Bozdağ: Devlet bütçesinden cami yapma geleneği bizim milletimizin tarihinde yok

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiye'de yapılmış bulunan camilerin neredeyse tamamının, milletin, gönül hazinesinden verdikleriyle yapıldığını belirterek, devlet bütçesinden cami yapma geleneğinin Türk milletinin tarihinde olmadığını söyledi.

Hayırsever iş adamı Bilal Şahin tarafından yaptırılan bin 500 kişilik cami, Kur'an kursu külliyesi ve müftülük binasının açılışına katılmak üzere Yozgat'a gelen Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, burada yaptığı konuşmada camilerin önemine değindi

Camilerin, sadece Müslümanlığın, imanın sembolü olmadığını belirten Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, camilerin bağımsızlığın da sembolü olduğunu vurguladı. Bozdağ, "Camiler, nerede olursa olsun bizim istikbalimizin sembolüdür. Sadece imanımızın, Müslümanlığımızın sembolü değil ayrıca bağımsızlığımızın da sembolüdür. Ülkemizin tapusudur. Ecdadımızın çekildiği yerlerde ise oralarda bizim ecdadımızın izidir. Ecdadımızın aynı zamanda eseridir. Camilerimize milletimiz her dönem sahip çıktı. Sayın Başbakanımızın ifade ettiği gibi dünyanın dört bir yanında yapılan camiler, milletin gönül hazinesinden verdikleri ile yapıldığı gibi Türkiye'de yapılmış bulunan camilerin neredeyse tamamı da milletin gönül hazinesinden verdikleriyle yapılmaktadır." dedi.

"DEVLET BÜTÇESİNDEN CAMİ YAPIMINA HARCANAN PARA YOKTUR"

Devletin bütçesinden cami yapımına harcanan paranın olmadığını ifade eden Bozdağ, "Camilerimiz yapılırken, sadece cüzi destekler vardır. Zaman zaman eleştiriliyor. Türkiye'de bu kadar camiyi devlet hazinesinden, bütçeden yapıyorlar, işte şöyle yapıyorlar, böyle yapıyorlar diye hükümetimizi ve bizden önceki hükümetleri de eleştirenler oldu. Buradan bir kez daha söylüyorum, bu eleştirilerin tamamı haksızdır, tamamı yersizdir, tamamı yanlıştır. Çünkü devletin bütçesinden cami yapma geleneği bizim milletimizin tarihinde de yoktur. Bakarsanız Osmanlı döneminden kalan camiler, onların da devlet bütçesinden değil ya devleti yönetenlerin şahsi gelirlerinden ya vakıflardan ya derneklerden ya da Bilal Şahin Bey gibi gönül hazinesinden Allah rızasıyla verilenlerden yapılmıştır." diye konuştu.

Büyük şehirlerde camilerin yetersiz olması sebebiyle vatandaşların Cuma namazını sokakta kılmak zorunda kaldığını kaydeden Bozdağ, "800 bin nüfuslu metropol ilçelerde cami sayılarına baktığınızda çok düşük olduğunu görüyoruz. Cuma vakitleri yolların trafiğe kapandığını, insanların sokakta Cuma namazını kılmak gibi bir zorunlulukla karşı karşıya kaldığını görüyoruz. O yüzden belediye başkanlarımızdan özel çağrımız var. Her yerde yeniliyoruz. Diyoruz ki insanların ibadetlerini yapabileceği camilerin inşa edileceği yerleri lütfen imar planlarında, kıyıda kenarda değil tam da şehrin göbeğinde, merkezinde olacak şekilde imar planlarında yer verelim ve hayırsever insanlarımıza buradan diyorum ki lütfen büyük şehir merkezlerinde daha çok cami ihtiyacı var. Oralarda bu eserleri yapma konusunda bugüne kadar sürdürdüğünüz hayırları ve destekleri artırarak devam ettirelim, çünkü oralarda da gerçekten büyük ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.

"AÇ GÖZLÜLÜK İNSANOĞLUNU KANAATSİZ HALE GETİRDİ"

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de konuşmasında insanların, israf eden, çılgınca harcayan, tüketen toplum haline geldiğini söyledi. Görmez, "Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki çılgınca bir tüketim toplumu olduk, helal haram demeden, ticaret ahlakı demeden, insanoğlu yapısından da hareketle aç gözlülük insanoğlunu kanaatsiz hale getirdi, bu sebeple bu tüketim toplumunda tükenmemek için Cenabı Hakk'ın helal kazanç, helal lokma ilkesi üzerinde durmalıyız. İftarlarımızda, sahurlarımızda elimize aldığımız hiçbir lokma kursağımızdan kendisiyle iftarımızı yaptığımız hiçbir lokmamızda tüyü bitmemiş yetimin hakkı olmamalı. Onun için helal kazanç helal lokma." dedi.

Hayırsever iş adamı Bilal Şahin de doğup büyüdüğü şehre olan vefa borcunu ödemek için hizmet etmeye çalıştığını belirtti. Şahin, şöyle dedi: "Biz bu memlekette doğduk, bu memlekette büyüdük, bu memleketin suyunu içtik. Elbette ki sanayi kuruluşlarını tamamladıktan sonra maneviyattaki bazı eksiklikleri gidermek için il yöneticilerimizden, başta belediye başkanımız ve giden valimiz Necati Bey, İl Müftümüz Nuh Korkmaz, bir araya gelerek bazı ihtiyaçların olduğunu bana ilettiler. Bu iletmeleri bir avuç kavurgayla oldu. Namazgahımızın temelini attıktan sonra belediye başkanımız bir de cami yapsanız dedi. İl Müftüsü Nuh Korkmaz müftülük binası istedi. Ben de bu isteklere hay hay dedim. Çünkü müftülüğümüzün binası eski metruk bir binaydı. Ben Avrupa'yı çok gezdim, oralarda en güzel yerler din adamlarınındı. En güzel insanlar din adamlarıdır. Bizi temsil eden, dnimizi diyanetimizi temsil eden insanların bulunduğu yerin tabi ki güzel olması gerekirdi, bu bakımdan böyle bir hizmeti gerçekleştirdik. Allah'a şükür çok mutluyum. İnşallah Cenabı Allah bundan sonra da daha güzel hizmetleri nasip eder."