"İngilizler, Osmanlı'dan yardım bekleyen Kürtleri mayın gibi kullandı"
Siyaset bilimci ve uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Kürt sorunun çözümü için atılan adımların son derece önemli olduğunu belirterek, "Anadil'de eğitim, kimlik tanımı ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesiyle artık esaslı so
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-14 09:51:20
Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Osmanlı'nın doğu iskeletinin temel öğesini oluşturan Kürtlerin Müslüman olmanın yanında Türklerle et ve tırnak gibi bir halk olduğunu vurguladı. Osmanlı'nın Kürtlerin her türlü hakkını garanti altına alan mühürlü boş fermanlar gönderdiğini anlatan Şeyhanlıoğlu, İdris-i Bitlisî'nin Osmanlı Padişahı Yavuz'a biat etmesinin de Kürtlerin Osmanlı'ya dâhil olmasını ciddi şekilde etkilediğini kaydetti. Kürtlerin yaşadığı bölgede yönetimi ele geçiren İran yönetiminin valiler atadığını, buna karşın Osmanlının 'yönetişim' anlayışını uyguladığını dile getiren Şeyhanlıoğlu, "Osmanlı, Kürtlerle ortak yönetimi benimsedi. Valiler atardı, ama en başında ise kadı bulunurdu. Yerel ve merkezi anlayış olmak üzere ortak bir yönetim vardı. Buradaki felsefeyi anlarsak Kürtlerin bulunduğu coğrafyanın bir 'kavşak noktası' olduğunu, önemiyle sorunları çözüp ileriye doğru daha önemli adımlar atılabilir." şeklinde konuştu.
Osmanlı'nın Kürdistan'ı kontrol altına alarak Kürtlerin 408 yıl huzur içinde yaşamasını sağladığını belirten Şeyhanlıoğlu, "Eğer Osmanlı böyle bir adım atmasaydı bugün doğu bölgesinde ehl-i sünnet olan Kürtler, Şî'a'nın etkisinde olacaklardı. Kürtlerin Osmanlı Devleti'ne dahil olması 1514'de kazanılan Çaldıran Zaferi'nden sonradır. Diğer taraftan Aldulhamit'in Hamidiye politikası olmasaydı Kürtler yok olurdu. Böylece Ermenilerin baskılarından da kurtulmuş oldular. İkinci kez huzur içinde yaşamaya başladılar." ifadelerini kullandı.
"KÜRTLERİN GÜÇLENMESİ TÜRKİYE'NİN BÖLÜNMESİNE YOL AÇMAZ"
Bu ayın 24'ünde Erbil'de yapılacak Kürt konferansına da değinen Şeyhanlıoğlu, konferansın sorunların çözümüne karşı olan kesimleri kışkırtabileceğini, ancak Kürt sorununun çözümünü olumlu etkileyeceğini dile getirdi. Şeyhanlıoğlu şunları söyledi: "Türkiye olarak orada onlarla birlikte olmalıyız. Soğuk savaş ve Batı orijinli politikaları terk etmeliyiz. 1831-1841 yılları arasında yaşanan Osmanlı - Mısır olaylarını hatırlayalım. Kürtlerin güçlenmesi asla Türkiye'nin bölünmesine yol açmaz. Bakın bugün Kuzey Irak, Güney Kürdistan, tamamen Türk mallarıyla doludur. Oraya giden biri buranın Türkiye'den farkını göremez. Veya İstanbul dünyanın en büyük Kürt şehridir. Türkleri birbirinden ayırabilirsiniz, Kırgız-Kazak gibi, ama Kürtlerle Türkler mıknatısın iki kutbu gibi bölünemez. Fatih'in hocasının Şafii bir Kürt olduğunu, Molla Gürani, düşündüğümüzde konu daha iyi anlaşılır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara