Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

"İngilizler, Osmanlı'dan yardım bekleyen Kürtleri mayın gibi kullandı"

Siyaset bilimci ve uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Kürt sorunun çözümü için atılan adımların son derece önemli olduğunu belirterek, "Anadil'de eğitim, kimlik tanımı ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesiyle artık esaslı so

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-14 09:51:20

Siyaset bilimci ve uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Kürt sorunun çözümü için atılan adımların son derece önemli olduğunu belirterek, "Anadil'de eğitim, kimlik tanımı ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesiyle artık esaslı sorunlar kalmadı." dedi. Kürtlerin 1918 yılında Süleymaniye'de İngilizlere karşı bir yıl direnip Osmanlı'dan yardım beklediği için İngilizler tarafından cezalandırıldığını belirten Şeyhanlıoğlu, Kürtlerin bunu yeni yeni anlamaya başladığını dile getirdi. Şeyhanlıoğlu, "İngilizler, kendilerine direnen Kürtlerden hem intikam almak hem de gelecek yıllarda onları Arap, Acem ve Türklere karşı bir mayın gibi kullanmak için dört parçaya böldüler. Bugün Kürtlere ve tüm bölgeye güneş yeniden doğdu. Başta Kürtler olmak üzere hepimiz safları sıkılaştırmalıyız." diye konuştu.

Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Osmanlı'nın doğu iskeletinin temel öğesini oluşturan Kürtlerin Müslüman olmanın yanında Türklerle et ve tırnak gibi bir halk olduğunu vurguladı. Osmanlı'nın Kürtlerin her türlü hakkını garanti altına alan mühürlü boş fermanlar gönderdiğini anlatan Şeyhanlıoğlu, İdris-i Bitlisî'nin Osmanlı Padişahı Yavuz'a biat etmesinin de Kürtlerin Osmanlı'ya dâhil olmasını ciddi şekilde etkilediğini kaydetti. Kürtlerin yaşadığı bölgede yönetimi ele geçiren İran yönetiminin valiler atadığını, buna karşın Osmanlının 'yönetişim' anlayışını uyguladığını dile getiren Şeyhanlıoğlu, "Osmanlı, Kürtlerle ortak yönetimi benimsedi. Valiler atardı, ama en başında ise kadı bulunurdu. Yerel ve merkezi anlayış olmak üzere ortak bir yönetim vardı. Buradaki felsefeyi anlarsak Kürtlerin bulunduğu coğrafyanın bir 'kavşak noktası' olduğunu, önemiyle sorunları çözüp ileriye doğru daha önemli adımlar atılabilir." şeklinde konuştu.

Osmanlı'nın Kürdistan'ı kontrol altına alarak Kürtlerin 408 yıl huzur içinde yaşamasını sağladığını belirten Şeyhanlıoğlu, "Eğer Osmanlı böyle bir adım atmasaydı bugün doğu bölgesinde ehl-i sünnet olan Kürtler, Şî'a'nın etkisinde olacaklardı. Kürtlerin Osmanlı Devleti'ne dahil olması 1514'de kazanılan Çaldıran Zaferi'nden sonradır. Diğer taraftan Aldulhamit'in Hamidiye politikası olmasaydı Kürtler yok olurdu. Böylece Ermenilerin baskılarından da kurtulmuş oldular. İkinci kez huzur içinde yaşamaya başladılar." ifadelerini kullandı.

"KÜRTLERİN GÜÇLENMESİ TÜRKİYE'NİN BÖLÜNMESİNE YOL AÇMAZ"

Bu ayın 24'ünde Erbil'de yapılacak Kürt konferansına da değinen Şeyhanlıoğlu, konferansın sorunların çözümüne karşı olan kesimleri kışkırtabileceğini, ancak Kürt sorununun çözümünü olumlu etkileyeceğini dile getirdi. Şeyhanlıoğlu şunları söyledi: "Türkiye olarak orada onlarla birlikte olmalıyız. Soğuk savaş ve Batı orijinli politikaları terk etmeliyiz. 1831-1841 yılları arasında yaşanan Osmanlı - Mısır olaylarını hatırlayalım. Kürtlerin güçlenmesi asla Türkiye'nin bölünmesine yol açmaz. Bakın bugün Kuzey Irak, Güney Kürdistan, tamamen Türk mallarıyla doludur. Oraya giden biri buranın Türkiye'den farkını göremez. Veya İstanbul dünyanın en büyük Kürt şehridir. Türkleri birbirinden ayırabilirsiniz, Kırgız-Kazak gibi, ama Kürtlerle Türkler mıknatısın iki kutbu gibi bölünemez. Fatih'in hocasının Şafii bir Kürt olduğunu, Molla Gürani, düşündüğümüzde konu daha iyi anlaşılır."

Haber Ara