'Türk halkı gelirini yönetme ve istikrarını korumada başarılı'
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Attila Acar, Türk halkının gelirini yönetme ve istikrarını koruma konusunda başarılı bir konuma geldiğini söyledi.
Prof. Acar, bu tablonun
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-19 09:02:22
Prof. Acar, bu tablonun ortaya çıkmasında, nüfusun önemli bir kısmını oluşturan orta gelirli kesimin para harcamaktan çekinmemesinin son derece etkili olduğuna dikkat çekti. Acar, atlatılan krizlerle, orta gelirli vatandaşların, gelirlerini yönetmede de maharet sahibi olduğunu, gelirlerinde belirli bir noktada korozyon oluşsa da ihtiyaç anında bunu kredi gibi dış finansmanla kolayca çözdüğünü dile getirdi. Prof. Acar, "Kriz dönemlerinde artık birden gelir kaybına uğrayan, batıp giden bir kitlemiz yok. Olsa da 10 sene, 20 sene öncesine göre daha az. Son kriz istatistiklerine bakıldığında evi dağılan, işi bozulan insan kitlesinin azaldığı görülüyor. Biz krize karşı artık daha dayanıklıyız. Bundan dolayıdır ki insanımız harcamalarında rahat, zor günlerinde dahi tatillerini yapabiliyor, evini-arabasını yenileyebiliyor." diye konuştu.
İKÇÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Acar, ekonomik gidişata ilişkin ilginç tespitlerde bulundu. Türkiye'nin finans yapısının güçlü olmasının ekonomik hareketliliğin devamını sağladığını vurgulayan Acar, şunları kaydetti: "Ekonomide herhangi bir durgunluk söz konusu değil. Vatandaş çekinmeden kredi alıp ticaret yapıyor, bireysel ihtiyaçlarını karşılıyor. Bankalar hem ticari hem de bireysel krediler kullandırtarak ekonomideki kilitlenmeye engel oluyor. Kısaca ekonomide yaprak kımıldıyor."
"BANKACILIK SEKTÖRÜ 1 TRİLYON TL HACME ULAŞTI"
Prof. Acar, kredilerin açık olduğunu, vatandaşın bankaya gittiğinde paraya ulaşmakta zorluk çekmediğini ifade etti. Bankaların, kredi taleplerine kısa sürede cevap verdiğini dile getiren Acar, "Bugün bir bankaya müracaat ettiğinizde birkaç gün içinde krediniz onaylanıyor. Bankalar, kredi kullanımını zorlaştırmıyor, bilakis kredi vermek istiyor. Bu da finans sektörünün gücünün yerinde olduğunu gösteriyor. Nitekim bankacılık sektörü ilk altı ayda 1 trilyon TL kredi hacmine ve 14 milyar TL karlılığa ulaştı." değerlendirmesinde bulundu.
"BEKLENTİLER İYİMSERLİĞE DÖNÜŞTÜ"
"Bankacılık sektöründe gidişat iyi. Dünyada 2007'den beri bankalar batarken bizim büyük bankalarımızın her biri yılda 3'er milyar kâr etti. Bu gerçekten çok ciddi bir rakam." diyen Prof. Acar, finans yapısının bu kadar güçlü olmasını iki hususa bağladı: "Birincisi; bankalar demek ki fon toplayabiliyor, topladıkları parayı da satabiliyor. Bankalar, faizdeki hareketliliğe rağmen kredi verebiliyorsa ve vatandaş da talep ediyorsa, daha da önemlisi bankalar kredi vermek istiyorsa, gelecekten beklentiler iyimserliğe dönüşmüş demektir."
"KRİZLERDEKİ KAYGILI BEKLEYİŞ ORTADAN KALKTI"
Otomobil piyasasındaki talep artışını ekonomideki canlılığa örnek gösteren Prof. Acar, "Merkezi Almanya olan bir lüks otomobil firması satışlarını açıkladı. Markanın Türkiye'deki satışları bir önceki yıla göre yüzde 75 artarken, Rusya'da, Belçika'da, İngiltere'de yüzde 15-20 artmış. Aynı markanın Almanya'daki satışları gerilemiş. Dünyada kriz var, Avrupa'da pek çok ülke ekonomik sıkıntılar içinde. Otomobil piyasası, Avrupa'da yüzde 6-9 oranında büyürken, bu oran ülkemizde yüzde 19. Demek ki krizlerdeki belirsizliğe karşı 'kararlı ve kaygılı bekleyiş' ortadan kalkmaya başlamış." tespitinde bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara