CHP'li Altay: Yasama organında böyle bir manzara doğru değil

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis'te başörtüsü tartışmaları ile ilgili, "Devlet adına hizmet veren kamu kurumlarında hizmeti verenlerin dinsel sembol, simge, ifade takamayacakları çok açıktır. Hele hele yasama organında böyle bir manzaranın gerçekleşmesi olağan değildir, doğru değildir." dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, başörtüsü konusundaki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Altay, "Bugünlerde Meclis Başkanı'nı son derece atak bir halde görüyorum. Meclis başkanları bu göreve seçildikten sonra partililik ruhlarını derin dondurucuya koyarlar ve o görev bitene kadar partililik kimliği derin dondurucuda kalır. Donmuş olarak, eksi 40 derecede kalır." diye konuştu.

Meclis Başkanı Çiçek'in, 'kimi AKP yöneticilerinin ve Başbakan'ın bazı proje ve hayallerine yasal düzenleme ve kılıf ayarlamakla meşgul' olduğunu savunan Altay, "Böyle bir gündem içinde Türkiye'de kimse bu işle meşgul değil iken aniden ve birdenbire, TBMM'de genel kurula türbanlı milletvekilleri girebilir, bunun için iyi niyet ve uzlaşma şart, gibi bir kapı aralamasını gündem değişikliği olarak algımak mümkün, ikincisi, üzülerek söylüyorum ama hükümet çevrelerinden talimat almış olabilir mi bilmiyorum ama bu, TBMM'nin bir üyesi olarak beni incitir. Sayın Meclis Başkanı, türban meselesinden önce tutuklu vekiller için daha çok gayret göstermelidir." şeklinde konuştu.

Altay, şunları dile getirdi: "Anayasa'nın başlangıcını ve ilk üç maddesini okuduğumuzda bu ülkenin laik bir ülke olduğunu, laikliğin devletin temel niteliklerinden biri olduğunu görürüz. Devlet, dini konularda ve etnik konularda kördür, sağırdır, dilsizdir. Dolayısı ile kamusal alanda hizmet alan her yurttaşımızın özgürce, dilediği gibi türban takması, başörtü takması gayet normaldir, demokratik haklarıdır. Ama devlet adına hizmet veren kamu kurumlarında hizmeti verenlerin dinsel sembol, simge, ifade takamayacakları çok açıktır. Hele hele yasama organında böyle bir manzaranın gerçekleşmesi olağan değildir, doğru değildir. Ama şunu sormak isterim, madem hiçbir yasal ve anayasal engel yok idi ise 11 senedir nerede idiniz?"

SURİYE'YE OLASI MÜDAHALE

Başka bir gazetecinin, "Suriye'nin karışılık veririz açıklamasına, Başbakan Erdoğan da 'biz de hazırız' diye yanıt verdi. Değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Altay, "Türkiye olarak bize her kim ki saldırırsa elbette Türkiye bunlara hazırdır. Türkiye büyük bir ülkedir, büyük bir devlettir. Ama Sayın Başbakan'a o zaman bir teklif yapalım. Sayın Başbakan öyle bir saldırı olursa hazırız diyor. Tamam ben de hazırım. Yaşım 50, onun çocukları daha genç. Ben de bu sivil elbisemi çıkartır, asker elbisesi giyip savaşmaya and içiyorum ama çocuklarını da yanımda istiyorum. Öyle zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir türküsü boşuna söylenmemiş." cevabını verdi.

"DÖRT YANLIŞ BAKANIN YAPTIKLARI DA BİR DOĞRU EDEBİLSEYDİ"

Altay, yeni orta öğretime geçiş sistemini de eleştirdi. AKP iktidarının ortaöğretime geçiş sisteminde beşinci kez değişiklik yaptığını söyleyen Altay, "Ne tesadüf ki AKP hükümetleri bugüne kadar 5 milli eğitim bakanı değiştirdiler. Beş tane de orta öğretime geçiş sistemini uygulamaya koydular. Yeni sistemde, dört yanlış bir doğruyu götürmüyor şeyi var. Dört yanlış bakanın yaptıkları da bir doğru edebilseydi diye düşünüyorum." diye konuştu.