Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kızlar artık sevdiğine kilim dokumuyor

Sanatçı Fatih Kısaparmak'ın, "Sevdiğine sözü olan bir kilim dokur. Kilimin dilinden ancak anlayan okur." türküsündeki gibi kilim dokuyan ve dilinden anlayan pek çıkmıyor artık. Uşak'ın Eşme ilçesinde dokunan dünyaca ünlü kilimler de makineler yaygınl

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-07-13 10:21:11

Kızlar artık sevdiğine kilim dokumuyor
Sanatçı Fatih Kısaparmak'ın, "Sevdiğine sözü olan bir kilim dokur. Kilimin dilinden ancak anlayan okur." türküsündeki gibi kilim dokuyan ve dilinden anlayan pek çıkmıyor artık. Uşak'ın Eşme ilçesinde dokunan dünyaca ünlü kilimler de makineler yaygınlaştığı için dokunmuyor. Bir zamanlar büyük çoğunluğun geçimini kilim dokumayla kazandığı ilçede şimdi sadece iki satış dükkânı bulunuyor Bir zamanlar ürettikleri kilimler Türkiye'nin dört bir köşesine gönderilen ilçede bu el sanatı, kaymakamlığın Halk Eğitim Merkezi aracılığıyla açtığı kurslarla yaşatılıyor.

İlçede kilim dokuyanların sayısı, bir elin parmaklarının sayısını geçmiyor. Bunlardan Sultan Yel, aile bütçesine katkıda bulunmak ve gelenekleri yaşatmak için kilim dokuduğunu söylüyor. Eşme Belediye Başkanı Ahmet Yıldırım ise son yıllarda modernleşme ve makineleşmeyle birlikte el sanatı kilimin pazarlamasında çok sıkıntılar çıktığını söylüyor. Bu yıl 20. Uluslararası Eşme Kilim ve Kültür Festivali düzenlenmesine rağmen kilimin geleceğinden pek umutlu olmadığını belirterek, "Kilimcilik son yıllarını yaşıyor. Buna rağmen festival düzenliyoruz. Modernleşme, bu el sanatlarını yok ediyor. Bunu yaşatmak için ciddi desteklere ihtiyaç var." diyor.

Eşme Kaymakamı Türker Çağatay Halim de köyleriyle birlikte toplam 36 bin 73 kişinin yaşadığı ilçede, kilim satan iki dükkân kaldığını belirtiyor Kaymakam Halim, bir zamanlar meşhur olan Eşme kiliminin yok olmaması için kurslar açtıklarını dile getiriyor: "Halk Eğitim kurslarını bitirmiş, dokuma sertifikası olan 85 bayanımız var. Bunların eliyle Eşme kilimini yaşatmaya çalışıyoruz. Eşme kiliminin tanıtımı için projeler hazırlıyoruz."

KİLİMDEN ARTIK PARA KAZANILMIYOR

Halk Eğitim kursunda kilim usta öğreticisi olarak çalışan Şemsi Sayın, kursiyerlere 15 gün içinde ilmek atmayı ve dokumayı öğrettiklerini, tam dokuyabilmesi için iki üç ay geçmesi gerektiğini söylüyor. Bir kilim seccadesini usta bir dokuyucunun beş altı günde ancak dokuyabildiğini belirten Sayın, kilimin bitme noktasına gelmesini ise dokuyucuların istediği ücreti alamamasına bağlıyor. Sayın, "Eskiden burada geçim kaynağıydı. Kilim diyarıydı. Şimdi talep olmadığı için dokunmuyor. Bundan kazanılan paralarla ev eşyası alınır, düğünler yapılırdı ama şimdi talep olmadığı için dokuma yapılmıyor." diye konuşuyor. Eskiden Eşme'ye bağlı 70 köyde her evde birer tezgâh olduğunu anlatan Şemsi Sayın, "Talep çok az, beş altı günde kesilen bir seccadede dokucuya verilen ücret 60-70 lira, o da kişiyi kurtarmıyor. Yevmiyesi 5-10 liraya geliyor." diyor.

'KIZLAR KİLİMLE ANNE, BABA VE SEVDİKLERİNE MESAJ VERİRDİ'

"Kızlarımız artık kilim dokumuyorlar. Fabrikalar açıldı, orada çalışıyorlar." diyen Sayın, "Sevdiğine sözü olan bir kilim dokur" türküsüne atıfta bulunarak şunları söylüyor: "Eskidendi o. Bizim dönemimizde kızlar, sevdiğini ya da kızdığını kilimin başına oturur, dokumasıyla ifade ederdi. Öfkesini yenmek için, sevincini belirtmek için çok güzel kilim dokurdu. Kilim dokumak aslında insanı dinlendirir, huzur verir. Bir şey üretiyorsun, el emeği çok zevk veren bir iştir aslında. Son zamanlarda maddiyata dayandığı için ne kızlarımız ne yaşlılarımız dokuyor. Ayrıca genç kızlar, sevdiğini çeşme başlarında beklermiş. Orada ifade edemediklerini, kilimin başında renklerle, motiflerle ifade etmeye çalışıyorlarmış. Anneleri bunları anlıyorlar, dokuduğundan kızının ne yaptığını biliyorlar. Erkekler de dokunan kilimden kızın ne demek istediğini anlardı." Sayın, makine kilimlerinin kullanım açısından çok sağlıklı olmadığı gibi ömrünün de bir iki yılı geçmediğini, tezgâhta elle dokunanlarınsa ömrününse en az 30 sene olduğunu vurguluyor.

KUTULAR

EŞME KİLİMİNİN HAZIRLANIŞI VE ÖZELLİĞİ

Temmuz ayının ortasında koyunlar, vücutlarında bulunan yünden kurtarılmak için kırkılır. Bu yünler, yaz aylarının en sıcak günlerinde suyun bol olduğu yerlerde yıkanır. Suya yatırılan yapağıların bir taşın üzerine kyularak tokaç denilen tahtadan aletle dövülüp kirinden arındırılır. Durulanan yünler, güneşe serilerek kurutulur. Elde edilen yünler, eğirme aracı kirman ile ip haline getirilir. Daha sonra çıkrık yardımıyla katlama işlemi yapılarak çözgü haline getirilir.

ÇIKRIK: Üzerinde iği bulunan ve iğin dönmesi el ve ayakla sağlanan bir iplik bükme aracıdır. Çıkrığın iğine kısa yünler elle uzatılarak verilir, tekerleği döndükçe iği de onun eksenine bağlı olduğu için döner, iği döndükçe üzerine tutturulmuş yün demeti getirilir, uzar, bükülür ve iği üzerine sarılarak çözgü haline getirilir. Çözgü iplikleri çoğunlukla yünden olup çift bükümlüdür. Çözgüler, leventlerin altından ve üstünden geçirilerek istenen sıklıkta boydan boya dolanır. Bu çözgülerin alt üst dolanması bitince leventlerden birine sıkıca düğüm atılarak sağlamlaştırılır. Leventlerin arasında, hemen hemen tezgâhın ortasına rastlayan yerde, çözgülerin önüne gelen gücü sopası vardır. Ayrıca uzun, kalın bir iplikle aradaki çözgüler öne alınarak gücü sopasına bağlanır. Böylece bu kısımda aradaki çözgüler öne, öndeki çözgüler arkaya geçirilmiş olur. Bu durumu saptamak için gücü sopasının üstündeki çözgülerin arasına, "varan gelen" isimli tahta ağaç geçirilir. Dokuma sırasında bu tahta ağaç aşağı yukarı oynatılarak, çözgülerin normal ön arka veya gücü sopasına tutturulmuş durumu, yani bir öncekinin tersi olan arka ön durumunu alması sağlanmış olur. Gücü bağlandıktan ve varan gelen gücülerin arasından geçirildikten sonra tezgâh dokumaya hazır duruma gelmiş olur.

DOKUMA ÇEŞİTLERİ

KİLİM: Halı dışındaki havsız dokuma yaygılarına genel olarak verilen isimdir. Atkı iplikleri tarafından çözgü ipliklerinin tamamen örtüldüğü atkı yüzlü veya atkı görünüşlü bir dokuma çeşididir. Kalın kıl veya yün ipliğinden dokunur, çeşitli renk ve motiflerle bezenir. Çoğunlukla yaygı olarak kullanılır fakat kilim tekniğiyle dokunmuş yastık, heybe, torba, çuval gibi eşyalar da yapılabilir.

CİCİM: Atkı veya çözgülerin birbirini gizlemeden eşit aralıklarla kesiştiği bez dokuma veya kilim gibi atkı yüzlü dokumalarda, dokuma yapılırken atkı ipliklerinin arasına desen ipliklerinin sıkıştırılmasıyla oluşan kabartma desenli bir çeşit dokumaya verilen isimdir.

ZİLİ-SİLİ: Bez dokuma veya atkı yüzlü dokumalarda, dokuma yapılırken atkı ipliklerinin arasına desen ipliklerinin sıkıştırılması ile oluşan ancak desen ipliklerinin üç üstten, bir alttan atlayarak dokuma yüzeyini tamamen doldurulduğu ve dokuma boyunca birbirine paralel çizgiler halinde yivlerin göründüğü dokuma çeşidine verilen isimdir.

SUMAK: Motiflerin sınırları içinde, ayrı renkteki desen ipliklerinin çözgü çiftlerine devamlı olarak değişik şekillerde dolanmasıyla oluşturulan dokumalara verilen isimdir.

HOPAN: Çözgü iplikleri üstüne ayrı bir desen ipliğiyle değişik şekillerde düğüm atılarak, aralarından beş altı sıra atkı ipliği geçirilip sıkıştırılarak, aynı yükseklikte veya yer yer farklı yüksekliklerde kabartmalı olarak kesilmiş havlı yüzü olan dokumalara verilen isimdir.
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara