Dolar

34,9518

Euro

36,6305

Altın

3.013,11

Bist

10.058,63

Mühendislerin uzman olmadığı alanlarda imza atması felaketlere zemin hazırlıyor

Türkiye'de şehir dönüşümü projeleriyle birlikte mimar ve mühendislik sektörüne daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Deprem veya çeşitli sebeplerle binaların çökmesinin sorumluluğu, bu alanda malzeme çalınması veya müteahhitlerin hırsızlığına yükleniyor. Gen

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-18 14:51:17

Mühendislerin uzman olmadığı alanlarda imza atması felaketlere zemin hazırlıyor
Türkiye'de şehir dönüşümü projeleriyle birlikte mimar ve mühendislik sektörüne daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Deprem veya çeşitli sebeplerle binaların çökmesinin sorumluluğu, bu alanda malzeme çalınması veya müteahhitlerin hırsızlığına yükleniyor. Geniş kapsamı olan sektörün en büyük problemlerinden biri, alanında uzman olmayan mimar ve mühendislerin her projeye imza atma yetkisinden kaynaklanıyor. İnşaatlar yapılırken malzemelerden çalınmış olsa bile düzgün yapılan kontrollerde bu ortaya çıkarılacağı için ilgili mühendis imza atmadığı zaman yapı kullanıma açılamıyor. Mimarlık ve mühendislik eğitimi veren üniversitelerde dört yıllık lisans eğitiminden sonra diploma alan herkesin, yeterlilik şartı aranmadan baraj, köprü, ev, iş yeri gibi hemen her türlü inşaatta imza yetkisi olması da felaketlere zemin hazırlıyor. İnşaat sektörü temsilcileri, bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerektiğini, üniversiteden mezun olan mühendis ve mimarların uzmanlaştığı alanlarda yetkisi olması gerektiğini söylüyor.

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Rektör Yardımcısı ve Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Kaplan, inşaat mühendisliğinin çalışma alanının çok geniş olduğunu, öğrencilerin mezun olduktan sonra dört beş ana mühendislikten birine yönlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Kaplan, "Mezun olanlar, inşaat mühendisliği konusunda temel bilgilere sahiptir ancak her alanda özel bilgilere sahip olmayabilirler. Ben yapı profesörüyüm, ancak su ile ilgili genel bilgileri bilirim. Bu alanda uzman olan benden daha fazla bilgiye sahiptir. Profesör bile bütün alanlarda yetkin durumda değilken, bizim mezun ettiğimiz bir öğrencinin bütün alanlarda imza yetkisinin olması sakıncalıdır. Öğrenci mezun olunca, hangi alanda mezun olduğu diplomasına yazılmalıdır. Onun dışındaki alanlarda ayrıca sonradan eğitim alırsa sertifika verilmeli, ondan sonra imza yetkisine sahip olmalıdır." dedi.

"DEPREMLERDE YIKILAN BİNALARDA, YETKİN OLMAYAN MÜHENDİSLERİN İMZASI VAR"

Depremlerde kamu binalarının yıkılmasındaki en büyük sebebin, alanında uzman olmayan mühendislerin imza atması olduğunu dile getiren Dekan Kaplan, "Alanında yeterli bilgiye sahip olsalardı, bu yapılara imza atmazlardı. Malzeme, denetim ve kontrol aşamalarında da aksaklıklar var. Denetimler kâğıt üzerinde yapılıyor, sahaya çıkılmıyor. Böylece ustalar, imalat kalitesini düşürebiliyor." diye konuştu.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Denizli Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hayri Ün de inşaat mühendisliği eğitiminin geniş bir alanı kapsadığını, mühendislerin görev sahasına normal ya da yüksek katlı yapılar, kanalizasyon, içme suyu gibi altyapılar, barajlar, ulaşım planlaması, yolların projelendirilmesi, tüneller, demiryolları, deniz yapıları, alt ve üst geçitler, çelik yapılar, şantiye yönetimi gibi çok sayıda konu girdiğini belirtti.

Kendisi de öğretim üyesi olan Yrd. Doç. Dr. Ün, üniversitelerin bu konularda temel ve uygulamalı bilgileri zaman ve mekânlar ölçüsünde verdiğini, dört yıllık bir üniversite eğitimi sırasında kişinin, bu konuların tamamında tam istendiği gibi uzman olmasının mümkün olmadığını ifade etti. Ün, şöyle dedi: "Örneğin sadece yapı malzemeleri konusunda yüzlerce deney bulunmaktadır. Her deney için numune hazırlanması ve deneylerin yapılması en az 2 saattir. Bir deney, faydalı olabilmesi için en fazla beş kişiyle yapılabilir. Daha fazla sayı olduğunda, diğer öğrenciler sadece seyreder. Bugün PAÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü'nde 250 öğrenci vardır. Bunları beşerli gruplara ayırıp 100 tane deney yaptırmak istediğinizde, yaklaşık 5 bin saat anlamına gelir. Yapı Malzemesi Dersi ise toplam 56 saattir. Daha binaların projelendirilmesi, baraj ve diğer konular yoktur. Bu sebepten dolayı mühendislik eğitiminden, tüm uygulamaların bizzat yapılarak mezun olunmasını beklemek yanlıştır."

Mevcut sistemde, üniversiteden sonra kişinin eğitim hayatının neredeyse bittiğine dikkat çeken Ün, "Bugün ABD, eğitim bütçesinin yüzde 55'ini üniversite sonrası eğitime ayırmaktadır. Bunun anlamı, Amerika'nın bile uzmanlık ve yetkinliğin üniversitede olamayacağını kabul ettiğidir. Yetkinlik, üniversiteden sonra belirli bir sahada eğitim alınması ve o sahada çalışılması, tecrübe kazanılmasıyla elde edilecek bir özelliktir." şeklinde konuştu.

Denizli İnşaat Müteahhitleri Derneği (DEİM) Başkanı Fehmi Demirten ise nasıl hukuk fakültesinden mezun olan biri staj yapmadan avukat, hâkim ve savcı olamıyorsa, mimarlık ve mühendislik fakültesinden mezun olan kişiler için de staj ve deneyim süreleri belirlenmesi gerektiğini kaydetti. Demirten, şunları ifade etti: "Yeni mezun mimar ve mühendislerin imza atabilecekleri projeler için meslek hayatları devam ettikçe aldıkları meslek içi eğitim, yürüttükleri proje ve müşavirlik hizmetleri, kontrol ve denetim işlerine göre belirli dönemlerde yeterlilik denetimleri yapılmalıdır."




SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara