Dolar

34,8761

Euro

36,7523

Altın

3.038,06

Bist

10.140,82

Rojava'daki savaş Türkiye'ye de yayılacakmış!

PKK/PYD'nin bir süredir başlattığı 'Rojava'da Katliam Var!' kampanyasına KCK da en üst düzeyde destek verdi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-09-01 23:30:18

Rojava'daki savaş Türkiye'ye de yayılacakmış!
PKK/PYD'nin bir süredir başlattığı "Rojava'da Katliam Var!" kampanyasına KCK da en üst düzeyde destek verdi.

KCK Yönetim Kurulu Üyesi Duran Kalkan, PKK televizyonu Stêrk TV'de katıldığı bir programda tehdit dolu açıklamalarda bulunarak "Rojava"da TC destekli "çete"lerin Kürtlere karşı katliamlara giriştiğini iddia ederek bu durumun bir son bulmaması durumunda "çeteleri" ayakta tutan Türkiye hükümeti ve İslamcı çevrelere karşı savaşın Türkiye Kürdistanına yayılacağı tehdidinde bulundu.

İşte Fırat News'in konuyla ilgili yer verdiği haberin tam metni:

KALKAN’DAN ‘ROJAVA’DAKİ SAVAŞ KUZEY’E YAYILIR’ UYARISI

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, Rojava'da Kürtlere saldıran çetelere destek veren Türkiye'yi uyardı. Kalkan, “Eğer Türkiye tutumunu en kısa zamanda değiştirmezse, bilmeli ki Rojava’daki savaş Türkiye’deki savaş olur” dedi. Çözüm süreciyle ilgili de Kalkan, AKP’nin Newroz’dan bu yana ciddi bir demokratikleşme paketini bile açıklamadığına dikkat çekerek, "AKP gerekli tutumu göstermezse, elbette ki gerilla kendi çaresini ortaya koyacaktır" diye konuştu.

Sterk TV’de Cuma akşamı yayınlanan Sela Sor programında Kalkan, 1 Eylül itibariyle AKP Hükümeti’nin Kürt sorununun demokratik siyasal çözümünün önünü açacak bir demokrasi paketi ortaya koymazsa, bunun “demokratik siyasi çözüm süreci gelişmemiş, böyle bir sürecin içine girilememiş olduğuna” işaret edeceğini söyledi.

Kalkan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ve hareketlerinin Newroz’dan bu yana çabasının tümüyle böyle bir sürecin önünün açılması için olduğunu ifade etti.

“Fakat sürecin gelişmesi kuşkusuz sorunların demokratik siyaset temelinde çözüleceği demokratik siyasi mücadelenin yürütüleceği bir ortamın yaratılmasına bağlıydı. Öngörülen planlamaya göre de, 1 Haziran’dan itibaren böyle bir aşamaya, yani ikinci aşamaya geçilmesi gerekiyordu. Fakat bu gerçekleşmedi” diyen Kalkan, Hükümet’in 3 ay geçmesine rağmen ciddi bir demokratikleşme paketini bile ortaya koymadığına dikkat çekti.

‘SİYASET YAPMANIN ZEMİNİ YARATILMADI’

Kalkan devamla şu değerlendirmelerde bulundu:

“Tersine demokratik siyasi mücadele yürütmenin zeminini yaratmadı. Örneğin siyasi tutuklular hala zindanlarda, KCK davaları sürüyor. Sadece siyaset yaptıkları, BDP’ye üye ya da yönetici oldukları için insanlar yıllardır hapislerde tutuluyor ve ağır cezalarla yargılanmaya çalışıyorlar. Hasta tutsaklar içeridedirler. Siyasi eylemlere imkan verilmiyor. Lice’de örneğini gördük. Karakol yapılmasın diyen halka ateş ediliyor. Burası park kalsın diyen insanlara İstanbul’da Taksim’de yapılmadık kalmadı. 5’ten fazla insan katledildi. Binlerce insan yaralandı. Ne kadar tutuklu olduğu belli bile değil. Ortada siyasi mücadele yürütmenin koşulları var mı bu durumda? Yoktur. AKP , ‘Silahlar sussun sorunlar siyaset temelinde çözülsün’ dedi ama siyaset yapmanın zeminini yaratmadı.”

‘PKK DEMOKRATİKLEŞME OLMADAN SİLAH BIRAKACAĞINI KİME SÖYLEDİ?’


Kürt tarafının üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını, AKP Hükümetinin ise, süreci ‘seçim süreci’ olarak ele aldığını belirten Kalkan, “geçen gün Başbakan televizyonda dinlerken, yani neredeyse donakaldık. Ne süreci, diyordu. Süreç seçim sürecidir. Hâlbuki kendileriydi çözüm süreci diyen. Şimdi birçok çevre PKK güçlerini geri çekmedi, PKK silah bırakmadı, diyor. PKK demokratikleşme olmadan demokratikleşme doğrultusunda adımlar atılmadan güçlerini çekeceğini, silah bırakacağını kime söyledi? Nerede söyledi? Nerede herhangi bir taahhüt de bulunulmuş, yoktur tüm bunların hepsi iftiradır suçlamadır. Zamanından önce güçlerini geri çekmeyi başlattı hareketimiz. Hemen 23 Mart’ta ateşkes ilan etti. Daha Önder Apo Newroz çağrısını yapmadan elindeki esirleri bıraktı. Karşılığında bir hasta tutsak bile bırakmadı AKP. Bir de diyorlar PKK sözünü tutmamış. Kimi sözünü tutmadığı iş yapmadığı ortadadır. Mevcut durumda eğer AKP Başbakan Tayyip Erdoğan Ülke Tv ve diğerlerinde konuştuğu gibi düşünüyorsa zaten ortada süreç falan yoktur. Kendisi söyledi, böyle bir sürecin olmadığını. Dolayısıyla eğer Hükümet bir demokratik siyasi çözüm süreci, demokratikleşme süreci yok diyorsa o zaman siyasetin zeminini de zaten ortadan kaldırmış, siyasi mücadele ideolojik mücadele yürümez o durumda tabii ki başka mücadele biçimleri gündeme gelir” şeklinde konuştu.

‘AKP GEREKLİ ADIMLARI ATMAZSA GERİLLA KENDİ ÇARESİNİ ORTAYA KOYAR’


Kalkan, Halk Savunma Merkezi yöneticilerinin, “yeniden savaş pozisyonu almaya, etkili bir biçimde devreye girmeye hazırız” yönündeki görüşlerinin ne anlama geldiği yönündeki soruya da şu yanıtı verdi:

“Gerillanın 23 Mart’tan itibaren ateşkes ilan etmesi, önemli bir gücünün Kuzey’den Medya Savunma Alanları’na geri çekilmesi tüm bunların hepsi Türkiye’nin demokratikleşmesi Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün önünün açılması içindi. Önder Apo’yla İmralı’da yürütülen görüşmelerden bu çıktı; demokratik siyasi çözüm olacak. Önder Apo’nun özgürlüğü gerçekleşecek. Kürt sorunu gerçekleşecek, Türkiye demokratikleşecek diye. Bu gerilla boşuna dağa çıkmadı. İnsanlar boşuna eline silah almadılar. Birilerini canı istedi, çağrı yaptılar, bırakıyoruz demek için değil. Nostalji için değil. Heyecanla bu işi bıraktık demek için değil. Temel sorunlar vardı. Çözüm gerektiriyordu. Yüce amaçlar vardı; özgürlük gibi, kimlik gibi, kurtuluş gibi... Bunları gerçekleştirmek için dünyanın en cesur ve en fedakâr topluluğu olarak örgütlendi, dağa çıktı, silah kuşandı bunun için mücadele etti. Gerilla Kürt Özgürlük kuvvetidir. Gerilla Türkiye demokrasi gücüdür. Türkiye demokratikleşmedikçe Kürdistan özgürleşmedikçe bu gerilla vardır ve her zaman görevini yerine getirmeye hazırdır. Eğer AKP gerekli tutumu göstermezse, Önder Apo’nun ifade ettiği demokratikleşme adımlarını atmazsa demokratik siyaset Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümüne çare bulmazsa, elbette ki gerilla kendi çaresini ortaya koyacaktır. Oturup duracak seyredecek birilerine bakacak, birilerinden medet bekleyecek değil, herkes bu gerçeği iyi bilmeli.”

‘BİRBİRİNE KARŞIT GÜÇLER ROJAVA KONUSUNDA İTTİFAK HALİNDE’

Duran Kalkan programın ikinci bölümünde ise, Rojava’ya dönük saldırılar, arkasındaki güçler, Rojava’daki savaşın Türkiye ve çözüm sürecine etkisini de değerlendirdi.

“Türkiye çete üyelerini beslemeye devam ederse Rojava Kürtlerinin tutumu da bütün Kürtlerin tutumu da değişir. Eğer Türkiye tutumunu en kısa zamanda değiştirmezse, bilmeli ki Rojava’daki savaş Türkiye’deki savaş da olur” uyarasında bulundu.
Kalkan’ın Rojava’yla ilgili değerlendirmeleri şöyle:

“Rojava Kürdistan halkına saldırı yürüten güçlerin arkasında olan güçler var. Bu güçler öyle ki bölgede, dünyada birbirine en karşıt olduğunu söyleyen güçler aynı zamanda. Fakat Rojava Kürdistan halkına, Rojava özgürlük devrimine saldırı gündeme gelince hepsi birleşmiş durumdalar. Fiilen de birlik halindeler. Resmen de gizliden görüşme halinde bir kısmı, ilişki-ittifak içindeler. Bu güçler Kürt halkının özgür iradesini kabul etmek istemiyorlar. Kürt demokrasisinin gelişmesini istemiyorlar. Rojava Kürdistanı’nda bir Kürt statüsü oluşsun istemiyorlar. Buna karşıttırlar, düşmandırlar. Burada bölgenin güçleri de var, küresel güçler de var. ABD’si de, Avrupası da var, Türkiye’si de var, İran’ı da var, Suriye’si de var. Hizbullah’ı da var, El Kaide’ye bağlı örgütler de var. Suriye muhalefeti de işin içinde. Daha bir yıl öncesinden Türk Dışişleri Bakanlığı’nın Hewler konsolosluğuna verdiği bir talimat var. Bu talimata baktığımızda, bugün yaşananlar bir yıl önce Türk Dışişleri Bakanlığı’nın Ahmet Davutoğlu’nun planladıkları oluyor.

‘TÜRKİYE EN BAŞTA BU İŞİN İÇİNDE’


Dolayısıyla Türkiye bu işin en başta işindedir. Bunu herkes iyi görmeli. Kuzey’de Önder Apo’nun çağrısı üzerine, hareketimizin ateşkes ilan etmiş, demokratik siyasi çözüm arayışına girmiş olmasından da yararlanarak çeteleri silahlandırıyor, besliyor, kararlaştırıyor; Rojava Kürdistan halkının özgürlük devriminin özgürlük iradesini imha etmek tasfiye etmek istiyor. Kör değiliz, görüyoruz, herkes görüyor bunu; Rojava halkı çok daha iyi görüyor. Bütün Kürtler, Kürt Özgürlük Hareketi bu gerçekleri net görüyor. Bir defa AKP Hükümeti bunu bilmeli.

‘TÜRKİYE TUTUMUNU DEĞİŞTİRMEZSE SAVAŞ KUZEY’E YAYILIR’


Şimdiye kadar eğer yönetimimiz süreci çok sertleştirmediyse aslında Kuzey’de Önder Apo’nun geliştirdiği demokratik çözüm sürecinin hatırı içindir. Bu süreç sabote olmasın diyeydi. AKP sanmasın ki hiç kimse görmüyor, hiç kimse anlamıyor. Şunu söyleyebilirim; eğer AKP bu tutumunu devam ettirirse çeteleri beslemeye devam eder, çete örgütlerini Türkiye’de beslemeye, toplantılar yaptırıp karar aldırtmaya silahlarla beslemeye devam ederse elbette ki Rojava Kürtlerinin tutumu da değişir. Bütün Kürtlerin tutumu da değişir. Deli değiliz, ahmak değiliz. Rojava halkının katledilmesine, sürgün edilmesine, Rojava’nın boşaltılmasına insansızlaştırılmasına göz yumacak değiliz. Hiçbir Kürt de göz yummaz. Dolayısıyla Türkiye’nin böyle bir oyun oynamasına daha fazla müsamahalı, seyirci kimse kalınamaz. Eğer Türkiye tutumunu en kısa zamanda değiştirmezse, bilmeli ki Rojava’daki savaş Türkiye’deki savaş da olur. Ben kimseyi tehdit etmek istemiyorum ama savaş kuşkusuz Cizire ile, Halep’le, Afrin’le sınırlı kalmaz. Eğer, orada sürdürülmesinde ısrar edilirse bunun bütün Kürdistan’a Kuzey’e yayılacağını herkes görmeli. Buna göre tutum almalı. “

EL KAİDE AÇIKLAMA YAPSIN


Rojava’da Kürtlere saldıran çetelerin El Kaide’ye bağlı gruplar olarak kendilerini tanımladıklarını hatırlatan Kalkan, El Kaide’ye de bu saldırılara evet deyip demediği, Kürtlere saldırılara onay verip vermediği konusunda açıklama yapmaya çağırdı:

“El Kaide’ye bağlı bir grup bu saldırıları yürütüyor. Hareketimizin benim bildiğim kadarıyla El Kaide’yle bir savaş kararı yoktur. Hiçbir Kürdün yok. Dört parça Kürdistan’da mevcut konumda El Kaide ile bir çatışma pozisyonunda değil. Peki El Kaide kendisine bağlı bir örgütü hem de en masum Müslüman bir topluma 3 milyonluk mazlum Kürt toplumuna niye saldırtıyor? Böyle bir grup kendi bilgisi dışında saldırıyor ise niye önlemiyor, izin veriyor. Aslında bu konuda El Kaide’nin bir açıklama yapması gerekiyor. Kürtler 4 parça ve yurtdışındaki Kürtler El Kaide yönetiminden açıklama bekliyorlar. Bu saldırılara evet diyor mu, destekliyor mu? Mazlum Kürt halkının katledilmesine, Kürdistan’dan Derik’ten Qamişlo’dan sürgün edilmesine katılıyor mu evet diyor mu demiyor mu, bilelim. Eğer düşmanlık yapıyorlarsa açık yapsınlar. Niye düşmanlık yaptıklarını da tabii ifade etsinler. Yok öyle değilse, bu durumun önüne geçmeliler. Herkes bu güçlerden bir tutum bekliyor. Eğer yapmazlarsa o zaman demek ki bilinçli, planlı, örgütlü bu işi yapıyorlar anlamına gelir. O zaman Kürtlerin tutumu da buna göre gelişir ki, bunun El Kaide’nin çıkarına olacağını ben sanmıyorum.”

Haber Ara