi Parkı olaylarında her bir partinin tavır takınmış olması, doğrusu buradaki seçmenin kafasını biraz karıştırdı."
Almanya'da oy kullanacak Türkiye kökenlilerin Türkiye'de ve Almanya'da oy verecekleri partiyi farklı bir siyasi akıl yürütmeyle seçtikleri ve bunun AKP seçmeni için de geçerli olduğu izlenimimizi ilettiğimizde Üçüncü buna katıldığını söylüyor ve ekliyor:
"Türkiye'de AKP'ye oy verebilen biri çok rahatlıkla burada sosyal demokrat bir partiye oy verebilir, Yeşiller'i tercih edebilir. Burada belirleyici unsur bizimle ilgili tutum ve yaklaşımları. Bizim önceliklerimizin öncelenmesi, sorunların çözüme kavuşturulması."
BIG Almanya'nın AKP'si mi?
Almanya'daki genel seçimlere bu yıl Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının kurduğu yeni bir parti giriyor: BIG (Adalet ve Yenilik Birliği Partisi)
BIG Partisi'nin AKP ve Fethullah Gülen Cemaati tarafından desteklendiği iddia ediliyor.
Partinin görüştüğümüz genel başkan yardımcısı ve Berlin şubesinin başkanı İsmet Mısırlıoğlu ise bu iddiaları reddediyor ve "Bizim adaylarımızın çoğu muhafazakâr çizgiye yakın olduğu için öyle bir yakıştırma yapılıyor" diyor.
Mısırlıoğlu, BIG'in ana çıkış noktasının adaletolduğunu belirtiyor ve temel amaçlarının Almanya'da herkesin kendi kimliği ve inancıyla yaşayabilmesini olduğunu belirtiyor.
Göçmenlerin yaşadıkları adaletsizliklere vurgu yapan Mısırlıoğlu, göçmenlerin dillerinin eğitim müfredatına girmesini ve devletin çok dinliliğinin hukuksal altyapısının oluşturulması gerektiğini savunuyor, ırkçılıkla ve göçmen gençler arasında patlamaya varabilecek sosyal sorunlar hakkında uyarıda bulunuyor.
Mısırlıoğlu, "Göçmenlerin haklarıyla ilgili savunduklarınız Avrupa'da daha çok merkez sol partilerin savunduklarına benziyor" dediğimde bu benzerliği yadsımıyor:
"Örtüşmeler oluyor. Örneğin aile politikamız CDU'ya uyabiliyor çünkü eşcinsel evliliklere karşıyız. Doğa konusunda yenilenebilir enerjiyi savunuyoruz, Yeşiller'e yakınız. Çok sesli, çok kültürlü toplum yapımız sol partilere uyuyor. Evet, örtüşmeler var, belki sola daha da yakınız o anlamda."
Mısırlıoğlu kendilerine verilen oyların da sosyal demokrat ve Yeşiller'den geldiğini belirtiyor.
Bu seçimlerdeki amaçlarından birinin de göçmen haklarıyla ilgili siyasi partilere, özellikle de sosyal demokratlara mesaj göndermek olduğunu söylüyor
Almanya'da genel seçimler
- Almanya'daki genel seçimler 22 Eylül Pazar günü yapılacak.
- Seçimlerin en önemli gündemi ekonomi.
- Partilerin göçmenlerle ilgili politikalarının göçmenlerin oylarında belirleyici olacağı düşünülüyor.
- Seçim öncesi yapılan anketler Başbakan Angela Merkel'in başkanlık koltuğunu koruyacağını, Hristiyan Demokrat Birlik
- Partisi'nin de yüzde 40'tan fazla oy alacağını gösteriyor.
- Mevcut koalisyonun küçük ortağı Hür Demokrat Parti'nin yüzde 5 barajını geçememe ihtimali bulunuyor.
- Bazı uzmanlar seçimlerden yeni bir koalisyon hükümeti kurulması ihtimalinin yüksek olduğunu belirtiyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara