Çiçek: Sivil siyasetin yaptığı anayasayı ortaya koyamamanın üzüntüsü içindeyim
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, toplumun önüne eksiği ile fazlası ile 'bu da bizim tarlanın mahsulüdür, sivil siyasetin yaptığı anayasadır' diye bir anayasayı ortaya koyamamış olmanın üzüntüsü içinde bulunduğunu belirterek, "Bana düşen vebal neyse ben bunu
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-08 11:41:47
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıkıloğlu ve beraberindeki heyeti kabul etti. Çiçek, burada yeni anayasa çalışmalarına ilişkin açıklamalarda da bulundu. Yeni bir anayasa verilememesinin mahcubiyeti içinde olduklarını söyleyen Çiçek, "Yeni anayasanın ne kadar önemli olduğunu hep vurguladık. Sizler talep ettiniz. Başlangıçta bu sadece meslek örgütlerinin talebi iken sonra toplumsal talebe dönüştü. İçinden geçtiğimiz süreçler dünyada olup bitenler de bu anayasa konusunu tahminlerimizin ötesinde daha önemli kılmaya da başladı." diye konuştu.
Yeni anayasanın bir mecburiyet haline geldiğini ifade eden Çiçek, "İki önemli kavram var. Bunu önemsiyorum. Türkiye bugün bulunduğu noktadan daha iyi bir noktaya gidecekse, acımasız rekabet dünyasında Türkiye daha ileri noktalara kendisini taşıyabilecekse bunun iki ön şartı var. Bunlardan bir tanesi huzurdur. Huzur olmadığı zaman o ülkede kalkınma olmaz. O yüzden hep demeye çalıştım ki, atasözüdür, 'yıkılacak duvarın altına kimse oturmaz.' Huzur yoksa yarın ne olacağı belli değilse her gün iç kargaşa olursa yatırımcı yatırım yapmaz. Türkiye ile ilgili karar verecekler varsa karar da veremez. O zaman Türkiye kaybeder." dedi.
"VURDULU KIRDILI GÖRÜNTÜLER MİLLETVEKİLLİĞİ SIFATI İLE YAKIŞMIYOR"
Türkiye'de huzur bozacak hiçbir davranışı makul görmenin mümkün olmadığını vurgulayan Çiçek, şöyle devam etti: "Buna Parlamento öncülük etmelidir. Parlamento çözümün kaynağı olmalıdır. Maalesef yaşadığımız bir kısım olumsuz görüntüler, tasvip etmediğimiz görüntüler bizi de sıkıntıya sokuyor, sizi de üzüyor. Parlamento her şeyin uygarca müzakere edildiği, kaba olmayan, yaralayıcı olmayan, hakaret içermeyen bir üslup ile Türkiye'nin her meselesinin konuşulduğu yerlerdir. Kavga, dövüş, vurdulu kırdılı görüntüler milletvekilliği sıfatı ile de yakışmıyor. Herkesi sorumlu davranmaya davet ediyorum. Biz topluma iyi örnek olmalıyız. Güzel örnekleri başlatmalıyız, benim ne güzel Parlamentom var, denilmeli. Aksi halde millet 'Meclis'te bunlar benim meselemi konuşmuyor, kavga ediyor' der. Bu da Parlamento'nun itibarını sıkıntıya sokar. Huzuru bozacak hiçbir davranışı doğru bulmayız. Kimin ne talebi düşüncesi varsa, kim neyi beğenmiyorsa, kim neyi protesto etmek istiyorsa konulan kurallar çerçevesinde yapmalıdır. Hele hele işin içinde cebir ve şiddet varsa bu asla hukuken himaye görmeyecek bir davranıştır. Bu benim sözüm de değil. Uluslararası hukukun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin gerek Türkiye gerekse başka ülkeler ile ilgili verdiği karar da her türlü fikir söylenebilir ama cebir ve şiddet asla. Cebir ve şiddet bir hak arama yöntemi olamaz. Nitekim bunu yöntem olarak kabul eden partilerin kapatılmasına karar vermiştir. Bunda hepimizin mutabık olmamız gerekiyor."
YENİ ANAYASA
İstikrarın da önemine dikkat çeken Çiçek, "Biz bunu dar kapsamda düşünürüz. Bir partinin tek başına Meclis'te çoğunluğu sağlaması olarak düşünürüz. Bu önemlidir ama bunun kadar önemli olan hukuki istikrardır. Eğer bir ülkede bu iki istikrar yan yana gitmiyorsa, o takdirde istikrar kavramından, imkanından yeteri kadar faydalanamayız. Bu istikrarın temin edileceği en temel metin de Anayasıdır." ifadesini kullandı.
Anayasa'nın 30 yılda 19 defa değiştiğini hatırlatan Çiçek, "Yani devlet binasının temelinde her 15 ayda bir tamirat tadilat yapıyorsanız, bu evde gürültüden, istikrarsızlıktan, huzursuzluktan başka bir şey olmaz. Onun için bundan sonra vurgu yaptığınız istikrarın da huzurun da en önemli önündeki engel bugünkü anayasadır. Bunu bir kez daha ifade ediyorum. Bunu yapmak da bizim boynumuzun borcudur. Biz kendi içimizde mazeret üretebiliriz. Yapacaktık şundan oldu, yapamadık bundan oldu. O onu dedi, bu bunu dedi. Zaten yeteri kadar faydasız tartışma yapılıyor, bir tartışma daha açmış oluruz. Ama vatandaş sonuçtan gider. Yaptınız mı yapamadınız mı? Yapmadık. O zaman şikayet ettikleriniz kadar da olamadınız, der karneyi önümüze koyar." şeklinde konuştu.
"CANHIRAŞ SEÇİM MÜCADELESİNE GİREN SİYASİ PARTİLER ANAYASA YAPAMAZ."
Yarın parti genel başkanları ile yapacağı görüşmeleri hatırlatan Çiçek, "Bir defa daha ne düşünüyorlar, bu tabloyu kendi önlerine koyacağım. Bu kararı da komisyonda bulunan arkadaşlarımız aldı. Ama işi fazla uzak tutacak da şeyimiz yok, çünkü seçimler kapıya geldi. Seçim ortamında bu işleri yapmak, gerçekten zordur. Her işin bir zamanı var." dedi.
Ramazan orucunun Ramazan'da tutulduğunu söyleyen Çiçek, "Ramazan geçtikten sonra Ramazan orucu tutulmaz. Her işin de bir yapım zamanı var. Canhıraş bir seçim mücadelesine giren siyasi partiler, oturup anayasa yapamaz. Bu bizim baştan da kabul ettiğimiz husustu. Önümüzde de fazla zaman kalmadı. Onun için maalesef o yönde sizin bunca gayretinize rağmen, toplumun önüne eksiği ile fazlası ile bu da 'bizim tarlanın mahsulüdür, sivil siyasetin yaptığı anayasadır' diye bir anayasayı bugün itibari ile ortaya koyamamış olmanın üzüntüsü içindeyim. Bana düşen vebal neyse ben bunu almaya hazırım ama partilerimiz de artık bu işin farkında olmalılar." diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara