Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mısır için gelecek senaryoları

Mısır'da gelişmeleri izlemek için bölgede bulunduğu sırada gözaltına alınıp sonra serbest bırakılan A Haber muhabiri Fatih Er, Araştırmacı-gazeteci Nevzat Çiçek, Bilge Adamlar Strateji Enstitüsü (BİLGESAM) Başkanı Atilla Sandıklı, Kültür Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mensur Akgün, İstanbul Üniversitesi'nden Doç. Dr. Bekir Günay, Mısır'ın muhtemel gelecek senaryolarını yorumladılar. Mısır için senaryolar havada uçuşuyor…

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-07-19 00:56:22

Mısır için gelecek senaryoları

Mısır'da ordu, 3 Temmuz günü yönetime el koyarak, seçimle işbaşına gelen Müslüman Kardeşler'in lideri Muhammed Mursi'yi iktidar koltuğundan indirdi. ABD, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler'in "darbe" olarak nitelemekten özellikle kaçındığı bu "askeri darbe", sonuçları açısından sadece Ortadoğu'nun başat ülkelerinden biri olan Mısır'ı değil, bütün Ortadoğu'yu tümden etkileyecek. Uzmanlar batının da dahil olduğu bu bölgedeki asıl kavganın "Sünni İslam iktidar olacak mı?" sorusunda düğümlendiği görüşünde. Bu kavganın ilk durağı ise Mısır gibi görünüyor. Zira İngiltere'nin kurduğu, batının da arkasında durduğu, 100 yıldır süren Ortadoğu'daki "azınlıkların çoğunluğa hükmetmesi" düzeni, bir süredir sorgulanıyor. Zaten dünya litaretürüne "Arap Baharı" ya da "Arap Devrimi" olarak da geçen Ortadoğu'da üç yıldır baş gösteren çalkantılar da bu düzene karşı başlamamış mıydı? Mısır'ın devrik lideri Mübarek'in gidişinde Tahrir Meydanı, tüm Ortadoğu'nun isyanının sembolü olmuştu. Şimdilerde ise Mısır'da ordunun darbesine karşı çıkan halkın toplandığı Rabia-El Adeviyye Meydanı sembol haline geldi. Aktüel'in danıştığı uzmanlar ülkeyle ilgili gelecek senaryolarını anlattı…

A HABER EDİTÖRÜ FATİH ER: BUNDAN SONRA NE OLUR

aşlarının üstünde taşıdıkları kefenleri ile meydanları dolduran yüz binler sadece Mısır ordusuna değil tüm dünyaya mesaj veriyor. 3 Temmuz gecesi ordu komutanının Mısır'ı yıllarca geriye götüren açıklamasına direnen kalabalıkların özgürlük mekanı ise devrim ile özdeşleşen Tahrir değil, Rabia El Adeviyye Meydanı oldu. Mısır'ı karanlık çağlara taşıyan süreç kesinlikle son 15 günden ibaret de değil. 30 Haziran'da, seçimle iktidara gelen Muhammed Mursi yönetimine karşı linç girişimi Mursi'nin şu sıralar darbeciler tarafından gasp edilen Tahrir Meydanı'nda yaptığı tarihi konuşmadan hemen sonra başladı. Ülkede "Fulul" yani eski rejim kalıntıları olarak adlandırılan gruplar iktidar olan Müslüman Kardeşler'i muktedir kılmamak için yoğun çaba sarf etti. Her türlü istikrar ortamını baltalamayı alışkanlık haline getiren liberal ve sol muhalif partiler hükümet ile anlaşmaya yanaşmadı. Mursi yalnızlaştırıldığı iktidarında ne askere, ne polise, ne de bürokratlara söz geçirebildi. Aldığı kararlar, atadığı isimler Anayasa Mahkemesi engeline takıldı. Aynı zamanda devrim ile birlikte yurt dışına kaçan varlıklı Mısır tüccarlarının beslediği "Temerrüd" yani "İsyan" adındaki sokak hareketleri Mursi yönetimini başarısızlığa sürükledi. Bir de tüm bunlara eklenen benzin kuyrukları, merkez bankasındaki döviz rezervlerinin suyunu çekmesi ve hızlanan ekonomik çöküntü darbenin zeminini hazırladı.

BUNDAN SONRA NE OLUR?
3 Temmuz ile birlikte yeni bir sürece giren Mısır'da siyasi istikrarsızlık uzun süre devam edeceğe benziyor. Demokrasinin peşinde olan Müslüman Kardeşler protesto gösterilerinde kararlı görünüyor. Cunta yönetimi ise el koyduğu meşruiyeti tekrar Mısır halkına kaptırmamak için katliamları bile göze alıyor. Eğer orta yol bulunmaz ise ülkenin Suriye gibi bir felakete sürüklenme ihtimali var. Aynı zamanda Arapların lideri konumundaki Mısır'da uzun süre devam edecek siyasi kriz, hem Afrika hem de Ortadoğu'da yeni sorunların kapısını aralayacak. Özellikle Sina yarımadasında yaşanan istikrarsızlık Tel-Aviv yönetiminin iştahını kabartıyor.

TIMETURK GENEL YAYIN YÖNETMENİ NEVZAT ÇİÇEK: "İHVAN'I BÖLMEYE ÇALIŞIYORLAR"

İhvan, halkın bu meydanlardan çekildiği anda, bir daha 60 yıl boyunca özgürlük göremeyeceğinin çok farkında. Bunu da çok net ifade ediyorlar. Türkiye'de çok tartışılmasa da, darbenin gerçekleşme nedenlerinden biri de İhvan'ın yasaklanmaya çalışılması. Şu an halk tepkisinden dolayı, bunu açık bir şekilde ifade edemiyorlar. O oyalama sürecinden sonra da bunun için girişim başlatılır. İhvan diyor ki, "Bizi zorlayıp bölmeye çalışıyorlar. Yeni bir parti kurmamızı istiyorlar."

Aslında ordu sıkıştığını görüyor. Çıkış noktası olarak da şunu görüyorum: Uzmanlar, Mursi'nin görevine iadesinin zor olduğunu söylüyorlar. Ama bir şekilde Mursi garanti altına alınabilir. Mursi'nin görevine geri gelmesi sağlanır, o da görevine gelince istifa eder, seçilmiş kurumlar vasısatasıyle... Üç ay içinde seçimler gerçekleşir.

Darbeciler açısından asıl sorun şu: İhvan'ın bu darbe ile toplumsal meşruiyeti kaybolmuş değil. Bilakis çok daha güçleniyor. Darbeciler de, ABD de bunu göremedi. İhvan'ın pasif bir direniş sergileyeceğini hesap edemedi.

PROF. DR. MENSUR AKGÜN: "KAOS SENARYOSU MÜMKÜN"
(Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı)

Mısır'da siz hangi senaryoların gerçekleşebileceği üzerinde duruyorsunuz?
Mısır'da bence felaket ve istikrar olmak üzere, iki ayrı senaryo geçerli. Felaket, yani kaos senaryosuna göre, rejim, kendisini çok daha fazla konsolide etmek için şiddeti daha fazla arttıracak. Askerlerin var olan meşruiyetlerinin azalması ve silaha sarılanların miktarının artmasına tanık olacağız. Ülke Cezayir'e benzeyen bir iç savaşa sürüklenecek. Bu durum da, Ortadoğu'nun bütününün istikrarsızlaşmasına yol açacak. Bölgesel savaş olasılığı ve dış müdahale gündeme gelecek. İkinci istikrar senaryosuna göre ise, erken seçimlerin bir an önce ilan edilmesi sağlanacak. Müslüman Kardeşler üzerindeki baskı kalkacak ve İhvan, rejim ve yönetime dahil edilecek. Son yapılan 50'den fazla kişinin ölümüne neden olan katliamın sorumluları yargı önüne çıkartılacak. Seçimlerden sonra ise Anayasa ve diğer demokratik tedbirler alındıktan sonra bunların yapılacağı ilan edilecek.

>> Son duruma bakıldığında, hangi senaryo gerçeğe yakın?
Ben kaos senaryosunun hayata geçme olasılığının daha yüksek olduğu görüşündeyim. Çünkü öyle olmasa, bu kadar gözü kara bir darbe yapılamazdı. Amerikalıları arkalarına alarak bunu gerçekleştirebileceklerini sandılar. ABD ve Avrupa bu olanlara "darbe" bile diyemedi. ABD'nin 23 Haziran'dan bu yana darbe girişimlerinden haberdar olduğu, bir anlamda da bu darbeyi engellemeye çalıştığını biliyoruz sızan haberlerden. Ama öyle görünüyor ki, bunun için çok daha fazla uğraşmamış.

>> Ortaya çıkan durum ABD'nin istediği bir senaryo mu?
ABD, Türkiye'de yaşanan 60 darbesi gibi, 12 Mart gibi bir durumun gerçekleşeceğini, biraz daha yumuşak bir geçişin olacağını zannetti. Öyle olsaydı, ABD'nin çok daha fazla işine gelirdi. Ama ABD'nin hiç beklemediği bir durum gerçekleşti. >> Mısır'da yaşananların Türkiye'ye etkileri hissedilir düzeyde mi olur? Etkileyebilir. Öncelikle Türkiye'nin bölgesel çıkarı istikrardan yana. Bu nedenle etkiler. İkinci olarak AK Parti, Müslüman Kardeşler'i, iyi bir müttefik olarak görmüştü. Bu müttefiki kaybetmesi kötü oldu. Mısır'da yaşananlar, İslam ve demokrasinin bir arada yaşayabileceğinin ikinci örneğini ortadan kaldırmaya yönelik. Bu açıdan da kötü bir gelişme. Son olarak bölgede büyük bir savaş çıkması Türkiye'yi çok ciddi etkiler. Bölgede yatırımlarını da tehlikeye sokar.


DOÇ. DR. BEKİR GÜNAY: "UZUN VADEDE DEMOKRASİ KAZANIR"
(İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü Başkanı)

MISIR'LA İLGİLİ BEŞ SENARYO
Batı, İngiltere'nin öngörerek tanımladığı ve Ortadoğu'da son 100 yıldır devam eden azınlığın çoğunluğa hükmetmesi denkleminin devamından yana. Aslında şu anda sorgulanan tabanın desteklediği Sünni İslam modelinin bölgede iktidar olup olmayacağıdır. Bunun için beş senaryo var: Birincisi Batı'nın desteklediği El Baradey ile birlikte kurulan geçiş hükümetinin devam etmesi ve seçim sürecinde Müslüman Kardeşlerin ve Selefilerin sürecin dışında tutulması. Batı'nın desteklediği bu senaryo, meşruiyet sorunu yaratıyor. Zira Müslüman Kardeşler'in veto edildiği bir seçime gidilmesi durumunda sokağın isyanı devam edecektir. Ordu ise sokağın sesini susturmak isteyerek, Müslüman Kardeşler'i silahlı çatışmaya teşvik ederek, onları sistem dışına atmaya çalışabilir. Ancak uzun dönemde bu durum, Mısır'da daha büyük patlamaya yol açar. İkinci senaryo birincisine paralel bir senaryo. 28 Şubat'ta bizim yaşadıklarımızın bir benzeri aslında. Müslüman Kardeşler'in İslami terör örgütü gibi gösterilerek, taraftarlarına sokaklarda üstlerine sıkılarak, onları sokaklarda silahlı hale getirmek. Üçüncü senaryoya göre Müslüman Kardeşlerin dahil olacağı bir Anayasa ve hükümet oluşturmak. Bu senaryonun gerçekleşme şansı önümüzdeki 1-2 yıl içinde zayıf. Ancak uzun vadede bu senaryo gerçekleşebilir. Zira bölgede demokratik bir yapıya doğru gidiliyor. Türkiye de bu senaryoyu destekliyor ve uluslar arası platformda bunun için çaba harcayacak. Ancak Türkiye- Mısır ilişkileri yakın gelecekte, Türkiye-Suriye ilişkilerinin son durumuna benzeyebilir. Bu da Türkiye'nin çabalarını zorlaştırabilir. Dördüncü senaryo, Müslüman Kardeşler'in bu süreçte demokrasiden ayrılmayarak meşruiyetini koruyarak, demokrasi dilini geliştirmesi. Ben bu senaryoya Müslüman Kardeşler'in zorlu sınavı diyorum. 80 küsur yıllık Müslüman Kardeşler'in yaşadıkları bu sınavı başarabileceklerini söylüyor. Ama üzerlerine sokaklarda silahların sıkılması, onları radikalleştirebilir. Beşinci ve en felaket senaryo ise Mısır'ın bölünmesi ile bölgesel savaşın bütün Ortadoğu'yu kaplaması. Yüzde bir de olsa, böyle bir olasılık bulunuyor.


ATİLLA SANDIKLI:"DARBEYE KARŞI DARBE SENARYOSU"
(Bilgesam Başkanı)
Birinci senaryo, 33 maddelik darbe yapanların anayasasının uygulamaya koyması ve seçim vaadiyle toplumu yatıştırmaya çalışmaları ve istenen seçim sunucunu almaları. Bunun çok uygulanabilir olduğunu düşünmüyorum. Bu noktada da ikinci senaryoya geliyoruz. Müslüman Kardeşler gibi seçimle işbaşına gelmiş, şu anda meydanları dolduran bir hükümetin devre dışı bırakıp, bu grubu yokmuş gibi farz edemezsiniz. Ben Müslüman Kardeşler'in pasif direnişe devam edeceğini düşünüyorum. Bu durumda da darbe yapanların meşruiyeti kaybolur ve ordu da bölünmeye gider. Darbeye karşı darbe yapılabilir.

Duygu LELOĞLU / Aktüel

SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara