Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Tunus’ta Mısır senaryosu

Muhalif politikacı İbrahimi’nin öldürülmesi, Tunus’u karıştırdı. Bir yıl içindeki ikinci suikasttan iktidardaki Ennahda’yı sorumlu tutan muhalefet, hareketin ofislerine saldırırken ulaşım durdu, işyerleri kepenk indirdi. Ennahda lideri Gannuşi, Mısır’da kaos oluşturanlar ile Tunus’ta cinayetleri planlayanların aynı odaklar olduğunu söyledi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-07-27 02:13:20

Tunus’ta Mısır senaryosu


Arap Baharı’nın doğduğu ülke Tunus, muhalif siyasetçilere karşı bir yıl içinde gerçekleştirilen ikinci suikastın şokunu yaşıyor. Önde gelen solcu muhalif isimlerden Halk Hareketi Partisi lideri Muhammed İbrahimi önceki gün faili meçhul bir cinayete kurban gitti. İktidardaki İslami tandanslı Ennahda Hareketi’ne karşı sert muhalefeti ile bilinen İbrahimi’nin öldürülmesinin ardından birçok şehirde hükümete karşı protesto gösterileri başladı. Suikasttan Ennahda’yı sorumlu tutarak hükümetin istifasını isteyen muhalifler, hareketin birçok ofisine saldırdı. En büyük sendika grev çağrısı yaparken, ulaşım durdu, dükkanlar ve bankalar kepenk indirdi. Muhalefetteki bazı laik ve liberal partiler halkı sivil itaatsizliğe ve hükümet istifa edene kadar parlamento önünde oturma eylemine çağırdı. Tansiyonu yükselten cinayetin, Mısır’daki gibi darbe ile sonuçlanan bir senaryonun parçası olmasından endişe ediliyor. İbrahimi ile şubatta öldürülen laik siyasetçi Şükrü Belayid’in aynı silahla vurulduğu açıklanırken Ennahda lideri Raşid Gannuşi, Mısır’da kaos oluşturanlar ile Tunus’ta cinayetleri planlayanların aynı odaklar olduğunu belirtti.

Zaman'da yer alan habere göre ;Temmuz başında Mısır’da iktidardaki Müslüman Kardeşler aleyhine düzenlenen gösterilerin ardından darbe yapan ordunun en önemli gerekçelerinden birini Sina Yarımadası’nda başlayan terör eylemleri oluşturuyordu. Mısır’daki askeri yönetimin lideri Savunma Bakanı Abdulfettah el Sisi, hafta içinde halkı sokaklara inmeye davet ederek, teröre karşı başlattıkları mücadeleye destek vermelerini istemişti.

Ennahda Hareketi’nin lideri Şeyh Raşid Gannuşi de Mısır’daki senaryonun Tunus’ta uygulanmak istendiğini düşünüyor. Suikastı kınayan Gannuşi, bunun ülkeye ve demokratik geçiş sürecine yapılmış bir saldırı olduğunu belirtti. Mısır’daki kaosu oluşturanlar ile Tunus’ta siyasi cinayetleri planlayanların aynı odaklar olduğunu iddia eden Gannuşi, “Arapların ve Müslümanların başarılı bir demokrasiye geçilmesine engel olmak istiyorlar. Tunus’un Arap dünyasında ilk demokrasi örneğini başarmak üzereyken ve başarının bütün şartlarını gerçekleştirmeye hazırlanırken, bu cinayetin olması açıkça gösteriyor ki Tunus’un düşmanları var ve bu örneğin başarılı olmasını istemiyorlar. Ancak Tunus, Mısır senaryosunu takip etmeyecek.” ifadelerini kullandı.

Tıpkı Mısır gibi Tunus’ta da dikta rejiminin 2011 yılında halk ayaklanması ile devrilmesinden sonra Ennahda Hareketi iktidara gelmişti. Ancak Ennahda’nın karizmatik lideri Raşid Gannuşi, Mısır’dan farklı olarak cumhurbaşkanlığı koltuğuna ülkenin önde gelen laik isimlerinden Munsif Marzuki’nin oturmasını sağlamıştı. Parlamento seçimlerinde yüzde 40 oy almasına rağmen Ennahda, oluşturduğu kabinede önemli koltukları yine liberal ve laik partilere ayırmıştı. Ancak buna rağmen bazı muhalif partiler, ülkenin hızla dini bir zemine kaydığını öne sürerek seçimlerin yenilenmesini ve dini partilerin siyasetteki etkisinin sınırlandırılmasını istiyor. Mısır’daki gibi Tunus’ta da ordu, polis ve istihbaratın ana omurgasını Zeynel Abidin bin Ali döneminin isimleri oluşturuyor. Ayrıca Tunus halkı, Mısır’ın aksine Arap dünyasının en liberal ve laik toplumlarından biri olarak gösteriliyor.

Her ne kadar Gannuşi, Mısır benzeri bir senaryo ile karşılaşmayacaklarını belirtse de muhalif partiler, Ennahda yönetimini devirmek için ülke genelinde büyük gösteriler düzenlemeyi planlıyor. Her iki ülkede iktidara getirilen suçlamaların birebir benzerliği de dikkat çekiyor. Tunuslu muhalifler bu yılbaşında suikastla hayatını kaybeden Şükri Beliyd’den sonra İbrahimi’nin de Ennahda tarafından öldürüldüğünü ileri sürüyor. Mısırlı muhalifler de Sina’daki terör eylemlerinin arkasında Müslüman Kardeşler’in olduğunu iddia ediyor. Her iki ülkede de gittikçe artan güvenlik sorunu ve terör eylemleri karşısında güvenlik güçlerinin sessizliği büyük bir benzerlik gösteriyor, anayasa çalışmalarında uzlaşma sağlanamıyor, bürokrasi yönetimlere karşı sert bir direniş sergiliyor.

Haber Ara