Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kılıçdaroğlu: Kırılan ilişkilerimizi onarmak için komşuları ziyaret ediyoruz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin dış politikada Türkiye'nin kırılan ilişkilerini onarmaya çalıştığını belirterek, "CHP, bu halkın güler yüzünü göstermek için komşularını ziyaret ediyor. Bu halkın, barıştan yana olduğunu, bütün komşula

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-09-08 11:12:56

Kılıçdaroğlu: Kırılan ilişkilerimizi onarmak için komşuları ziyaret ediyoruz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin dış politikada Türkiye'nin kırılan ilişkilerini onarmaya çalıştığını belirterek, "CHP, bu halkın güler yüzünü göstermek için komşularını ziyaret ediyor. Bu halkın, barıştan yana olduğunu, bütün komşuları ile barış içinde yaşama arzusunu onlara götürüyoruz. Arkadaşlarımızın, bütün çabaları bunun üzerine inşa ediliyor. İnsanlarımızın bölgedeki çıkarlarını savunmaya çalışıyoruz." dedi.

    CHP Parti Meclisi, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantının açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, iç ve dış politikadaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP'nin halkın güler yüzünü göstermek için komşularını ziyaret ettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, halkın, barıştan yana olduğunu, bütün komşuları ile barış içinde yaşama arzusunu götürdüklerini söyledi.

    Partinin bütün çabaları bunun üzerine inşa ettiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Irak'a gittik. Irak Başbakanı şunu söylüyor: Türkiye ile komşuyuz. Birlikte yaşamak işitiyoruz. Türkiye'nin bütün enerji ihtiyacını karşılayabiliriz. Bütün kapılarımız Türkiye'ye açık. Fakat Türkiye kapıdan değil, pencereden girmek istiyor neden? Türkiye'nin önce, barış sağlaması lazım. Bölgenin nükleer silahtan arındırması için çalışması lazım. Mısırla ilişkilerimiz iyi. Ama iş adamlarımızın durumu vahim. Siyasi gerilimin faturası iş adamlarımıza çıkarılmamalı. Hükümetin izlediği yanlış politika iş adamlarını yalnızlaştırıyor. Türkiye'nin sağlıklı dengeli politikalar oluşturması gerekiyor. Ortadoğu'nun hizbi gibi Türkiye'yi sunarsanız bu Türkiye'nin de kaybınadır. Anamuhalefet partisi, kırılan ilişkileri onarmaya çalışıyor. İnsanlarımızın bölgedeki çıkarlarını savunmaya çalışıyor. Biz 90 yıllık partiyiz. Bizim deneyimimiz ve ülke sevgimiz var. Barışçıl sıcak yüzümüzü göstermek zorundayız." diye konuştu.

    "UMUDUMUZU YİTİRMEDİK OLİMPİYATLAR İNŞALLAH TÜRKİYE'YE GELECEKTİR"

    Kılıçdaroğlu, Arjantin'de dün gece yapılan ve Tokyo'nun kazandığı oylama hakkında konuştu.
Olimpiyatların barış, dostluk, kardeşlik ve centilmenlik olduğuna konuşmasında dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Herkeste büyük umut vardı; ama maalesef olmadı. Fakat umudumuzu yitirmeyeceğiz. İnşallah önümüzdeki dönemlerde, olimpiyatlar inşallah Türkiye'ye gelecektir. 3 büyük, imparatorluğa başkentlim yapmış İstanbul'a olimpiyatlar yakışır." dedi. Olimpiyatlara Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu altını çizen Kılıçdaroğlu, olimpiyatların asla savaşın olduğu yerlerde olamayacağına dikkat çekti. Olimpiyatların dünya halkını kaynaştırdığını ifade etti.

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Suriye'ye yapılacak askeri müdahalelerin gündeme gelmesi ile öne çıkan savaş iddiaları hakkındaki görüşlerini de, olimpiyatların hangi şartlarda gerçekleşeceği konusu üzerinden değerlendirdi. "Savaşın olduğu yerlerde, olimpiyatlar yapılmaz." yorumunda bulunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "1945 yılından bu yana savaşlarda 25 milyonu aşkın kişi hayatını kaybetti. Bunların 3 milyonu asker diğerleri siviller ve çocuklar, o nedenle AB, Avrupa'da barışı egemen kılmak için kurulmuştur. Son 10 yılda, 6 milyon çocuk sakat kaldı, 12 milyonu evsiz kaldı, 10 milyonu psikolojik travma geçirdi. Sadece Irak savaşında 5 milyon çocuk yetim kaldı. Savaş açlıktır, dramdır, yoksulluktur. O nedenle, insana saygı duyan hiç kimse 'savaş' sözcüğünü ağza almaz. Bu nedenle olimpiyatlar, hep barış üzerine inşa edilmiştir. Barışın insanlık üzerine ne kadar büyük bir kazanım olduğunu, insanlar savaştıktan sonra öğrenmişlerdir. Savaşta ölen çocuklarımız, onların babaları, o tarihsel mirasından kaynaklanan güzel özdeyişler bulmuşlardır: 'Allah kimseye, evlat acısı vermesin.' Niye savaşı savunuyoruz. Neden birbirimizi kırmaya, birbirimizi öldürmeye çalışıyoruz."

    Mustafa Kemal Atatürk'ün bir ulusun hayatının tehlikeye girmedikçe savaya girilemeyeceği sözlerini de aktaran Kılıçdaroğlu, CHP'nin temel ilkesinin bu olduğunu açıkladı. Barışı savunmaının kendilerinin temel görevi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bütün yurttaşların titizlikle üzerinde durması gereken konu budur. Kendi ülkemizde, kendi coğrafyamızda ve dünyada savaşın olmadığı barışın olduğu egemenlik istiyorum." dedi.

    "ERDOĞAN'IN 'HER TÜRLÜ KOALİSYONA HAZIRIM' İFADELERİ KABUL EDİLEMEZ"

    Kılıçdaroğlu, konuşmasında partisinin savaş karşıtlığını anlatmak için tarihten örneklerde verdi. 1.Haçlı seferlerinin üzerinden 9 asır geçtiğini ve bu topraklar üzerinde bulunan hiçbir devlet adamı ve komutanın, 5 Eylül 2013 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kullandığı,"Komşumuz, Müslüman bir ülkeye saldırmak için ben her türlü koalisyona hazırım." ifadelerini ağzına almadığını açıkladı. Bu ifadelerle, Başbakan Erdoğan'ın , gönüllü taşeronluğun üstünde bir vazife yaptığını savunan Kılıçdaroğlu, "Bu cümlenin, milli, dini, ahlaki hiçbir tarafı yoktur. Türkiye'yi yöneten Başbakan, böyle bir ifade kullanamaz. Bu, 'Benim bir ilkem yoktur. Kendime özgü, duruşum yoktur. Ben, tetikçiliğe hazırım.' demektir. Böyle bir anlayış olabilir mi? Kin ve nefret üzerine dış politika oluşturulabilir mi? Bu topraklarda Kılıçarslan, Selahattin Eyübi Mustafa Kemal de geçti. Hiçbir lider, 'Ben her türlü koalisyonun içinde yer alırım. Yeter ki; siz 5 yaşındaki Ahmetleri, Muhammetleri, Zeynepleri, Osmanları öldürün.' demedi. Böyle bir anlaşış olabilir mi? Hangi, siyaset anlayışı buna izin verebilir ki? Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bu ülkenin insanına ailesine ve saygısı varsa, böyle bir cümleyi bu ülkeyi kullanamaz. Özür borcu vardır ama özür borcu da yetmez." ifadelerini kullandı.

    "MERKEZ BANKASI'NIN ULUSLARARASI İNANDIRICILIĞI KALMADI"

    Ana muhalefet partisi lideri, hükümetin iç politikada Türkiye'yi iflasa götürdüğünü de savundu. Hükümetin, ısrarla savaş çığırtkanlığı yaptığını ve bunun da, 'dış ilişkilerdeki bozgun' ve 'içerideki iflası' unutturma amacı taşıdığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, iflas iddiası ile ilgili örnekleri verdi: "Ay çiçeği üreticilerinin ürünlerine verilen 2013 fiyatı 2012 fiyatlarından daha aşağı. Mazotun, gübrenin, elektriğin fiyatı mı düştü? Hayır. Ay çiçeği üreticisinin ağzını bıçak açmıyor. Neden böyle bir tablo var. Petrolden ve doğalgazdan sonra biz en büyük parayı, sıvı yağa veriyoruz. Neden üretmeyin politikası uygulanıyor. Çiftçi ne yapacak? Bu, doğru politika değil. Merkez Bankası'nın yaptıklarına bakın. Son 20 günde yüzde 10'u aşan devalüasyon yaşandı. Merkez Bankası inandırıcılığını kaybetmiştir. Eğer bir ülkenin Merkez Bankası başkanı alacağı kararları, önceden gidip Başbakanın rızasına bağlarsa, bundan Yandaş Banka çıkmaz. O nedenle uluslararası alanda Merkez Bankası'nın inandırıcılığı kalmamıştır. O nedenle doların kontrol edemiyorlar. Fatura kime çıkıyor? Çiftçiye, memura daha zam olarak, çıkıyor. Senin izlediğin yanlış politikanın hesabını, halk mı ödeyecek. Evet, Türkiye Cumhuriyeti halkı ödüyor."

    "MİLYONLARCA ÇOCUK DENEK HALİNE GETİRİLDİ"

    Genel Başkan Kılıçdaroğlu, hükümetin eğitim politikalarını da eleştirdi. Her bakanın değiştiğinde, Milli Eğitim Politikasının değiştiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Bu, nasıl bir anlayıştır? Siz, hiçbir hükümetin kendi çocuklarını denek haline getirdiklerini düşünebilir misiniz? Milyonlarca çocuk denek haline getirildi. Bu sene bunu okusun. Onu değil bunu okusun. Nasıl bir ülkedir? Nasıl bir yönetim anlayışıdır." diye konuştu.

    "EN BÜYÜK MEDYA PATRONU BAŞBAKAN ERDOĞAN"

    Kılıçdaroğlu, konuşmasında halkın doğru haber alma özgürlüğünün de elinden alındığını savundu. Medya özgürlüğünün kalmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, TGS'nin raporundan bilgiler aktardı. Türkiye'de basın üzerinde korku iklimi yaratıldığını öne sürdü. Özellikle Gezi Parkı olaylarının ardından gazetecilerin görevlerinden daha çok uzaklaştırıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, en az 100 gazetecinin bu süreçte işten ayrılmaya zorlandığını belirtti.

    Olağanüstü hal döneminin devam ettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Üstü örtülü bir sıkıyönetim uygulanıyor, Türkiye'de. Yarı açık ceza evine döndü, Türkiye. Bir sitem var, TGS'nin açıklamasında: 'İktidara yakın bazı yayın organlarının muhalif gazetecileri hedef göstererek uzaklaştırmasını ayrıca protesto ediyoruz.' En büyük medya patronu kim? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. İstediğini atar. İstediği gazeteye el koyar. İstediğini göreve getirir. Yandaşlarını oraya getirir. Bir iki muhalif gazete varsa, onlara da kızar." şeklinde konuştu.

    "TÜRKİYE'NİN KAPISINI ÇALACAĞI KOMŞUSU KALMADI"

    Kılıçdaroğlu, hükümetin dış politikasını da eleştirdi. Türkiye'nin kapısını çalacağı bir komşusu kalmadığını, hükümetin Türkiye'yi yalnızlaştırdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu, yalnızlık çok değerli bir yalnızlıktır. Bana, yalnızlığı ile övünen bir ülke gösterin. Bunlar, dünyada yalnızlaştılar, bunu da millete de yutturmaya çalışıyorlar."dedi.

    "MÜLTECİLERİN NEREDE YAŞADIĞI BELLİ DEĞİL, BİR MÜDDET SONRA ÜLKELERİNE DE DÖNMEZLER"

    Suriye'den gelen 500 bin mültecinin de Türkiye'nin neresinde yaşadığı hakkında hükümetin bilgisinin olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, mültecilerin bir süre sonra Suriye'ye dönmeyeceği uyarısında bulundu. Suriye politikasının, Türkiye'ye pahalıya mal olacağını savunan Kılıçdaroğlu, kamplarda radikal gruplara da silahlı eğitim verildiğini CHP'den kampları gezmeye giden milletvekillerine ise izin verilmediğini anlattı.

Haber Ara