Gazeteci yazar-Avni Özgürel’in değerlendirmesi;
Karayılan, Öcalan’ın Türkiye ’ye getirilişinden itibaren örgütün ve barış sürecinin sorumluluğunu üstlenmiş bir insan. Aslında bana göre Karayılan barış sürecini çok başarılı idare etti. Ancak Karayılan bu süreçte Kürt tabanı tarafından eleştirilirken, aynı zamanda Abdullah Öcalan nezdinde yaşanan sıkıntıları da göğüslemek zorunda kaldı. Ben de dahil bir takım gazeteciler çözüm süreciyle Kandil’e gidip Karayılan’la görüştü. Görüşmeler sırasında Karayılan ile ilgili bir takım polemikler yaşandı. Dolayısıyla Karayılan’ın Oslo sürecinden bu yana başlayan barış sürecinde çok yıprandığını gördüm. Dolayısıyla böyle bir düzenlenmenin Karayılan’ın kendi isteği doğrultusunda yapıldığını düşünüyorum.
Bir başka mesele ise eş başkanlık sistemi ile yönetim değişikliği. KCK’nın Konsey Başkanlığı her zaman eşitler arasında birincilik yöntemini benimser. Karayılan’ın oturduğu koltuğa baktığınızda Karayılan diğer kişilere göre daha fazla ön planda gözükebilir ancak Karayılan ile Cemil Bayık arasında bir fark yok aslında. Dolayısıyla Cemil Bayık örgüt üzerinde ne kadar etkiliyse Murat Karayılan da aynı derecede etkilidir. Bese Hozat ile Cemil Bayık bu güne kadar yapılan bütün görüşmelerde vardı. Dolayısıyla bu günkü değişiklik PKK’da ortaya çıkan fiili değişikliğin kesinleşmesidir.
“Çözüm sürencin kilit taşları Abdullah Öcalan ile Başbakan Recep Tayip Erdoğan’dır. Abdullah Öcalan’da herhangi bir irade değişiklik olmadığı sürece barış sürecinde de bir sapma olmaz. Diyarbakır Nevroz’unda okunan, ‘İraden irademizdir’ bildirisinin arkasında Cemil Bayık’ın da imzası vardı. Dolayısıyla barış sürecinin bu tarz bir değişiklikle tehlikeye gireceğini düşünmüyorum. Bazı kesimler öteden beri Cemil Bayık’ı ‘şahin’ olarak adlandırıyor. Böyle bir değişiklik belki o kesim üzerinde olumsuzluk yaratabilir. Ancak şunu da unutmamak lazım. Sürece endişeyle yaklaşan ve sürece tereddütle bakan bazı Kürt grupları vardı. Cemil Bayık, Murat, Karayılan’a göre bu tarz gruplar üzerinde daha etkili. Bence Cemil Bayık’ın gelmesi barış sürecini daha da güçlenecektir.”
Eski DEP milletvekili Sedat Yurtdaş'ın değerlendirmesi;
'‘PKK’da uzun bir süredir Murat Karayılan konsey başkanlığı yapıyordu. Karayılan’ın yerini Cemil Bayık ile Bese Hozat’a bırakmasını PKK’nın kendi içinde bir değişim olarak görüyorum. PKK uzun bir tarihe sahip, ayrıca dünyanın en problemli coğrafyasında örgütlü. Zaman zaman basında da PKK’nın az sayıdaki kurucuların PKK’nın üzerindeki etkisi tartışılıyor. Bu değişimin bir sertleşmenin ya da bir değişimin işareti olarak yorumlamanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla değişimi son derece olağan görmek lazım.
Nitekim PKK’da kadınlar özel bir ağırlığa sahip onun için Bese Hozat’ın eşbaşkan seçilmesi normal. Nitekim Cemil Bayık PKK’nın ilk kurucularından biri. Bana göre PKK bu değişiklikle siyaset üzerindeki ağırlığını arttırmaya çalışacak. Gerçekten çok uzun bir çatışmasızlık ortamı geride bırakıldı. Savaşarak sonuç alınamayacağı yönünde genel bir kanaat örgütte de hakim. Bu değişikliğin süreci olumlu etkileyeceğini ve çözüm sürecinin bir bütün olarak sahipleneceğini düşünüyorum.''
Hüseyin Yayman'ın Hürriyet gazetesindeki "PKK'daki değişiklik ne anlama geliyor?" başlıklı yazısı:
PKK’da görev değişikliği olacağı kapalı kapılar ardında bir süredir konuşuluyordu.
Murat Karayılan bir önceki kongrede Öcalan’ın isteği ile o koltuğa oturtulmuştu.
Öcalan’ın bu talebi örgüt içinde ciddi rahatsızlık yaratmış ancak daha sonra absorbe edilmişti.
Öcalan’ın son dönemde geri çekilme dahil bazı konulardan rahatsız olduğu biliniyor.
Ocak ayından bu yana süren mektuplaşmalar, PKK’nın yeniden yapılanmasıyla sonuçlandı.
Özellikle Mısır-Suriye hattında yaşananlar örgüt için yeni bir denklem anlamına geliyor.
Bu arada İran’la PJAK’ın ‘eylemsizlik’ anlaşmasının Temmuz ayı içinde son bulacak olması önemli bir gelişme.
Bu bağlamda İran’a yakın durduğu iddia edilen Cemil Bayık’ın örgütün başına getirilmesi ciddi mesaj taşıyor.
Cemil Bayık’ın İran’la devam eden eylemsizliği sürdürüp sürdürmeyeceği geleceğe dair turnusol işlevi görecek.
Ancak çözüm sürecinin başladığı günlerde İran heyeti Kandil’e gitmiş ve ‘Türkiye ile anlaşmayın, sizin için gerekli her türlü silah ve lojistiği sağlayabiliriz’ sözünü vermiş, fakat örgüt bu öneriyi kabul etmemişti.
ÖCALAN’IN SON MEKTUBU KANDİL’DE
İki gün önce Pervin Buldan ve İdris Baluken aracılığıyla Kandil’e götürülen son mektupta Öcalan açıkça ‘…geri çekilmenin, hükümetin atacağı adımlardan bağımsız olarak tamamlanması ve bir şarta bağlanmamasını’ isterken ‘çekilmenin herhangi bir pakete bağlı olmadığı’nın altını çiziyor.
Bunun yanında PKK’ya sert eleştiriler getirerek ‘kendisini dinlememeleri durumunda Oslo sürecinde olduğu gibi aradan çekilebileceğini ve tarafların savaşına müdahil olmayacağını’ belirtiyor.
Öcalan’ın aynı zamanda hükümete de çağrı da bulunarak ‘adımları hızlandırmasını, şartlarının iyileştirilmesini, bu şartlarda barışa öncülük etmesinin zor olduğunu ve daha çok görüşme yapmasının önünün açılmasını’ istediği iddia ediliyor.
Öcalan ayrıca bazı isimlere mesaj verdiği ‘Öcalan’ın vekiliyim diye ortalıkta dolaşanlara söylüyorum, hiç kimse benim vekilim ve sözcüm değil’ diyerek ciddi eleştiriler getirdiği söyleniyor.
PKK’DA ÇÖZÜM SÜRECİNE UYGUN YAPILANMA…
Cemil Bayık değişikliğiyle başlayan yeni yapılanma sürecinde Sabri Ok önemli bir isim.
Sabri Ok’un Avrupa’da önemli bir göreve getirileceği iddia ediliyor.
İmralı’nın onayıyla gerçekleşen bu değişikliğin amaçları şu şekilde yorumlanabilir.
1. PKK’nın çözüm sürecinde daha hızlı hareket etmesini temin etmek.
2. Örgütün yeni döneme uygun bir yeniden yapılanmaya gitmesi sağlamak.
3. Özellikle bazı yabancı istihbarat örgütleriyle yakın duran isimlere mesaj vermek.
4. PKK’da başlayan değişikliğin BDP ile devam edeceği iddialar arasında yer alıyor.
5. İlerleyen günlerde HDP(Halkların Demokratik Partisi) ile sürpriz gelişmeler olabilir.
6. Örgütün Avrupa kanadında benzer değişikliklerin olabileceği iddiaları bulunuyor.
7. PKK tüm bu değişiklikleri ‘yeni bir savaş başlatmak için değil siyaset dönemine uygun bir yapılanmaya gitmek’ için yapıyor.
* Haber radikal.com.tr ve Hürriyet gazetesinden derlenmiştir.