Kahramanmaraşlıların vazgeçemediği 2 lezzet: Çörek ve hoşaf
Ramazan ayının bitimine sayılı günler kala Kahramanmaraş'ta evleri bayram telaşı sardı. Geçmişten günümüze geleneksel lezzetlerin yaşatıldığı şehirde, Ramazan Bayramı'nın vazgeçilmez ikilisi haline gelen 'Maraş çöreği ve hoşaf' sofraların başköşesind
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-06 09:36:57
Kahramanmaraş'ta asırlardan beri insanların damak tadına hitap eden 'Maraş çöreği ve hoşaf' lezzeti ve serinletici etkisiyle sıcak yaz günlerinde bolca tüketiliyor. Geçmişi Osmanlı devrine kadar uzanan tarihi lezzet, iş toplantıları, mevlitler ve özellikle Ramazan bayramlarında ziyarete gelen konuklara ikram ediliyor. Ramazan ayının özellikle son günlerinde imalatında büyük artış yaşanan çörek, kolay hazmı, tok tutması ve uzun süre tazeliğini korumasıyla biliniyor. Üreticiler uygun koşullarda yumuşak çöreğin 20 gün, gevrek çöreğin ise 6 ay taze kalabildiğini belirtiyor.
Geçmiş bayramlarda ev hanımlarının elinde şekillenen çörek, evlerde yoğrulan hamurların Zembillerle (hasırdan örülmüş saplı torba) mahalle aralarındaki fırınlara taşınarak pişirilmesiyle elde edilirdi. Günümüzde bu gelenek, modern yaşamın getirdiği kolaylıklar sayesinde yerini fırıncı esnaflarına bırakmış. Fırıncıların Ramazan Bayramı arifesinde bol miktarda ürettiği çörekler, tezgahlarda kilosu 6 TL'den alıcısını bekliyor.
Çöreğin ayrılmaz ikilisi hoşaf ise meyve kurularının maharetli ellerde kaynatılmasıyla pişiriliyor. Üzüm, kayısı, vişne, elma ve armut kurusunun şekerli suda bir süre kaynatılmasıyla hazırlanan hoşaf, çörekle birlikte çıktığı Ramazan yolculuğunu konukların elinde noktalıyor.
YILLIK 150 TON ÇÖREK ÜRETİYOR
Dede mesleğini sürdüren 27 yaşındaki çörek üreticisi Cengiz Güler, Ramazan Bayramı'nda Maraşlıların aklına gelen ilk şeylerden birinin hoşaf ve çörek olduğunu belirtti. Yıllık çörek üretim kapasitelerinin yaklaşık 150 ton olduğunu söyleyen Güler, bu üretimin büyü bir bölümünün Ramazan ayında tüketildiğini aktardı.
Güler, "Çörek üretimi dedemden babama, babamdan da bize kaldı. Çörek, önceleri hamur olarak fırınlara gelirdi, herkes kendi evinde hamuru yoğururdu. Fırıncılar haftalarca çörek pişirirdi. Şimdi müşteriler günün her anı çörek alabiliyor." diye konuştu.
Çöreğin, tereyağlı, zeytinyağlı, fıstıklı, fındıklı, cevizli, üzümlü, pekmezli ve baharatlı birçok çeşidinin bulunduğunu anlatan Güler, çörek yapımını şöyle anlattı: "Öncelikle un, yağ, çöreotu, tuz ve maya hamur teknelerinde yoğrularak hamur kıvamı yakalanır. Daha sonra avuç içi büyüklüğünde alınan hamur yumağı merdaneyle açılarak taş fırına sürülür. Yaklaşık 1 dakika fırında bekletilen çörek tezgahtaki yerini alır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara