Mekke’de ziyaret edilecek yerler
İslam’ın 5 farzından biri olan hac ibadetini gerçekleştirmek için milyonlarca hacı adayının her yıl ziyaret ettiği kutsal mekanlar.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-03 16:12:50
İslam’ın en kutsal şehri olan Mekke, İbrahim peygamber zamanından beri tevhit inancının merkezi olmuştur. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(s.a.s.) Mekke’de doğmuş ve kendisine peygamberlik Mekke’de gelmiştir. Müslümanlar 630 yılında peygamber efendimizin komutanlığında Mekke’yi fetih etmiştir.
“Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, elbette Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâbe’dir” (ÂLİ İMRÂN – 96).
Müslümanların kıblegâhı olan Kâbe Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından yapılmıştır. Kâbe yaklaşık 13 m. yüksekliğinde, 12 m. boyunda ve 11 m. genişliğinde taştan yapılmıştır.
Tavaf: Hac ibadetinin önemli bölümlerinden biri olan tavaf, Hacer’ül Esved’in hizasından başlayarak Kâbe’yi sola almak suretiyle, yedi defa Kâbe etrafında dönmek demektir. Her dönüşe “şavt” denir. Tavaf, yedi şavttan oluşur. Hacla ilgili olarak “kudüm tavafı”, “ziyaret tavafı” ve “veda tavafı” olmak üzere 3 tavaf vardır.
Say: Haccın vaciplerinden olan Say sözlükte “koşmak, çaba göstermek” gibi anlamlara gelir. Hac ve umre ile ilgili bir terim olarak ise say, Kâbe’nin doğu tarafında bulunan Safâ ve Merve adlı iki tepe arasında, Safâ’dan başlanıp Merve’de tamamlanmak üzere yedi defa gidip gelmeyi ifade eder.
Say ibadetinin temeli Hz. Hacer’in oğlu Hz. İsmail’e su bulmak için Safa ile Merve tepeleri arasında gidip gelmesine dayanıyor. Safa ile Merve tepelerinin arası yaklaşık 370m civarındadır.
Safa tepesi: Şüphesiz Safa ile Merve, Allah’ın (dininin) nişanelerindendir. Onun için her kim hac ve umre niyetiyle Kâbe’yi ziyaret eder ve onları da tavaf ederse, bunda bir günah yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah onu bilir, karşılığını verir. (Bakara suresi, 156).
Merve tepesi: Safa’nın tam karşısındaki Merve ise Mekke’nin batısındaki Kuaykıan dağının eteğinde, Harem-i Şerif’in kuzeybatısında ve Kâbe’nin Rüknü ırak) köşesinin karşısında yer alır.
Arafat: Arafat, Mekke’nin yaklaşık 25 km güneydoğusunda Harem sınırları dışında bir bölgedir. Hac ibadetinin rükünlerinden biri olan Vakfe Arafat’ta yapılır.
Arafat: Vakfe bir yerde bir süre durmak veya beklemek demektir. Arafat vakfesi önemli ve titizlik gerektiren bir rükündur. Hz. Peygamber’in “Hac, Arafat’tan ibarettir” hadisi Arafat vakfesinin önemini göstermektedir.
Müzdelife: Müzdelife, Arafat ile Mina arasında, Harem sınırları içinde bir bölgedir. Haccedenlerin arife gününü bayram gününe bağlayan geceyi burada geçirmeleri sünnet, burada vakfe yapmak ise vaciptir.
Müzdelife: Müzdelife’de vakfe, arefe günü güneşin batmasından kurban bayramının birinci günü güneşin doğmasına kadar ki zaman diliminde yapılır. Bu zaman diliminde bir müddet Müzdelife’de kalan kimse vakfe yapmış sayılır. Arefe günü akşam ile yatsı namazı Müzdelife’de yatsı vaktinde birleştirilerek kılınır (cem-i te’hîr). Cemerata atılacak taşlar, buradan toplanır.
Mina: Mekke’ye 4,5 km. mesafede, Arafat’a giden yol üzerinde, Müzdelife ile Mekke arasında, Harem sınırları içerisinde bir bölgenin ismidir. Büyük, orta ve küçük cemreler buradadır.
Mina: Zilhiccenin 8. terviye günü güneş doğduktan sonra Mekke’den Mina’ya gitmek ve o günkü öğle namazından ertesi günkü sabah namazı dâhil, beş vakit namazı Mina’da kılıp geceyi de Mina’da geçirmek ve arife günü sabahı güneş doğduktan sonra buradan Arafat’a hareket etmek sünnettir.
Mina: Hz. İbrahim, kurban etmek için oğlunu Mina’ya götürür, sonra Hz. İbrahim’e Allah tarafından bir kurbanlık verilir.
Mina: Zilhicce ayının 10. günü sabahı hacılar Müzdelife vakfesinden sonra, Meş’arü’l-Haram’dan Mina’ya intikal ederler ve burada teşrik günlerinde çadırlarda ikamet ederler.
Mina: Hacılar Mina’ya gelince Akabe cemresine yedi taş atarlar, kurban keserler ve traş olarak ihramdan çıkarlar.
Şeytan taşlama: Hz. İbrahim, kendisine engel olmak isteyen şeytanı burada taşlar, burada kurban keser. Hac ibadeti yapanlar da burada kurban keserler ve şeytan taşlarlar. . Dilimizde “şeytan taşlama” denilen remy-i cimâr, haccedenlerin bayram günleri Mina’da Küçük Cemre, Orta Cemre ve Akabe Cemresi adı verilen yerlere ufacık taşlar atması demektir.
Kurban Bayramı’nın birinci günü burada kurban kesilir. Bayramın birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü günleri de Cemrelere (Ulâ, Vusta, Akabe) taş atılır.
Şeytan taşlama: Önceki yıllarda çok büyük izdihamların yaşandığı ve hacı adaylarının büyük sıkıntılar çektiği şeytan taşlama alanı gerçekleştirilen büyük proje ile sorunsuz bir hale getirildi. Çok katlı olarak tasarlanan yeni şeytan taşlama alanı hacıların rahat bir şekilde ibadetlerini gerçekleştirmelerini sağlıyor.
Şeytan taşlama alanına girişler tek yönlü ve geniş bir şekilde tasarlanarak önceki yıllarda yaşanan izdihamların önüne geçildi.
Peygamberimizin babası Abdullah’a dedelerinden kalan bu evde peygamber efendimiz dünyaya gelmiştir. Ev 1959 yılından itibaren kütüphane olarak hizmet vermektedir.
Cennetül Mualla: Peygamber efendimizin dedesi Abdülmuttalip, amcası Ebu Talip zevceleri Hz.Hatice validemiz oğulları Kasım, Abdullah ve Abdullah b.Zübeyr’in kabirlerinin bulunduğu Cennetül Mualla mezarlığı.
Daha önce ‘Hacun’ ve ‘Malat’ diye anılan mezarlık, Peygamberimizin, “Ne güzel kabristan” sözlerinden sonra Cennetül Mualla ismini almıştır.
Nurdağı: Peygamber efendimize ilk vahyin geldiği mübarek dağdır.
Hira mağarası: Peygamber efendimiz kırk yaşında Ramazanın yirmi yedinci Pazartesi gecesi hirâ mağarasında yine tefekkür hâlindeyken cebrâil aleyhisselâm kendisine alak sûresi nin ilk beş âyetini getirdi.
Hira mağarasından manzara: Peygamberimizin ilk vahiy gelmeden önce uzun süreler inzivaya çekildiği Hira mağarasından Mekke’nin görünümü. Peygamberimiz burada zamanını tefekkür ve ibadetle geçiriyordu.
Sevr mağarası: H.z Peygamberin Medineye hicret ederken Hz. Ebu-Bekir ile beraber 3 gün 3 gece gizlendiği mağara. Sevr mağarası Haremi şerifin güney doğusunda olup ona 3 km uzaklıktadır.
İz sürücüler Peygamberimizin ve Hz. Ebu-Bekir’in izini takip ederek mağaranın ağzına kadar geldiler. Onlar gelmeden bir örümcek mağaranın girişini ağıyla kapattı. Yine bir ağaç büyüyerek dallarından birine iki güvercin yuva yapıp yumurtladı.
Hacerül esvet: 18-19 cm. kutrunda, kırmızımsı, esmer, parlak bir taştır. Kâbe inşa edilirken Hz. İsmail tarafından Ebû Kubeys dağından getirilen bu mübarek taş, tavafa başlanacak yere işaret olmak üzere, hâlen bulunduğu köşeye konulmuştur.
MAKAM-I İBRAHİM: Hz. İbrahim’in Kâbe’yi inşa ederken iskele olarak kullandığı veya halkı hacca dâvet ederken üzerine çıktığı taşın bulunduğu yerdir.
Cin mescidi: Cin Mescidi, Efendimiz’ in Cin kavmiyle görüşüp tebliğde bulunduğu ve namaz kıldığı mekândır. Cin Suresi burada nazil olmuştur. Sonraları bu mekana bir mescit yapılarak Cin Mescidi ismi verilmiştir.
Medine: Peygamber efendimiz ve beraberinde ki Müslümanlar 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicret etmek zorunda kaldılar ve tarihten itibaren Medine şehri Müslümanların en önemli şehirlerinden biri oldu. Peygamberimiz peygamberlik hayatının son yıllık bölümünü burada geçirmiştir. Kuran-ı Kerim’in büyük bölümü de burada inmiştir.
Hz. Peygamber hicretten hemen sonra ashabıyla birlikte Mescid-i Nebevi’yi inşa etmiştir. Mescid-i Nebevi Mescid-i Haram ve Mescid- Aksa’dan sonra yeryüzündeki en faziletli mescittir.
İlk İslam devleti burada kurulmuştur. Peygamberimiz burayı “el-Medine” diye adlandırmıştır ancak zamanla peygamberin şehri “Medinetü’n Nebi” ve “Allah Resul’ünün nuru ile aydınlanmış şehir anlamına “el-Medietül münevvere” diye anılmaya başlamıştır.
Peygamberimizin kabri şerifi de mescidin içinde bulunmaktadır. Peygamberimizin defnedildiği Kabr-i Saadet’e, Ravza-ı Mutahhare de deniliyor. Burada, Hazreti Ebu Bekir ile Hazreti Ömer’in de kabri bulunuyor.
Cennet bahçesi. ”Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir” hadisi şerifi doğrultusunda yine mescidin içinde kalmış olan bu bölgeye cennet bahçesi deniyor.
Cennet bahçesi: Hacılar cennet bahçesinde ibadet ve dua etmek için bu alanı sürekli dolduruyor.
Cennetü’l- Baki: Mescid-i Nebevi’nin yakınında bulunan bu mezarlığın yerini Hz Peygamber belirlemiştir. Hz Peygamberin oğlu İbrahim, kızları Rukiyye, Zeynep ve Fatma, torunları Hasan buraya defn edilmiştir. Yine Peygamberimizin amcası Abbas, halası Safiyye ve Hz Osman gibi İslam büyüklerinin mezarları burada bulunmaktadır.
Kuba Mescidi: Hazreti Muhammed’in (s.a.v) Mekke’den Medine’ye hicreti sırasında devesinin durduğu yere yapılan Kuba Mescidi, yapılan ilk mescit olarak biliniyor. Müslümanlarla birlikte bizzat Peygamber Efendimizin de taş taşıyarak yaptığı Kuba Mescidi, Kur’an-ı Kerim’de ”Takva Mescidi” olarak geçiyor.
Mescid i Cuma: Hazreti Muhammed (s.a.v), ilk defa Cuma Namazı kıldığı ve cemaate kıldırdığı mescittir.
Mescidü’l Kıbleteyn: İslam’ın ilk yıllarında namaz Kudus’teki Mescid-i Aksa’ya doğru kılınıyordu. Peygamberimizin Medine’ye hicret etmesinden 16 ay sonra Peygamberimiz cemaatle namaz kılarken vahiy geldi ve namaz esnasında yönlerini ters yöne yani Kâbe yönüne çevirdiler. Namazın iki rekâtı Mescid-i Aksa’ya, son iki rekâtı da Kabe’ye doğru kılındığı için bu mescit ”iki kıbleli mescit” anlamına gelen Mescid-i Kıbleteyn ismiyle anılıyor.
Müslümanlar ile müşrikler arasında yapılan en önemli savaşlardan birisi olan Uhut bu alanda gerçekleşmiştir. Peygamber efendimizin dişinin kırıldığı, yanağından yaralandığı, amcası Hazreti Hamza’nın (r.a) şehit olduğu Uhut Savaşı’nda, İslam’ın geleceğini tehdit eden ve Müslümanlar için bir ölüm-kalım mücadelesi verilmiş, pek çok Müslüman canlarını seve seve feda ederek şehit olmuştu.
Okçular tepesi: Hazreti Peygamberin(s.a.v) kesin emri olmasına rağmen 50 okçunun yerlerini terk ettiği tepe.
Uhud Şehitliği: Hz Hamza, Abdullah b. Cahş, Mus’ab b. Umeyr, Hanzala b. Ebi Amir ve Enes b. Nadr’ın da içlerinde bulunduğu 70 sahabi şehit olmuştur ve buraya defnedilmişlerdir. Uhud şehitliğinin ziyaret edilmesi müstehap görülmüştür.
SON VİDEO HABER
Haber Ara