Rallici Volkan Işık: Metin Şentürk'ü çalıştırırken ömrümden ömür gitti
Ünlü Rallici Volkan Işık, Metin Şentürk'ü dünya rekorları için çalıştırırken ömründen ömür gittiğini söyledi.
Eski milli basketbolcu Hakan Artış ve Gizem Durmuş'un hazırlayıp sunduğu ve skyturk360'ta ekranlara gelen 'Spor Aşkına' programına
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-13 13:31:24
Eski milli basketbolcu Hakan Artış ve Gizem Durmuş'un hazırlayıp sunduğu ve skyturk360'ta ekranlara gelen 'Spor Aşkına' programına konuşan Türk ralli tarihinin unutulmaz şampiyon pilotu Volkan Işık, otomobil sevdasının nasıl başladığını, yarışta kaç kilo kaybettiğini, İstanbul trafiğinde ne yaptığı ve yarış sırasında otomobil içinde yaşanan sıcaklığı anlattı.
Kendi sağlığı ve fiziği için neler yaptığını, yarış öncesi yaptığı uğuru ve kadın sürücüler hakkında ne düşündüğünü de anlatan Volkan Işık, enlerini de sıralarken, beğendiği takımı, en sevdiği yemeği, filmi, kitabı,müziği, en beğendiği sporcu ve antrenörün kim olduğunu da anlattı.
skyturk360'ta bugün saat 18.05'te ekranlara gelecek olan 'Spor Aşkına' programına konuşan Volkan Işık'ın röportajının detayları şöyle:
Özellikle 131 görüntün muazzamdı sen bu konuda ne düşünüyorsun?
İlk oradan başladık ilk günleri tabi 90'ların başı. O zamanki imkanlar öyleydi daha sonrasında daha farklı fırsatlar da yakaladık. İşte Avrupa şampiyonası var, sonra Dünya şampiyonası var, sonra tekrar Avrupa şampiyonası var, sonra Türkiye şampiyonası var. Bizim içerisindeyken halimiz çok başkaydı .Ben ilk yaptığım andan itibaren bu sporu çok sevdim ve çok uğraşmaya başladım ve yaparken de her zaman en coşkulu halimle yapmaya başladım. Tabi biraz amatör yıllardı o zaman biraz temkinli davranmaya çalıştım ama sonrasında kendinize güveniniz geldiğinde çok daha güzel görüntüler vermeye başlıyorsunuz. Çok daha o ruhu yaşatabiliyorsunuz seyircilere.
"RALLİCİ OLMAMA ASLINDA ABİM VESİLE OLDU"
Erkeklerde bir araba tutkusu var sizde bu tutku ve ralli nasıl başladı?
En başta olan bölüm var bende de küçük otomobiller ama ben çok tertipliymişim. Ben oyuncaklarımla halının etrafında oynadıktan sonra hepsini tek tek kaldırırdım. Oyuncaklarım tertemiz dururlardı hiç kırılmazlardı. Sonrasında esasında beni tetikleyen biraz ağabeyim oldu. Ağabeyim o zamanlarda seksenlerin ortasında bir araba dergisi çıkarmaya başladı. Türkiye'de ilk defa bir araba dergisi çıkmaya başlıyor. Ondan öncesinde biz hep Avrupa'dan gelen dergileri okuyoruz ve bir dergiyi bir sene okuyoruz öyle durumlar var. Ve ağabeyim otomobil dergisini çıkarırken evde çok fazla videolar olmaya başladı. Ben biraz daha içine girmeye başladım. Ve dedim ki ben yapabilirim galiba bir deneyeyim dedim.
Yatkındım otomobilllere. Giderek daha çok vakit geçiriyordum otomobille ve spor tarafını bir kere denemek istemiştim. İlk denemem çok iyi geçti aslında. Gittim hiç çalışmadan dersimi tanımadan kimseyi gittim bir tane yarışan bir otomobili yarış anında gittim sahibini buldum servis alanında dedim ben otomobilinizi almak istiyorum. Yarış anında anlaşmayı yaptık pazarlık yapıldı ve yarış anında arabayı çektim ben çok enteresan oldu. Sonrasında otomobille vakit geçirirken antrenmana gittiğimiz zaman toprak üzerinde özellikle ben sanki yılllardır yarışıyormuş gibi hissediyordum kendimi ve özellikle otomobile hakim oluyor olmamdan. Ve içine girdikçe daha çok sevdim, sevdikçe daha çok girdim.Ondan sonrasını hatırlamıyorum çok uzun geçti seneler.
Demek ki siz ondan bir doyum almışsınız ve devam etmek istemişsiniz. Zaten o yüzden de başarılı olmuşsunuz bence.
Ben aldıktan sonra mesela çok şey öğrendim otomobil sporu içerisinde. Otomobil sporu ile ilgili hayata dair. Otomobil sporu aslında çok enteresan bir spor dalıdır. Hayatın bir kesitini yaşarsınız içerisinde. Antrenmana hazırlanma, yarış anı stres bıçak sırtındasınız, çünkü otomobil sporu hata yaptığınız anda kaza yaparsınız kaza yaptığınız anda bütçeler kaza yaptığınız zaman sağlığınız. Sizi evde bekleyenler. O hayatın kısa bölümü size bir ders verir. Mesela kendinize güvenirsiniz ben artık öğrendim dersiniz ve kaza yaparsınız. O zaman anlarsınız ki kendinize çok güvenmeyeceksiniz. Güven çok önemli ama ona dikkat etmek gerekiyor. Ben hem otomobil hakkında bilgilendim hem de buradan çok hayata dair ders çıkarmayı başardım diyebilirim. Daha da içerisinde oldum hep.
Biz araba diye kullanıyoruz ya kelimesini sana göre at arabası oluyor değil mi? Dikkat ediyorum sen hep otomobil diyorsun biz araba diyoruz.
Aslında araba demeyi de severim ama sanki otomobil sporu demek daha doğru gibi geliyor. Aslında araba at arabasından gelmiş ama diyebiliriz yani Türk insanı araba diyor.
Peki biz şimdi hepimiz amatör olarak sürücüyüz ama dışarıdan baktığımızda ralli sporuna şey gözüküyor kolay direksiyon sallayan falan filan ama kaskı içindeki kıyafeti araba derecesini tahmin edebiliyorum. Sauna gibi oluyor içerisi kilo kaybediyorsunuz şöyle bir profesyonelin ağzından dinleyelim mi?
Türkiye'miz de maalesef böyle bir şey de var.Dışarıdan bakıldığında direksiyon vites gaz pedalı falan o benim arabada da var. Bunun neresi spor denilebiliyordu bir zamanlar. Artık giderek o azaldı. Çok ciddi bir efor var, çok ciddi bir konsantrasyon var.
Yanmaz kıyafet var mı?
Yanmayı geciktirecek kıyafet var tabii. O kalınlık zaten üzerinizde bir de onun içerisinde başka bir kıyafet var.
Kaç derece oluyor içerisi 40 dereceyi bulduğu oluyor mu?
Yok 65'i ben biliyorum otomobil içerisinde.65 dereceyi biliyorum ben, hava sıcaklığı 35 ise yaz günü bir ralli otomobilinde 60'ın üzerini görmeniz mümkün.
Hissettiğin sıcaklık mı peki bu?
Yok içerideki sıcaklık bu benim hissettiğim değil. Ben bir yarışı hiç unutmuyorum. Antalya Dünya Şampiyonası ve çok uzun bir etaptan çıktık 35 kilometrelik bir etaptı ve çok yavaş bir etaba girdik. Çok direksiyon hareketi var sürekli ve toprak üzerinde otomobil savruluyor, cevap veriyorsunuz vs. Çıktım kendimi denize atmak istiyorum yani ateş çıkıyor yani şu mesafeden sıcaklığı hissedebilirdiniz ateş topu gibiydim.Ve günün sonunda denize girdim bir türlü sakinleyemedim yani bir türlü su içmek de yetmiyor çünkü öyle bir su kaybı yaşıyorsunuz ki.
Peki kilo kaybı oluyor mu?
Kilo kaybı da oluyor haliyle.Daha çok su daha sonra bir kaç gün içerisinde onu tamamlayabiliyorsunuz ama ben bir yarışta 3 kilo verdiğimi biliyorum bir kısmı su olmak üzere.
O zaman bunu sağlık yönünden de herkes yapamaz o kıyafetlerle o sıcağa herkes dayanamaz tansiyonu ya da başka bir şeyi olan insanlar orada duramaz.
Zor bir spordur kolay bir spor değildir çok zevklidir.
Çok görüyoruz yanan arabadan bir şey olmadan çıkıyor.
Elinizde eldiven üzerinizde bir tulum, tulumun içerisinde bir içlik. Şu anda yeni kurallar gereği hem altınızda hem üstünüzde var. Kaskınızın içerisinde yine balaklava dediğimiz bir şey daha giyiyoruz ayakkabınız ona göre çorabınız ona göre ve 35 derece sıcaklık varsa içerisi 65 derece. Acayip oluyor ama bunu konsantre olarak yenebiliyorsunuz tabii kondisyon olarak da hazır olmanız lazım.
Ralli ne kadar tehlikeli bir spor bir de sizden dinleyelim.
Aslında evet otomobil sporu tedbir alınması gereken bir spor dalı. Çünkü eğer tedbir almazsınız tehlikeli tedbir alırsanız da tehlikesi son derece minimize edilmiş bir şekilde aldığınız takdirde. Ben yıllardır yapıyorum, otomobillerde alınan önlemler yollar koltuklar direksiyon vs. Bugün hiçbir ralli otomobili cadde otomobiline benzemez. En güvenli otomobilllerdir. Cadde otomobilllerine göre bir de üzerine giydiğimiz kıyafetler ile birlikte daha da güvenli oluyoruz ancak yine de bugün caddelerde olduğu gibi yine bir otomobil sahibi kadar güvenlidir. Eğer siz konuya hakim değilseniz hazır değilseniz ve sadece gazlamak istiyorsanız kaza yapmanız son derece yakındır size. O şekilde gördüğünüz kazalar son derece mümkün.Ben de çok kaza yaptım limitleri zorlarken yapmak çok mümkün olabiliyor. Bir anlık hatalı bir düşünce, hatalı bir hareket çok küçük de olsa çok ciddi kazalar oluşturabiliyor.Ben de bu anlamda iyi bir kariyer sahibiyim yani kaza yaptım.
Peki böyle yarışlara giderken bir uğurun var mıydı?
Eskiden vardı sonra giderek ondan uzak durmaya çalıştım.
Ne yapıyordun bu kadar uzak duracak?
Yoo değil de bir kaç tane bir şeyi aynı anda yapmaya çalışıyordum her yarışın başında dua ederdim her evden yarış için çıkarken namazımı kılıp çıkardım.Ve annem de evde arkamdan dua ederdi. Tabii aksilik olduğunda her şeye rağmen bilerek bunları bıraktım ve sadece konsantre olarak hiç bir şekilde kafamda bir soru işareti bırakmadan yarışa girerek hiç bir şeyi düşünmeden yarışa girerek. Öteki türlü kendinizi hazır hissetmiyorsunuz başka şeylerle şans arıyorsunuz. Bir konsantrasyon eksikliği yaşıyorsunuz. Otomobil kullanmak şuna benzer ne geçmişi ne geleceği düşüneceksiniz. Sadece ana konsantre olacaksınız ve otomobil yol ve siz bu konsantrasyonu yakalamadığınız takdirde başarı olması mümkün değil.
"OTOMOBİL KULLANMAK BİR KÜLTÜRDÜR"
Peki otomobil kullanmak sizce bir kültür müdür?
Kesinlikle otomobil kullanmak, otomobil bir kültürdür, otomobil kullanmak da bir kültürdür dolayısıyla.
Peki, İstanbul trafiği için ne diyorsun?
Trafik kızdırır herkesi, ben İstanbul trafiğinden çok endişeliyim. İstanbul trafiğinden çekiniyorum ve çok yavaş otomobil kullanıyorum.
"OTOMOBİL VE TRAFİK KÜLTÜRÜ OLARAK İKİ AYRI KAVRAM VAR"
Kadınlar için trafikte araba kullanmak daha mı zor?
Ben ayırıyorum ikisini bir otomobil kültürü var, bir de trafik kültürü var. Otomobil kültürü biraz yaşanmışlıkla alakalı. Trafik kültürü toplumun değerleri ile ilgisi var. Toplumun değerlerinde yeri yoksa bazı şeylerin oluşmuyor bir türlü. Her ne kadar trafik kuralı uygulamaya çalışsanız bile trafik kuralı yaratsanız bile. Kadınlar trafikte bence çok dikkatli kullanıyor çünkü trafik kurallarına uymaya çalışıyorlar bir kaç istisna haricinde.
Sen buraya motorsiklet ile geldin mesela sonunda değerli olan motorsiklet mi oldu?
Trafikte başka çarem kalmadı. Çünkü ben gün içinde çok koşturuyorum çok aktifim ve motorsikletten başka çarem kalmadı. Kışın kar dışında genelde motor kullanmaya çalışıyorum.
Yani otomobil, motorsiklet ihtiyaç diyorsunuz?
Otomobil içerisinde geçti benim ömrüm yani antrenmanlar milyonlarca kilometrem var benim otomobil üzerinde.
Bir değişiklik olsun motorla da gezeyim diyorsunuz yani?
Aslında motoru sevdiğim için değil ilk başlangıçta çaresizlikten baktım. Trafik içerisinde çok stresleniyorum, çok sıkılıyorum işimi yetiştiremiyorum motora döndüm 20 sene önce de motora binerken düşüp ayağımı kırmıştım cross yaparken. Cross yapmayı çok seviyorum. O günden bu yana hiç kullanmamıştım. Şimdi tekrar motorcu oldum. Böyle bulduk çareyi İstanbul trafiği için.
Peki sağlığınız ve fiziğinizi korumak için neler yaparsınız başka hobileriniz var mıdır sporlarla ilgili?
Sürekli koşarım
Zaten araba kullanmak nasıl bir bel ağrısı yapıyordur.
Zaten sakıncalı özellikle bel ve bacak adelelerinde kısalma yaratıyor. Benim bu denli sıkıntılarım da baş gösterdi ben sporsuz yaşayamıyorum açıkçası böyle olduğu takdirde spora ara verdiğim takdirde ağrılarım başlıyor hemen. Zaten otomobil içinde oturmaktan bel adelelerim ve bacak adelelerim arka adelelerim kısaldı ve sporla onları hep dengelemeye çalışıyorum.
Peki o zaman hayatınızdaki enlere geçelim mi? En beğendiğiniz futbol takımı ile başlayalım.
Ben aslında çok iyi bir futbolcu olma hayalindeydim ve çok da güzel oynadığımı düşünüyordum ama menisküs olduğum için bırakmak zorunda kaldım o zamandan beri de koyu bir Fenerbahçe taraftarıyım. Ama şimdiden de biraz kırgınım. Fenerbahçe'den de biraz geri duruyorum .
En beğendiğin antrenör?
En beğendiğim antrenör tabii otomobil sporu ile ilgili bir tecrübemden dolayı ve aynı zamanda takip ettiğimden dolayı Jean Todt'u beğenirim. Şu anda FIA Başkanı ama zamanında yarış takımlarını yönetti. Ferrari'ye kadar yönetti ve çok da başarılıydı.
En beğendiğiniz sporcu?
Şöyle yapalım bir tane Türkiye'den örnek vermek istiyorum, bir tane de dünyadan. Dünya'da yine otomobil sporu rallilerde bir Finli bir pilotu çok beğenirim Ari Vatanen. Uçan Finli derlerdi ona çok özel bir pilottu. Onun bütün videolarını izlemişimdir.
Peki çok beğendiğin bir futbolcu var mı?
Aslında ben futbolu çok yakından takip etmiyorum.
Seni yarışta en çok ne kızdırır?
Rallilerde hepimiz aynı anda start almadan dakikayla yarıştığımız için çok karşılaşmıyoruz rakiplerimizle ama sonuçta takip de ediyoruz. Beni kızdıran ya da beni motive edecek şey biraz tedirginlikle geliyor. Yani çok kendime güveniyorsam biraz rahatım. Biraz rakibimle "Ben onu geçmeliydim nasıl geçmem nasıl geçemem" dediğim anda başlıyor biraz. Her şey o zaman daha iyi yapmaya başlıyorum. Nasıl geçemem dediğim zaman. Bir pilot vardır çok iyidir evet o iyidir zaten dersem ona karşı mücadele farklı. Ama ben zaten onu geçerdim şimdi nasıl geçemiyorum olduğu zaman çok daha üstüne çıkmaya.
Kaybetme korkusu yani?
Evet kaybetme korkusu.
En büyük hayalin ne?
Çok hayalim var tekneyle dünya gezisi yapmak.Tabii bir de kaptanı ben olacağım.Tabii ki yalnız çekilmez güzel bir arkadaş grubuyla dünyayı gezmek tekneyle heyecanlandırıyor beni.
Çok kötü bayan sürücü ya da çok iyi bayan sürücü bildiğiniz?
Tabii karşılaşıyorsunuz bence kadınlar daha dikkatli erkekler daha hoyrat kullanıyor. Erkeklerin hoyratlığından dolayı kadınlar daha çekingen davranıyor orada bir denklem var tek başına oluşmuyor. Şu anda var olan düzen. Kadınlar erkeklerin hoyratlığından da daha dağanık atak kullanmalarından da çekiniyorlar ve trafikte bir yavaşlatma söz konusu tabii bunu yaratan da bir parça erkek. Bana göre kadınlar daha dikkatli. Bu çok da önemli trafik kurallarına uymaya çalışıyorlar ama erkeğe göre kıyaslarsanız kadınlar daha başarılı bence. Otomobil kullanmak ve benim bahsettiğim gibi caddede başlıyor işte onun hevesini almak. Onun hemen sonrasında insanın kendisini yönlendirmesi lazım. Nasıl yönlendirmesi lazım, eğer hakikatten çok severek yapıyorsa hızlı kullanmayı kendine bu alanda bir yol açmalı daha bilinçli otomobil kullanmalı. Bana göre Türkiye'de güvenli sürüş tekniği dediğimiz derslerden herkesin alması gerekiyor ve bir kere değil defalarca alması gerekiyor. Bir kere alıp bitirmemeli. Bence güvenli sürüş tekniği yani otomobil kültürü adı altında bilinçli otomobil kullanma dediğimiz şeyin oluşması için insanlar da, bireyler de kendilerine düşen vazifeyi yapması lazım ve bu anlamda doğru merkezlere giderek doğru dersleri almaları gerekiyor ve onu uygulamaları gerekiyor. Bugün ben derslere gelen insanları biliyorum biz işte akademimiz var eğitimler veriyoruz .
Hangi amaç için kuruldu Volkan Işık Akademi? Biraz da ondan bahsedelim.
Neden kuruldu biliyor musunuz? Ben yarışmak için sponsor ararken çok önemli insanlarla toplantılar yapma fırsatı buldum arkadaşlarım sağolsun.Beni dünya şampiyonasında yarıştırabilmek için ellerinden geleni yaptılar. Bir dönem ayrı kalmıştım. O zaman gördüm ki evet ben tanınıyorum ben biliniyorum ve insanlar bir şekilde duymuşlar beni ama benim ne yaptığımı bilmiyorlar.Sanıyor ki ben sadece bir deliyim ve gaza basıyorum acayip hızlı araba kullanıyorum, cesurum sadece hayatı hiçe sayıyorum.Halbuki otomobil kullanmak devamlı bir fizik kuralıdır ve insanlarında bunu bu şekilde bilerek davranması gerekir. Bu anlamda ben çok insanla konuştuktan sonra ben bir akademi kuracağım ve insanlara araba kullanmayı öğretme çabasında olacağım dedim. Göstereceğim dedim faydam olması açısından. Çünkü Türkiye'de cidden buna bir ihtiyaç var bir de son on yıl içerisinde bu düzenler biraz daha oluştu. Bu tip ders veren, eğitim veren düzenler biraz daha oluştu. Biz de bunların öncülerinden olmak istedik ve Türk insanın çok ihtiyacı olan bir şeydi ama beni tetikleyen nokta çok önemli insanların sporu önemsizmiş gibi görmesi.
"METİN ŞENTÜRK'Ü ÇALIŞTIRIRKEN ÖMRÜMDEN ÖMÜR GİTTİ"
Başından geçen enteresan bir olay var mı? Metin Şentürk'ün rekor kırması için sen çalıştırdın mesela onu anlatabilirsin.
Orada Metin bizi bulduğunda, böyle bir rekor kırmak istediğini söylediğinde biz sıcak baktık. Çünkü bizim hoşumuza giden bir Türk'ün dünya çapında bir rekora imza atmak istemesiydi. Görme engelliler Dünya rekoru bana göre çok önemli bir yardımdı ve bana göre kolay da değildi. Biz düşündük taşındık ve tamam dedik. Tabii burada Metin'in etkisi çok fazla oldu. Metin çok istekliydi ve çok ciddi yaklaştı konuya ve tamamen bize teslim oldu. Tamamen çalışmalarsa ne dersek yaptı ve de çok ciddi çalıştık biraz stresli bir iş oldu ömrümden biraz gitti ama.
Bu hız kaç km oldu?
Işık: 4 km gitti düz bir yerde ama şöyle yorumlanıyor, düz tuttu ve kullandı değil, belli bir sürattan sonra çok küçük bir rüzgar bile otomobilin yönünü değiştiriyor.O yüzden aslında yapılan iş çok büyük.
Yanında başka biri var mıydı?
Kural gereği o kendi olmak zorunda. Biz arkadaki otomobildeyiz ve telsizle ona yön veriyoruz. Yaklaşık bir 30 metre gerisinden gitmeye çalışıyorduk o eğer sola doğru giderse sağa doğru ortaya almaya çalışıyorduk onu. Bir sene boyunca çalıştık ama son on gün çok yoğun çalışarak kamp yaparak 300 gibi çok ciddi bir rekoru yakaladık onda.
SON VİDEO HABER
Haber Ara