Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Namaz 'engel' tanımıyor

Yürüme engelli Asri Antlı, hayatındaki bütün olumsuzluklara rağmen her gün vakit namazlarını camide kılıyor. İki kilometre yol kat ederek camiye gelen Antlı, şartlar uygun olmadığı için akülü aracını caminin avlusuna park ederek cemaate katılıyor ve imamın sesini pencereden duyuyor. En büyük arzularından biri ise imamın arkasında saf tutabilmek.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-18 13:27:27

Namaz  'engel' tanımıyor


Başakşehir’de yaşayan yürüme engelli 48 yaşındaki Asri Antlı’nın hayat hikayesi, özellikle sağlıklı Müslümanlara cemaatle namaza önem verme konusunda çok önemli bir mesaj taşırken, engellilerin toplumda yaşadığı zorlukların boyutunu da gözler önüne seriyor. Antlı’nın camiye olan sevgisini ve yaşadığı zorlukları Cihan Haber Ajansı (Cihan) ekibi görüntüledi.

18 yaşında kas erimesi hastalığına yakalanan Asri Antlı, yürüme engelli olduğu için ihtiyaçlarını akülü aracı ile görüyor. Hastalığa yakalandığı ilk andan itibaren önce kollarındaki gücün zayıfladığını hatırlatan Antlı, hastalığının her geçen gün ilerlediğini tedavisinin de bulunmadığını belirtiyor. Hiçbir sosyal güvencesi olmayan Antlı’nın iki çocuğu var. Çocuklarından biri orta okul diğeri ise liseye gidiyor. Antlı geçimini devletten aldığı özürlü maaşı ile sağlıyor. Hastane masraflarını ise yeşil kart ile gidermeye çalışıyor. Eşinin de hasta olduğunu anlatan Antlı, her şeye rağmen vakit namazlarında camiye gitmeyi asla ihmal etmiyor.

Engelli vatandaş için zorlu süreç evinden çıktıktan sonra başlıyor. Engelli rampaları birçok yerde bulunmadığı için zaman zaman çevredekilerin yardımına ihtiyaç duyuyor. Yaşadığı zorluklara örnek veren Antlı, kaldırımlara çıkarken bazen düşüp yaralandığını dile getiriyor. Evinin bulunduğu siteden çıktıktan sonra Antlı, kimi zaman araçların geçtiği yoldan, kimi zaman kaldırımlardan geçerek İmam-ı Azam Camii’ne ulaşıyor. Antlı’nın evi ile cami arası yaklaşık 2 kilometre. Camiye ulaştığında da yaşadığı zorluklar bitmiyor, aslında asıl imtihan burada başlıyor. Cami engelliye uygun tasarlanmadığı için Antlı, tekerlekli arabasıyla ne abdest alınan şadırvana, ne tuvalete ulaşabiliyor. Şadırvanın etrafında bir süre dolaşan Antlı eğer evinde abdestini aldıysa, avluya girerek namaza yetişmeye çalışıyor. Herkes gibi o da imamın arkasında saf tutmak istiyor. Ama şartlar uygun olmadığı için namazını avluda akülü aracının içinde kılmak zorunda kalıyor. Vatandaşlar imamın sesini duyabilmesi için caminin penceresini açıyor. Pencereye yaklaşan Antlı, cemaate buradan katılıyor. Antlı namazını kıldıktan sonra yine aynı zorlukları aşarak evine ulaşıyor.

‘İMAMIN ARKASINDA NAMAZ KILMAYI ÇOK İSTERDİM’

Bütün engellere rağmen cemaatten geri durmayan Asri Antlı’nın en çok istediği imamın arkasında namaz kılmak. Şartlar uygun olmadığı için avludan cemaate katıldığını ifade eden Antlı, evden çıktıktan sonra karşılaştığı zorlukları şöyle anlatıyor: “Evden çıktıktan sonra dik bir rampa ile karşılaşıyorum. Burayı çıkmak çok zor. En fazla rampalarda zorlanıyorum zaten. Bazen vatandaşlar yardım ediyor. Zaman zaman kaza yapıyorum. Takla attım bir sefer giderken. İki kilometre yol gidiyorum. Üç cami geçiyorum buraya geliyorum. Çünkü burası diğer camilere göre daha rahat.”

18 yaşında kas erimesi şikayeti ile hastalığının başladığını aktaran Antlı, son yıllarda hastalığı arttığı için akülü arabaya bağlı yaşamak zorunda kaldığını kaydediyor. Namazlarını ihmal etmediğini dile getiren Antlı, “Namaz kılmak için buraya geliyorum ama şadırvan var, herkes abdest alıyor, ben burada alamıyorum. Tuvalet ihtiyacını burada göremiyoruz. Bazen eve, bazen de yakında hastane var oraya gidiyorum.” diyor.

Engellilerin toplumsal hayatta yaşadığı zorluklara atıfta bulunan Antlı son olarak şunları söylüyor: “Üzülüyoruz. Rencide oluyoruz. Rahatsız oluyoruz. Herkesin yapması gereken bir ibadet bu. İslam’ın şartlarından biri bu. Hem buraya gelince sosyalleşiyorum. Cemaate uyuyorum. Sabah namazına geliyorum. Örnek oluyorum. Bu güzel oluyor. Diğer engellileri de teşvik ediyorum ama engeller var.”

Belediyelerin en azından yeni yerleşim yerlerini, camileri, evleri ve yolları tasarlarken engellileri mutlaka dikkate alması gerektiğini söyleyen Asri Antlı’nın arkadaşlarından ve cami cemaatinden de küçük bir ricası var: “Bizim normal insanlardan farkımız yok. Bize acıyarak bakılmaları üzüyor. Keşke bunun yerine bize selam verse, normal davransa, bizimle konuşsalar. Biz de sokağa çıkıp kendi başımıza kendi işimizi yapabilmeli, cami ve benzeri sosyal alanlara rahatlıkla gidebilmeliyiz.”


Haber Ara