Dolar

34,8613

Euro

36,7629

Altın

3.042,55

Bist

10.141,62

Gıda alışverişi yaparken önce kuru gıdaları en sonda da donmuş ürünleri alın

Gıda alışverişi yaparken sırasıyla; kuru ve konserve gıdaların, taze sebze ve meyvelerin, taze et ve balıkların ve en sonda da donmuş gıdaların alınması gerektiği bildirildi.

Türkiye Gıda ve İçecek Sanaayi Dernekleri Federasyonu (TGDF), 'gı

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-23 06:27:15

Gıda alışverişi yaparken önce kuru gıdaları en sonda da donmuş ürünleri alın
Gıda alışverişi yaparken sırasıyla; kuru ve konserve gıdaların, taze sebze ve meyvelerin, taze et ve balıkların ve en sonda da donmuş gıdaların alınması gerektiği bildirildi.

Türkiye Gıda ve İçecek Sanaayi Dernekleri Federasyonu (TGDF), 'gıda alırken nelere dikkat edilmesi' konusunda bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Gıda maddesi satın alırken; önce kuru ve konserve gıdaları, sonra taze sebze ve meyveleri, sonra da taze et ve balıkları, en sonra da donmuş gıdaları alın" uyarısında bulunulan açıklamada, alınacak gıda maddesinin ambalajının iyice incelenmesi gerektiğine dikkat çekildi. Ambalajı üzerinde delikler, çatlaklar, yırtıklar bulunan olan gıda maddelerinin alınmamasının tavsiye edildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Her zaman önce meyve ve sebzeleri satın alın ve naylon poşetlere koyun. En sonra balık veya etinizi alın. Ambalajın üzerindeki son kullanma tarihini kontrol edin ve son kullanma tarihi geçmiş gıdaları satın almayın. Son kullanma tarihi yazılırken, gıdanın uygun mıhafaza şartlarında tutulacağı dikkate alınarak yazılır. Eğer gıdanın soğukta muhafaza edileceği yazılmışsa, gıdanın 4 veya 2 derece sıcaklıklarında saklanacağı varsayılır. Bu nedenle gıda bu sıcaklık koşullarında tutulmamışsa, son kullanım tarihinin bir önemi kalmamıştır. Bazen peynir ve meyve sebze gibi gıdalar paketten çıkarıldığında küflenmiş olabilir. Hemen hemen tüm peynir, meyve, sebze, delikatessen salatalar küfle bulaşıktır, ancak gözle görülemez. Zaman içinde küf gelişimi görünür hale gelir. Mümkün olduğunca gıdayı taze alın ve uygun koşullarda muhafaza edin, hazırlayın ve tüketin. Bazen raf ömrü sadece tahmini bir değerdir."

GEREKLİ SOĞUKLUKTA SAKLANMADIYSA SON KULLANMA TARİHİNİN ÖNEMİ KALMAZ
Alınacak gıdaların market raflarındaki sıcaklığının kontrol edilmesi gerektiğine vurgu yapılan TGDF açıklamasında, soğukta muhafazası gereken bir gıdanın soğuk olmadığının hissedilmesi durumunda alınmaması istenildi. TGDF'ye göre; taze meyve ve sebzelerin 10, süt ve süt ürünlerinin 4, et, balık ve tavuğun 2, dondurulmuş gıdaların ise -18 derecede muhafaza edilmesi gerekiyor. Ambalajın üzerindeki son kullanma tarihinin de okunmasının şart olduğunun dile getirildiği açıklamada, son kullanma tarihlerinin yazılırken gıdanın 4 veya 2 derece sıcaklıklarında saklanacağının dikkate alındığı hatırlatıldı. Bazen raf ömrünün sadece tahmini bir değer olduğuna işaret edilen açıklamada, bu nedenle gıdanın gerekli sıcaklık koşullarında tutulmamışsa, son kullanım tarihinin bir öneminin kaymayacağına vurgu yapıldı.

Açıklamada, "Mümkün olduğunca gıdayı taze alın ve uygun koşullarda muhafaza edin, hazırlayın ve tüketin. Meyve ve sebzelerin görünümünün mümkün olduğunca taze olmasına dikkat edin. Çok yaş görünümde, üzerinde lekeler olan ve hafif çürümüş veya üzerine özsuyu bulaşmış sebze ve meyveleri almaktan kaçının. Sadece görünümün gıdanın Güvenli oluşunun bir garantisi olmadığını da unutmayın. Süt ve süt ürünleri satın alınırken orijinal ambalajlı olanlar tercih edilmelidir. Açıkta satılan peynirler, dondurmalar, tereyağı hijyenik koşullarda üretilmediği gibi bazı insan sağlığına zararlı hastalık yapıcı mikroorganizmaları içerebilir. Örneğin çiğ sütten yapılan bu ürünlerde Brusella, Salmonella gibi insan sağlığını önemli derecede tehdit eden mikroorganizmalar olabilir. Sokakta satılan çiğ sütler alınmamalıdır. Ambalajsız olarak satılan bu sütlere dayanma süresini uzatmak amacıyla karbonat, soda gibi maddeler katılmış olabilir. Hatta yağı alınıp su katılarak da hile yapılmış olabilir. Bu sütler tüketiciye ulaşana kadar soğuk zincir sağlanamadığından mikroorganizma yükü artabilir. Yine evlerde kontrollü ısıtma yapılamadığı için ve hatta kaynatıldığı için sütte vit B1, B6, B12, folik asit, vit C kaybı, renk ve lezzet değişiklikleri olur. Bu nedenlerle her zaman orijinal ambalajlı pastörize veya uzun ömürlü (UHT) sütler alınmalıdır" denildi.

REYONLARDAKİ HAZIR KIYMALARI MÜMKÜNSE ALMAYIN
Kırmızı ve beyaz et seçiminde nelere dikkat edilmesi konusunda da bilgilerin verildiği TGFD açıklamasında, kırmızı etlerin eğer tam karkas veya yarım karkas halinde ise etlerin üzerinde yasal damgaların bulunmasının mecburi olduğu, taze olarak satışa sunulan kırmızı etlerin canlı ve parlak kırmızı renkte, tavuk etlerinin ise canlı, diri, parlak ve gri beyaz renklerde olması gerektiğine vurgu yapıldı. Doğal renklerinin dışında aşırı sarı, yeşil ve benzeri renklerde etlerin satın alınmamasının istenildiği açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Kanatlı ve kırmızı etlerin yüzey kısımlarında aşırı bir ıslaklık ve yapışkanlığın bulunmaması gerekir. Parça formlarda kaplar içerisinde satılan kırmızı ve beyaz etler, kap içerisinde fazla miktarda kanlı sıvı toplanmış ise satın alınmaması, etlerin kendilerine özgü kokusunun dışında ağırlaşmış kötü bir koku, ilaç kokusu veya dezenfektan kokusu bulunma durumunda satın alınmaması önemlidir. Reyonlarda satılan kırmızı ve tavuk etlerinden hazırlanmış hazır kıymaların mümkünse alınmamasına, zorunlu alınması gereken durumlarda veteriner hekim çalışan yerlerden alınmasına, aşırı yumuşamış ve ezilmiş kırmızı ve kanatlı etlerinin alınmaması sağlık açısından büyük önem taşıyor. Donmuş olarak satın alınacak kırmızı ve kanatlı etlerinin üzerindeki son kullanma tarihine dikkat edilmesi ve ayrıca çözünmüş, yumuşamış ürünlerin alınmaması, donmuş olarak satın alınacak etler üzerinde bölgesel renk değişikliği olmaması gerekir. Et satış reyonlarındaki muhafaza dolaplarının çalışır vaziyette olmalarına ve özellikle soğutulmuş taze et satan reyonların sıcaklıklarının 4 derecenin üzerinde olmamasına, donmuş ürün satılan dolapların ise -18 derecenin altında olmamasına dikkat edilmelidir."

İŞTE TAZE BALIK ALMANIN PÜF NOKTALARI
Taze balık almanın püf noktalarına da yer verilen açıklamada, balık etini diğer etlere göre değerlendirdiğinde bağ dokusunun az olması ve yağının özellikleri nedeniyle sindirilme oranının daha yüksek olması avantaj olarak görülürken, bozulmaya karşı çok duyarlı olması önemli bir dezavantaj oluşturduğuna dikkat çekildi. TGFD'nin açıklamasında balık almanın tüyolarına yer verildi: "Bu nedenle avlandıktan sonraki aşamalarda hijyenik koşullar altında balık etinin muhafaza edilmesi gerekmektedir. Tüketici açısından balıketindeki bozulmanın saptanması güç olabilmektedir. Özellikle, gözle görülebilir değişiklikler oluşmadan önce tüketilmiş bir balıketinden kaynaklanan zehirlenmeler daha büyük risk taşımaktadır. Bu yüzden, avlanmadan sofraya kadar olan tüm aşamalarda hijyenik koşullara uyulması ve denetimin yapılması halk sağlığı açısından önem taşımaktadır. Taze balıkların gözlerinin şeffaf ve parlak olduğunu, balık bayatladıkça gözlerin donuklaşarak parlaklığını yitirir ve çevresinde kanamalar görülür. Taze balığın derisinin gergin ve parlak olduğunu, pulsuz balıkların bayatlamaya başladığında derilerinin parlaklığını yitirir, balık bayatladıkça özellikle karın bölgesinde buruşmalar meydana gelir. Taze balığın solungaçlarının pembe kırmızı renkte ve solungaç kapaklarının kapalı olur, balığın solungaçlarının bayatladıkça önce gri beyaza, daha sonra da kahverengi ve siyah renge dönüşür ve kapaklarının da açılmaya başlar. Balığın tazeliğinden emin olmak için elle kontrol edilmeli. Balığın taze olduğunu anlamak için parmağınızla balığın üzerine bastırın, eğer meydana gelen çukurluk anında düzeliyorsa balık taze, parmak izi kalıyorsa balık bayat demektir. Ayrıca balığı başından tutup kaldırdığınızda kuyruğu aynen tavadaki gibi dimdik kalkıyorsa taze olduğunu, aşağı doğru sarkıyorsa bayat olduğunun göstergesidir."

Haber Ara