Dava başlangıç noktasından daha geride

Zaman'ın haberine göre; Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili Yargıtay’ın bozma kararı verdiği davanın ilk duruşması 17 Eylül’de yapılacak. Davayı takip eden Dink’in avukatları Fethiye Çetin, Hakan Bakırcıoğlu ve İsmail Cem Halavurt’un da katılımıyla Taksim Cezayir Toplantı Salonu’nda basın toplantısı düzenlendi. Avukat Fethiye Çetin, davanın başlangıç noktasından daha geri bir noktada olduğunu söyledi.

Diğer avukat arkadaşlarıyla birlikte basın toplantısı düzenleyen Fethiye Çetin, dava sürecini ve son gelişmeleri değerlendirdi. Davada ilk günden daha geride olduklarını, hiçbir adım atılamadığını söyleyen Çetin, sebebini ise ilginç bir benzetmeyle açıkladı: “Davanın iddianamesinde ‘böyle bir örgüt var, örgüt sanıklarla sınırlı' denmişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin bozma kararıyla hem örgütün kapsamı ve sınırı daraltıldı hem de sanıkların kastı ve saiki çarpıtıldı. Bize İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla ölümü gösterdiler, Yargıtay'ın bu kararıyla sıtmaya razı ettiler." dedi. Ardından dava sürecindeki bazı çelişkilere işaret eden avukat Çetin, bunları şöyle özetledi: "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinde, 'Bu bir terör örgütüdür ve bu terör örgütünün hedefinde toplumda farklı etnik ve dinî gruplar var. Bu terör örgütünün de bunlara yönelik bir eylemleri vardır' demişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin kararını çok kaba hatlarıyla açıklamak gerekirse, ‘tebliğnameye katılmıyoruz' diyor ve ‘bu bir terör örgütü değildir. Bu sanıkları buluşturan yöneticisi olan Yasin Hayal, milliyetçi görüş ve siyasi saiklerle Hrant Dink'i öldürmüştür.' Hrant Dink de Türklüğe hakaretten mahkum olduğu için onu cezalandırmak amacıyla bu eylemi planlamış. Peki, örgüt ne zaman kurulmuş? 2004 yılında. Yani Hrant Dink'in daha mahkumiyeti yok. Yargıtay, kabul ettiği örgütün devamlılık arz ettiğini söylüyor. Ancak sadece Hrant'ı cezalandırmak amacıyla yola çıkmış bir örgüt olduğunu belirtiyor. Yargıtay örgüt tanımı, hedefi ve kimlerden olduğu konusunda yanılgıya düştü. Bunu da tek başına yanılgıyla açıklamak çok zor.”

Dink ailesinin avukatı, MİT'ten istenilen bilgiler hakkında da açıklamalarda bulundu. Hem savcıların, hem de 14. Ceza Mahkemesi ile Çocuk Mahkemesi'nin MİT'e sorular sorduğunu vurgulayan Fethiye Çetin, her seferinde ‘bizim basına yansıyanaların dışında elimizde bir bilgi yok' cevabının gönderildiğini kaydetti. MİT'e yönelik şu eleştirilerde bulundu: “Koca teşkilat, bu ülkenin en üst yetkili istihbaratı her gün oturuyor, günlük gazeteleri okuyor. Onları inceleyip bu bilgilerin dışında elinde bilgi yok. Kaldı ki bir istihbaratçı onları incelese bile Hrant Dink'in yaşamının tehlike altında olduğunu anlayabilirdi. Bu çok açık. MİT her seferinde böyle cevaplar vererek elindeki bilgiyi paylaşmadı."