'Demokraside, kendisine uzak olanlar da dışlanmaz'

Zaman'ın haberine göre; Demokrasilerde yönetimin, kendisine yakın olanlara teslim olmadığı gibi, uzak olanları da dışlamayacağını söyledi. Alkan şöyle konuştu: “Demokrasinin, belki de en güçlü olduğu yönü, farklı düşünceleri barındırmasıdır. Bu aynı zamanda onun risk potansiyelini oluşturur. Ancak bu risk potansiyeli, kendisini koruma saikiyle başvurulacak otoriter yöntemleri meşru hale getirmez. Demokrasi siyasi tercihe, siyasi rızaya ve siyasi tahammüle dayanır.”

Yargıtay Birinci Başkanı Ali Alkan, adli yılı açılış konuşmasında toplumsal birliktelik, birlikte yaşama, demokrasi ve ifade özgürlüğünün önemi üzerinde durdu. Demokrasinin özünde temel hak, özgürlükler ile çoğulculuk ve hukukun üstünlüğü ilkesinin olduğuna dikkat çeken Alkan, “Demokrasinin, belki de en güçlü olduğu yönü, farklı düşünceleri içinde barındırmasıdır. Bu aynı zamanda onun risk potansiyelini oluşturur. Demokrasi siyasi tercihe, siyasi rızaya ve siyasi tahammüle dayanır.” dedi.

Bireylerin özgür düşünebilmesinin esas olduğunu belirten Alkan, bunun hayata geçirilebilmesinin temel hak, din ve vicdan özgürlüğüyle mümkün olacağının altını çizdi. Demokrasilerde ‘uzaktaki-yakındaki’ ayrımı olmaması gerektiğini vurgulayan Alkan, “Temel hak ve özgürlüklerin güvenceye alınması bakımından uzaktakiler-yakındakiler ayrımı asla akla gelmemelidir. Demokratik toplumda; kişiler arasında, kişilerle devlet kurumları arasında, devlet kurumlarının kendi aralarında ve hatta devletin diğer devletlerle olan ilişkileri, ‘devlet kuramı’ esasına uygun biçimde, denetime açık ve hukuk kurallarına bağlı olarak yürütülür.” şeklinde konuştu.

Son yıllarda dünyada ve Türkiye’de şiddet ve nefret söyleminin giderek arttığını kaydeden Alkan, başka düşünce ve kanaate tahammülü olmayan, düşmanca ifade yöntemlerinin ifade özgürlüğü talebiyle çeliştiğini anlattı. Irkçılık, şiddete çağrı ve nefret söylemi içeren söz ve davranışların ifade özgürlüğü kapsamına girmediğini bildirdi. Sahip olunan düşüncenin başka insanlara kabul ettirmek için bazen terör yöntemine başvurulduğunu hatırlatan Yargıtay Başkanı, “Amacına cebir ve şiddet kullanmak suretiyle ulaşmayı hedefleyen terörün, herhangi bir hak ve özgürlükle açıklanabilmesi, mazur gösterilmesi mümkün değildir.” görüşünü dile getirdi.

Ayrıca spordan aileye, trafikten hastanelere kadar toplumun pek çok alanında yaşanan şiddete dikkat çeken Alkan, “Bu hususlarda yasal düzenlemeler yapılmak veya yeni müesseseler oluşturulmak suretiyle etkin önlemler alınıyor. Bu olumlu gelişmelere karşılık, sorunun kamuoyunu tatmin edecek ölçüde çözüme kavuşturulduğu söylenemez.” dedi ve bununla ilgili atılacak daha fazla adımın olduğunu kaydetti.

Dosya sayısı 240 binden 150 bine geriledi

Ali Alkan, Yargıtay Hukuk dairelerinde daha önceki yıllarda 240 bine kadar ulaşan derdest dosya sayısında azalma olduğunu da kaydetti. Alkan bu konuda “Temyize gelen dava sayısının her yıl artmasına karşılık 1 Temmuz 2013 tarihi itibarıyla 150 bine gerilemiş durumdadır. Son iki yıla kadar yılda ortalama 550 bin karar verilirken, 2012 yılında bu rakam 930 bine ulaşmıştır.” bilgisini verdi.

Yüce Divan, Yargıtay bünyesine dâhil edilmeli

Bir ceza mahkemesi görevi yürüten Yüce Divan ile ilgili önerilerde bulunan Alkan, Yüce Divan’ın, ceza yargılamasının temel ilkeleri ile soruşturma ve kovuşturma güvencesi açısından, ceza muhakemesi konusunda uzmanlaşmış yüksek hâkimlerden oluşması gerektiğini savundu. “Yargıtay bünyesine dâhil edilmelidir. Ayrıca daha fonksiyonel hale getirilmeli ve Yüce Divan kararlarına karşı etkin yasa yolu ihdas edilmeli.” önerisini getirdi.

2013-2014 Adli Yılı açılışı için JW Marriott Otel’de düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile bazı bakanlar ve Yüksek Yargı üyeleri katıldı.

'Demokraside, kendisine uzak olanlar da dışlanmaz'

Yargıtay Başkanı Ali Alkan, adlî yıl açılış konuşmasında birlikte yaşama, demokrasi ve ifade özgürlüğünün önemi üzerinde durdu.