Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

"Kimsesiz, yoksul ve çaresiz yaşlılarla iftar yapılması dışlanmalarını önler"

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Öğretim Üyesi ve Hayırseverler Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Seyyar, Ramazan'da yaşlı kimselerin güven ve huzurunu sağlayacak çabanın gösterilmesi gerektiğini söyledi. Seyyar, kimsesiz, yoksul ve çaresiz yaşlılarla iftar ya

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-07-25 07:42:14

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Öğretim Üyesi ve Hayırseverler Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Seyyar, Ramazan'da yaşlı kimselerin güven ve huzurunu sağlayacak çabanın gösterilmesi gerektiğini söyledi. Seyyar, kimsesiz, yoksul ve çaresiz yaşlılarla iftar yapılmasının dışlanmalarını önleyeceğini belirtti.

Sosyal siyaset uzmanı Seyyar, Ramazan ayı vesile edilerek başta anne ve babalar olmak üzere yaşlılara karşı manevî sorumlukların hatırlanması gerektiğini ifade etti. Her insanın, belirli aşamalardan sonra doğal olarak yaşlılık ve ölüm gibi hayatın değişik hallerini yaşamak durumunda olduğunu dile getiren Seyyar, "Kur'ân- Kerim, yaşlılık dönemini 'erzeli'l-umur' (ömrün en zor dönemi) olarak açıklar. 'Erzeli'l-umur' adını verdiği hayatın son evresi fizyolojik ve psikolojik güç ve yetilerin zayıflamaya yüz tuttuğu aşamadır. İnsan ömrünün bu son evresinin âyette 'rezîl' olarak nitelenmesi, bozulan durumun düzeltilmesinin mümkün olmadığı, geri dönüşü olmayan bir sürece girildiği anlamına gelir. Bu âyet, insanı, yaşlılık döneminin özellikleri hakkında bilgi verdiği gibi henüz yaşlanmamış sağlıklı insanlara da yaşlıların kişilik yapılarına ve beklentilerine uygun bir ortam hazırlamalarını öğütlüyor." diye konuştu.

Kur'ân-ı Kerim'in, anne-babanın güzelce bakılması gerektiğini teşbihler yaparak, adeta ikna metodunu kullanarak etkili biçimde tavsiye ettiğini vurgulayan Seyyar, şunları söyledi; "Kur'an- Kerim, yaşlı anne-babaya 'öf deme' ifadesini kullanırken, onlarla iletişimi kesmeyin, onları yalnız başına bırakıp terk etmeyin anlamını içeren bir manaya vurgu yapar. Bu âyetten harekette özellikle rahmet ve bereket ayı olan Ramazan'da gençler ve yetişkinler, yaşlılara karşı sosyal, manevî ve ahlâkî sorumluluklarını yeniden hatırlamalıdır. İnsanın yaşlılık döneminde içine düştüğü hastalık, çaresizlik ve acizlik durumundan dolayı belki Ramazan ayında oruç tutmak gibi bazı dinî vazifelerini yerine getirme noktasında mükellef sahibi olmayabilirler. Ancak oruç tutabilen sağlıklı insanlar, sosyal boyutlu dinî sorumluluklarını ihmal edip oruç tutabilsin veya tutamasın yaşlıları görmezlikten gelemez."

Seyyar, "Özellikle kimsesiz, yoksul ve çaresiz yaşlılarla birlikte iftarlar yapılmalıdır. Böylece hem yaşlıların dışlanması önlenmiş olunur hem de bu vesile ile sağlanan nesiller arası sosyal dayanışma toplumsal berekete ve refaha dönüşür. Bereket kaynağının yaşlılarımızda olduğunu unutmadan onlara karşı saygı ve ikramda kusur etmemeliyiz. Ramazan ayını vesile kılarak orucumuzla birlikte merhamet duygularımızı da kalıcı bir şekilde sağlamlaştırmak üzere başta anne-babalarımız, nine ve dedelerimizin hoşnutluğunu kazanmak üzere bütün aciz insanlara karşı manevî sorumluluklarımızı hatırlayalım. Şefkat ve merhamet kanatlarımızı gerip en fazla muhtaç olan yaşlılara da özel ilgi göstermeliyiz. Hz. Peygamber (sav), yaşlı anne-babaya yapılan iyiliği, vaktinde kılınan namazdan sonra Allah'ın en çok sevdiği amel olarak zikretmesi, onlara hizmetin ne derece önemli olduğunu vurgulamaktadır." dedi

Haber Ara