Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Cemil Bayık'tan Barzani yönetimine sert eleştiriler

Cemil Bayık, Rojava'da yaşananlar konusunda Barzani yönetimini sert bir dille eleştirdi. PYD'ye yönelik eleştirilere ise 'Bir savaşanlar var, bir de Hewler'de (Erbil) oturanlar' diye tepki gösterdi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-28 16:51:34

Cemil Bayık'tan Barzani yönetimine sert eleştiriler

Mahmut Hamsici / BBC Türkçe, Kandil


Kandil'de konuştuğumuz Cemil Bayık, Rojava'da yaşananlar konusunda ise Barzani yönetimini sert bir dille eleştirdi. PYD'ye yönelik eleştirilere ise 'Bir savaşanlar var bir de Hewler'de (Erbil) oturanlar' diye tepki gösterdi.

KCK Eş Başkanı Cemil Bayık'la Kandil dağında gerçekleştirdiğimiz söyleşide, Suriye'nin kuzeyinde Rojava olarak bilinen bölgede yaşanan gelişmeler ve bu nedenle bölgedeki farklı Kürt siyasi hareketleri arasında yaşanan gerilimler önemli yer tuttu.

PYD (Demokratik Birlik Partisi) başta olmak üzere Kürt grupların yaklaşık bir seneden bu yana, Rojava'da fiili bir özerklik kurma çabaları Türkiye kamuoyu tarafından dikkatle takip ediliyor.

Son dönemde PYD'ye bağlı YPG (Halk Savunma Birlikleri) ile El Nusra Cephesi'nin de aralarında bulunduğu radikal İslamcı gruplar arasında yoğunlaşan çatışmalar, Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinin hemen karşısındaki Suriye kasabası Rasulayn'ın Kürt grupların denetimine geçmesi ve PYD lideri Salih Müslim'in Türkiye'yle doğrudan temaslara başlaması, Rojava'ya ilgiyi iyiden iyiye artırmış durumda.

Türkiye kamuoyunda PYD'nin PKK demek olduğu yönünde bir algı bulunuyor. Türk medyasında ise, PKK'nın Kandil'den birçok militanını Rojava'ya gönderdiği yönünde çıkan haberlerin sayısı hiç az değil.


'PKK, Rojava'ya kendi iradesini dayatmaz'

Cemil Bayık öncelikle bu algıyı da, bu haberleri de doğru bulmadığını söylüyor.

Bayık, Rojava'daki savaşı PKK'lıların yürüttüğü iddialarını reddediyor ve "Rojava halkı kendine yeten bir halktır. İstediği kadar da savaşçı yaratabilir" diyor.

Bu konuyu konuşurken Bayık'ın en sık kullandığı kelimeler 'irade' ve 'saygı' oluyor.

Bayık, PKK'nın, Rojava'daki Kürtlerin siyasi çabalarını çok anlamlı bulduğunu, Rojavalıların bütün Orta Doğu'daki demokrasi ve özgürlük güçleri adına direndiğini, bunun görkemli bir direniş olduğunu söylüyor ve ekliyor:

"Hiç kimse, PKK dahil, kendi iradesini Rojava halkının iradesinin yerine geçiremez. Geçirmeye kalkarsa da Rojava halkının ve oradaki siyasi partilerin bunu kabul etmeyeceğini düşünüyorum."


Barzani yönetimine eleştiri

Bayık, sohbetin bu noktasında, Rojava'daki siyasi güçlere kendilerinin dayatmada bulunmadığını, başkalarının da bulunmaması gerektiğini vurguluyor:

"PKK, kendi iradesini dayatmadığı gibi hiç kimsenin de iradesini dayatmasını istemiyor, onu da doğru görmüyor. Dışarıdaki güçler iradelerini dayatmaya kalkarsa bunu teşhir eder, bunun karşısında durur. Hiç kimse oradaki halkın iradesini belirleyemez."

Bayık bu örtülü eleştirel sözlerinin hedefinde bölgedeki diğer Kürt siyasi gruplar ve asıl olarak da Mesut Barzani'nin liderliğindeki KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) var.

Rojava'daki halkın askeri saldırılar ve ekonomik kuşatmalarla karşı karşıya olduğunu söyleyen Bayık "Bu halk; bu kuşatmalar, bu saldırılar, bu ambargolar altında kendi iradesine, geleceğine, değerlerine, özgürlüğüne sahip çıkıyor. Bundan daha iyi bir şey olamaz. Buna destek olunması gerekiyor, bunu boğmamak gerekiyor" diyor.


PYD diğer grupları dışlıyor mu?

KDP'ye yakın kaynaklar son dönemde sürekli olarak PYD'nin Rojava'daki siyasi süreci domine ettiğini, diğer Kürt grupların anti-demokratik bir biçimde dışlandığını iddia ediyor.

Madem Rojava'daki tüm bir halkın mücadelesinden bahsediliyor, o halde neden sadece birçok siyasi grubun içinde sadece PYD'den bahsediliyor?

Bayık'tan itiraz geliyor.

PYD-YPG'nin Rojava'da mücadele eden en büyük grup olduğunu, direndiğini, halkını koruduğunu ve kayıp verdiğini söyledikten sonra "Mücadele eden başka partiler de var" diye ekliyor.

"PYD'yle birlikte hareket eden çeşitli güçler var. Örneğin Kürt Sol Partisi var. Demokrat Parti var. Yine Sol Parti'den ayrılan, kendini sosyalist gören bir parti daha var. Öyle sadece PYD yok. PYD dışında da partiler var ve onlar birlikte hareket ediyorlar."

Cemil Bayık, PYD hakkındaki 'diktatörlük kurduğu, başkalarının çalışmasına izin vermediği' suçlamalarına, PYD'nin bu bahsettiği partilerle birlikte çalıştığını, bunların "kara propaganda" olduğunu söyleyerek yanıt veriyor.


'Bir savaşanlar var bir de Hewler'de (Erbil) oturanlar'

KCK lideri PYD'yi suçlayanlara karşı sözünü sakınmıyor: "Bir bunlar var bir de Hewler'de kalan (Erbil), televizyonlarda PYD'yi eleştiren güçler var. El Nusra sivil halka saldırıyor, insanları kesiyor. Peki bunlar buna karşı ne yapıyor? Savaştıkları, bir şehit verdikleri var mı?"

PYD ile ilgili hem bazı Kürt gruplar hem de Suriyeli muhalif gruplar tarafından dillendirilen eleştirilerden biri de Suriye'deki Beşar Esad yönetimiyle işbirliği yaptığı yönünde.

Buna kanıt olarak PYD ile Suriye ordusu arasında yoğun çatışmaların yaşanmaması gösteriliyor.


‘Savaşın kaderini Rojava Kürtleri tayin edecek’

Bayık'a göre bu da bir kara propagandanın parçası. Sürdürüyor Bayık: "PYD’yi benimsersin, benimsemezsin. Ama PYD bugün hem muhalefetle çatışıyor hem devletle çatışıyor, hem muhalefet üstüne geliyor hem devlet geliyor."

İddia ettiği üzere PYD'nin iki tarafın da saldırısına maruz kalmasını ise şöyle açıklıyor:

"Neden rejim vuruyor PYD’yi, neden El Nusra vuruyor PYD’yi? Çünkü savaşın kaderini Rojava Kürtleri, PYD tayin edecek de ondan. Kürtler her hangi birinin yanında yer almayınca ne muhalefet ne rejim başarılı olabilir. Olamadığı da açık. Çabaları Kürtleri kendi yanına çekmektir. Bu saldırılarla kendi yanlarına çekmeye çalışıyorlar. Dikkat edilirse onlar da üçüncü çizgide ısrar ediyor."


'Suriye'de sorunlar savaşla çözülemez'

Bayık, Suriye’de sorunların savaşla çözülemeyeceğini söylüyor ve ekliyor: "Ancak diyalog ve müzakereyle, demokratik yöntemlerle sorunlar çözülür. Savaşla çözülmeyeceği ortaya çıkmıştır. Onun sonucunda Cenevre konferansı gündeme gelmiştir. Cenevre, sorunların ancak diyalog ve müzakereyle çözüleceğini ifade ediyor. Bu, Kürtlerin politikalarının ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Ne rejim ne muhalefet çizgisi Kürtlerin sorununu çözebilir."


‘Demokratik ulus esası’

"Suriye'de sorunlar ancak diyalog ve müzakereyle, demokratik yöntemlerle sorunlar çözülür."

Bayık, Suriye'de demokratik bir birliğin kurulması gerektiğini söylüyor: "Suriye artık eskisi gibi de olamaz. Suriye’deki demokrasi güçlerinin güçlerini birleştirmeleri gerekiyor. Demokratik Suriye birliğini hedefleyen bir örgütlenmeyi geliştirmeleri gerekiyor. Suriye'deki bütün halkların, kültürlerin, dinlerin bu birliktelikte yer alması gerekiyor. Suriye’de artık ulus devlette ısrar etmemeleri gerekir. Demokratik ulusu esas almaları gerekiyor. Demokratik ulus demek, herkesin kendi kimliğiyle, değerleriyle kendisini özgürce örgütlemesi ve diğer güçlere karşı sorumluluk duyması, sorumluluklarını yerine getirmesidir. Yeni Suriye’nin bu şekilde şekillenmesi gerekiyor."

Bayık, El Nusra Cephesi gibi grupların da özünde ulus devleti esas aldığını söylüyor: "Dikkat edilirse El Nusra Cephesi ulus devleti esas alıyor ama bunu ümmet adı altına yapıyor. Yani hiç bir halk yok, herkes Müslüman olacak. Orada Hristiyan var nasıl Müslüman olacak? Orada Dürzi var nasıl Müslüman olacak? Süryani var, Ermeni var ve de Sünniler içinde Müslüman olup da El Nusra Cephesi’ni, El Kaide’yi kabul etmeyenler var."


Erbil yönetimine ambargo eleştirisi

Bayık'a göre Rojava'nın, çatışmalar dışındaki en büyük sorunu ekonomik sorunlar.

Cemil Bayık bu durumu, "Güney Kürdistan Yönetimi" olarak tanımladığı Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin uyguladığını iddia ettiği ambargoya bağlıyor.

"Rojava üzerinde Türkiye, El Nusra Cephesi ambargolar geliştirebilir. Bunun bir izahı da vardır. Yine diyelim İran orada ambargonun sürmesini isteyebilir. Bunu da anlayabilirsiniz. Ama Güney Kürdistan hükümetinin de bu ambargoya katılmasına anlam veremezsiniz. Kürdistan hükümeti ambargoyu derhal kaldırmalıdır. Bu, Kürtleri güçlendirir, bu Kürtleri uluslararası alanda itibarlı kılar. Aksi takdirde zarar verir, ulusal birliğe, yine oradaki mücadeleye zarar verir, bunun izahı olamaz, tarih önünde kimse bunun hesabını veremez" diyor Bayık.

Bayık, Rojava'dan Irak Kürdistanı'na yönelik son büyük göç dalgasına da bahsettiği ambargonun neden olduğunu belirtiyor ve "Rojava ekonomik olarak çökertiliyor. Saldırılarda insanların boğazı kesiliyor. Açlık ve korkuyla insanların göç ettirilmesi isteniyor." diyor.

Irak Kürdistanı PYD'yi mi hedefe koydu?

"Güney’den (Irak Kürdistanı) Rojava’ya tek bir kilo şeker bile geçirilmiyor."

Ama bu göç Rojava ve Irak Kürdistanı arasındaki kapının açık olduğunu göstermiyor mu?

"Doğru sınır kapısı açık" diyor ve devam ediyor: "Ama nasıl açık? Rojava’dan halkın Güney’e gelmesi için açık. Oranın boşaltılması için açık. Buradan halkın oraya gitmesi için kapalıdır. Buradan yine Rojava’ya erzak, eşya gitmesine kapalıdır, ticaretin yapılması için kapalıdır. Sorun ambargonun kaldırılmasıdır. Güney’den Rojava’ya tek bir kilo şeker bile geçirilmiyor."

"Peki sizce bu, PYD'ye karşı mı yapılıyor?" sorumuzaysa Bayık şu cevabı veriyor:

"Bunu onlara sormak lazım. Ama öyleyse bu PYD’yi zayıf düşürmez daha da güçlendirir çünkü PYD orada direniyor. Herkes en zor günde PYD’nin direndiğini görür ve PYD’ye destek olur."


SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara