Dolar

34,9424

Euro

36,6354

Altın

2.975,32

Bist

10.125,46

'JİTEM devletle bağlantılı ve siyasilerle ilişkili'

Kızıltepe Savcısı, emekli Albay Uğur hakkında hazırladığı fezlekede, JİTEM'in devletle bağlantılı bir yapı olduğuna, siyasilerle ilişkisi bulunduğuna dikkat çekti.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-07-18 08:37:20

'JİTEM devletle bağlantılı ve siyasilerle ilişkili'

Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı, Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan dönemin Kızıltepe Komutanı Hasan Atilla Uğur’un, Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı dönemde yaşanan faili meçhul cinayetler ve köy boşaltmalara ilişkin sürdürdüğü soruşturmasını tamamladı. Köy yakmaların ve fail meçhul cinayetlerin ‘sistematik’ şekilde JİTEM faaliyeti olduğu, bu yapının da devlet ve siyasilerle bağlantısı bulunduğu vurgulandı.

Mesut Hasan Benli'nin Radikal'deki haberine göre Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı, TMK 10. madde ile görevli Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne gönderdiği fezlekede, dönemin Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı Erdoğan ile kamuoyunda ‘bıçak timi’ olarak bilinen ekipte yer alan 8 kişi şüpheli sıfatıyla yer aldı.


JİTEM sorumlusu


Savcılık hazırladığı fezlekede, şüpheli Uğur’un JİTEM denilen yasadışı yapının ‘Kızıltepe sorumlusu’ olduğunu iddia etti. Fezlekede, o dönemde yaşanan faili meçhul cinayetlerin, köy boşaltmalarının JİTEM tarafından sistematik şekilde gerçekleştirildiğine dair kuvvetli şüphe bulunduğu vurgulanarak şöyle denildi: “Fail meçhul cinayetlerin, gözaltına alınıp kaybettirilme, köy boşaltma ve işkence olaylarının da genel itibariyle 1993-1996 arasında gerçekleştiğinin sabit olduğu, bu suretle JİTEM adlı yasadışı oluşumun varlığının sabit olduğu ve iddia edildiğinin aksine 1990’dan sonra da faaliyetlerine devam ettiği anlaşılmıştır.” Benzer soruşturmalardan farklı olarak, bu soruşturmada zorla köy boşaltmalar ve fail meçhul cinayetlerin açık bir şekilde, JİTEM isimli yasadışı yapının faaliyeti olduğu anlatıldı.

Fezlekede terörle mücadele amacıyla yürütülen devlet faaliyetlerinin belirli bir dönemde legal çizgiden çıkarıldığı anlatılarak şu tespitlerde bulunuldu: “Başta TSK olmak üzere bu alanda faaliyet gösteren kurumlarda çalışan kamu görevlilerinin organize ettiği oluşumlar bünyesinde örgüt mensuplarının, örgüte yardım edenlerin veya sempati duyanların haklarında adli süreç başlatılmaksızın işkence ile öldürülme ve bunun gibi hukuka aykırı eylemlere maruz bırakıldıkları bir gerçektir. Açıklanan cinayetler zorla köy boşaltmalar ve işkence olaylarına başlatılan bu soruşturma kapsamında yapılan araştırmalar neticesinde söz konusu eylemlerin JİTEM adlı oluşumun faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirildiğine dair kuvvetli şüphe teşkil eden delillere ulaşılmıştır.”

Fezlekede, JİTEM’in yasadışı faaliyetlerine dair de şu çarpıcı tespitlerde bulunuldu:

“JİTEM içerisinde TSK personeli dışında kurucuların ve itirafçılar gibi sivil kişilerin de görev yaptığı dikkate alındığında bu oluşumun hukuki nitelik taşımadığı ve terörle mücadele kisvesi altında hukuk dışı faaliyetler yürütmek üzere vücuda getirilmiştir. JİTEM yöneticilerin aynı zamanda silahlı kolluk görevlisi olmalarının bu yapının hareket kabiliyetini arttırdığı ve faaliyet alanını genişlettiği, yönetici kadronun devlette bulunan irtibatı sayesinde araç, silah ve maddi kaynak sıkıntısı yaşanmadığı devlete ait silah otomobil vb araçlar JİTEM faaliyetleri kapsamında rahatlıkla kullanılabilmiştir.”


