Mehmet Görmez: Ramazanları coşkuyla, iftarları huzurla yaşayamaz olduk

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Eğer vicdanımızla baş başa kalıp gözyaşı dökmüyorsak, dünyadaki Müslümanların gözyaşları asla dinmez. Eğer zenginliğimizi muhabbetimizle birleştirip infaka dönüştürmüyorsak İslam dünyasında açlık ve sefalet hiçbir zaman bitmez. Eğer aşkımız irfanımızla birleşmiyorsa bizler insanlığa ihsan sunamayız." dedi.

Mehmet Görmez, İslam ülkelerinin büyükelçilerine Ankara Büyükşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri'nde, gelenekselleşen iftar yemeği verdi. İftara, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da katıldı. Yemek sonrası büyükelçilere hitap eden Görmez, uzun yıllardır Ramazanları coşkuyla, iftarları huzurla ve bayramları sürurla yaşayamaz odunduğuna işaret etti. Görmez; Ramazan ayında müminlerin beldelerinde ve Türkiye'de şiddet, çatışma, kan, gözyaşı ve ölüm yaşanmasının herkesi derinden üzdüğünü, ne yazık ki Ramazan'ın, bir önceki Ramazan'ın şartlarından daha ağır geçtiğini söyledi.

Görmez, "Mirasçısı olmakla iftihar ettiğimiz sevgili Peygamberimiz (sas), şiddet toplumunu merhamet toplumuna dönüştürmüşken, ne yazık ki bizler modern zamanlarda merhamet medeniyetinin yurdu olan beldelerimizi şiddetle anılır hale getirdik. Bugün özellikle Orta Doğu coğrafyasında hikmetini yitirmiş medeniyet havzasının mirasçıları olan bizler, maalesef siyasal karmaşa ve toplumsal kargaşanın getirdiği trajik sahnelere her geçen gün daha fazla şahitlik etmekteyiz. Bunda ulemanın, entelektüellerin, siyasilerin, aydınların tarihin akışına katkı yapmak yerine, sadece tarihe tanıklık ederek olanlar karşısında seyirci kalmalarının hiç payı yok mudur." eleştirisini yaptı.

"MEDENİYET İÇİ ÇATIŞMADAN MEDET UMMAYA BAŞLADILAR"

Medeniyetler çatışmasından umduğunu bulamayanların, medeniyet içi bir çatışmadan medet ummaya başladıklarına işaret eden Görmez, Müslüman coğrafyasında dine, mezhebe ve etnisiteye dayalı farklılıkların derinleşmekte ve çatışmaların körüklenmekte olduğunu ifade etti.
Görmez, "Bir taraftan kan ve gözyaşı akarken, diğer taraftan barutun kokusu bu coğrafyada yaşayan herkesi korkuya sevk etmektedir. Umuyorum ve diliyorum ki bu medeniyet havzasının tüm unsurları bir taraftan yitirdikleri hikmeti bulma çabasını gösterirken diğer taraftan basiretleriyle bu fitne ateşini söndüreceklerdir." diye ifade etti.

BOZDAĞ, IRKÇILIK VE MEZHEPÇİLİĞE DİKKAT ÇEKTİ

Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ ise Ramazan ayının rahmet, mağfiret, bereket ve sonu cehennemden azat olunan bir ay olduğuna işaret ederek, İslam dünyası ve diğer ülkeleri tehdit eden ırkçılık, mezhepçilik gibi konulara değindi. Türkiye olarak, bütün insanların huzur, barış ve refah içerisinde olmalarını istediklerini vurgulayan Bozdağ, "İslam ülkelerinin kendi aralarındaki işbirliklerini güçlendirmek, daha ilerilere taşımak istiyoruz." diye konuştu.

Birleşmiş Milletleri ve bazı uluslararası örgütlerin engellemesine rağmen Avrupa ve bazı ülkelerde ırkçılığın giderek arttığına işaret eden Bozdağ, bu tehdide karşı tedbir alınması gerektiğine dikkat çekti. Bozdağ, İslam ülkeleri arasında Müslümanları karşı karşıya getirecek oyunların karşısında olmak gerektiğini kaydetti. Bozdağ, şöyle dedi: "Bütün mezhepler, tarikatlar, ilimler Kur'an-ı Kerim'i ve Peygamberi anlamak için birer ışıktır. Onun için bütün İslam ülkelerini karşı karşıya getirmek isteyen mezhepçilik konusunda uyanık olmak, daha fazla çaba göstermek gerekiyor. Biz Türkiye olarak, İslam ülkeleri ile dayanışma içende olmaya devam ediyoruz. İslam dünyasında olup biten karşısında çıkar için değil ilkesel bir duruş sergiledik, sergilemeye de devam ediyoruz."

"TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ ÇOK PARLAK"

İslam büyükelçileri adına söz alan Özbekistan'ın Ankara Büyükelçisi Ülfet Kadirov da köklü bir kuruluş olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yurt dışında yaptığı başarılı çalışmaları yakından takip ettiklerini anlattı. Türkiye'nin nüfusunun yüzde 99'u Müslüman ve demokratik bir ülke olduğunu belirten Kadirov, bu durumun diğer İslam ülkeleri için örnek teşkil ettiğini vurguladı.

Türkiye'yi tanımak için birkaç yıl burada yaşamak gerektiğini söyleyen Kadirov, "Bizler bu ülkede çalışıp ekmeğini yiyoruz. Yabancılar ne söylerse söylesin Türkiye'nin geleceği çok parlak. Gelecekte de bizler hep birlikte demokrasi yolunda devam edeceğiz." dedi.