Bakan Güler: Çözüm sürecinde ikinci aşamaya geçilmiş değil

İçişleri Bakanı Muammer Güler, çözüm süreci kapsamında silahlı unsurların tümüyle çekilmediğini belirterek, ikinci aşamanın şartları oluşmadığı için henüz ikinci aşamaya geçilemediğini ifade etti. Bakan Güler, "Elbette ki bu süreç hiç kimsenin hukukun dışına çıkma ve bu ülkenin devlet sistemini yok sayma gibi bir lüksü barındırmamaktadır. Bunu elbette dikkatle izlememiz lazım. Çözüm sürecini alternatif devlet yapılanması gibi algılamaya çalışmamak ya da inşa etme çabası olarak görmemek lazım." dedi.

Bakan Güler, Somali İçişleri Bakanı Abdikarim Hüseyin Guled'i makamında kabul etti. Güler, konuk bakan ile görüşmesinden önce basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye hakkında verdiği biber gazı kararının sorulması üzerine Bakan Güler, "AİHM kararları spesifik olarak olay itibari ile verilen kararlardır. Ancak polisin zor kullanma yetkisini kaldıran bir karar değildir. AB müktesebatının tamamında ve bütün dünya ülkelerinde polisin zor kullanmasına ilişkin hükümler düzenlemiştir. Dünyada zor kullanımı olmayan tek bir güvenlik gücü, tek bir polis gücü yoktur. O anlamda değerlendiriyoruz." diye konuştu.

"AİHM'İN BİBER GAZI KARARI, SPESİFİK BİR OLAYLA İLGİLİDİR"

Güler, şu ifadeleri kullandı: "Polisin değişik olaylarda yanlış uygulamaları kast ediliyorsa elbette ki bu yetki yanlış kullanmayı da orantısız kullanmayı da içermez. Bununla ilgili yanlış bir kullanım varsa elbette şu an da olduğu gibi iddialar üstüne, tespitler üstüne videoda, televizyonda veya sosyal medyada bize intikal eden bütün olaylarla ilgili olarak, biz gerekli araştırmaları ve soruşturmaları sürdürüyoruz. Sizin söylediğiniz olay spesifik bir olayla ilgilidir. Ama polisin genelde zor kullanma yetkisini elinden alan bir karar değildir. AB müktesebatı biber gazı dahil birçok argümanı kapsıyor. Polis olayların şekline göre, oradaki amirin takdiriyle bedeni kuvvetten başlayarak, su, tazyikli su, biber gazı ve darbe etkili mermi kullanımına kadar argümanlarla meydana gelen kanunsuzlukları önleme yetkisi vardır."

"İKİNCİ AŞAMANIN ŞARTLARI OLUŞMUŞ DEĞİL"

Çözüm süreci kapsamında devam eden çekilme sürecinde gelinen noktayı da değerlendiren Güler, "Çözüm sürecini bizlerde bütün sonuçlarla birlikte dikkatle takip ediyoruz. Burada birinci unsur silahlı grupların yurtdışına çıkmasıyla ilgili bir konuydu. Elbette bu konuyla ilgili tümüyle bir çekilmenin olmadığı tespit ediliyor. Ancak hareket halinde olduğu da biliniyor ya da ifade ediliyor. Bunu izliyoruz elbette ve sonra da ikinci aşama gündeme gelecek. Biz çözüm sürecinin tüm şartları ile uygulanmasını bekliyoruz. Şu anda ikinci aşamaya geçilmiş değil. Çünkü ikinci aşamanın şartları oluşmuş değil. Ancak çözüm süreci ile ilgili toplantıları biz sürdürüyoruz." şeklinde konuştu.

Bu konunun sadece kendi partilerini ya da hükümetlerini ilgilendiren bir konu olmadığını aktaran Güler, yıllardır çözülememiş sorunlara yönelik bir adım olduğunu dile getirdi. Bu süreçte herkesin üzerine düşen sorumluluğu da sağduyu içerisinde yerine getirmesi gerektiğine dikkat çeken Güler, sürecin başarısının herkesin menfaatine olduğunu belirterek, "Her kim kendi dar ajandası için süreci sabote etmeye kalkarsa bundan en çok kendisi zarar görür. Çözüm süreci ile oluşan bu huzur ortamı, çatışma ve şiddetten nemalan çıkar gruplarının da oyununu bozar niteliktedir." ifadelerini kullandı.

ALTERNATİF DEVLET ALGILAMALARINA TEPKİ

"Çözüm süreci her şeyi ile meşrudur ve doğru bir adımdır." sözlerini dile getiren Bakan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu adımı başka yerlere çekmeye çalışanlar, bilmelidirler ki halkımız ne yapmaya çalıştıklarını çok iyi bilmektedirler. Maalesef bu süreci sabote etmeye yönelik adımlar da vardır ama bu adımlar halkımızdan gerekli desteği de görmemektedir.
Elbette ki bu süreç hiç kimsenin hukukun dışına çıkma ve bu ülkenin devlet sistemini yok sayma gibi bir lüksü barındırmamaktadır. Bunu elbette dikkatle izlememiz lazım. Çözüm sürecini alternatif devlet yapılanması gibi algılamaya çalışanların yada inşa etme çabası olarak görmemek lazım. Daha öncede ifade ettim, devletin meşru güvenlik görevlileri vardır. Hukuk sistemi vardır, bunun dışına çıkan, hukukun bu konudaki yaptırımları ile karşı karşıya kalır. Şunu da söyleyeyim halkımızın çözüm sürecine desteği ve güveni her geçen gün artmaktadır. Hiç kimsenin bu güveni istismar etmeye hakkı da yoktur."