Siyasilerin iradesi vardı


Fezlekede bölgede tek yetkili gücün subaylar ve onların emrindeki birimler olduğu, adli ve idari makamların bu tür faaliyetlere göz yumduğu da ifade edildi.

JİTEM’in sadece hukuk dışı faaliyetlerde bulunmadığı, haksız menfaat sağladığına da işaret edilen fezlekede, “İnsanların adli makamlara çıkarılmaksızın sorgulanıp öldürülerek su kuyularına atılması gibi vahşi eylemler ‘terörle mücadele’ gerekçesiyle izah edilemez, aksine bizzat terör suçu teşkil etmiştir. Devlet bütçesinden harcama yapan, cinayet ve işkence gibi ağır ceza gerektiren suçları sistematik işleyen, faaliyet alanı çok geniş olan bu örgütün dönemin yüksek rütbeli kamu görevlilerinin ya da siyasilerin iradesiyle kurulup yönlendirilme ihtimali çok yüksek ve araştırmaya değerdir” denildi.


JİTEM’in 12 cinayeti


YUSUF TUNÇ: 9 Şubat 1994 günü Kızıltepe ilçesi Kengerli Köyü’nde kaçırıldı. JİTEM tarafından kaçırılıp öldürüldüğüne dair kuvvetli şüphe içeren deliler mevcuttur.

ABDULVAHAP ATEŞ: 14 Haziran 1994 günü Kırkuyu Köyü’ne gelen jandarma tarafından dövülerek gözaltına alındı. JİTEM tarafından alınan Ateş öldürülüp 17 Haziran 1994 günü askerle çatışarak ölen terörist şeklinde lanse edildi.

NECAT VE NURETTİN YALÇINKAYA: 27 Ocak 1995 günü evlerinden alındılar. Kendilerini polis olarak tanıtan JİTEM mensupları tarafından kaçırılıp öldürdüklerin dair kuvvetli şüphe içeren delillerin mevcut olduğu anlaşılmıştır.

KEMAL BİRLİK, ZÜBEYİR BİRLİK, ABDULBAKİ BİRLİK ve ZEKİ ALABALIK: 28 Mart 1995 günü Kemal Birlik ve Zeki Alabalık Kızıltepe Cezaevi’nden tahliye oldular. Kendisini karşılamaya gelenlerle Abdulbaki Birlik ve Zübeyir Birlik ile birlikte JİTEM tarafından alıkonup kaçırılarak öldürüldükleri yönünde kuvvetli şüphe içeren delillerin mevcut olduğu anlaşılmıştır.

MAHMUT ABAK ve MEHMET EMİN ABAK: 14 Ocak 1995 tarihinde ikametlerinde askerler tarafından alındılar. Mehmet Abak, 11 Ocak 1995 günü Kırkkuyu Köyü Aysun mezrasında bir su kuyusunda çürümüş halde bulundu. Mehmet Emin Abak’ın cesedinin aynı kuyuda olma ihtimaline binanen savcılığımızca 10-11 Haziran 2013 tarihinde yapılan çalışma sonucu aynı kuyuda elbiseleriyle birlikte ikinci bir cesete ulaşıldı. Bu surette Mehmet Emin ve Mahmut Abak’ın JİTEM tarafından evlerinden alınıp Kırkkuyu Köyü Aysun mezrasındaki su kuyusuna atıldığı yönünde kuvvetli şüphe içeren delileri mevcuttur.

MEMDUH DEMİR ve BEDRAN KABAN: Memduh Demir 13 Mayıs 1995 günü Mazdıdağ ilçesi Yüceba Köyü kırsalında hayvan otlatıyordu. Aynı bölgede güvenlik güçleriyle PKK mensupları arasında çatışma çıktı. Örgüt mensubu Bedri Kapan yaralı olarak yakalandı. Korucuların beyanlarına göre ikisi de helikopterden atıldı.


Haber Ara