Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Görmez: Genelgeye rağmen hala açık olmayan camiler var

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, camilerin 24 saat açık kalması için bir genelge yayınladıklarını hatırlatarak ancak hala camilerin açık olmadığına dair mesajlar aldığını söyledi. Allah'ın evi olan camilerin açık olmasını önemsedikleri

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-01 14:17:55

Görmez: Genelgeye rağmen hala açık olmayan camiler var
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, camilerin 24 saat açık kalması için bir genelge yayınladıklarını hatırlatarak ancak hala camilerin açık olmadığına dair mesajlar aldığını söyledi. Allah'ın evi olan camilerin açık olmasını önemsediklerini vurgulayan Görmez, bu konuda cami görevlilerinden hassasiyet istedi.

        10 yıldır Ankara Müftülüğü görevini yürüten ve Diyanet İşleri Başkanlığı'na müşavir olarak atanan Mustafa Hakkı Özer, görevini Prof. Dr. Mefail Hızlı'ya devretti. Devir teslim için Kocatepe Kültür Merkezi'nde tören düzenlendi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in de katıldığı tören, Kocatepe Camii İmam Hatibi İsmail Coşar'ın okuduğu Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

        Müftülük görevini devreden Mustafa Hakkı Özer hakkında bir sinevizyon gösterisi ekrana yansıtıldı. Davetlilere Özer'in özgeçmişiyle ilgili kısa bilgiler verildi. Yaptığı hizmetleri anlatan Özer, "Her son aynı zamanda bir başlangıçtır. Benim için yeni bir süreç başlamıştır ama bu süreç şahsen uzun bir süreç olmayacaktır. Bu bir bayrak yarışıdır, hizmet yarışıdır. 10 yıl öncesiyle bugünü mukayese ettiğimiz zaman gerçekten önemli bir çok gelişmeler olduğuna şüphe yoktur. Başta Diyanet İşleri Başkanlığımızın geldiği nokta son derece önelidir. Saygınlığı her geçen gün artmaktadır. Böyle bir kurumun mensubu olmaktan duyduğum mutluluğu ifade etmekten acizim." dedi.

        Ankara Müftülüğü'ne atanan Prof. Dr. Mefail Hızlı ise Hacı Bayram-ı Veli'yi sinesinde barındıran Ankara'da görev yapmanın ayrıcalık olduğunu vurguladı. Vatandaşların manevi hayatlarına kalite kazandırmak için bütün personelle çalışacaklarını dile getiren Hızlı, kadınlar ve gençlerin en önemli hedefleri arasında olduğunu ifade etti. Hızlı, "Ortak çalışmanın bereketi her zaman fazladır. Biz bu ortak çalışmayı sinerjiye dönüştüreceğiz ve gayretimizin bereketini de inşallah hep beraber devşireceğiz." ifadelerini kullandı.

        "RAMAZAN'IN SONUNA YAKLAŞTIĞIMIZ BUGÜNLERDE SEVİNÇ VE HÜZNÜ BİR ARADA YAŞIYORUZ"

        Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Ramazan ayı ile Kadir Gecesi'nin önemine değinerek "Her sene bugünler gelince bütün mümin yüreklerde sevinç ve hüzün birleşir. Hüzünlüyüz; çünkü bize büyük değerler katmak üzere ilahi bir armağan olarak gelen ve her sene bize ötelerden, yücelerden çok büyük hediyeler getiren Ramazanımıza veda etmek üzereyiz. Sevinçliyiz çünkü kadrimizi yüceltecek, kadrimizi yeniden yüceltecek Kadir Gecesi geliyor. Hüzünlüyüz çünkü bundan sonra Ramazan'a kavuşup kavuşamayacağımız elimizde değil ve belli değil. Sevinçliyiz çünkü yürüklerimizi yeniden birleştirecek, yüreklerimiz arasında sevinç köprüleri kuracak bayramımız geliyor. İşte böyle bir atmosferde Ankara'da, Başkentimizde Kocatepe Camiimizin altında çok güzel bir devir teslim törenine şahit oluyoruz. Bir bayrak teslimine, bir hizmet yarışına hep birlikte şahit oluyoruz. Bunu bize bahşettiği için yüce Rabbimize ne kadar hamd etsek azdır." şeklinde konuştu.

        Ankara'da şimdiye kadar 13 müftünün görev yaptığını hatırlatan Görmez, Cebeci Asri Mezarlığı'nda kabirleri bulunan 3 kişi ziyaret ettiğini ve yeni göreve gelenlerin de ziyaret etmesini istedi. Daha sonra Görmez, vefat eden müftülerin ruhları için Fatiha okudu. Bu görevlerin manevi değeri yüksek olduğu gibi, manevi sorumluluğunun da çok yüksek olduğunu dile getiren Görmez, her makam, her mevkinin ateşten gömlek olduğunu belirterek ama Diyanet İşleri Başkanlığı'nda her makam, her mevkinin ise ateşten cübbe olduğunu kaydetti.

        "CÜBBE VE SARIĞIN İSLAM MEDENİYETİNDE İFADE ETTİĞİ MANALAR DERİNDİR"
    
        "Gömlek vücudun yarısını yakar ama cübbe gömleğin tamamını sarar." diyen Görmez, şöyle devam etti: "Bir de başımıza koyduğumuz, hiçbir leke kabul etmeyen, siyah bir noktayı bile kabul etmeyen sarığımız var ki; bunların her ikisini, sarık ve cübbeyi İslam medeniyetinde, İslam kültüründe, İslam semboller dünyasında ifade ettiği manalar o kadar derindir ki... Bütün dünyada üç zümre cübbe giyer. Birincisi, kadılar, hakimler, yargı mensupları. İkincisi akademisyenler, üniversite hocaları. Üçüncüsü de bütün dünyada din gönüllüleri, din adamları cübbe giyerler. Bunun çok farklı bir anlamı vardır. Her üç zümrede cübbe giyerek şunu ifade ederler: Biz vicdanımıza göre hareket edeceğiz. Biz kalbimizi, aklımızı birleştirerek hareket edeceğiz. Bizim için artık vücudumuz, bedenimiz bir şey ifade etmiyor. Biz onu örterek o manevi sorumluluğumuzu daima omuzlarımızda hissederek bu görevleri yapacağız' demektir bu. Onun için arkadaşlarımızla istişarede bulunduk, dedik ki bundan sonra her ilde, müftülerimiz görevlerini birbirlerine devrederken bu cübbenin yakıcılığını birbirine göstermek ve hatırlatmak için giden müftümüz cübbesini gelen müftüye giydirsin, gelen müftümüz ne büyük bir sorumluluğu omuzlarına aldığını görevlilerin huzurunda hissetsin."

        "Bizden önceki neslin fedakarlığı henüz bizde yok. Biz henüz onların boşluğunu dolduramadık. Bu açıdan da kendimizi mutlaka hesaba çekmemiz lazım." diyen Görmez, kendi nesillerinden önce Anadolu'da küçücük bir köyde imamlık yapan kimi hocaların bütün Karadeniz'i etkilediğine dikkat çekti.

        Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 325 kişiyi yeni kurulan ilahiyat fakültelerine hoca olarak verdiklerini belirten Görmez, 5 ilin müftüsünü ise üniversitelerden aldıklarını söyledi. "Ankara Müftülüğü sadece bir köye imam tayin etmiyor; TBMM'ye imam tayin ediyor, Başbakanlık'a imam tayin ediyor." diyen Görmez, bütün kamu kurumlarının altında bir mescit olduğunu ve oralarda da imam bulunduğunu ifade etti.

        Ankara'da bürokrasinin öncülerinin hep kapılarını aşındırdığını hatırlatan Görmez, yaz mevsiminde çocuklarını yatılı olarak verebilecekleri bir yer talep ettiklerini vurguladı. Ankara'da dünyaya örnek gösterecekleri çok güzel kurslar olduğunu hatırlatan Görmez, "Ama yeterli değil. Böyle Gölbaşı gibi güzel bir yerde, yüzlerce öğrencinin kalabileceği, iki ayda Kur'an-ı okuyabileceği, kalabileceği merkezlere ihtiyacımız var. Bunları yapabilmeliyiz ve hızlandırmalıyız." şeklinde konuştu.

        Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, camilerin 24 saat açık kalması için bir genelge yayınladıklarını hatırlatarak ancak hala telefonlarına camilerin açık olmadığına yönelik mesajlar geldiğini söyledi. Camilerin açık olmasını önemsediklerini belirten Görmez, Türkiye'nin bütün şehirlerinde vatandaşların istedikleri vakit camiye giderek Allah'a yalvarabileceklerini bilmeleri gerektiğini kaydetti.

Haber Ara