Tecrübesizliğinin kitabını yazdı
Özelleştirme öncesi ve sonrasında İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmeleri (İDO) Genel Müdürlüğü görevini 10 yıl boyunca yürüten Dr. Ahmet Paksoy, tecrübesizliğinin kitabını yazdı. Paksoy, 10 yıllık süreçte yaşadıklarını, bunlardan elde ettikleri tecrüb
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-06 09:00:18
İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy'un Alfa Yayınları'ndan çıkan kitabı, Taşkent II teknesinde gerçekleştirilen kokteyl ve Boğaz turuyla tanıtıldı. Kaleme aldığı ilk kitabını, "Bu kitap bir bilge adamın, büyük başarılı bir adamın yaşadığı büyük başarıların kitabı değil. Genç bir akademisyenin, üniversitede genç bir akademisyenken, tecrübesiz bir yöneticiyken, aslında üniversitede belli eğitimler almış hocalık yapan bir insanım ama bir sürpriz ile genel müdürlük koltuğuna oturması derken, o süreçte yaşadıklarını anlatan yaşanmış bir kitap." sözleriyle anlatan Paksoy, kitap yazmak için emekliliği beklemek yerine, tecrübelerini bir akademisyen olarak, gençlerle paylaşmak üzere kaleme aldığını söyledi.
Amacının insanlara bir şeyler öğretmekten ziyade, insanlardan öğrendiklerini paylaşmak olduğunu söyleyen Paksoy,
"Tecrübesizliği bir şans olarak görüyorum. Niye şans olarak görüyorum. Kitapta da onu yazdım. Ben genel müdür olduğum zaman evet gemi mühendisiydim, master doktorasını yapmış, akademik kariyeri olan bir yöneticiydim. Belli bir alt yapı almıştım. Ama profesyonel yöneticilik, idarecilik yapmak yalnız teknik bilmek değil. Bir liderlik de yapmamız gerekiyordu. Yani bu değişim sürecini yönetmeniz, krizlerle baş etmeniz gerekiyordu. Medyanın karşısına da çıkmanız gerekiyordu. Bir televizyonun programına çıkacaktım üç gün çalıştığımı hatırlarım. O kadar büyük olaylar yaşadım." dedi.
SOSYAL MEDYANIN GÜCÜNÜ VAPURLARDA GÖRDÜ
İDO yöneticiliği döneminde yaşadıkları sıkıntılara da değinen Paksoy, sosyal medyanın gücünü vapurların yenilenmesi sırasında bizzat gözlemlediklerini aktırdı. Paksoy, o süreci şu sözlerle ifade etti: "İstanbul şehir hatlarını aldım. İskeleleri yeniliyoruz. İnsanlar da korku var 'vapurlar ne olacak?'. Biz de 'yeni proje yapacağız' dedik. Yeni deyince 'eyvah vapurlar yok oluyor' dediler. Kardeşim beni Amerika'dan aradı, 'Abi niye vapurları yok ediyorsun?' tabi sosyal medyanın gücü. 2006 yılıydı bir topluluk 'vapurumu vermiyorum' diye bir sosyal topluluk kurdu. İnternet sitesi aracılığıyla bu bilgi anında her noktaya ulaştı. İnsanlar vapuru seviyor "Yok yapmıyorum" desem de duyulmuyor. O ara biz de 'vapurlarkalacak.com' sitesini kurduk."
SON VİDEO HABER
Haber Ara