'Kimyasala diplomatik çözüm kolay değil'
ABD ve Rusya Suriye'nin kimyasal silahları uluslararası denetime açma konusunda tartışırken uzmanlar kimyasal silahsızlanmadaki zorluklara dikkat çekti...
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-12 14:05:44
21 Ağustos'ta yaşanan katliam ile başlayan Suriye'ye müdahale tartışmaları yerini diplomatik bir çözüm arayışına bıraktı. ABD ile Rusya arasında geliştirilen ve Suriye’nin de kabul etmesiyle olası bir Amerikan saldırısının askıya alınmasına yol açan diplomatik formüle göre Suriye'den kimyasal silahları uluslararası denetime açması istendi. Ama bu o kadar da kolay görünmüyor.
The New York Times gazetesinin uluslararası baskısı International Herald Tribune gazetesinin uzmanlara dayandırdığı bilgiye göre Suriye'de kimyasal silahları tespit etmek hem güvenlik açısından hem de tesislerin fazlalığı açısından oldukça zor. Gazetenin aktardığı bilgilere göre Suriye'de ciddi bir kimyasal silah karmaşası var ve kimyasal silahların bulunup imha edilmesi yıllar sürebilir
Karmaşa içerisinde diplomatik çözüm çok zor
Suriye’nin genelinde tüm ülkeye yayılmış fabrikalar, sığınaklar, cephanelikler ve binlerce mühimmattan oluşan ve Başkan Barack Obama’nın keşfetmek istediği diplomatik inisiyatifle incelenmesi ve güvence altına alınması gereken bir kimyasal silah karmaşası var.
Ancak kitle imha silahlarını gözlemlemek ve güvence altına almak –barış dönemlerinde bile- Irak, Kuzey Kore ve İran gibi ülkelerde zorlu bir süreç olduğunu kanıtladı. İncelenecek olan birçok tesisin savaş alanlarında yer aldığı Suriye’de ise iç savaşın üçüncü yılına girmek üzere.
Monterey Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü kimyasal silah uzmanı Amy E. Smithson “detaylar hakkında çok endişeliyim” diye konuşuyor. “Mühimmatların sıkıca paketlenmesi, kilitlenmesi, hammaddelerin ve silahların envanterinin oluşturulması çok büyük bir iş. Sonrasında ise büyük bir kısmının savaş alanında imha edilmesi gerekiyor.”
“Söylemek istediğim şey, tüm bunların farkında olmamız gerektiği” diye ekliyor Dr. Smithson, “bunun aldatıcı bir çekiciliği var.”
Silah tesisleri gözetimi deneyimi olan kişiler, ABD’nin Suriye’ye askeri müdahalesini önlemek için yaptırımların detaylarının karmaşık ve belirsiz olduğu bir diplomatik çözümün de çok zorlu bir süreç olabileceğini kaydediyorlar. Suriye’nin ilk etapta kimyasal silah programını tüm detayları ve boyutlarıyla açıklaması gerekiyor. Ancak –ağır silahlar, havan topları ve çoklu roketatarlar dahil- bazı sistemlerin geleneksel silah ateşlemede kullanıldığı için bu adımda bile hangi sistemlerin açıklanıp açıklanmayacağıyla ilgili uzlaşma sağlanması gerekiyor. Uzmanlara göre, bu sırada çok sayıda yabancı birliğin iç savaşın ortasında çalışacak olan uzmanlara güvenlik sağlaması gerekiyor.
Silahların imha edilmesi yıllar sürebilir
Hala askeri alanda çalışan ve bu nedenle isminin açıklanmasını istemeyen bir eski Irak Birleşmiş Milletler silah müfettişi durumu “burada askerlerin toprağa ayak basmasından bahsediyoruz” diye açıklıyor. “Sadece kapıya bir nöbetçi koymaktan bahsetmiyoruz. Çeşitli katmanlarda güvenlik önlemleri alınması gerekiyor.
Daha sonrasında bu silahların imha ve etkisiz hale getirme işlemleri de yıllar sürebiliyor.
Güvenli bir şekilde kimyasal silaların tespiti için 75 binden fazla askere ihtiyaç var
Obama yönetimi bu yaklaşımın işe yarayıp yaramayacağı konusuna şüpheyle yaklaşıyor. Üst düzey bir yetkili savaş alanında kimyasal silahları güvenlik altına almanın “bu işi yapmanın sadece ilk kabusu” olduğunu aktarıyor.
Kitle imha silahlarıyla mücadelede daha önce Irak, Kuzey Kore ve İran’da barış zamanında yaşanan zorluklar korkuya sebep oluyor. Sivillerden oluşan gözlemci grubunun Suriye’de tekrar saldırıya maruz kalmaması için yabancı askerlerin Suriye topraklarında koruma sağlamasının kabul edilmesi gerekiyor.
Kimyasal silah kontrolünde öncelikle tüm alanların belirlenmesi ve kilit altına alınması gerekiyor. Sonraki süreçte ise tüm silahların imha edilmesinin yıllar sürebileceği düşünülüyor. Çok katmanlı bir güvenlik sistemine ihtiyacı olan gözlemcilerin korunması için Pentagon en az 75 bin askerin Suriye’ye gönderilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
42 ayrı kimyasal silah bölgesi var ama sadece 19'un yeri biliniyor
Diğer bir yapboz ise silah hareketliliğine odaklanıyor. Obama yönetimi yetkililerine göre Cumhurbaşkanı Beşar Esad toprak kaybettikçe ve ölümcül silahların muhaliflerin eline geçmesi tehlikesi arttıkça kimyasal silahlar üzerindeki güvenliği arttırdı. Bu nedenle 42 ayrı kimyasal silah bölgesinin olduğunu belirten eski istihbarat raporları artık geçerli olmayabilir.
İstihbarat hakkında bilgi veren bir diğer üst düzey yetkili ise “bu noktalardan sadece 19’undan eminiz” açıklamasında bulundu. Bu nedenle, Esad’ın tüm kimyasal cephaneliğini teslim edip etmeyeceği konusunda şüpheler var.
Kaynak yatırımı ve zaman gerekli
Ağır silah imha ve sivilleştirme uzmanları Suriye’deki kimyasal silahların çok büyük kaynak yatırımı ve zaman gerektirdiğini ve savaş alanı riskleri taşıdığını belirtiyorlar. Birleşmiş Milletler’in tüm dünyada halihazırda görevlendirdiği 110 kimyasal müfettiş bulunuyor ve bu uzmanların sayısının da artması gerekiyor.
Irak çölünde iki sefer görev alan eski Britanya Ordusu kimyasal savaş uzmanı Stephen Johnson “bazı kayıplar verilmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum” diyor. “Sorulması gereken soru tüm bu acıların elde edilecek olan kazanımlara değip değmeyeceği.”
Uzmanlar bu sorunların varsayım değil, acı gerçekler olduğunu da ekliyorlar.
Kimyasal silahlar yanlış kişilerin eline geçebilir
Eski bir Birleşmiş Milletler silah müfettişi ise tehlikeyi “Hangi ülke oraya güvenlik sorumluluğuyla giderse gitsin, sonucunda yıkımla karşılaşacak, birilerinin veya bazı grupların hedef noktası haline geleceklerdir.” Sözleriyle açıklıyor. “Çünkü kim olursanız olun, bir yerde bu taraflar sizi top ateşine tutabilirler.”
Örneğin, Suriye’nin kuzeyindeki Safira kasabası yakınlarında Şam’da 21 Ağustos’ta gerçekleşen kimyasal saldırıyla ilişkilendirilen bir fabrika sıkı koruma altında çalışmasını sürdürüyor. Bu alan çoğunlukla sert çatışmalara sahne oluyor. Tesis Suriye ordusunun sıkı kontrolü altında olsa da bölgedeki muhaliflerin fabrikayı ve çevredeki yollara taciz ateşi açması kimyasal silahların hiç de dost canlısı olmayan ellere geçmesi endişesini doğuruyor.
Muhalif güçler içerisinde açıkça El-Kaide ile aynı çizgide olan iki ayrı güçlü grup yer alıyor: Nusra Cephesi ve Irak ve İran İslam Devleti. Bu güçler arasında ayrıca Ahrar El-Şam, Ahrar el-Şark, Liva el-İslam ve Liva el-Tevhid gibi başka İslamcı oluşumlar da bulunuyor.
Muhalifler geçen yıl sonunda Safira üssüne destek için Suriye ordusunun 30 tank ve binlerce askerden oluşan bir konvoy gönderdiğini aktarıyor. Burada ne boyutta bir silah stoku olduğu belirsizliğini koruyor. Konvoyun daha sonra bir diğer yoğun çatışma alanı olan Hama şehrine gittiğini belirten muhalifler kimyasal silahların bir kısmının buraya taşınmış olduğundan şüpheleniyor.
Esad güçlerinin kullandığı silahlar açıklanmalı
Geçen ay 1400’den fazla kişinin ölümüne sebep olan roketler ise bir diğer tartışma konusu. Daha önce hiç görülmemiş olan bu roket tipi hiçbir fabrika veya kimyasal silah üretim tesisiyle ilişkilendirilemiyor. Suriye de bu nedenle silahları ürettiğini ve ateşlediğini reddediyor.
Bu noktada uzmanlar başka bir soruna daha dikkat çekiyor: Eğer dünya kamuoyunun gözleri önünde yaşanan bu saldırıda kullanılan silahlar açıklanmazsa, Obama’nın en başında Suriye’ye askeri müdahale için öne sürdüğü gerekçeler de kanıtlanmamış olacak.
Kimyasal silahların imhası BM onayından geçecek
Daha barışçıl koşullar altında, BM müfettişleri dünyanın en büyük kimyasal silah stoklarından bazılarının imha edilmesini düzenlemişlerdi. Müfettişler tüm işlemleri küresel olarak ölümcül silahların geliştirilmesini, üretilmesini ve saklanmasını yasaklayan Kimyasal Silahlar Konvansiyonu’na uygun şekilde gerçekleştirmişlerdi.
Birleşmiş Milletler’in – Lahey merkezli Kimyasal Silah Yasaklama Organizasyonu veya O.P.C.W bilinen- teftiş birimi bu güne kadar yedi ülkede tonlarca ölümcül madde içeren mühimmatı yok etmeyi başardı ve Suriye’de anlaşma sağlanması durumunda yine onlar görevde olacak.
Suriye BM'nin kimyasal silahlarla ilgili anlaşmasını imzalamadı
Suriye ise ilk kez 1997 yılında yapılan anlaşmaya hiçbir zaman imza atmadı. Bu nedenle Suriye’deki kimyasal silahların imha edilmesi kararının öncelikli olarak Birleşmiş Milletler genel sekreteri Ban Ki-moon’un onayından geçmesi gerekiyor. Ban Ki-moon’un yönetimindeki bir müfettiş heyeti halihazırda 21 Ağustos saldırısını araştırmak için Suriye’de bulunuyor. İnceleme raporlarının ne zaman açıklanacağı ise henüz bilinmiyor.
BM müfettişleri bu güne kadar Bosna Hersek, Çin, Fransa, Hindistan, İran, Irak, Japonya, Libya, Rusya, Sırbistan, Britanya ve Birleşik Devletler’de kimyasal silah fabrikaları imha ve etkisiz hale getirme çalışmalarını yönetti.
O.P.C.W. web sitesinde bu güne kadar dünyadaki tüm kimyasal silahların yüzde 80’inin imha edildiği belirtiliyor. En büyük cephaneliklere sahip olan Birleşik Devletler ve Rusya’nın aldığı erteleme kararları da bulunuyor.
Anlaşmayla belirlenen toplam 70 fabrika ve tesis şu anda etkisiz hale getirilmiş durumda ve organizasyonun “beklenmedik tehlike durumunu doğrulama sistemi” adını verdiği sürece tabi tutuluyor.
Suriye'deki tüm kimyasal silahların ortaya çıktığından emin olmak çok zor
Askeri uzmanlar Suriye’yi silahsızlanmaya zorlamanın kendi kimyasal cephaneliklerinden gönüllü olarak kurtulmak isteyen ülkelerdekinden daha zor bir durum olduğundan korkuyor.
Monterey Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü’nden üst düzey araştırmacı ve BM silah müfettişi Raymond A. Zilinkas müfettişlerin gizli kimyasal silah arayışında kimyasal dedektiflere dönüşmeleri gerekeceğini de belirtiyor.
Zilinkaz bir röportajında “bu durumdan endişeliyim” diye aktarıyor. “Suriye’deki tüm silahların bilindiğinden ve kontrol altında olduğundan nasıl emin olabiliriz ki?”
Şu anda Britanya’daki Cranfield Üniversitesi’nde adli tıp uzmanı olarak çalışan Johnson ise” Irak’ta 20’den fazla yıl geçmesine rağmen görev tamamlanamadı. Suriye bundan daha da kötü olabilir” diyor. (International Herald Tribune , Trttürk)
SON VİDEO HABER
Haber Ara