Kudüs, 46 yıldır işgal altında
Filistin ile İsrail arasındaki barış görüşmeleri 3 yıl aradan sonra yeniden canlanırken, taraflar arasındaki temel anlaşmazlığın başında gelen 'Kudüs' 46 yıldır İsrail işgali altında.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-02 19:10:52
Kudüs'ün tarihi
Kudüs, 1516'dan 1917'ye kadar 400 yıl boyunca Osmanlı himayesi altında kaldı. Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanların barış içinde bir arada yaşadığı Filistin'in huzuru, 16 Mayıs 1916'da İngiltere ile Fransa arasında yapılan ve Ortadoğu'nun paylaşılmasını öngören gizli Sykes-Picot Anlaşması ile bozuldu. Bu anlaşmayla Filistin, İngiltere'ye verilmişti. İngiltere, Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasını öngören Balfour Deklarasyonu'nu (1917) yayınladı. Deklarasyona göre diasporada yaşayan Yahudiler, Filistin'e göç etmeye başladı. Yahudilerin Filistin'e gelmesiyle Araplar ile Yahudiler arasında sorunlar başladı. İki halk arasındaki çatışmaların büyümesi üzerine Birleşmiş Milletler (BM) soruna el attı.
BM, 29 Kasım 1947 tarih ve 181 sayılı kararıyla Filistin'in, uluslararası rejim ile yönetilmesini kabul etti. Bu karara göre Kudüs'ün statüsü ayrı ve kimseye ait olmayan, BM tarafından yönetilecek uluslararası bir şehir olarak belirlendi.
Kudüs, İsrail'in kurulduğu 1948 yılından sonra yavaş yavaş işgal edildi. Bölgedeki Arapların bazıları evlerini satarken, bazıları zorla evlerinden çıkarıldı.
İsrail, 1967 Arap-İsrail Savaşı ile Kudüs'ü tamamen işgal etti. BM Güvenlik Konseyi 1968 tarih ve 252 sayılı kararıyla İsrail'in Kudüs'ün statüsünü değiştirmek için attığı adımları "geçersiz" ve "yasadışı" ilan etti. Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye yönelik eylemlerinden vazgeçmeyen İsrail, yasadışı yerleşimlerini sürdürdü.
Hukuki durumu
İsrail, 30 Temmuz 1980'de tek taraflı olarak Kudüs'ü başkent ilan etti. Ayrıca İsrail bu kararından sonra hükümeti, Meclisi (Knesset) ve Yüksek Mahkeme gibi önemli kurumların tamamını Kudüs'e taşıdı.
BM Güvenlik Konseyi, 20 Ağustos 1980'de 478 sayılı kararıyla Kudüs'ün statüsünü değiştiren bütün eylemlerin "geçersiz" ve yasadışı" olduğunu ilan etti.
Bugün BM üyesi hiçbir ülke, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımıyor. Bu nedenle birçok ülkenin büyükelçiliği halen Tel Aviv'de bulunmaktadır. Kudüs'ü başkent olarak kabul etmeyen Türkiye'nin İsrail Büyükelçisi de Tel Aviv'de görev yapıyor.
Doğu ve Batı Kudüs ayrımı
Doğu ve Batı Kudüs ayrımı, 1948 savaşı sonrasında ortaya çıkmış hukuki gerçekliği olmayan ancak fiili olarak bölünmüşlüğü ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Doğu Kudüs, şehrin Müslüman ve Arap nüfusunun yoğunlukta olduğu kesimi, Batı Kudüs ise şehrin Yahudi nüfusunun yoğunlukta olduğu kesimi anlatmak için kullanılmaktadır.
Kutsal şehir
Kudüs, üç ilahi dinin buluştuğu kutsal şehir olarak biliniyor. Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler tarafından kutsal kabul edilen Kudüs'ün bir tarafında Mescid-i Aksa, bir tarafında Ağlama Duvarı, bir başka tarafında ise Kıyame Kilisesi bulunuyor.
İsrail'in Kudüs politikası
Kurulduğu 1948 yılından buyana Kudüs'ü Yahudileştirmeye çalışan İsrail, 1967'de şehri tamamen işgal etti. İşgal ettiği Kudüs'ü, 1980 yılında Meclis kararıyla başkent ilan eden İsrail, Arapların şehri terk etmesi için zorlayıcı politikalar izlemeye devam ediyor.
Uluslararası hukukun "kuvvet kullanma yoluyla toprakların işgal edilemeyeceği" ilkesini çiğneyen İsrail, BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarına da uymuyor.
İsrail, BM UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Kudüs'te, yeni yerleşim yerleri kurmaya, arkeolojik kazılar ve güvenlik duvarı inşa ediyor.
Arapların yaşadığı Doğu Kudüs'ün yüzde 74'nü işgal eden İsrail, 10 bine yakın Kudüslü Filistinlinin kimlik ve ikametlerini iptal ettiği ifade ediliyor.
2010 itibarıyla Kudüs ve çevresinde yaklaşık 200 bin yerleşimcinin yaşadığı belirtiliyor.
Kaynak: AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara