Çözüm sürecinin kritik bir aşamasında PKK'da önemli değişiklikler oldu. PKK'da, 'Şahin' kanadın temsilcisi olarak bilinen Cemil Bayık'ın örgütün başına getirilip, Kandil'de İmralı çizgisini temsil eden Murat Karayılan'ın HPG'nin başına kaydırılması ne anlama geliyor?
PKK'da, örgütte güçlü bir kol olan kadınları temsilen Bese Hozat'ın, Eş başkan olmasını nasıl okumak gerekiyor?
PKK'daki asıl önemli olan değişiklik Cemil Bayık'ın örgütün başına geçmesi mi, yoksa Murat Karayılan'ın tekrar HPG Komutanlığını üstlenmesi mi?
PKK'daki yeni yapılanma ve çözüm sürecinin geleceği açısından her sorunun ayrı bir anlamı var.
1- Cemil Bayık'ın şahin tutumu nedeniyle, PKK'nın başına geçmesi çözüm sürecine zarar verir mi şeklinde kaygıya yol açmıştı. Ama PKK'daki değişiklikler Öcalan'a rağmen yapılmış değil. Öcalan'ın iradesi doğrultusunda yapılan bir düzenleme.
2-PKK'daki değişiklikler çözüm sürecine zarar verecek bir değişiklik değil.
3-Öcalan çizgisindeki Karayılan'ın tenzili rütbe edilerek HPG'nin başına getirildiği şeklindeki yorumlar gerçeği yansıtmıyor. PKK'daki asıl önemli değişiklik Karayılan'ın, PKK'nın silahlı yapılanması olan HPG'nin başına getirilmesi.
Çünkü çözüm sürecinin ilerlemesi açısından en önemli birim, silahlı yapılanma olan HPG. Öcalan en çok güvendiği adamını HPG'nin başına koydu.
Daha önce HPG Komutanlığı yapması nedeniyle Murat Karayılan yapılanmaya hakim bir isim.
Elbette ki bu değişikliğin bir de Cemil Bayık cephesinden değerlendirilmesi gereken bir yüzü var.
Öcalan'la birlikte PKK'yı kuran 5 isimden biri Cemil Bayık. Örgüt içinde İran'a olan yakınlığı ile biliniyor. İran'ın, Urumiye kentinde villada yaşadığı, böbrek rahatsızlığı nedeniyle İran'ın Kandil'e kadar diyaliz makinası gönderdiği bir isim..
PKK'da,'Geleneksel ve şahin' bir çizgiyi temsil etmesine rağmen Cemil Bayık, çözüm sürecinde olumsuz bir rol oynamadı. Ayrıca Murat Karayılan'ın görev süresi 1 yıl uzatıldığı için, bu göreve sürpriz bir şekilde gelmiyor, gecikmeli olarak oturuyor.
1 yıl önce örgütün başına geçmesi gerekiyordu..
PKK yeniden yapılandırılırken dikkat edilmesi gereken nokta, kadınların örgüt içinde yükselen konumları.
Kadınlar PKK'nın yüzde 40'ını oluşturuyor. 'APOİST' olarak tanınıyorlar. Doğrudan Öcalan'a bağlılar ve bu konuda da pervasız bir tutum sergiliyorlar. Kadınların Kandil'de ve Avrupa'da Eş başkanlıklara getirilmesi Öcalan'ın gücünü pekiştirmesi açısından önemli.
1999 yılında Öcalan, Türkiye'ye teslim edildiğinde, PKK'da, 'Öcalan tutsaktır. Onun talimatları geçersiz olmalı' şeklinde bir görüş ortaya çıkmıştı. PKK yönetimi bunu tartışmak üzere toplandığında Sakine Cansız beline bombaları sararak, toplantıyı basmış ve Öcalan'ın hakimiyetini pekiştirmişti.
PKK'da kadınlar Öcalan'ın en büyük güvencesi. O nedenle çözüm sürecine geçildiği bir sırada Paris'te Sakine Cansız'la birlikte 3 kadının suikaste kurban gitmesi tesadüfi olmasa gerek.
Bir türlü aydınlatılmayan ve aydınlatılmayacak olan istihbarat servisi kökenli bir suikasttı o.
Tekrar PKK'daki değişikliğe döndüğümüzde ise, Öcalan örgütünü yeniden dizayn etti.
PKK'yı ele geçirmeye çalışan komşu ülke istihbarat servislerini devre dışı bıraktı.
Kadınları hem PKK'da hem Avrupa'da çok önemli konumlara taşıyarak, örgüte kendi adına ikinci bir sigorta unsuru daha yerleştirdi.
PKK'nın en büyük gücü olan ve çözüm sürecin açısından da en büyük önemi taşıyan HPG'yi ise en güvendiği adamı olan Murat Karayılan'la kontrolüne aldı.
PKK'yı savaş dönemi yapılandırmasından, siyaset dönemine göre bir adım daha yaklaştırdı.
Bu düzenlemenin çözüm sürecine yansımaları olacak elbette ki.
Ama asıl önemli olan Başbakan Erdoğan ve İmralı'da çözüm iradesinin güçlü bir şekilde devam ediyor olması.
Orası sağlam…