Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İzzettin Doğan: Alevi ve Sünniler birbirlerine zarar verecek çıkışta bulunmadı

Cem Vakfı Başkanı İzzetin Doğan, bu topraklarda yaşayan insanların 1517'ye kadar inançlarından dolayı kavgaya tutuşmadığını belirterek "O saatten sonra bütün zahmetlere rağmen, siyasi iktidarlar tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan bütün kavga ort

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-09-08 15:07:54

İzzettin Doğan: Alevi ve Sünniler birbirlerine zarar verecek çıkışta bulunmadı
Cem Vakfı Başkanı İzzetin Doğan, bu topraklarda yaşayan insanların 1517'ye kadar inançlarından dolayı kavgaya tutuşmadığını belirterek "O saatten sonra bütün zahmetlere rağmen, siyasi iktidarlar tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan bütün kavga ortamlarına rağmen ne Aleviler Sünnilere, ne Sünniler Alevi kardeşlerine herhangi bir zarar verecek çıkışta bulunmadılar." dedi.

Cami-Cemevi Kültür Merkezi'nin temeli, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in de katıldığı törenle atıldı. Törene, Bakan Çelik'in yanı sıra Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan, Hacı Bektaş Veli Kültür Eğitim Sağlık ve Araştırma Vakfı Başkanı Kemal Kaya, Ankara Vali Yardımcısı Mehmet Ali Ulutaş, Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, AK Parti Kütahya Milletvekili Hüseyin Tuğcu, AK Parti Ankara Milletvekili Tülay Selamoğlu, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdülkerim Gök, CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün, Mamak İlçe Müftüsü Muharrem Genç, Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Eğri, Alevi Vakıflar Federasyonu Genel Başkanı Doğan Bermek, Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Cengiz Hortoğlu, Aydos Dernekler Federasyonu Başkanı Nurikan Akdemir, Türkmen Alevi Bektaşi Derneği Başkanı Özdemir Özdemir ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan tören, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve Gülbang-ı Muhammed ile devam etti. Ardından, protokol konuşmalarına geçildi.

DOĞAN: BAZEN BU AYRIMIN DEVAM ETMESİNDEN ÇIKAR UMANLAR OLDU

Cem Vakfı Başkanı İzzetin Doğan, törende yaptığı konuşmada, bu topraklarda yaşayan insanların 1517'ye kadar inançlarından dolayı kavgaya tutuşmadığını vurguladı. Doğan, "O saatten sonra bütün zahmetlere rağmen, siyasi iktidarlar tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan bütün kavga ortamlarına rağmen ne Aleviler Sünnilere, ne Sünniler Alevi kardeşlerine herhangi bir zarar verecek çıkışta bulunmadılar. Bu Anadolu'nun gerçeğidir. Zaman zaman Türkiye'de yaşayan ve siyasal bakımdan, belki burada bulunanlarımızın hepsinin tanık olduğu siyasi eylemler, siyasi partilerin kendi stratejilerince ama sürekli olarak Batı ülkelerinin denetiminde meydana gelmiş olan olaylardır. Maraş olayları, Sivas olayları, Çorum, Malatya olayları gibi olaylar. Bunlar bizi yeni bir dünyanın doğmakta olduğunu ve ona uygun tedbirlerin alınmasını; Alevilerin Sünnileri, Sünnilerin de Alevileri tanımaları ve Aleviliği tanımaları zorunluğu, bunun da yasal himayeye alınması gerçeğini bize hatırlatıyordu." diye konuştu.

2 BİNE YAKIN CEMEVİ İNŞA EDİLDİ

Doğan, şöyle devam etti: "Son yıllarda bizim de kendi çabalarımızı artırmamız, sizlerin destekleriniz ve büyükşehirlerde Aleviliğin sahipsizlik duygusu, çocuklarının inançsız yetişmeleri ortamının getirebileceği tehditler, tüm hükümetlerin iştigal konusunu oluşturdu. Bunun çok yakından tanıklarından birisiyim. İlk ve yapılacak olan bize göre cemevlerinin yeniden yapılarak insanların kendi inançlarını, ibadetlerini icra edebilecekleri mekanlar inşa etmekti. Bugün mutlulukla söyleyebilirim ki devletin hiçbir desteği olmamasın rağmen 2 bine yakın cemevi Türkiye'de inşa edilmiştir. Bu ihtiyaçlar hızla vatandaşların kendi çabaları ile giderilmektedir."

Toplumsal barışın sağlanması ve kökleşmesinin iki açıdan önemli olduğunu anlatan İzzettin Doğan, "Birincisi demokratik düzenin gelişmesi, ikincisi hukukun hakim olduğu ve gerçekten uygulandığı bir ülkede insanlar daha kolay barış içinde yaşayabilirlerdi. Bu konuya ne yazık ki siyaset yapanlar sadece oy kaygıları ile yaklaşmışlardır ve bazen bu ayrımın devam etmesinden çıkar umanlar da olmuştur. Bu Türkiye'ye yapılabilecek en büyük haksızlıklardan birisidir. En büyük günahlardan birisidir." şeklinde konuştu.

ALEVİ-SÜNNİ ÇATIŞMASI ÇIKARTMAK İÇİN ÇABA SARF EDİYORLAR

İslam'ın inanç biçimi olarak kabul edildiği tüm ülkelerde büyük bir kavga yaşandığını ifade eden Doğan, bu ülkelerin, bütün kaynaklarını, Sünni – Şii çekişmesinde savaşa kadar giderek birbirini öldürmeye harcadıklarını kaydetti. Bu durumun yaratılması için büyük çaba sarf edildiğini söyleyen Doğan, "Bugün uluslararası ilişkiler, ne yazı ki önemli ölçüde, bu günahın gölgesinde cereyan etmektedir. Suriye olayı, bunun dışında değildir. Suriye'de Alevi- Sünni çatışması adı altında bu çatışmanın Türkiye'ye de yansıması hedefleniyor. Biliyorsunuz, diğer ülkelerin tümünde Şii-Sünni çatışması diye anılırken, Suriye'ye geldiğinde ve bugün Anadolu'da da yayılmaya çalışan bir takım grupların Alevi- Sünni çatışmasını çıkartmak için büyük çaba sarf ettiklerini biliyoruz. Sadece bugüne kadar bir tek defa dahi Alevi-Sünni çatışmasının yaşanmadığı bir ülkede bu temelde barışın devam edebilmesi için dahi mutlaka Aleviliğin kanunların himayesine alınması, cemevlerinin hukuki statüye kavuşturulması, Alevi yurttaşların Anayasa'da öngörülen eşit vatandaş statüsüne uygun olarak genel bütçeden payını alması gerekmektedir." dedi.

Bu konuları devlet yetkilileri ile de konuştuklarını aktaran İzzettin Doğan, "Başta Faruk Çelik Beyefendi, birkaç yılını bu işe verdi ve bir noktaya kadar getirebildi. Ama öyle anlaşılıyor ki kendisini aşan bir güç henüz bir neticeye varmanın doğru olmadığı kanısına vardı ki bugün huzurlarınıza tahmin ediyorum, Aleviliğe karşı olan sevgisini yakından biliyorum, birkaç yıl yakından çalışma olanağımız oldu, ama bugün tahmin ediyorum size bir şeyler söyleyecektir ya da söylemesi gerekiyor. Sayın Bakanım." diye konuştu.

"SIRADAN BİR CAMİ-CEMEVİ PROJESİ DEĞİL."

Projenin sıradan bir cami-cemevi projesi olmadığını kaydeden Doğan, şunları söyledi: "Camilerin fonksiyonunu da yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılan bir proje olarak hayata geçtiğine dikkatinizi çekmek isterim. Cami ile cemevi arasında artık bir aşevi de olacaktır. Camiler bundan böyle sadece namaz kılınan yerler olmaktan çıkmalı, fakir-fukaranın, yoksul insanların, ya da orada beraberce muhabbet içinde karnını doyurabilecek insanların da yeri haline dönüştürülmelidir. İşte bu amacı gerçekleştirmek üzere de Alevilerin cemevlerinde kullanmış oldukları lokma dağıtma, yemeği paylaşmayı şimdi cami – cemevi arasında yapılacak olan bir aş evi ile yeni bir yaklaşımı getiriyor. Ümit ediyorum ki bu İslam ülkelerinin tümüne de bir örnek oluşturacaktır. Hem toplumsal barışın tabanını oluşturmak, vatandaşları tabanda bir kere kırgınlıkları ortadan kaldırmayı hedef alan bir proje halinde gelişmelidir hem de eğer tanışıyorsanız, Alevi Sünni'yi, Sünni Alevi'yi tanışıyor ise o zaman onların arasındaki ilişkileri siyasi oyunlarla bozmak kolay değildir. Belki siyasete de önemli ölçüde bir seviye kazandıracaktır bu projelerin artması. İnsanları ikna etmek için onların hayat standartlarını nasıl daha fazla yükseltebileceklerini siyasi partiler düşünmek zorunda kalacaklar, işin kolayına geçip Alevi – Sünni ayrımını yaparak, Alevilerden veya Sünnilerden o duyguları istismar etmek sureti ile kolayca iktidar yolunu açamayacaklardır."

Bunun için bu projeye sadece bütünleşme projesi demediğini aktaran Doğan, "Aynı zamanda tanışma projesi diyorum." ifadesini kullandı.

Yunus Emre'nin, 'Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz' dizelerin okuyan Doğan, "Anadolu topraklarında bin yıl mezhep çatışması olmadı ise buna mukabil Batı'da milyonlarca insan öldü ise mezhep kavgalarında bu ülke insanlarının o yüksek uygarlık düzeyine ulaştığı iddia edilen ülkelere daha çok şey verebileceğini düşünenlerdenim. Bu projenin, halkımıza Alevisi ile Sünnisi ile ve Şafiisi Hambelisi ile, Hıristiyanı Musevisi ile yani burada pekala yer müsait olsa idi varsa ihtiyaç, Hıristiyan varsa, Musevi varsa onların da ihtiyaçlarının giderilebileceği aynı bahçede başka çiçeklerde açabilirdi." dedi.

KAYA: İLK KEZ BU SÖYLEMLERİMİZ ETE KEMİĞE BÜRÜNÜYOR

Hacı Bektaş Veli Kültür Eğitim Sağlık ve Araştırma Vakfı Başkanı Kemal Kaya ise 1000 yıllık bir problemin çözümü yolunda bir barış ve hayır projesinin hayata geçirildiğini dile getirdi. Kaya, "Cami, cemevi ve aşevi projesi herkesi kucaklayacak, teolojik ve hukuki tartışmaları sonlandıracak, fiziksel mekanları yakınlaştırmak sureti ile kalp ve gönülleri de birleştirecek bir projedir." dedi. Projenin avluya çıkan bir tek kapısı olduğunu belirten Kaya, "O kapıdan geçilerek meydana çıkılmakta, cemevi ve camiye girilebilmektedir. Aynı Allah'a, aynı peygambere ve Kuran'a inanan Sünni ve Alevi toplumunun mensupları bu tevhit kapısından geçtikten sonra avluda buluşacaklar, sonra da yol bir sürek binbir prensibi çerçevesinde kendilerine Hak'ka ulaşmada, onun rızasını kazanmada hangi kapıyı yakın görüyorlarsa o kapıya yöneleceklerdir. Hem Ezan-ı Muhammed okunurken, hem Gülbang-ı Muhammed söylenecek la ilahe illallah ile Allah Allah sesleri birbiri ile buluşacak. Muhabbet meclisleri kurulacak, kaynaşma sağlanacak, peşin hükümler yıkılacak, herkes tanış olacak, Hak için aşk olacak." diye konuştu.

Alevi- Sünni kardeşliğine ve ortak yaşam kültürüne hizmet edecek alanlar olacağını kaydeden Kemal Kaya, "İlk kez bu söylemlerimiz ete kemiğe bürünüyor, somutlaşıyor ve hayata geçiyor. Bunların gerçekleşmesine katkı sunan Alevi yoluna, erkanına hayatı boyunca hizmet etmiş kıymetli Sayın İzzetin Doğan'a ve Sünni camiasının saygın ismi Fethullah Gülen Hocaefendi'ye şükranlarımı sunuyorum. Bu projeyi sahiplenmiş olmaları projenin önündeki ön yargı ve yanlış algılara dayalı psikolojik engelleri ortadan kaldırmaya vesile olmuştur. Kendilerini gelecek nesiller takdir ve şükranla yad edecektir." dedi.

Kaya, projeye desteklerini esirgemeyen Alevi ve Sünni iş adamlarına da teşekkür etti.

BAŞKANI AKGÜL: EV SAHİBİ İLÇE OLMAKTAN MUTLUYUZ

Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, törende yaptığı selamlama konuşmasında, "Bugün bu anlamlı törende birlikte bulunmaktan ve sizleri ev sahibi ilçe olarak ağırlamaktan son derece mutlu ve memnunum." dedi. Anadolu coğrafyasının yıllarca kardeşliğin ve birliğin coğrafyası olduğunu belirten Akgül, "İnşallah bundan sonra da birlikte olmaya, bir olmaya, diri olmaya, iri olmaya devam edecektir. İşte bu proje ve temel atma töreni bu anlamda çok çok önemli." ifadesini kullandı.

Protokol konuşmalarından sonra kurban tığlama duası yapıldı. Ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile davetliler kürsüye gelerek, beyaz güvercin uçurup temel atma butonuna bastı.

Haber Ara