Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Arınç: Mısır'da İhvan'ın terör örgütü olarak yasaklanması intihar olur

Başbakanlık Merkez Bina'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sona erdi. Toplantının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç bir basın toplantısı düzenledi. Daha çok Mısır konusunda konuşan ve so

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-19 18:08:15

Arınç: Mısır'da İhvan'ın terör örgütü olarak yasaklanması intihar olur
Başbakanlık Merkez Bina'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sona erdi. Toplantının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç bir basın toplantısı düzenledi. Daha çok Mısır konusunda konuşan ve soruları cevaplayan Arınç, Mısır'da bir iç savaş tehdidi olduğu uyarısında bulundu. Arınç, İhvan'ın terör örgütü olarak yasaklanması ihtimalini ise intihar olarak değerlendirdi.

Bülent Arınç, toplantıda Mısır konusunun ele alındığını, Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı'nın verdiği bütün detayların görüşüldüğünü söyledi. Arınç, "Mısır'la ilgili gelişmeler esasen kamuoyunun da gündemindedir, sayın büyükelçi son yaşanan olayların öncesi mevcut durumu ile birlike en iyi bilenlerden birisidir. Hem mevcut durumlar, hem de dış dünya bakımından detaylı bir sunum yaptı." dedi.

METİN TURAN BU AKŞAM SERBEST KALABİLİR

Mısır'da ilk defa halkın oyları ile işbaşına gelmiş bir cumhurbaşkanının bugün yaşadığı akıbetin kendilerini hem endişelendirdiğini hem de hem de meraklandırdığını söyleyen Arınç, "İki Türk gazeteci de en son El Fetih camiinde muhasara altında kalmıştı. Bunlardan Arap asıllı olan bayan gazeteci Anadolu Ajansı muhabiridir, serbest bırakıldı. Diğeri TRT muhabiri Metin Turan'dır, şu anda gözaltında bulunuyor. Kendisi ile temas kuruldu, kendisi ile görüşüldü. Umuyorum ki bugün geç saatlerde bile olsa serbest bırakılmasını ümit ediyoruz. Hem kendi anlatımları hem de alınan ifadesinde suç teşkil eden bir olay yok. Ama biraz darbe aldığını biliyoruz. Camiden çıkarılış sırasında baltacı tabir edilen milis güçlerin müdahalesine maruz kalmış oradan emniyet tarafından alınmış Tora hapishanesinde bağlı bir yerde gözaltında tutuluyor. Dışişleri mensubu görevliler kendilerine geç de olsa güç de olsa ulaştılar. Ümit ediyoruz ki Metin Turan arkadaşımız bugün geç saatlerde bölge savcısının ifadesini almasının ardından serbest bırakılacaktır." dedi.

İKT'NİN SUSKUN KALMASI

"Mısır'da olayların kötüye gitmesi halinde bir yaptırım söz konusu olur mu?" diye sorulan Arınç, şu cevabı verdi: "Büyükelçimizi geri çektik, onlar da mukabele ettiler. Bu diplomaside zaman zaman başvurulan yöntemlerden birisidir. Biz İKT'nin de ona bağlı ülkelerin de bu olay karşısında suskun kalmalarını istemiyorduk. Genel Sekreter tarafından bazı açıklamalar yapıldı. Bunların yeterli görülmediği bazı bakan arkadaşlarından da öğrenmişsinizdir. Şüphesiz Mısır'ın dönem başkanlığı yaptığı bir İKT'de, onun bütün üye ülkelere mesaj vermesi veya onları toplantıya çağırması düşünülemez. Darbeci bir yönetimde görev almış bir hükümetin veya bir bakanın bu teşkilatı göreve davet etmesi, Mısır'ın seçilmiş yönetimine sahip çıkmaya davet etmesi herhalde beklenecek bir olay değil. Sayın Genel Sekreter'in adeta Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi Genel Sekreterleri gibi bu olaylar karşısında daha çok söz sahibi olması, daha çok etkileyici, dikkat çekici konuşmalar ve çalışmalar yapması gerekirdi diye hükümetimiz düşünüyor. Bu konuda geri kalınmış olabilir. Türkiye'nin hem AB, hem ABD, hem de İslam ülkelerine karşı uyarıcı sözleri olmuştur. Mısır'da yapılan bu darbe karşısında öncelikle siyasi tutuklamaların olmaması, tutuklu ve gözaltına alınanlar varsa derhal serbest bırakılmaları, İhvan ve yöneticilerinin kesinlikle gözaltında kalmaması, serbest seçimlerin en kısa sürede ulaşılabilecek bir yol haritasının takip edilmesi, bu yol haritası Türkiye tarafından bütün ülkelere önerilmiştir, yapılan bu olayın elbette kınanması, halka karşı şiddet ve silah yöneltilmemesi, silahın kullanıldığı yerlerde insan hakları ihlallerinin mutlaka olacağı, şu ana kadar 2 binden fazla ölümün Mısır'da maalesef genç kızlar, çocuklar, erkekler dahil olmak üzere yaşandığını biliyoruz. 5 binden fazla da yaralı olduğu bilinmektedir. Camilerde toplantı mahallerinde hedef gözetilmek suretiyle insanlar vurulmaktadır. Bunların içerisinde İhvan'ın önde gelen liderlerinin kızları, çocukları torunları da bulunmaktadır. Sivil gösteriler sırasında bazı kişiler hedef alınmış, bu kişilerin öldürülmesi yoluyla daha büyük infial ve acı meydana getirilmeye çalışılmıştır. Dayatma ve yaptırımlar konusunda Türkiye elinde hangi imkanlar varsa bu çerçeve içerisinde bunu söylemeye devam edecektir."

Türk girişimcilerin Mısır'da büyük yatırımları olduğunu, büyük işadamlarının açtığı mağazalar, 50 binden fazla Mısırlının istihdam edildiği işalanları olduğunu aktaran Arınç, "Maalesef bir kısmı kapatılmakta, bir kısım işverenler de faaliyetlerini tatil etmektedir. Bunun Mısır ekonomisine büyük bir zarar verebileceğini söyleyebiliriz. Bu da ülkede huzur ve güvenin kalmaması, hukuk sisteminin çökmesi ile yakından ilgilidir." dedi.

ABD Başkanı Obama'nın Mısırla ilgili ortak tatbikata son verdiklerini ifade etmesinin, başka seçeneklerin de gündemde olduğunu söylemesinin önemli olduğunu ifade eden Arınç sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupadan bazı ülkelerin, Hollanda, Almanya ve İngiltere olmak üzere Mısır'da yaşanan olaylara karşı seslerini biraz daha yükseltmeleri, kınamanın ötesine geçecek bazı tedbirleri düşünmeleri önemlidir. AB dışişleri bakanları toplantısı yapılabilir. Ama Mısır'da işbaşına gelen yönetimin yanlışlığını fark ettirecek ve halkına silah doğrultmaktan hayatına son vermekten vazgeçirecek bir tonda ve bir tavırda bunlara iletilmesi gerekmektedir. Türkiye bu uyarı vazifesini bugüne kadar yaptı, yapmaya da devam edecek. Beklenen gelişmeleri olabildiğince olumlu görmek istiyoruz, şu anda ümitlerimiz kırılmış olsa dahi."

BÜYÜKELÇİNİN DÖNME İHTİMALİ GÖRÜNMÜYOR

Arınç bir başka soru üzerine de Büyükelçiyi iki saat dinlediklerini belirterek, "O bir diplomattır. Diplomasinin tüm incelikleri olabildiğince açık olarak Mısır'daki durumu ortaya koydu. Dönme konusu karşılıklı bir şeydir. Şu anda böyle bir ihtimal görünmüyor. Bugünden yarına büyükelçinin Mısır'da görevlendirilmesi söz konusu değildir. Gelişmelere göre değerlendireceğiz." dedi.

Arınç, Ekmeleddin İhsanoğlu'na ilişkin de şu değerlendirmede bulundu: "Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu ile bu konular çeşitli aşamalarda görüşüldü, konuşuldu. Onun da açıklaması var bugün gazetelerde. Mısır'da büyümüş yetişmiş Yozgatlı bir ailenin çocuğu olarak Mısırı da çok iyi bildiğini bildiğimiz bir insan. Elinde imkanlar var, imkansızlıklar da var. İmkanları ne derece kullanıp kullanmadığı söz konusudur. Hüseyin Çelik, Bekir Bozdağ'ın eleştirleri kendileri açısından önemli sayılabilir. Biz bu konuda Sayın İhsanoğlu'nun çok daha güçlü bir biçimde güçlü bir sesle Mısır'da olan biteni bütün dünyaya duyurmasını beklerdik. Belki beklentilerimizi karşılamadığı için arkadaşlarımız infial içinde olabilir. Kendisiyle şahsen de görüşüyorum. Ama Türkiye'nin yakından tanıdığı bir insan, ikinci dönem genel sekreterlik yapıyor, İKT'nin bugüne kadar ki serüveni içinde iki dönem üstüste sekreterlik yapmış birisini bulma, hele hele Türk olan birini bulmak mümkün değil. Bu bir başarıdır." dedi.

Arınç, Mısır'daki Türk vatandaşlarının tahliyesi konusunda bir soru üzerine şu anda o aşamada olmadıklarını, ama acil bir durum gerektirdiğinde tahliye edilebilecek durumda hazırlıklı olduklarını söyledi.

MISIR'I BİR İÇ SAVAŞ TEHLİKESİ BEKLİYOR

Arınç, bir başka soru üzerine de, "Mısır'da olan bir olaya karşı Türkiye'nin tavrı ne olur diye sorulunca şöyle anlamak lazım, Mısır'da yaşanan olaylara Türkiye'den başka tepki gösteren ülke yok. Mısır'da ne yapılacaksa Türkiye ile yapılacak, ne olacaksa Türkiye'siz olmayacak. Böyle değil tabi, bu kadar da olmamalı. Mısır'daki olaylarla şüphesiz ilgileniyoruz. Bir ülkede yaşanan bir darbe olayını Türkiye görmezden gelemez. Bu demokrasiye olan bağlılığımızın ötesinde Mısır halkı ile dayanışmamızın gereğidir. Mısır iç savaşa doğru gidiyor sözü boş bir söz değil. Zaman zaman darbe yönetimine karşı isyanvari olaylar oluyor. Polis araçlarına hücum edilmiş, 24 rejime bağlı polis ölmüş. Bunun aksi Kahire'de yaşananlardır, camidekiler meydanlardakiler vuruluyor, 2 bin ölüden bahsediliyor, başlarından vurulanlar var, orada da 500'e yakın İhvan tutuklu olarak başka yere nakledilirken bir araçta meydana gelen olay sebebiyle bombalar atılıyor 58 tutuklu İhvan mensubu hayatını kaybediyor. Bu olaylar her yerde olmaya başlarsa ve insanlar bu zulüm karşısında isyan noktasına gelirlerse, ki çoğu yerde isyan noktasındalar, Mısır'ı bir iç savaş tehlikesi bekliyor demektir. Bu iç savaş o ülke için en kötü ihtimaldir. Mısır'daki siyasi rejimin, geleceğin halk oyu ile yeniden ortaya çıkmasından yanayız. Hür seçimler yapılmalı. Bütün siyasi partiler seçimlere katılabilmeli. İhvan'ın bir terör örgütü olarak yasaklanabileceği ihtimali onların intiharı olur. Bu milyonlarca insanı yasadışı eylemlere sevk etmek için birilerinin uyguladığı senaryo olmaktan başka hiçbir şey ifade etmez. Türkiye bu konuda kendine düşeni yapma konusunda daha dikkatli olacaktır. Bütün taraflar eşit bir şekilde temsil edilmeli. En kısa zamanda seçime gidilebilecek bir şekilde dizayn edilebilmeli. İhvan orada kurduğu parti ile güçlüdür, bir defa geniş bir siyasi yelpazenin Mısır'da varlığını bilmeliyiz. Son yapılan başkanlık seçiminde 6 aday seçimlere girdi her biri önemli oy aldı. Mübarek'in çok yanında bulunmuş Şefik bile 5 milyondan fazla oy aldı. Yani Mübarek rejiminin devrildiği Mısır'da Şefik neredeyse Mursi'ye yakın bir oy aldı. Hepsinin temsil ettiği siyasi güçler Mısır'daki siyasetin de çok güçlü olacağını gösteriyor. O zaman bırakalım özgürce seçimlere gidilsin ve halk oylarıyla kim işbaşına geliyorsa, tek istediğimiz siyasi tutuklamaların, suçlamaların, terörün şiddetin, silahın kalkması, herkesin serbest bırakılması ve seçimler için uygun ortam temin edilerek herkesin güçlü bir şekilde seçime katılmasının temin edilmesi." dedi.

Rabia işareti ve Türkiye'deki Mısır'a destek gösterilerinin de sorulması üzerine Arınç, Türk halkına teşekkür etti. Başbakan Erdoğan'ın Rabia işareti yapmasına ise, "Ben de o işareti yaptım ama siz onu çektiniz" diye cevap veren Arınç, "Arap ve Dünya basınında Türkiye'de yapılan gösteriler birinci planda anlatılıyor." diye ekledi.

Haber Ara