Dolar

35,4856

Euro

36,4774

Altın

3.091,70

Bist

9.977,94

Suriye’de kritik bekleyiş...

21 Ağustos’taki son kimyasal saldırının ardından Suriye’de rejim hedeflerinin vurulması ihtimali gündemdeki yerini koruyor.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-31 02:14:09

Suriye’de kritik bekleyiş...

Zaman'da yer alan habere göre; İngiltere’de David Cameron hükümetinin tezkere talebi reddedilmiş olsa da, süresi ve kapsamı sınırlı olarak planlanan bir operasyonun ABD öncülüğünde yine de gerçekleştirilmesi bekleniyor. Fransa, İngiltere’nin aksine müdahaleyi halen destekliyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de dün “eşkıya” ve “katil” diye çıkıştığı rejim lideri Beşşar Esed’in cezalandırılmamasının İran, K.Kore ve Hizbullah’ı cesaretlendireceğini söyleyerek kesin müdahale sinyali verdi. Şam’da incelemeler yapan BM kimyasal saldırı denetçilerinin de bugün ülkeden ayrılıyor olması, harekâtın artık an meselesi olduğunu düşündürtüyor.

ABD’nin yüzlerce masum sivilin hayatını kaybettiği son kimyasal saldırı sonrasında Suriye rejimini cezalandırıcı bir adım atması, her şeyden önce dünya genelinde özellikle de kendi çıkarlarını tehdit eden politikalar üreten devletler karşısında bir süper güç olarak caydırıcılığını muhafaza etmek istemesine bağlı. Başkan Barack Obama’nın “kırmızı çizgi” ilan ettiği kimyasal silah kullanımı karşısında sessiz kalınması ABD için itibar kaybettirici ve Suriye özelinde Beşşar Esed rejimi için de bundan sonraki benzer katliamlar için cesaretlendirici olacaktır. Obama, bunun olmasını istemediğini açık bir şekilde ifade ediyor.

Ayrıca ABD için, ‘Ortadoğu’ dendiğinde güvenliğinin temini öncelikler listesinin en başında yer alan İsrail’den de en yüksek ağızdan zımnen de olsa Esed rejimine müdahale çağrıları yapılması en hafif ifadeyle böylesi bir operasyona girişilmesi için teşvik edici, kolaylaştırıcı bir rol oynuyor.

Operasyon ne kadar zor?

Bunların dışında, muhtemel bir operasyonun ABD’nin yakın geçmişte giriştiği Afganistan ve Irak işgallerine, hatta NATO ile birlikte yürütülen Kosova ve Bosna müdahalelerine dahi nispeten çok küçük ölçekli ve kısa süreli olacağı yönündeki kulis bilgileri ve açıklamalar, Suriye harekâtının ABD için askeri açıdan kolaylıkla icra edilebilecek bir girişim olduğunu gösteriyor. Obama yönetimi de özellikle yanlış bir istihbarata dayanılarak yapılan ve savaşın sivil halka yaşattığı büyük acıların yanında müttefik güçlere de ağır kayıplar yaşatan Irak işgali benzetmelerine şiddetle karşı çıkıyor. Ülke kamuoyuna, Suriye müdahalesinin, 2003 Irak işgalinin aksine rejimi değiştirmeyi hedeflemeyeceği ve zaten yaşanmış bir kimyasal silahlı saldırı nedeniyle yapılmasının planlandığı anlatılıyor.

ABD basınında çıkan, operasyonun büyük oranda Suriye içerisinde yaklaşık 50 hedefe toplamda 100-150 kadar Tomahawk ‘cruise’ (seyir) füzesi fırlatılmasıyla kalacağı yönündeki, güvenlik yetkililerine dayandırılan haberler de, ABD’nin Suriye civarındaki askeri gücü ile karşılaştırıldığında operasyonun çok zaman almayacağını ortaya koyuyor.

Son ek sevkiyatlarla birlikte ABD’nin şu an Doğu Akdeniz’de 5 savaş gemisi bulunuyor. Bu gemilerin her biri yalnızca bu füzelerle donatıldığında 90 ila 96 arasında Tomahawk füzesi taşıyabiliyor. Bu füzeler 1600 km mesafeden, hedefi 5 metrelik sapmalarla vurabiliyor. Savaş gemilerine ek olarak ABD’nin bir ya da birkaç denizaltısını da bölgeye sevk etmiş olabileceği konuşuluyor. Ülke donanmasının toplamda Tomahawk füzeleri fırlatabilen 58 denizaltısı bulunuyor. ABD, bu denizaltıların nerede tutulduklarına/görev yaptıklarına dair bilgileri kamuoyu ile paylaşmıyor. Muhtemel bir operasyonda, ABD’nin bölgedeki hava üslerinden ya da halen Umman açıklarında bulunan USS Harry S.Truman uçak gemisinden kalkacak savaş jetleriyle Suriye hava sahasına dahi girmeden tespit edilen hedefleri yine benzer ‘cruise’ füzeleri ile vurma imkânı da bulunuyor.

Ne zaman başlar?

ABD’nin askeri açıdan tek başına da kolaylıkla icra edebileceği bir Suriye müdahalesi için müttefiklerinin desteğini de kazanmaya çalışması bu harekât için oluşabilecek uluslararası meşruiyet sorununu çözmeyi amaçlıyor. İngiltere’nin önceki gün yapılan Avam Kamarası oylaması sonrasında operasyona katılmayacağını açıklaması pek tabii bu açıdan ABD için moral bozucu. Ancak bir diğer Batılı güç Fransa’nın desteği halen Obama’nın yanında. Nitekim Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande bu bağlamda İngiltere’nin aldığı kararın kendilerinin müdahale iradelerini etkilemeyeceğini açıklamış bulunuyor.

Fransa’nın da sürpriz bir şekilde İngiltere’nin yolunu takip etmesi durumunda dahi ABD’nin tek başına da olsa bu operasyona girişebileceğini söylemek de zor değil zira bu ülkelerin operasyona katılma ya da dışında kalma kararları Washington açısından işin en başında yapılan hesaplamayı değiştirmiyor. ABD’nin bizzat Obama’nın Suriye’deki kimyasal silah saldırısının sorumlusunun rejim olduğunu açıklamasından sonra operasyon dışında bir yol takip etmesi güçlü bir ihtimal değil. ABD başkanının, Cameron gibi Parlamento’nun çelmesine takılması da zayıf ihtimal çünkü Kongre’de de müdahaleye bir oylama yapılmaksızın uzaktan destek havası hakim.

Esed’in konvansiyonel yollarla karşılık vermeyerek yalnızca bitmesini bekleyeceği ve ancak sonrasında mücadele için bir strateji bina ettiği birkaç günlük sınırlı bir harekâtın bugünden itibaren herhangi bir an başlaması sürpriz olmayacaktır. Sivil can kayıplarını minimize etmek adına başlangıç için gece saatlerinin tercih edileceği düşünülen operasyona dair kritik günlere girmiş bulunuyoruz.

FRANÇOIS HOLLANDE Fransa Cumhurbaşkanı - İngiltere’nin kararı müdahale irademizi etkilemez

“Şam’ın kimyasal katliamı cezasız kalamaz. Bütün seçenekler masada. Fransa, orantı ve güçlü hamle istiyor. Bunu meşrulaştıracak bütün unsurları görmeden karar vermeyeceğim. Fransa adına bir taahhütte bulunduğumda da hükümet bunun araçları ve hedefleri hakkında (meclis’e) bilgilendirme yapacak.”

CHUCK HAGEL ABD Savunma Bakanı - Müttefiklerimizle görüşmeye devam edeceğiz

“Alınacak kararın, bir uluslararası işbirliği ve çaba olması Başkan Obama’nın ve hükümetimizin amacıdır. Yaklaşımımız, beraber hareket edecek uluslararası koalisyon sağlamayı sürdürmek. Kimyasal silah kullanımı konusunda bazı ülkelerin kamuoyuna açık bir şekilde ifade ettikleri pozisyonları ortada.”

DAVID CAMERON İngiltere Başbakanı - Barack Obama’dan özür dilememe gerek yok

“Açık bir şekilde parlamento, müdahaleyi istemiyor. Ben de buna uygun hareket edeceğim. Bunu Amerikan kamuoyu, halkı ve Başkan Obama’nın anlayışla karşılayacağını düşünüyorum. Oylama sonrasında kendisiyle konuşmadım, yakında görüşmeyi umuyorum ancak özür dilememi gerektirir bir husus olduğunu zannetmiyorum.”

AHMED el CERBE Suriye Milli Moalisyonu Başkanı - Beşşar Esed rejimine müdahale ahlaki bir sorumluluktur

“İngiltere’nin operasyon dışında kalma kararı benim için sürpriz olmadı. Bu diğer müttefikleri müdahaleden vazgeçirmeye yeterli değil. Beşşar Esed rejimine yapılması düşünülen müdahale ahlaki bir sorumluluktur. Gerçekleşmesi halinde bu operasyon rejimin önemli bir kısmını felç edebilir ve bizim de moralimizi artırır.”

Haber Ara