&">
    &">
    &">
    &">

Dolar

34,8957

Euro

36,7264

Altın

3.010,52

Bist

10.058,63

'Mısır halkı ümmetin yeniden dirilişine vesile oldu'

Anadolu Platformu Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Özhazar, Mısır halkının ümmetin yeniden dirilişine vesile olduğunu belirterek, "İslam dünyasında ölü toprağı vardı. Ümmetin korları üzerindeki külleri üflediler." dedi.

    &

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-24 14:13:47

'Mısır halkı ümmetin yeniden dirilişine vesile oldu'
Anadolu Platformu Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Özhazar, Mısır halkının ümmetin yeniden dirilişine vesile olduğunu belirterek, "İslam dünyasında ölü toprağı vardı. Ümmetin korları üzerindeki külleri üflediler." dedi.

        Anadolu Platformu tarafından '8. Anadolu Buluşmaları' kapsamında Sakarya'nın Akyazı ilçesindeki bir otelde düzenlenen 'Değişen Dünya ve İslam' sempozyumunda 'Yeni Dünya ve Türkiye'de İslam' ile 'Değişen Dünyada Gelecek Aile Sorunları ve İslami Çözümler' konuları ele alındı.

        'Değişen Dünyada ve Türkiye'de İslam' başlıklı konuşma yapan Anadolu Platformu Yönetim Kurulu üyesi yazar Hüseyin Özhazar, tarihin akışını şekillendiren coğrafyalar olan Anadolu, Mezopotamya ve Mısır'da, İslam devriminin kısa zamanda insanlığı etkilediğini ifade etti.

        Bugünkü İslam coğrafyasının Hz. Ömer döneminde şekillendiğini kaydeden Özhazar, İslam'ın insanlık birikimini harmanladığını, İslam ile insanlığın yeni bir evreye girdiğini belirtti. Özhazar "1946 yılından beri İslam dünyası acı yaşıyor. 20. yüzyılda batı dünyası hâkimiyetini genişletti ancak 21. yüzyılda batı egemenliği sona erecek." diye konuştu.

        Mısır halkının ümmetin yeniden dirilişine vesile olduğunu vurgulayan Özhazar, şöyle devam etti: "İslam dünyasında ölü toprağı vardı. Ümmetin korları üzerindeki külleri üflediler. 'Gayemiz Allah, önderimiz Resulullah, düsturumuz Kur'an, yolumuz cihat, en büyük arzumuz Allah yolunda şahadettir.' diyen insanlar, sivil direnişin ne olduğunu, nasıl olacağını tüm dünyaya gösterdiler."

        İslam'ın adalet ve merhametinin zalim yönetimleri ortadan kaldırdığını dile getiren Özhazar, "Dünya insanlığın birikimiyle Müslümanlar aracılığıyla tanıştı. Karanlık Müslümanlarla ortadan kalkmaya başladı. Bizim tarihimizde bir karanlık yok. Ortaçağ karanlığı bizim değil, Avrupa'nın karanlığı. Yüzyıl önce yapılan gizli anlaşmalarla İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya İslam coğrafyasını aralarında paylaştılar. Bu topraklar üzerinde gecekondu devletler kurdular. Kurdukları gayri meşru devletleri İslam coğrafyasına musallat ettiler. Dünyanın problemli bölgelerine bakın. Kanın, gözyaşının, acının, sefaletin olduğu yerlerin İslam coğrafyasında olduğunu görürsünüz. Her gün İslam topraklarında bombalar patlamakta. İnsanların bu coğrafyada bir hayvan kadar değeri yok. Bugün insanlık için tek alternatif var o da İslam'dır. Hz. Ömer'in çıkışı gibi bir çıkış yaparsak, onların hesaplarını altüst ederiz. İşte onlar bundan korkuyorlar." ifadesini kullandı.

        "İSLAM COĞRAFYASI YEPYENİ BİR SÜRECİN İÇİNDE"

        Müslümanların yepyeni bir sürecin içinde olduğunu kaydeden Özhazar, şöyle konuştu: "Üzerimize çok büyük sorumluluklar düşüyor. Tarihteki en büyük değişim ve gelişim süreçleri büyük kaosların, acı ve gözyaşların ardından yaşanmıştır. Bugün İslam coğrafyasında yaşanan acı ve gözyaşının ardından Müslümanlık dünya üzerinde daha güçlü ve etkili olacaktır."

        AİLE SORUNLARI VE İSLAMİ ÇÖZÜMLER

'Değişen Dünyada Gelecek: Aile Sorunları ve İslami Çözümler' başlıklı bir sunum yapan Prof. Dr. Ayşen Gürcan ise hızlı değişim sürecinden etkilenen kurumların başında aile kurumunun geldiğini söyledi. Televizyonda yer alan dizilerin sosyal ahlakı önemli ölçüde bozduğunu vurgulayan Gürcan, "Nikahsız birliktelik ve gayri meşru çocuk temalı diziler aile yapımıza zarar vermekte, aileler, özellikle gençler bu dizilerden etkilenmekte. Yapılan araştırmalarda bu çok net bir şekilde ortaya konuluyor. Nikahsız yaşamayı normal karşılayan lise ve yüksek okul öğrencileri anketlerin ilk sırasında yer alıyor. Toplumda bir ahlak çöküşü var." şeklinde konuştu.

        Boşanmaların nedenleri ve yapısal sorunlara değinen Prof. Dr. Gürcan, geçmişle bugünkü aile yapısını değerlendirdi. Gürcan, konuyla ilgili şunları kaydetti: "Bugün biz yerine ben olgusu ön planda. Geçmişte hiyerarşik yapı vardı, bugün yatay (eşitlik örgülü) yapı, geçmişte cinse dayalı erklik vardı, bugün duruma dayalı erklik var. Geçmişte net iş bölümü vardı, bugün karmaşık iş bölümü. Geçmişte kutsallar için yaşam vardı, bugün refah için yaşam var. Geçmişte otoriteryan itaat vardı, bugün ben için isyan, geçmişte sosyal destekli ama sınırlı yaşam vardı, bugün yalnız ve özgür yaşam öne çıkıyor."

        Öte yandan sempozyumun yarınki kapanış programına Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da katılacağı belirtildi.
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara