Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mazlumder'den beş farklı Rojava ve Özgürder açıklaması

Mazlum-Der Rojava'da yaşananlar ve Özgür-Der Van Şubesi'ne yapılan saldırı ile ilgili olarak çok büyük duyarlılık sergiledi ve beş açıklamada bulundu. Bu açıklamalardan en ilginç olanı ise Mazlum-Der Van Şubesi'nin 'Özgür-Der susturulamaz' açıklamasına kurum olarak destek verip, iki gün sonra biz Özgür-Der'in değil Kürt halkının yanındayız' açıklaması oldu...Yorumsuz olarak yapılan o açıklamaları veriyoruz

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-11 23:23:25

Mazlumder'den beş farklı Rojava ve Özgürder açıklaması

TIMETURK / Haber Merkezi


1.AÇIKLAMA: "ROJAVA'DAKİ SALDIRILAR KABUL EDİLEMEZ"

1.AÇIKLAMA: Mazlumder tarafından yapılan ilk açıklama Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Murat Çiçek tarafından "ROJAVA'DAKİ SALDIRILAR KABUL EDİLEMEZ" başlığı ile 2 Ağustos tarihinde yapıldı. Yapılan açıklamada:

"MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Murat ÇİÇEK Suriye’nin Rojava bölgesindeki saldırıya ilişkin MAZLUMDER Genel Merkez adına açıklamada bulunmuştur.

Suriye’de 2011 yılı mart ayından beri halkının tüm barışçıl hak taleplerini ağır silahlarla saldırarak şiddetle bastıran Esed rejimi uluslar arası aymazlıklar ve işbirlikleriyle hayatiyetini uzatmıştır. Bu bir yandan ülkeyi harabeye çevirmiş diğer yandan da uzun bir iç savaş ortamını yaratmıştır. Bu iç savaşta bir yanda onur adalet ve özgürlükleri için savaşan halk varken diğer pek çok aktörde yer almış pozisyon edinmiştir. Tüm bunların ortaya çıkardığı kaos ortamı pek çok provokatif haber ve bilginin sarmalında doğru habere ulaşımı da engellemektedir.

Mazlumder başından beri onur özgürlük ve adalet talepleri için barışçıl yolları deneyen Suriye Halklarının yanında olmuştur. Esed zaliminin halkına yönelik ağır silahlarla adeta tüm ülkeyi yok etme pahasına saldırması ve özellikle şebbihalarının insanlık dışı işkencelerini sokaklara taşımasının sonucu Halkların yaşamlarını ve geleceklerini korumak için kendini zalimlere karşı koruma ve savunma hakkının da yanında olmuştur. Ancak bu sürecin özellikle emperyal unsurlar ve uzantıları olan istihbarat organizasyonlarıyla kirletilmesine karşı da duyarlılığı vurgulamıştır. Aynı zamanda sürecin tamamında hep barışın yollarını öncelemiş tarafları ve uluslar arası aktörleri bu konuda insanlık önünde sorumluluğa çağırmıştır.

Suriye'nin Rojava bölgesinden gelen bilgilere göre bölgede yaşayan sivil halka yönelik saldırılar düzenlendiği, saldırıların şiddetli boyutlara ulaştığı ve silahlı sivil ayırt edilmeksizin ateş açıldığı ve sivillerin rehin alındığı iddia edilmektedir.

Dünyanın neresinde ve hangi koşullarda olursa olsun sivillerin yaşam hakkının korunması, devletlerin çıkarları ve savaşan farklı grupların üstünlük elde etme isteklerinin önünde olmalıdır. Çatışan grupların hâkimiyet kurma kaygısı, sivil can kayıplarının son günlerde önemli sayılara ulaşmasına neden olmaktadır. İç savaş süresince Suriye'de insan hakları ve hukuk kurallarının ağır bir şekilde ihlal edildiği bütün Dünya'nın malumudur.

MAZLUMDER olarak iç savaş halinde bulunan bir bölgede savaşan taraflarca önceden alınabilecek tedbirler ve uyarılarla sivillere yönelik ihlallerin minimuma indirilebileceğini, katliamların durdurulabileceğini hatırlatırız.

Türkiye ve bölgedeki diğer devletlerin tüm politik tartışmalardan bağımsız, insan haklarını önceleyen bir duruş sergileyerek, sivil kayıplara yol açan grup çatışmalarının engellenmesi için politik güçlerini kullanmalarını talep ediyoruz.

Suriye’de yaşanmakta olan iç savaş süresince, uluslararası nitelik taşımayan silahlı çatışmalarda çatışma kurbanlarının korunmasıyla ilgili Cenevre Sözleşmesine Ek 2. Protokole göre ve savaş koşullarında dahi askıya alınamayacak, dokunulamayacak hakları içeren Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesine göre ağır savaş suçları işlendiği tüm bağımsız gözlemciler tarafından tespit edilmektedir. Suriye’de yaşanan iç savaş ve Rojava ile ilgili iddialar kapsamında anılan protokol ve sözleşmelerin gereğine uymayı tüm çatışan kişiler, silahlı gruplar ve devletlere hatırlatıyoruz. Başta uluslararası kuruluşları İslam İşbirliği Teşkilatını ve BM'yi bölgede yaşanan çatışmalara ve katliamlara karşı görevlerini yapmaya çağırıyoruz. "

2.AÇIKLAMA: "SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE YÖNELİK BASKI VE TEHDİTLER KABUL EDİLEMEZ"

2. AÇIKLAMA: Mazlumder tarafından yapılan ikinci açıklama Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı- Üstün Bol imzası ile 7 Ağustos tarihinde "SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE YÖNELİK BASKI VE TEHDİTLER KABUL EDİLEMEZ" başlığı ile  yapıldı.Açıklamada.

"Geçtiğimiz günlerde Suriye’nin Rojova bölgesinde yaşanan çatışmalarla ilgili katliam iddiaları kamuoyunun gündemine taşınmış bu iddialarla ilgili farklı kesimlerin farklı değerlendirmeleri yazılı, görsel ve sosyal medya aracılığı ile paylaşılmıştır.

Her insanın veya örgütün olaylar karşısındaki değerlendirmesi özeldir ve değerlidir. Ancak kişi veya örgütlerin değerlendirme yaparken düşünceleri değil, kişileri/kitleleri/taraftarları hedef alması ve/veya hedef göstermesi kabul edilemez.

Kitleleri birbirine karşı kışkırtan, özgür tartışma ortamını çatışma ortamına dönüştüren veya çatışmaya davet çıkaran açıklamalardan kaçınılmalıdır.

Bu tutumun devam etmesi yeryüzünde çatışmaların ve sömürünün olduğu pek çok coğrafyada fedakarane çalışmalar sürdüren, insani yardım kurumlarının yıpratılmasına ve devamında mazlum coğrafyaların mazlum insanlarının zarar görmesine neden olacaktır. Kurumların itibarsızlaştırılması, bugüne kadar sergiledikleri insani duruşun yok sayılması örgütlerin değil mazlumların çığlıklarının kesilmesi anlamına gelecektir.

Terörün Finansmanının önlenmesi yasası ile ortaya konan akıl tutulması ve aymazlığın kurumlar üzerinde ortaya çıkardığı/çıkaracağı olumsuz sonuçlar hepimizin malumu iken yeni akıl tutulmalarına sebebiyet verecek davranışlar sadece mağdur halkların ve mazlumların aleyhine olacaktır.

Suriye’de halkın zalim diktatör ESAD rejimine direnmesinin bağlamından kopuk olarak Suriye’nin belirli bölgelerinde etnik çatışma yaşandığı haberleri Suriye demografisi ile örtüşmediği gibi gerçeği de yansıtmıyor olabilir!

Böyle bir minval üzere tarafların ve taraftarların birbirlerini ötekileştirerek, düşmanlaştırarak, kişi ve kurumları itibarsızlaştırmaya çalışması hakkaniyetle örtüşmeyeceği gibi doğru bir tutum da değildir.

Tekraren belirtiriz ki; başından beri onur, özgürlük ve adalet talepleri için direnen Suriye Halklarının yanındayız. MAZLUMDER, Esed zaliminin halkına yönelik ağır silahlarla adeta tüm ülkeyi yok etme pahasına saldırması ve özellikle şebbihaların insanlık dışı işkencelerini sokaklara taşıması sonucu, halkların kendini zalimlere karşı koruma ve savunma hakkının yanında olmuştur. Ancak bu sürecin özellikle emperyalist unsurlar ve uzantıları olan istihbarat organizasyonlarıyla kirletilmesine karşı duyarlılığı vurgulamak bakımından, ortak hedef olan diktatörle savaşmak yerine tarafların silahlarını birbirlerine karşı doğrultmasının uzun vadede diktatörün işine yarayan bir tutum olduğu da gözden kaçırılmamalıdır. Aynı zamanda MAZLUMDER sürecin tamamında hep barışın yollarını öncelemiş tarafları ve uluslararası aktörleri bu konuda insanlık önünde sorumluluğa çağırmıştır.

Aynı duyarlılıkla kamuoyunu, insani yardım kurumları ve toplumsal fonksiyonlarına yönelik hassasiyete dikkat edilmesi hususunda uyarıyoruz. Her kim tehdit ve baskı yoluyla güç ikame etmeye çalışıyorsa onları bu tutumdan vazgeçmeye ve adalet ve hakkaniyet çizgisine davet ediyoruz." denildi

3.AÇIKLAMA: ÖZGÜRDER VAN ŞUBESİ'NE YAPILAN SALDIRI KABUL EDİLMEZ

3. Açıklama Mazlumder Genel Merkez imzası ile 9 Ağustos tarihinde "Özgürder Van Şubesine yapılan saldırı kabul edilemez!" başlığı ile verildi. Söz konusu açıklamada:

"Bayramın 1. günü, Özgürder Van şubesine molotof atılmış ve silah sıkılmıştır. Olay neticesinde dernekte maddi hasar meydana gelmiştir. Saldırıda ölen ya da yaralananın olmaması şanstır. Bu eylem doğrudan doğruya yaşam, örgütlenme ve mülkiyet hakkını hedef almaktadır.

Bu tür olaylar hangi kişi, kurum veya örgüt tarafından işlenirse işlensin toplumu derinden yaraladığı bir vakıadır. Hiçbir insani amaca hizmet etmeyen bu eylemi kınıyoruz.

Bir kez daha belirtmek istiyoruz ki Türkiye'deki temel sorunların, şiddet dışındaki yöntemlerle çözümü hayati değer taşımaktadır. Toplumsal barış için, herkesi insan haklarına riayet etmeye çağırıyoruz.

MAZLUMDER olarak, uluslararası sözleşmeler ve anayasaya göre garanti altına alınmış en temel hak olan yaşam hakkı, örgütlenme ve mülkiyet hakkının korunması gerektiğini belirterek, saldırıyı bir kez daha kınıyoruz. "

4.AÇIKLAMA: ÖZGÜR-DER SUSMAZ, SUSTURULAMAZ!

4.Açıklama Van Sanat Sokağı'nda içerisinde Mazlumder Van Şubesinin de bulunduğu sivil toplum kurumları tarafından 9 Ağustos tarihinde, "Özgür-Der susmaz, susturulamaz" başlığı ile yapıldı.İşte yapılan o açıklama:

Zalim Baas diktatörlüğüne karşı Suriye halkının ve direnişin yanında yer alan İslami kuruluşlar aleyhine bazı Kürt Ulusalcı ve Kürt ulusalcı kesim ile irtibatlı odaklarca, bu kesime bağlı medya kurumları ve sosyal medya üzerinden yürütülen iftira kampanyası tam bir düşmanlık boyutuna evrilmiş durumda. Anlaşılan o ki, Suriye Kürdistanında yaşanan hadiseler üzerinden Kürt milliyetçi çevrelerinin oluşturmaya çalıştıkları kurgusal ortamın deşifre edilmesi, bu çevrelerin aşırı biçimde asabileşmesine ve saldırganlaşmasına yol açmakta. Bu bağlamda dün gece Özgür-Der Van Şubesine yönelik gerçekleştirilen molotoflu, silahlı saldırı yapanların, düşmanlıkta sınır tanımadığının açık ve somut bir göstergesi olmuştur.

Bu saldırı sürpriz olmamıştır. Kendiliğinden de gelişmemiştir. İslami yapılar, yardım kuruluşları ve medya organları aleyhine ısrarlı bir tarzda sürdürülen iftira ve dezenformasyon kampanyasının bir neticesidir. Söz konusu kampanyanın tümüyle temelsiz ve yalan olduğunun delilleriyle birlikte ortaya konulması bir takım çevrelerde had safhada bir tahammülsüzlük ve saldırganlık doğurmuştur.

Özgür-Der hedef seçilmiştir çünkü Suriye Kürdistanı’nda güya, İslamcı güçlerin masum Kürt sivilleri öldürdüğüne dair ortaya atılan iddiaların yalan olduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Ve gerek Kürdistan coğrafyasında, gerekse de Ortadoğu’nun bütününde şu veya bu milliyetçiliğin çözüm değil ancak daha fazla kan ve zulüm demek olduğunu ısrarla haykırmıştır.

Özgür-Der’in tutumunu politik hesapları aleyhine bir engel olarak gören aynı kesim günlerdir gerek sahip oldukları basın yayın organları aracılığıyla doğrudan ve gerekse de sosyal medya vasıtasıyla dolaylı biçimde Özgür-Der’i hedef göstermiş, tehditler yağdırmış ve nihayet bu süreç fiili bir saldırganlığa dönüşmüştür.

Ne gariptir ki, bunlar on yıllardır devletin ırkçı, inkarcı, baskıcı tutumundan, halkın özgürlük alanının kısıtlanmasından şikayet etmişlerdir. Her fırsatta düşünce özgürlüğünden dem vurmuş, güya muhalif fikirlerin özgürce dolaşımını savunmuşlardır. Kemalist otoriter anlayışın sivil toplumu kuşatıp, güdükleştirmesinden rahatsızlık duyduklarını ifade etmişlerdir. Ve şimdi aynı çevreler utanmazca ve vahşice bir tutumla Özgür-Der’i molotofla, silahla baskı altına almaya ve susturmaya yeltenmektedirler.
Oysa Özgür-Der sahip bulunduğu İslami kimliğin bir gereği olarak her ne surette olursa olsun hakkı haykırma ve adaleti ayakta tutma çabası içinde olmayı bir zorunluluk olarak görmekte ve bu çabasını ne pahasına olursa olsun sürdürme kararlılığındadır.
Diktatörlere, tiranlara karşı, birçok Ortadoğu ülkesinde, adalet ve özgürlük için ayaklanan halkların yürüttüğü haklı mücadeleyi destekleyen Özgür-Der, aynı şekilde Suriye halkının Esed zalimine başkaldırmasını da desteklemiş, zalime karşı mazlumun yanında olma sorumluluğundan ödün vermemiştir. Suriye’de mücrim Esed ve ordusunun katliamlarına ilk andan itibaren tepki gösteren Özgür-Der, savaşın yol açtığı sosyal tahribata da kayıtsız kalmayarak İslami sorumluluk gereği Suriye halkının ihtiyaç duyduğu temel insani ihtiyaçların giderilmesine katkı sunmak için insani yardım çalışması da başlatmıştır. Yaklaşık iki yıl evvel başlatılan bu yardım çalışması kapsamında başta Suriye Kürdistan’ındaki ihtiyaç sahipleri olmak üzere etnik ve mezhebi ayrım gözetilmeden Esed zulmünden etkilenen Suriye halkına yardımlar ulaştırılmıştır. İki yıldır devam eden yardım faaliyetlerinin, Rojavada’ki çatışmaların hemen ardından yapılmaya başlandığını ve sadece kimi İslami gruplara yardım edildiğini iddia eden Kürt Ulusalcılarının bu iddiaları tam anlamıyla bir iftiradır.

Bu vesileyle kamuoyuna ve tüm halkımıza Van’da gerçekleşen bu saldırıyı lanetlediğimizi duyuruyoruz. Son günlerde sistematik biçimde İslami kuruluşları hedef alan ve en son Van’da görüldüğü üzere Özgür-Der Şubesini yakmaya kalkışan zihniyetin halkımıza verebileceği hiçbir şey bulunmadığının, baskı yoluyla muhaliflerini sindirmeye yeltenenlerin, farklı görüşlere hayat hakkı tanımayanların karşı çıktıklarından da daha kötü bir esaret sisteminin peşinde koşan zavallılar olduğunun altını çiziyoruz.
Ve yine bu vesileyle Özgür-Der’in başta Baas Rejimine karşı savaşan Suriyeli kardeşlerimiz olmak üzere Müslüman Ümmetimizin her bir parçasıyla dayanışma çabasını sürdüreceğini, zulme karşı direnen Müslümanlara atılan iftiralara ve yürütülen karalama kampanyalarına sessiz kalmayacağını ilan ediyor; maruz kaldığımız saldırı karşısında bize destek sunan kuruluşlarımıza ve tüm kardeşlerimize teşekkür ediyor, selamlarımızı iletiyoruz.

Özgür-Der Van Şubesi

Destek Veren Kuruluşlar: Erdem-Der / Umut Işığı / Gökkuşağı / Van Mazlum-Der / Memur-Sen / İHH Van Temsilciliği / Nüve-Der / Rahmeteli Gıda Bankası / Mustazaflar Cemiyeti / Vim-Der

5.AÇIKLAMA: MAZLUM-DER VAN ŞUBESİ: ÖZGÜR-DER'İN DEĞİL KÜRT HALKININ YANINDAYIZ

Mazlumder Van Şube Başkanı Yakup Aslan iki gün önce Özgür-Der susturulamaz başlıklı bildiriye imza attıktan sonra 11 Ağustos tarihinde Fırat Haber Ajansı'nda "Mazlum-Der: Özgür-Der'in değil Kürt halkının yanındayız" başlıklı açıklaması şu şekilde haber olarak verildi:

"Rojava’da Kürtlere saldırarak katliam yapan El Nusra Cephesi’ne açık destek veren Özgür-Der’in düzenlediği basın açıklamasına katılmakla eleştirilen Mazlum-Der Van Şube Başkanı Yakup Aslan, “Özgür Der'in durduğu yerde durmuyoruz. Biz hep mazlum Kürt halkının yanında durduk. El Nusra'nın Rojava’da yaptığı bir vahşettir, caniliktir" dedi.

Rojava’da El Kaide’ye bağlı El Nusra cephesinin gerçekleştirdiği katliam ve saldırılara destek veren Özgür-Der’in Van şubesine geçtiğimiz günlerde Molotoflu eylem düzenlenmişti. Eylem ardından bir grup tekbirler eşliğinde basın açıklamasında bulunmuştu. Açıklamaya Mazlum-Der de destek vermişti. Mazlum-Der Van Şube Başkanı Yakup Aslan, tepkiyle karşılanan bu tavırlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

El-Nusra'ya destek mahiyetinde yapılan basın açıklamasını Mazlum-Der'in yapmadığını belirten Aslan, Özgür-Der'e yapılan molotoflu saldırıyı doğru bulmadıkları için açıklamaya katıldıklarını ancak olayın çarpıtıldığını öne sürdü. Rojava konusunda Mazlum-Der'in tavrının net olduğunu ve her zaman Kürt halkının yanında olduklarını ifade eden Aslan, "El Nusra'nın Rojava’da yaptığı bir vahşettir, caniliktir. El Nusra tamamen istihbarat güçleri tarafından yönlendirilmektedir" dedi.

ÖZGÜR-DER'İN DURDUĞU YERDE DURMUYORUZ

"Biz her zaman Rojava halkının yanındayız. Başından beri tavrımız nettir" diyen Aslan, "Mazlum-Der olarak Kürt halkına verdiğimiz destekten ötürü ÖSO ve El Nusra'yı destekleyen çevreler tarafından 1.5 yıldır hakkımızda karalama kampanyası yürütülüyor. Bizim bu konuda duruşumuz nettir. Asla egemenlerin ve imha konseptinin yanında yer almadık. Biz hep mazlum Kürt halkının yanında durduk. Bu yüzden birçok eleştiriye maruz kaldık ama yine de bundan vazgeçmedik. Basın açıklamasında bizim imzamız molotof atılmasına karşıydı. STÖ'lere yönelik böyle bir şiddeti doğru bulmuyoruz. Ama asla Özgür Der'in durduğu yerde durmuyoruz. Kürtlere yönelik saldırıları doğru bulmuyoruz ve kınıyoruz. Önümüzdeki günlerde konuyla ilgili ayrıntılı bir basın toplantısı yapıp kamuoyunu bilgilendireceğiz" şeklinde konuştu."

"Mazlumder duyuma dayanarak açıklama yapmaz. Olayı yerinde görür, emsal olacak objektif tutumla raporlar ve o "delil" olur(du)...Bu durumun bizi yaraladığını ifade ediyoruz
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara