Jesse Jackson'ın gözyaşları boşuna mıydı?
İnsan hakları mücadelesinin en önemli isimlerinden Jesse Jackson, ABD Başkanı Barack Obama'nın 2008'de yaptığı konuşmada 'daha adil, daha demokratik, sömürüsüz ve özgürce yaşam' sözlerinden etkilenerek hıçkıra hıçkıra ağlamıştı. Peki şimdi İslam dünyasında yaşananlara bakarak ABD'nin darbe ve katliam bile diyemeyişini yorumlarsak, Jesse Jackson'ın gözyaşları boşuna mı aktı?
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-21 12:44:43
2008 yılında Barack Obama'nın yaptığı konuşmada orada olan ve İnsan hakları mücadelesinin en önemli isimlerinden biri sayılan Jesse Jackson'un sözlerden etkilenerek ağlayışının bir değişime ışık tuttuğunu artık hem ikinci sınıf muamelesi görenlerin hem de İslam dünyasının acısının hafifleyeceğini kısacası yeni ve adil bir dünya kurulacağını köşesine alan Star Gazetesi Yazarı Osman Can, ABD'nin Mısır'da yaşananlara darbe ve katliam bile demeyişini Jesse Jackson'un gözyaşlarıyla bağdaştırdı.
YENİ VE ADİL BİR DÜNYA KURULACAKTI
Obama, yaptığı konuşmada, "Bugün bir kez daha kanıtladık ki, milletimizin hakiki gücü silahlarımızdan veya refah durumumuzdan kaynaklanmıyor. Aksine ideallerimizin devam edegelen gücünden geliyor: Demokrasi, Özgürlük, Fırsatlar ve tükenmeyen umut." sözleriyle Jesse Jackson'ı heyecanlandırmış, Jackson ise "beyaz gibi davranmakla" suçladığı Obama'yı gazyaşları içinde dinlemişti. Jackson elbette sadece Obama'yı dinlemiyordu. Ağlarken Obama'nın şahsında sembolleşen bir geçmişi ve geleceği düşünüyordu.
Jesse Jackson'un gözyaşlarının da sembolik gücü vardı. Sadece ABD tarihinin değil, "dünyanın en uzak köşelerinde radyoları başında toplanıp" daha adil, daha demokratik, sömürüsüz ve özgürce yaşama susamış coğrafyalardaki tüm "zenci"lerin umut ve beklentilerini de sembolize ediyordu. Bu gözyaşlarının Ortadoğu coğrafyasında batı destekli diktatörlükler ve nevzuhur yapılar için huzursuzluğa yol açtığı aşikardı.
İSLAM DÜNYASINDA "YENİ BİR BAŞLANGIÇ" SÖZÜ
Gerçekten de Obama'nın seçilmesiyle İslam coğrafyasında halklar nezdinde ilk defa ABD'ye bakış açısı değişmeye başlamıştı. Obama'nın ABD için "yeni bir başlangıç" sözü karşılık bulmuştu.
Ortadoğu'da demokrasi beklentileri yükselmiş, Türkiye'de Kemalist diktatörlüğün kurumsal yapısı çökertilmişti. Arap coğrafyasında diktatörlükler çözülmeye ve demokratik seçimler yapılmaya başlamışı. Krallıkların da demokratik bir dönüşüme uğrayacağı beklentisi uyanmıştı.
DARBE DE KATLİAM DA DENİLEMEDİ
Gezi olaylarıyla Türkiye'deki anti demokratik dinamikler güçlü bir geri dönüş denemesi yaptı. Başta ABD olmak üzere Batı bu dinamiklerin yanında saf tuttu. Mısır tarihinin ilk ve bir yılını henüz doldurmuş demokratik hükümeti darbeyle düşürüldü. Darbeye direnen binlerce insan öldürüldü. Ancak Obama darbeye "darbe" diyemediği gibi, katliama da "katliam" diyemedi.
"Dünyanın unutulmuş köşelerinde radyolarının başında" toplanıp onun söyleminde ve Jesse Jackson'un gözyaşlarında ifade bulan mesajı alkışlayanlar, bugün Onun da katkısıyla katlediliyor, keder gözyaşına boğuluyor; huzursuzluk duymuş olanlar ise, onun da katkısıyla diktatörlüklerini veya vesayetçi sistemlerini yeniden inşa etme hülyasına kapılıyor.
Olayların geriye gidiş değil olmadığını savunan Osman Can ise yazısını şu sözle tamamlıyor: "Jesse Jackson'un gözyaşları boşuna mıydı? Zannettmiyorum."
SON VİDEO HABER
Haber Ara