Hiç değilse ateşkes
Türkiye ve İran Dışişleri Bakanları'nın 'Suriye'de ateşkes ilan edilsin' çağrısı barış için umut olurken, iki ülkenin ortaklığını yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar bölgenin iki önemli aktörü Ankara ve Tahran'ın işbirliği ile Suriye'deki krize çözüm bulunabileceği görüşünde.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-15 09:19:07
BÖLGENİN BARIŞA ULAŞMASI İÇİN ÖNCÜ OLABİLİRLER
Yeni Şafak'tan BEHLÜL ÇETİNKAYA'nın haberine göre; Türkiye-İran ilişkilerini tarihsel düzeyde Almanya ve Fransa ilişkisine benzeten Ortadoğu ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, 'iki büyük uygarlığın temsilcisi' İran ile Türkiye'nin sulh içerisinde olmasının bölgeye de sulh getireceğini belirtti. Ortadoğu'daki açmazdan çıkılması için iki ülkenin diyalog ortamını kaybetmemesi gerektiğine dikkat çeken Hacısalihoğlu, 'Kin ve nefret bizim coğrafyamıza miras kaldı. Mezhepsel ve etnik çelişkiler hiç bitmedi. Bu oyunun bozulmasında, İslam'ın özüyle çelişmeyen insan hakkı ve adalet gibi olguların tahsis edilmesinde bu iki medeniyet öncü olabilir' ifadelerini kullandı. Hacısalihoğlu, Türk ve İranlı bakanların Suriye'deki kanın ramazanda durması için ortak açıklama yapmasını önemsediğini belirtti.
İKİ TARAF DA ATEŞKESİ HER ZAMAN İSTEMELİ
Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Derneği Başkanı Zekeriya Kurşun ise Türkiye ile İran'ın dostluğunun arzu edilen bir şey olduğunu belirterek şunları söyledi: 'Türkiye uzun süre İran'la olumlu ilişkileri sürdürdü. Hatta çoğu kez İran'ı sırtında taşıdı. Maalesef Suriye meselesi iki ülke arasındaki ilişkileri farklı noktaya taşıdı. Bugün iki ülkenin bölge barışı için biraraya gelişi doğru bir gelişmedir. İran'ın Türkiye ile işbirliğine girmesi için bu alamda Rusya'nın da ikna edilmesi çok önemli. Bence iki Müslüman ülke, Suriye'de ateşkesi yalnızca ramazan ayı için değil, sürekli olarak istemeli. Suriye savaşı başka mecralara kaymadan Türkiye ile İran işbirliğine gitmeli. Ortadoğu'nun en etkin iki ülkesi, ilişkileri zedelemeden bir çözüm yolu bulabilir.'
Çatışma durabilir
- Ortadoğu'nun iki büyük devleti Türkiye ile İran arasında sağlanacak bir uyumun çok faydalı olacağına vurgu yapan Prof. Dr. Sedat Laçiner, hassasiyetini sürdüren konuya ilişkin soru işaretlerini ise şu ifadelerle sıraladı: 'İki devletin politikaları arasında çok büyük bir fark var. Bölgeye bakışları arasında çok büyük bir fark var. Türkiye, Suriye'de Esed rejiminin gitmesini çok katı bir şekilde isterken İran buraya silahlı destek veriyor. Hizbullah'la ve silahlı adamlarıyla burada bizzat savaşan taraf konumunda. PKK meselesinde de az çok öyle. Mısır konusunda da diğer konularda da Türkiye'nin Ortadoğu yaklaşımına çok ciddi zarar veren politikaları var İran'ın. İkisinin arasındaki makas kapanırsa, bu çok şaşırtır. İki devlet de söylemine çok fazla yansıtmamakla birlikte ikisinin arasında ki görüş farkı devasa düzeyde...'
Suriye'de çatışmayı durdurabilecek iki ülkenin kaldığını, bunların da Türkiye ile İran olduğunu kaydeden Prof. Dr. Hasan Köni ise şunları söyledi: 'İran'ın soktuğu güçlerin ramazan ayı boyunca faaliyet göstermemesi durumunda Humus'un bombalanması ramazan ayı içerisinde duracak. Türkiye ile İran kaldı çatışmanın taraflarını durdurabilecek ülke olarak. İran, ülkedeki bütün güçlerin çekilmesi için taleplerini iletti. Bu uzun sürer mi sürmez mi bunu ramazan sonunda göreceğiz.'
Türkiye elinden geleni yapıyor
Bölgede akan kanın durması için Türkiye'nin elinden geleni yaptığını ifade eden Cumhurbaşkanı Ortadoğu Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü, 'Türkiye komşu ülkelerle ve başka ülkelerle bu konuyu hep görüşür. Türkiye için önemli olan gaye, kan dökülmemesi, insanların huzura, barışa, selamete ermeleridir. Ülkemiz bütün çabayı gösteriyor' dedi. Barış için ikili girişimleri yadırgamamak gerektiğini dile getiren Hürmüzlü, Türkiye'nin İran dışında başka ülkelerle de barış için biraraya gelmekte olduğunun altını çizdi: 'Türkiye Sayın Başbakanımızın, Dış İlişkileri Bakanımızın ve Hükümetin de söylediği gibi sadece İran değil, Rusya, Çin, Avrupa Birliği, ABD ile herkesle bu konuyu konuşuyor. Hem de bütün Suriye Dostları Grupları ile onlarca ülkeden bu konuları tezekkür ettiği malumumuz. Bu bakımdan bence meseleye bu açından bakmak gerekir.'
Girişimler çok önemli
Sürdürülen girişimlerin sonuca ulaşmasını umut ettiğini bildiren emekli Büyükelçi Özdem Sanberk ise şunları söyledi: 'Türkiye'nin gayretlerine devam etmesi çok önemli. Bunun için elinden gelen her şeyi yapıyor. İran'la bu konuda görüşlerimiz farklı. Bu görüşme sırasında bir yakınlaşma oldu mu olmadı mı ne siz ne de ben bilebilecek durumdayım. Temennimiz ve umudumuz, Türkiye'nin çabalarının bir sonuca ulaşmasıdır. İran'ın bu konuda bir söz verdiğini zannetmiyorum. Komşumuz İran çok önemli bir ülke. Suriye ve Esed rejimi üzerinde etkili olan bir ülke. Türkiye ısrarla herkesle konuşma politikasını izledi şimdiye kadar. Esed rejimi ile konuşamıyor ama onu destekleyen bir rejim ile konuşup ateşi söndürmeye çalışıyor. Ramazan olsun olmasın bu girişimler çok önemli. Çünkü iki senedir kan akıyor. Bu konuda uluslararası toplum çok kötü bir sınav veriyor. Burada mesele Türkiye ile bitmiyor.'
Hemen sonuç almak zor
TEPAV üyesi Araştırmacı Dr. Nihat Ali Özcan ile Gazeteci-Yazar Mustafa Özcan, İran ile Suriye konusunda varılacak barış mutabakatının zor olduğu görüşünde. Türkiye'nin İran'la ilişkileri krize sokmadan yürütme uğraşında olduğunu ifade eden Nihat Ali Özcan, çatışma bölgesinde son kararı 'sahadakilerin' vereceğini kaydetti. Yine de girişimlerin olmasını önemli bulduğunu belirten N. Ali Özcan, 'Ancak bu girişimler sonrası hemen sonuç almanın mümkün olmadığını Ortadoğu gerçeğinden biliyoruz' dedi. Gazeteci-Yazar Mustafa Özcan ise İran'ın davranışlarını değiştirmediği sürece Türkiye-İran ilişkilerinde bir düzelme olacağını düşünmediğini söyledi. 'Ramazanda ateşkes güzel bir gelişme, ancak İran yalnızca zaman kazanmak istiyor' diyen Özcan, karşılıklı barışın İran'ın atacağı adımlara bağlı olduğunu ifade etti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara