'Kürtler ile Türkler ittifak yapacak' iddiası!
Tunceli Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ali Kemal Özcan Türkiye dışında yaşayan Kürtlerin, Türkiye'ye büyük bir hayranlıkla baktığını ifade eden Özcan, önümüzdeki aylarda Kürtler ile Türklerin birleşebileceğini iddia etti.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-17 09:20:15
Yrd. Doç. Dr. Özcan PKK ve Abdullah Öcalan'la ilgili olarak dünyada yapılmış tek PKK sosyoloji doktorasının sahibi olarak karşımıza çıkıyor. Doktora tezini temel alan ve dünyanın en büyük yayınevleri arasında sayılan Routledge tarafından yayınlanan "Turkey's Kurds" adlı kitabının Türkçesi Ekim ayında piyasaya çıkacak. Bu yönüyle örgütü, Abdullah Öcalan ve Kandil'i iyi bildiği düşünülen Özcan, PKK'nın çözüm sürecinde üstlenmiş olduğu rolü, Öcalan'ın söylemlerini ve gelinen son Haber7'den Ömer Süt'e değerlendirdi.
15 Eylül'de Erbil'de yapılacak ‘Kürt Ulusal Konferansı' ertelenerek 25 Kasım'a alındı. O konferansın -doğru değerlendirilirse- Türk ve Kürtler üzerinde büyük etkilerinin olabileceğini savunan Yrd. Doç. Dr. Özcan, Erbil'de alınması muhtemel kararları da açıkladı.
PKK ÖCALAN'IN SAVUNMALARI ÇERÇEVESİNDE ÇALIŞMIYOR
PKK yönetiminin Öcalan'ın savunmaları çerçevesinde çalışmadığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Özcan, "Öcalan'ın savunmaları örgüt kadrolarına yansıtılmıyor" dedi. Öcalan'ın 21 Mart Diyarbakır Nevruz mektubundaki mesajların örgüt tarafından yeteri kadar anlaşılmadığı ve uygulanmadığının altını çizen Özcan, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
CEMİL BAYIK'IN AÇIKLAMASI "NEVRUZ MEKTUBU"NU ASKIYA ALIYOR
"Nevruz Mektubu'nda iki tane temel mesaj vardı. İlki silahın işinin bittiğini, silahlar sussun fikirler konuşsun; ikincisi ise; Türk- Kürt ilişkilerinin geleceği ile ilgiliydi. Hatta Öcalan buna refere ederken ‘İslam Bayrağı' vurgusu yaptığı için Aleviler biraz kaygılandı. Cemil Bayık'ın son açıklamalarına bakıldığında şunu görüyoruz: Bayık'ın ‘Hükümet'ten çözüm süreciyle ilgili olarak adım atılmazsa çekilmeyi durduracağız' (PKK'nın çekilmesi durdu, ateşkes devam ediyor) açıklaması Öcalan'ın ‘Nevruz Manifesto'sunu boşa çıkarıcı niteliktedir. Cemil Bayık'ı tanımasam ‘bu adam Öcalan düşmanıdır' diyeceğim, ancak Bayık öyle birisi değil. Mesela, ‘çekilmeyi durdururuz' yerine, ‘Biz dünyanın en büyük ordularından birine yenilmediğimizi dünyaya gösterdik, bu devlete/orduya karşı nasıl bir sivil çalışma ile direneceğimizi aynı dünyaya gösteririz' demek akıllarına gelememektedir."
Sözlerine "sivil toplum, sivil çalışma, sivil örgütlenme çerçevesinde önderliğimize bağlı kalarak nasıl bir kırıp-dökmeyen direnişin sahibi olacağımızı göstereceğiz" deseler çok mu tehlikeli olur?" diye sorarak devam eden Yrd. Doç. Dr. Özcan, PKK'nın bu şekilde davranmasını çok açık ifadeyle şöyle yorumladı:
KANDİL İMRALI'DAN ÖCALAN'IN CENAZESİNİN ÇIKMASINI MI İSTİYOR?
"Cemil Bayık, Öcalan'ın sözlerinden sonra tekrar ‘silahlara sarılırız' iması vermesi Abdullah Öcalan'ın cenazesinin İmralı Cezaevi'nden çıkması manası taşır. Devlet adım atmadı ya da devlet samimiyetsiz, kötü, eksik veya düşman diyerek insanları ölüme gönderip, bombalar mı patlatacaksınız? Öcalan'ın ‘silahlar sussun, fikirler konuşsun' sözleri maalesef Kandil tarafından bir türlü anlaşılmak istenmiyor."
Devletin Abdullah Öcalan üzerinden PKK ile görüşmeler yürüttüğünü, bu yoldan PKK meselesini çözmek istediğini iddia eden Yrd. Doç. Dr. Özcan, PKK'ya da devlete de tavsiyelerde bulundu:
"CEMİL BAYIK BU SÖZLERİ YERİNE..."
"Bu süreçte kimse kimseyi kandırmasın. Devlet görüşmeleri Öcalan üzerinde yapıyor ancak silah onların elinde. PKK'yı çözecek isim Öcalan'dır. Devlet Öcalan'la çalışmayı Öcalan'ın zayıf tarafları ile değil güçlü tarafıyla yürütmeye özen göstermelidir." ,,-
"Cemil Bayık da bu sözlerinin yerine evirip-çevirmeden şunları söyleyebilir: ‘Ya kardeşim biz yıllardır bu dağlarda savaştık, şiddet yaptık, terör yaptık, isyan ettik, çıngar çıkarttık ama sorunun ortaya çıkmasına sebep olduk, meselenin çözüme gelmesinde bizim payımız var: siz [devlet] bizimle ilgili ne düşünüyorsunuz? Bunu bize de Türkiye halkına da söyleyin. Söylemezseniz biz savaşı/isyanı yaptık, sivil direnişi de yaparız.' Ama maalesef böyle konuşmak Cemil Bayık'ın da, çevresindekilerin de aklına gelmiyor. Bunun için ne özgün bir zekâya ne de akademik bir birikime ihtiyaç var."
"Devlet ve Hükümet de anadilde eğitim gibi ‘Allah'ın verdiği hakkı' kuluna çok görmemeli, tartışmaya bile almamalıdır. Kürtler bunu yapar yapamaz, ayrı konu. Bu hakkı tartışmamalıdır."
"KDP PKK'YA GÖRE DAHA BİLİMSEL, AKADEMİK…"
25 Kasım'da yapılması muhtemel olan Kürt Konferansı'nda PKK'nın silah bırakma kararı almasının pek beklenir olmaması gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özcan, PKK'nın Kürdistan Bölgesel Yönetimi altındaki Kürtler arasında güçlenmek için çaba sarf ettiğini dile getirdi. Kuzey Irak'ta etkin olan KDP'nin (Kürdistan Demokrat Partisi) PKK'ya göre daha geleneksel olmasına rağmen daha akademik olduğunu, üst kadrolarında akademik çalışma sahibi insanların çoğaldığını iddia eden Yrd. Doç. Dr.
Özcan bu iddiasını şu sözlerle güçlendirdi:
"PKK HALA 1970'Lİ YILLARIN CÜMLELERİNİ KULLANIYOR"
"KDP yönetici kadroları aşiret yapılanmasına daha yakın ama daha akademik… PKK daha modern Türkiye'deki üniversite gençliğine dayanıyor, fakat entellektüel gelişmeye yol açamadılar, 30-40 yıl öncesinin kalıp ve kavramlarıyla konuşmaya devam ediyorlar. Türk Solu'nun geleneksel ‘Sovyetik' çemberini kıramadılar. Öcalan çeşitli değerlendirmelerinde ‘PKK'da köylüler kazandı, aydınlar kaybetti' demektedir. Örgüt yöneticileri 70'li yıllardaki kavrayışları aşamadı, kendini yenileyemedi. Bunun beslediği eksikliklerle/sorunlarla, bilimsellik ihtiva eden çabalara, bu çabaların insanlarına hep kaygıyla, şüpheyle yaklaşmaya devam etmektedir. "
"KÜRTLERİN YÜZÜ TÜRKİYE'YE DÖNÜK"
Suriye, Irak, İran, Ermenistan ve Azerbaycan gibi ülkelerde yaşayan Kürtlerin, Türkiye'ye yüzlerinin dönük olduğunu ve ileride bunların Türkiye'de yaşamaya eğilimli olduğunu savunan Yrd. Doç. Dr. Özcan, zaten Kürtlerin de yaklaşık yüzde 60'ının Türkiye'de yaşadığını dile getirirken şunları söyledi:
"Bu konuyu sosyolojik olarak en çok anlayan ve ifade eden Abdullah Öcalan olmuştur. PKK yönetiminin ifadelerinde buna dair cümlelere rastlayamıyorsunuz maalesef. Erbil'e gittiğinizde her yerde Türkçe işyerleri vardır, hemen hemen her yerde Türkçe şarkıların melodisi kulağınıza gelir. Bu incelemeye muhtaç ciddi konular, sosyologların hatta psikologların önünde durmaktadır. Ve bu sosyolojik realite Türkler ile Kürtlerin bir ittifaka götürecek "zemin"in gücünü ifade ediyor."
"PKK ÖCALAN'IN ÖNDERLİĞİNİN BİTMESİ İÇİN Mİ ÇALIŞIYOR?"
Gerek Kürtler arasında gerekse PKK içerisinde Öcalan gibi bir önderin çıkmayacağının altını çizen Özcan, PKK yönetiminin "önderliğimize her taraftan bağlıyız" dedikleri sırada, Öcalan'ın önderliğinin bitmesi için adeta elinden geleni yaptığını söyleyerek "PKK her türlü şiddet ve çatışmanın Öcalan'ı İmralı'ya gömeceğini bilmiyor mu?" diye sordu.
KÜRTLER AYRI BİR DEVLET Mİ İSTİYOR?
Son olarak olası bir Kürt devletinin kurulup kurulamayacağı konusuna da değinen Yrd. Doç. Dr. Özcan, 200 yıllık modern milliyetçilik tarihi boyunca ulus devletlerin ulusal burjuvazi tarafından "ulusal Pazar" için kurulduğunu söyledi ve ekledi:
‘Ulusların kaderlerini tayin hakkı' söylemi tam bir ucubedir. Bu kavrayışla Öcalan ‘Pazar ulusun rahmidir' der. Ama PKK adına siyaset yapanlar hâlâ bu pilavı pişireduruyorlar "
BARZANİ İLE TALABANİ TÜRKİYE İLE BİRLEŞİR Mİ?
Hewler Kürt Konferansı için de Özcan, "Irak'ta Barzani ve Talabani önderliği bile ilk fırsatta Türkiye'yle birleşmeyi arayacaktır. Bence de bu, Türk Kürt ilişkilerinin gelişmesinde yeni bir basamak olabilir. Eğer Kürtler, yakayı yarı-okumuş Kürt milliyetçilerine kaptırmazsa, Güney Kürtleri'nin Türkiye'yle birleşme sürecinde, Erbil'deki Konferans tarihi bir anlam kazanabilir" iddiasında bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara