Görme engelli hafızın Kur'an aşkı

İsmet Katı, Beypazarı'nın Kerbanlar köyünde çok az görme yetisiyle dünyaya gelir. Ondaki cevheri keşfeden köyün imamının tavsiyesiyle hafızlık eğitimine başlar. Her cüzden 5'er sayfa ezber yapar. Kendi deyimiyle 'çeyrek hafız' olduktan sonra hocasının yaşının ilerlemesi sonucu eğitimi yarım kalır. Yaşı da büyüdüğü için artık geçim yükü omuzlarına binmiştir. Önce ilçe müftüsünün yanına gider durumunu arz eder ve uygun bir camide müezzinlik ister. Fakat Müftü Bey devlet memurunun en az ilkokul mezunu olması gerektiğini söyler. Birazcık ümidi kırılsa da 'Helal kazanç olduktan sonra ben her şekilde karnımı doyururum.' diyerek ailesinin yardımıyla bir katır satın alır.

Beypazarı'nın meşhur kimya suyunu doldurarak Beypazarı'nda satmaya başlar. Belediyenin Uşakgöl köyünde bulunan çok lezzetli bir suyu Beypazarı'na getirerek satmasıyla Katı bu işi bırakmak zorunda kalır. Derdi yine helal kazançtır. Bir gün bile el açarak dilenmemiştir. Bu sefer de herkesi ilgilendiren konuların ilanını yapmak için tellallık yapar. Belediyenin hoparlör sistemini kurması ile tellallık da fazla uzun sürmez. Bir yandan da bulduğu kasetlerden Kur'an öğrenimini devam ettirir. Bir arkadaşının akıl vermesiyle İş ve İşçi Bulma Kurumu'na başvurur ama en büyük engeli yine ilkokul diplomasıdır. İmdadına bir engelli derneğinin başkanı yetişir. İsmet Katı'nın çok az miktarda gördüğünü bilen dernek başkanı, ona okuma yazma öğretir ve İsmet amcaya okur-yazar belgesi alır. Artık en büyük engellerinden biri kalkmıştır. Uzun süre İş ve İşçi Bulma Kurumu'ndan cevap bekler ve Türkiye Kömür İşletmeleri'nde (TKİ) büyük bir heyecanla göreve başlar. Beypazarı TKİ lojmanlarında durumuna uygun olarak telefon bağlama ve buna benzer işler verirler. İş bulmanın sevinci içerisinde Kur'an-ı Kerim öğrenmeyi bırakmaz. Kasetlerden yavaş yavaş devam ettirir hafızlık eğitimini. Engelli haliyle Beypazarı'ndan 25 kilometre ötedeki Çayırhan'a tayini çıkar. Her gün servisle gider işine. 17 yıl çalışır ve emekli olur.

Emeklilik günleri başladığında İsmet amcanın içindeki Kur'an aşkı iyice artmış. Özel televizyonlarda sabahları Kur'an-ı Kerim tilaveti yapılmaktadır. İsmet Katı sabah namazlarından sonra Kur'an-ı Kerim tilavetlerini kaçırmaz. Elindeki kasetler de destekler Kur'an hafızlık eğitimini ve tamamlar. Bu arada camiye namaza giderken başkalarına Kur'an öğretebileceği aklına gelir ve eş dost komşu herkese bu teklifi sunar. Görme engeli olduğu için Kur'an harflerini öğretmesi de kolay olmaz. İsmet Katı, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Peygamber Efendimiz (sas) 'Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğreteninizdir.' buyuruyor. Ben de elimden geldiğince bu emre uymaya çalışıyorum. Benim gözler görmediği için elif cüzünü öğretmeme imkân yok. Cüzü geçenlere hemen tecvid öğretmeye ve Kur'an okumayı geliştirmelerine destek olmaya başladım. Dükkânlara gittim, komşular bana geldi. Zaman zaman mukabele takibi için ben torunlarımın koluna girerek uzaktaki tanıdıkların evlerine gittim. Çok şükür bugüne kadar sayısız hatim tamamladık."

ZAMAN