Foça bombacısı, öldürdükleri sivillerin ailelerinden özür diledi
İzmir'in Foça ilçesinde askerî servis aracının geçişi sırasında bombalı saldırı düzenleyerek 2 askeri şehit eden, 12 kişiyi yaralayan, saldırı öncesi kendilerini gören üç çiftçiyi başlarından vurarak öldüren 7'si tutuklu 8 sanığın yargılanmasına deva
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-13 13:14:56
7 Ağustos'ta Menemen ilçesine bağlı Maltepe köyünde çiftçiler Yusuf Kafalı (59), şoförü Zekeriya Toksuz (55) ve Bahri Şirin (46), tarlada başlarından vurulmuş halde sulama kanalında ölü bulundu. Bu olayla ilgili çalışma yapılırken Foça'da askerlere yönelik 9 Ağustos'ta bombalı saldırı düzenlendi. Değirmenlik Caddesi'nde askerî personeli deniz üssüne taşıyan aracın yanında patlama oldu. Uzaktan kumandayla patlatılan tahrip gücü yüksek bombanın etkisiyle araç hurdaya döndü. İlk patlamadan 8 dakika sonra ikinci bomba patladı. Yaralılar çeşitli hastanelere kaldırılırken Er Özkan Ateş olay yerinde, Uzman Çavuş Hakan Furkan Özmen ise kaldırıldığı hastanede şehit oldu. Olayda asker ve sivillerin de aralarında bulunduğu 12 kişi yaralandı. Bölgede yapılan araştırmada bulunan piller, kablolar ve plastik su şişesi üzerinde iki kişiye ait parmak izleri çıktı. Bir süre sonra Viranşehir-Ceylanpınar karayolunda polis ve jandarma kontrol noktasına gelen F.Y. yönetimindeki araçtan inen iki terörist, güvenlik güçlerine ateş açtı. Bir polis memuru şehit olurken bir polis memuru, bir uzman çavuş ve bir sivil vatandaş yaralandı. Çatışmada teröristlerden Yunus Çiçek yaralı olarak ele geçirildi, el bombası atmaya çalışan "Ahmet Bal" kod adlı Burhan Bozkurt, bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirdi. Viranşehir'de ölü ve yaralı olarak ele geçirilen teröristlerin parmak izleri, Menemen ve Foça'daki olaylarda elde edilen delillerdeki izlerle aynı çıkınca İzmir'deki saldırılar da aydınlanmış oldu. Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Sinan Taşkın, hazırladığı iddianamede sanıklardan Yunus Çiçek'e 30 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 28 yıl, Hasan Deliktaş'a 26 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 15 yıl, Şevket Rabindüz'e 26 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 12 yıl, Şehmuz Rabindüz'e 26 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 12 yıl, Faruk Kayli'ye 26 kez ağırlaştırılmış ömür boyu, Reşit Ertuğrul ve Kamil Solak ile tutuksuz sanık A.Y. hakkında da 16'şar yıl hapis cezası istedi. Sanıklar hakkında 'terör amacıyla kasten öldürme', 'öldürmeye teşebbüs', 'tehlikeli maddeyi izinsiz bulundurma', 'silahla kasten yaralama', 'devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma' ve '6136 sayılı kanuna muhalefet' suçlarından yargılanmaları talebiyle İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Bugün görülen ikinci duruşmada, ilk celsede Kürtçe savunmak yapmak istemesi sebebiyle savunma yapmayan Yunus Çiçek, ilk kez konuştu. Tutuklu bulunduğu Diyarbakır'dan İzmir'e getirilen sanık Çiçek, kimlik tespitinde 22 yaşında olduğunu söyledi, işsiz olduğunu ve geliri olmadığını belirtti. Tercüman eşliğinde Kürtçe savunma yapan sanık, 2006 yılında PKK'ya katıldığını, sabıkası bulunmadığını söyleyerek, "Rojava halkını selamlıyorum." dedi. 12 Eylül darbesini lanetlediğini ifade eden sanık Çiçek, "Mahkemenizi tanımıyorum ama saygı olsun diye ayağa kalktım. Dosyada benimle ilgili bazı açıklamalar var. Bu iddiaları reddediyorum. Beni yaralı olarak yakaladılar. Şehit düşen arkadaşımın ailesine başsağlığı diliyorum. Şanlıurfa'da alınan ifadelerimin hiçbirini kabul etmiyorum." dedi. Eylem yapacak olan bir militanın bunu açıkça herkese söylemeyeceğini, eylemlerin gizli olduğunu söyleyen Yunus Çiçek, "Diğer sanıkları tanımıyorum. Onlar benim PKK'lı olduğumu da bilmiyorlar. Asker kaçağı olduğumu söyledim. Eylem için geldiğimizde mühimmatlar yanımızdaydı. Hiç kimsenin haberi yoktu. Ben 22 yaşındayım, Kürdistan'da büyüdüm. Kürt gelenek ve göreneklerine göre yaşadım. Kürtlere çocukluğumdan beri baskı ve zulüm devam etmekte. PKK'lı olarak eylemin amacı devletlerini bozmak değil, Kürtlerin özgürlüklere kavuşmasıdır. Beni eyleme yönlendiren de budur. Biz bir askeriz, amacımız askerlerle savaşmak. Hukuki savunma yapmayacağım. Dosyada olan konularla ilgili ahlâki açıklama yapacağım. Ölen üç sivilin ailesinin acısını paylaşıyorum, onlardan özür diliyorum. Sivillerin öldürülmesi benim şahsıma ait, bu PKK'nın ahlâkı değildir. Sadece sivillerle ilgili konuşmak istedim. Dosyadaki suçlamalara tek tek cevap vermeyi bir anlam olarak bulmuyorum, çünkü bu verdiğim cevaplar cezamı düşürmeyecek ya da kaybedilen canları geri getirmeyecektir. Dağlarda kaldım, PKK'nın eylemlerine katlıdım. Dosyada birçok insan zarar görmüş, onlardan da özür diliyorum. Bunlar hepsi savaş ortamında oldu. Savaşın acımasız yüzü bu. Bunun dışında başka bir savunma yapmayacağım. Ben kendimi bu mahkemeye ait hissetmiyorum. Türklerin mücadelesini temsil ediyor. Yine de mahkemenize saygı duyup ayağa kalktım. Benim için ölümden ve zindanların duvarlarından başka bir şey yoktur. Benim için bu mücadele başarıya ulaşacak. Türkiye'ye demokrasi gelecek." dedi.
'FOÇA BİZİM TERCİHİMİZDİ'
Savcının, sanık Yunus Çiçek'e, "Neden Foça'yı seçtiniz?", "Bombayı patlattıktan sonra seyrettiniz mi?", "Köylüleri öldürdüğüne pişman mısın?", "Köylüleri Burhan Bozkurt'un öldürdüğünü mü söylüyorsun?", "Yaptığın eylemlerden pişman mısın?" ve "Bu eylemleri yapmak kendi kararın mıydı?" sorularına, "Ortamı gerecek sorulara cevap vermek istemiyorum." cevabını verdi. Sanık, Foça'yı talimatla değil, askerî birlik olduğu için kendi kararlarıyla tercih ettiklerini söyledi. "Pişman mısınız?" sorusuna ise, "Benim yaptığım savunmada bunu anlamanız lazım. Sonuçta biz de askerî mücadele yapıyoruz. Hedefimiz, askerlere yönelik bir eylem düzenlemektir." karşılığını verdi. Diğer sanık Hasan Deliktaş da Kürtçe yaptığı savunmasında, emniyetteki ifadelerini baskı altında verdiğini söyledi.
Sanıkların ifadelerin tamamlanmasının ardından, ölenlerin yakınları sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi. Duruşmada sanık tarafının gösterdiği üç şahit de ifade verdi. Yakınlarını kaybeden müştekilerin kimlik tespitleri yapıldığı sırada, eşini kaybeden Vesile Serap Kapalı, ağlayarak, "Benim eşim, evine ekmek getirmek için çalışmaya giderken hayatını kaybetti. Ne günahı vardı?" dedi. Mahkeme heyeti daha sonra talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara verdi. Suçların niteliği, vehameti, kuvvetli suç şüphesinin bulunması ve mevcut delil durumu dikkate alınarak sanıkların hepsinin tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek duruşma ertelendi.
Yakınlarını kaybeden aileler, duruşmadan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, sanık Yunus Çiçek'in savunmasında ölen sivillerin yakınlarından dilediği özrü kabul etmediklerini ve hükümetten sivil şehitlik beklentilerinin sürdüğünü söyledi. Olayda ölen Hasan Furkan Özmer'in babası Cengizhan Özmen, "Bunları savunan avukatlar da teröristten daha fazla terörist olmuş. Benim çocuğum 26 yaşındaydı. Ne günahı vardı?" dedi. Ölen çiftçilerden Bahri Şirin'in eşi Aynur Şirin, kızı Meltem'e sarılıp gözyaşı dökerek, eşinin katillerine en ağır cezanın verilmesini istediklerini söyledi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara