Kaplan: Paşalara verilen cezayla hesaplaşılmaz
Silivri'deki Ergenekon Davası kararını değerlendiren BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, 'Derin devletle hesaplaşma; birkaç emekli paşaya verilecek cezalarla geçiştirilemeyecek kadar derindir' dedi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-07 10:53:57
Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Genel Başkanı Kemal Burkay ise, "Gün geldi devran döndü, dengeler değişti, darbeciler için dünyada altın çağ sona erdi. Bu kez başaramadılar ve ava giderken avlandılar" diye yazdı.
BDP'li Kaplan, Ergenekon Davası'nı Twitter'deki hesabında değerlendirirken, darbeciler, darbeler ve darbe hukuku, darbe anayasasıyla hesaplaşma zeminin, özel yetkili mahkemeler (ÖYM) veya olağanüstü yargı değil, TBMM olduğunu yazdı. Kaplan, "Derin devletle hesaplaşma; birkaç emekli paşaya verilecek cezalarla geçiştirilemeyecek kadar derindir. İyice kazıyın altından siyaset çıkar" diye devam etti. Kaplan, 1990'lı yıllarda Kürt halkına karşı acımasızca yapılan operasyonlarda binlerce köy yakma ve faili meçhulde hep ortaklaşan bir siyasi irade bulunduğunu savunurken, şöyle devam etti:
"BAZEN DEVRAN DÖNÜYOR"
"Olağanüstü mahkemeler, sıkıyönetim, DGM, ÖYM, farketmez hep yönlerini güneşe dönen ayçiçeği gibi siyasi iktidarlara güce döner, bağımlıdırlar. Fırat'ın ötesindeki suçları yargı dışı bırakmada suç ortaklığı birinci etkendir. Hükümeti devirmeye kalkışmak mı sadece suç? Yaşam hakkına yönelik saldırılar en son Roboski katliamında olduğu gibi neden yargılanamıyor? Gerçeklerle, adaletle yüzleşmek herkes için geçerlidir. Ayırımsız herkes için. Elbette herşey intikam için değil; bazen adalet ve gerçekler için. Bazı paşalar İmralı komutanıyken, olağanüstü yargı önce makamlarını ziyaret ediyordu, gördük yaşadık. Bazen devran dönüyor işte. Adaleti, hukuku, intikamdan, hesaplaşma aracı olmaktan çıkarmadığınız sürece, her devrin ugyulaması aynı. Tek sığınılacak liman; bağımsız yargıdır. 12 Eylül yargılamasında ÖYM'ler neden tutuklu, darbeciler neden tutuksuz? Fırat'ın ötesinde Kürt halkına yönelikler suçlar söz konusu olunca neden şerikler birleşir, hukuk biter, adalet susar, koruma- kollama başlar?”
Kaplan, ‘Çözüm süreci'nin bir nevi yüzleşme süreci olduğunu bu ortamda onbinlerce siyasetçinin neden hala tutuklu olduğunu sorarken, “Tutuklu BDP milletvekilleri üyelikten yargılanıyor, müebbetten değil. 4-5 sene uzun tutukluluk ne demek? Hepsi rehin mi?” diye devam etti.
KEMAL BURKAY: DÜNYA DEĞİŞTİ SİZ KAYBETTİNİZ
Hak-Par Genel Başkanı Kemal Burkay da, 'twitter ve 'DengeAzad' sitesinde Ergenekon Davası'nı değerlendirirken, “Gün geldi devran döndü, dengeler değişti, darbeciler için dünyada altın çağ sona erdi. Bu kez başaramadılar ve ava giderken avlandılar” diye yazdı. Burkay, Silivri'de yargının kararını verdiğini, geç kalmış olsada, bu çok önemli bir olay olduğunu belirtirken, şöyle devam etti:
“Ergenekon, yani asıl adıyla Kontrgerilla, kurulduğu 1950'li yıllardan bu yana bu ülkeye çok kötülükler yaptı. Sözde komünist sisteme karşı savunma amaçlı örgütlenmiş olan bu örgüt, zaman içinde devasa bir gizli suç örgütü haline geldi. 6-7 Eylül, Maraş, Çorum, Malatya, Sivas olayları, 1977 kanlı 1 Mayısı, Ecevit ve Özal'a suikast girişimi dahil, nice kanlı olaya imza attı. Yıllar boyu ondan dert yandık. Bugün bu örgütün devamının, Ergenekon adıyla hesap vermesi ve mahkum olması önemlidir, tarihi bir olaydır. Tüm karalama ve tehditlere rağmen Ergenekon davasını kararlılıkla yürüten yargıç, savcıların, emeği olan herkesin tavrı saygıya değer. Türkiye'nin şovenleri, imtiyazlı azınlığı, darbeseverleri! Dünya değişti ve siz kaybettiniz, bu gerçeğe alışmak zorundasınız artık. Ergenekon davası örneğin Fırat'ın ötesine uzanabilecek mi? Türkiye bunu yapabilecek mi?”
Burkay, Silivri'deki kararın meşru olmadığını savunanların, emirle karar veren “İstiklal Mahkemeleri”, 12 Mart ve 12 Eylül'ün askeri mahkemeleri, Yassı Ada duruşmaları hakkındaki görüşünü sorarken, “Kendileri için hak hukuk bekleyenler, başkalarının hak ve hukukuna saygı, çağdaş bir demokrasi için çaba göstermeli. Darbe değil, demokrasi, herkes için özgürlük istemeli. Bu örgütün bir bütün olarak ele alınıp hem yargıda, hep politik çevrelerde ve medyada, hem de bizzat kamuoyunun vicdanında mahkum edilmesi; böylece toplumun kendi tarihi ile yüzleşmesi, arınması, bir dönemin kapanması bakımından son derece gereklidir” diye devam etti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara