Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İşte Esed'in yeni hedefi!

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Esed’in Şam’ı muhalif hareketten tamamen temizlemek için kimyasal katliamı gerçekleştirmiş olabileceğini söyledi. Davutoğlu, saldırının muhaliflerce yapıldığını iddia edenlere “Muhalefet Şam’da tutunmaya çalışıyor. Kendi kontrol ettiği yeri bombalayıp, kendisine yakın insanları yok edip ne elde edecek?” diye sordu.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-23 02:21:03

İşte Esed'in yeni hedefi!

Zaman'da yer alan habere göre ; Esed güçlerinin, Şam’ın Guta bölgesinde yaptığı kan donduran kimyasal katliamla Suriye’de kırmızı çizgilerin aşıldığını belirten Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, rejimin bu yola iki ihtimalle başvurmuş olabileceğini söyledi. Almanya temaslarının ardından gazetecilere konuşan Davutoğlu, rejimin, Humus’u temizledikten sonra Şam’ı da süpürüp muhalif hareketi bitirme niyetiyle kimyasal silah kullanmış olabileceğini kaydetti. Diğer ihtimalin ise muhalifleri korkutmak olduğunu, ancak bu kadar tesir doğuracağının hesap edilemediğini ifade etti. Bütün ölümlerin muhaliflerin kontrolündeki bölgede gerçekleştiğine dikkat çeken Davutoğlu, “Muhalefet Şam’da tutunmaya çalışıyor. Kendi kontrol ettiği yeri bombalayıp, kendisine yakın insanları yok edip ne elde edecek?” diye sordu. Katliamın ardından İranlı meslektaşı Cevad Zarif ile yaptığı telefon görüşmesine dair bilgi de veren Bakan, Esed’i destekleyen Tahran’a, “Suriye rejimi ile konuşun, BM heyetinin incelemesine izin versin. Bir terörist grupsa hepimiz onu lanetleyelim ve ne ceza verilecekse verilsin. Eğer bunu muhalefet yapmışsa Türkiye sizden daha sert olacaktır.” mesajı verdiğini anlattı.

Ahmet Davutoğlu, Berlin’de Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’yle yaptığı görüşme sonrası düzenlediği basın toplantısında ise, “Suriye’de bütün kırmızı çizgiler aşıldı. Hâlâ BM Güvenlik Konseyi’nde bir karar almak bile mümkün olmadı.” eleştirisinde bulundu. Uluslararası toplumun Suriye’de caydırıcılığını kaybettiğini belirtti. BM’nin önceki gün yaşananların ardından artık kararsız bir tavır takınamayacağını kaydederek, “Esed rejimi bu saldırının arkasındaysa en şiddetli yaptırımlar uygulanmalı ki bir daha kimse kimyasal silah gibi bir insanlık suçunu işlemeye cesaret gösteremesin. Yine kırmızı çizgiler söyler ve bir şeyler yapmazsak çok daha vahim katliamların peşi gelecektir.” uyarısında bulundu.

DIŞ POLİTİKADA YALNIZ DEĞİLİZ

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Londra yolunda gazetecilere verdiği mülakatta Türkiye’nin dış politikada yalnız kaldığı iddialarını ise reddetti. 2012-2013 döneminde BM’de Türkiye’nin öncülük ettiği 5 oylama olduğunu hatırlatarak, “Örneğin, Filistin’in devlet olarak tanınması oylamasında 138 evet, 9 hayır oyu var. Türkiye mi yalnız kalıyor?” diye sordu. Mısır’daki darbeye tepki konusunda Türkiye’nin ortada kaldığı yönündeki eleştirilere de şu karşılığı verdi: “Ortada kaldığımız hissiyatı içinde değilim… AB’de Danimarka, Hollanda, İtalya, İsveç ve büyük ölçüde Almanya aynen Türkiye’nin pozisyonuna yakın tavır sergilediler. Avrupa’da da yalnız kalmışlık yok. Onlarca bakanla konuştum. Bir tek kişi, ‘Siz, tutumunuzda haksızsınız.’ diye tepki vermedi.”

Davutoğlu, mülakatta 3 Tem-muz’daki darbe öncesi ve sonrası Ankara’nın attığı adımları anlattı: “Türkiye, darbeyi göremedi, Mısır’da hazırlıksız yakalandı.’ dendi. Durumun kontrolünün zorlaştığını görerek Sayın Başbakan’ımız özel mesajla MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı Kahire’ye gönderdi. Bunu o sırada açıklayamazdık ki. ‘Türkiye, darbe dedi, diplomatik inisiyatif almadı.’ diyenler oldu. Darbenin olduğu gün sivil sıfatıyla Amr Musa ile konuşma yaptım. Birkaç ülke ile 7 maddelik plan geliştirdik. (Devrik cumhurbaşkanı Muhammed) Mursi ile konuşma şartı ile Mısır’a gitmek istedim ama olmadı. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Ashton’a da ‘Mursi ile görüşmezseniz darbeye meşruiyet kazandırırsınız.’ dedim. O görüşme yapıldı… Türkiye’ye karşı kara propaganda yürütülüyor. Ahlaki olarak doğru yerdeyiz. Stratejik olarak cümle alem biliyor ki eğer Ortadoğu’da halkın iradelerine dayalı, meşruiyeti güçlü yapılar kurulursa burada etkisi en fazla artacak ülke Türkiye’dir.” Dışişleri Bakanı, Suriye ve Mısır gündemiyle çıktığı üç ülkeyi kapsayan turunda Avrupalı meslektaşlarına, ‘Demokrasi ile istikrar, özgürlükle güvenlik arasında bir tercih yapmayın. Güvenlik adına özgürlüğü feda etmeyin’ mesajı verdiğini söyledi.

Davutoğlu, “Mısır olayının arkasında İsrail’in rolü nedir?” sorusunu ise şöyle cevapladı: “İsrail için demokrasi tercih edilir değil. Neden? 1- İsrail tek demokratik ülkesi biziz der ve ayrıcalıklarını alır. 2- İsrail bilir ki Ortadoğu’da demokratik yolla işbaşına gelen iktidarlar Filistin konusundaki halk duyarlılığı nedeniyle bazı tavizleri vermezler. Demokrasi olacaksa da en kötü tercih, halk iradesine dayalı İslami duyarlılığı yüksek yönetimler. İsrail kaosu mu tercih eder? Hayır. İsrail, otoriter yapıları tercih eder. Bu yönde adımlar atar. Başbakan’ımızın söylediği İsrail eleştirisi zihniyetle ilgili.”

Haber Ara