Bahçeli: Hükümet, sınırdaki oluşumu meşrulaştırmak için PYD' ye kucak açtı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümetin PYD Başkanı Salih Müslim ile görüşmesini eleştirdi. PYD ile buluşmayı, terör örgütleriyle yapılan görüşme halkasına bir yenisinin daha eklendiği, şeklinde değerlendiren Devlet Bahçeli, "İstanbul'da pazarlık
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-04 20:25:45
Bahçeli, Ankara'da Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel'in vatandaşlara verdiği iftar programına katıldı.
Programda konuşan Devlet Bahçeli, Ramazan Ayı'nın saygınlığını umursamayanların iftar programlarında gönülleri incitmediğini, nedensiz yere ona buna sataştığını, dedikodu ürettiklerini söyledi. Kendilerinin katıldıkları programda, mümkün mertebe siyasi cebelleşmelerin içinde olmamaya çalıştıklarını kaydeden Bahçeli, "Ramazan'a karşı duyduğumuz derin sevgi, hürmet ve saygıda bu yatmaktadır." diye konuştu.
"TERÖRİSTLER UZANTILARI İLE HÜKÜMETİN BOĞAZINA SARILMIŞLAR"
Bahçeli konuşmasında, Çözüm Süreci'ni de eleştirdi. Terör örgütü PKK'nın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde etkinliğini arttırdığına dikkat çeken Bahçeli, "İsterdik ki, huzur içinde bir Ramazan geçirelim fakat, bunlar mümkün olmamıştır. Sosyal barışımız, toplumsal güvenimiz, katillerin kıskacında kalmıştır. Önemsedikleri kendi menfaat şebekeleri, yandaşları bölücü ve ayrımcı dostları olmuştur." ifadelerini kullandı.
Ramazan'da 'Hiyanet Şebekesi'nin faaliyetlerini arttırdığını kaydeden Bahçeli, teröristlerin, arkasındaki destekçiler ve meclisteki uzantıları ile, hıyanetin daha da ilerletilmesi için hükümetin boğazına sarıldığını söyledi. Hükümeti bazen 15 Ekim'e kadar süre tanıyarak örgütün tehdit ettiğini vurgulayan Bahçeli şöyle konuştu: "Küstahlıkları, hükümeti maskaraya çevirmiş komik durumlara düşürmüştür. Hükümet sinmiş, silik bir irade sergilemiştir. Terör örgütü Türkiye'yi istemektedir. Kardeşliğimizin imhasını dayatmaktadır, vatanımızın parçalanmasını, insanımızın, kopmasını beklemektedir. Sözde demokratikleşme paketi de herkesin dikkatini çekmektedir. Etrafımız kıpır kıpırdır. 4 parçalı Kürdistan'ın kurulması için gayret vardır. Türkiye'nin kırmızı çizgileri ihlal edilmiş durumdadır. Türkiye zifiri karanlığa sokulmuştur. PKK, terör örgütü hükümete adım atmasını, anayasa yazımını hızlandırılmasını, ikinci aşamaya hareket etmesini şart koşmuştur. Böylesine bir demokrasi hareketi ve özgürlük hareketi insanlık tarihinin neresinde vardır. Silahla, zorla, dehşet ve vahşetle demokratikleşme nasıl sağlanacak? Sarış nasıl temin edilecektir. Ortadadır ki, PKK görülüyor bölgede fiili hakimiyet kurma telaşesindedir. Örgütün sözde asayiş yapılanması kimlik ve yol kontrolü yapmaktadır. PKK paçavraları orada buraya asılmaktadır. Terör örgütü militan kadrolarını arttırmaktadır. Türk devletinin egemenlik haklarını gasp etmektedir. Geri çekilmekten ziyade, daha kalabalık bir şekilde yurdumuzda konuşlanmayı, sürdürmektedir. Bu gerçekler ortada duruyorken Türkiye'yi idare edenlerin PKK çizgisine gelmeler, İmralı Canisi'nin tezleri ile örtüşmeleri, hepimizin gözü önünde cereyan etmiştir. Bu yüzden tehdidin boyutu çok büyüktür. Anlaşılmaktadır ki, şu an iş başında olan hükümet, İmralı Canisi'ne özgürlüğünü vaat etmektedir. Kürdistan'ın oluşturulmasına 'tamam' demiştir."
"TÜRKİYE'NİN DOSTU HAMAS VE PEŞMERGE KALMIŞTIR"
Bahçeli konuşmasında, dış politikaya ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. AK Parti'nin uyguladığı dış politikasını eleştiren Bahçeli, "Dış politikası küle ve kadavraya dönmüş bir hükümet tarafından yönetildiğimiz bir gerçektir." dedi.
Türkiye bölgesinde tek başına kaldığına, dört tarafı husumet kuşağına alındığını vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi: "Hükümetin dış ilişkilerde başlayıp da sonunu getirdiği ve milletimizin yararına olan hiçbir şey yoktur. Hep kuru gürültü, hep istismar ve hep de boşa kürek çekmek dış politikanın ana fikrini ve ana eğilimini oluşturmuştur. Komşu coğrafyalardaki gelişmeler doğru ve milli bir perspektife göre yorumlanamamış, buna müzahir siyasetler geliştirilememiştir. Irak politikası çökmüştür. Suriye politikası paramparça olmuştur. Mısır politikası boşluğa düşmüştür. İran politikası dağılmıştır. Filistin politikası direkten dönmüştür. Lübnan ve Libya politikaları tökezlemiştir. Afrika politikası sönmüştür. Avrasya politikası çoktan soluğunu tüketmiştir. AB politikası havlu atmıştır. ABD politikası taviz ve güvensizliklerle tek taraflı olarak ilerleyiş kaydetmektedir. İsrail politikası deseniz ağır aksak da olsa bir tek o ayaktadır. Türkiye'nin dostu ve stratejik ortağı sadece ve sadece Hamas ve Peşmerge yönetimi kalmıştır."
"AK PARTİ ABD'YE KARŞI TEDİRGİN, TİTİZ VE ÇEKİNGENDİR"
Bahçeli, Arap Baharı'nın çoktandır tersten esmeye başladığını da ifade etti. Büyük anlamlar yüklenen halk hareketlerinin birer birer tescilli ve meşhur diktatörleri devirdikten sonra Suriye'de durduğunu Mısır'daki askeri darbe ve neticesinde Mursi'nin koltuğundan indiğini vurgulayan Bahçeli, Arap Baharı serüveninde yeni bir sayfa açıldığı değerlendirmesinde bulundu. Mübarek'ten sonra işbaşına gelen darbe yönetimine sessiz kalmanın, zımnen de onay vermenin bilhassa hükümetin bugünkü tavrıyla çeliştiğini ifade eden Bahçeli, "Bu ilkesiz ve ikircikli duruş şüphesiz Türkiye'nin kamburu olanların eseridir. Başbakan Erdoğan günlerdir iftar programlarında konuşmaktadır. Bir Allah'ın kulu halen, ABD'nin Mısır'daki darbeye verdiği onay ve desteği eleştirdiğini duymamıştır. Bu siyasi anlayış ABD'ye karşı tedirgin, titiz ve çekingendir. Mısır'daki asıl faili görmezden, bilmezden gelmekte ve es geçmektedir. Boş boş konuşup Türkiye'nin menfaat ve ilişkilerine zarar verenlerin, Mısır'a yönelik hiçbir yaptırım ve yönlendirici vasfı da bulunmamaktadır. Şayet iddialar doğru ise, Türkiye'nin Kahire Büyükelçisinin kuryelik yapması onur kırıcıdır." şeklinde konuştu.
"PYD İLE GÖRÜŞME ACİZLİK, DÜŞKÜNLÜK REZİLLİKTİR"
Devlet Bahçeli, hükümetin PYD ile temaslarına da değindi. Sınırın hemen dibinde PKK-PYD terörünün cirit attığını ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde filli bir özerlik tehlikesiyle karşı karşıya, burun burunadır. Her şey göz göre göre gelişmiş, sonunda Kürdistan'a giden yolun ikinci etabı inşa edilmiştir. PYD' nin elebaşı hiçbir şey olmamış gibi İstanbul'da bile ağırlanmıştır. Anlaşılan PYD'nin de süreç ihanetine ve sürdürülen müzakereye dahil edilmesi için yeni bir karar oluşmuş ve oluşturulmuştur. Stratejik derinlik mucidinin PYD'ye karşı bir yıl önceki tavrın değişmesini normal ve doğal gören pişkinliğinden bu çıkmaktadır. Nitekim hükümet terör örgütleriyle görüşme halkasına yenisini eklemiştir. PYD'nin paçavraları sınırlarımızın hemen bir adım ötesinde dalgalanıyorken, İstanbul'da pazarlık için ortam ve alan açmak kesin olarak acizlik, düşkünlük ve rezilliktir. Türk devletini teröristten aman dileyen, anlayış bekleyen, izana gelmesini gözleyen bir duruma sokmak izahı olmayan bir alçalma halidir. PYD sınırlarımızda fiili bir yönetim kurmuşken, hükümet bu terör örgütüyle ne konuşmuş, Barzani'den gerçekte ne istemiş, ne duymuştur? Bu tarihi yanlışlık terörün değirmenine su taşımak, ekmeğine yağ sürmek, namlusuna mermi yerleştirmek, eline silah tutuşturmak ve meşrulaştırmak değil midir? Bu görüşmelerde hangi yeni tavizler verilmiştir? Hükümet basına yansıdığı şekliyle, Suriye'nin kuzeyindeki özerk yönetime ikna olmuş mudur? Görünen gerçek şudur: AKP hükümeti, sınırlarının bitişiğindeki gayri meşru oluşumu meşrulaştırmak, sözde bir şey yapmış olmak amacıyla PYD'ye kucak açmıştır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara