Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Kur'an-ı Kerim'i, okumayı bilmeden hatmettim'

Ressam Ziya Buyuk, bir ilke imza attı; Kur’an-ı Kerim’i 5x2,5 metre tuval üzerine yağlıboya ile resmetti. 1 buçuk yıl atölyeden çıkmayan Buyuk, “Elime fırçayı aldığımda Kur’an-ı Kerim’in sadece harflerini biliyordum.” diyor.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-06-28 11:32:15

'Kur'an-ı Kerim'i, okumayı bilmeden hatmettim'

Her sanatçının hayalidir, yarınlarda hatırlanacak bir eser bırakmak. Bunun için sürekli kafa yorar, özgün fikirlerin peşinde koşar. Ziya Buyuk’u ‘tuval üzerine yansıyan dünyanın en büyük Kur’an-ı Kerim’ çalışmasını yapmaya yönelten ilk düşünce bu. Hattat ve müzehhip arkadaşıyla yaptığı sohbetlerde bu fikir belirir zihninde. Çocukluğunun geçtiği evin duvarına asılan, kenarları dantel işlemeli bez çanta içinde sır gibi saklanan Kur’an-ı Kerim’i tablo üzerinde görünür kılmaya karar verip işe koyulur.

Zaman'dan AYHAN HÜLAGÜ'nün haberine göre; Atölye sürecinde yaptığı ilk iş daha önce yapılan benzer çalışmaları inceleyip bir format belirlemek. Dünyada eşi benzeri olmayan bir format… Öteden beri değişik stillerde yazı yazabildiği için Kur’an-ı Kerim’i herkes tarafından okunacak boyutlarda tuvale yansıtmak için atölyeye kapanır. Bir deneme yapar ilk başta. İncecik fırçayla yağlıboyayı bir kalem gibi kullanmaya çalışır, yazabileceği en küçük ölçüdeki harflerle Kur’an-ı Kerim’in tamamını yazdığında karşısına çıkabilecek ebatları hesaplar. Kullanacağı renklere de (siyah zemin üzerine beyaz yazı) bir anlam yükler: Siyah zemin, Kur’an-ı Kerim’in indiği cahiliye devrini, beyaz yazılar ise ayetlerin aydınlığını temsil etmeli. İlk yazdığı ‘Besmele’den sonra yazıyı küçülttükçe küçültür, harfleri 1 cm’lik satırlar içine sığdırır. Sonraki aşamada elindeki nurlu cümlelerin ne kadar yer tutacağına karar verip tuvalin ölçülerini ortaya çıkarır. Karşısına çıkan ölçü: 5 m X 2,5 m. Bu büyüklükte bir çalışmanın tek parça olması halinde taşıma mevzubahis olduğunda sıkıntılar çıkabileceği için tuvali, tamamlandığında yan yana monte edilebilecek şekilde üç parçaya böler, yoluna devam eder.

2011’in sonlarında deyim yerindeyse iğneyle kuyu kazar gibi ince ince kutsal kitabı tuvale işleyen Buyuk, farklı sorunlarla karşılaşır. Rulo yaptığı tuvali küçük bir masa üzerinde sola kaydırarak yazar. Arapça bilmediği için ciddi sıkıntılar yaşar. Seçtiği sayfaların fotokopisini satır satır kesip önüne alır, bakarak yazmaya çalışır. Günler günleri kovalar, çalışma bitmez bir türlü. Giderek artırır mesaisini, 10-12 saate çıkarır. Eserini 1 buçuk yıl sonunda ancak bitirebilir.

‘1 buçuk yıl misafirliğe bile gidemedim’


Ziya Buyuk’un ilk sergisi değil bu. Daha önce Ankara, Zonguldak, Antalya, İstanbul’da doğa, mitoloji gibi konuların başrolde olduğu 15 kişisel sergi açtı. Bu serginin kendisi için bambaşka anlamlar taşıdığını söylüyor: “Arapça bilmediğim için çok zorlandım. Çocukluğumda gittiğim Kur’an kurslarından harfleri biliyordum, işe koyulurken okumayı öğrenme şansım olmadı. Ancak Türkçesini baştan sona okudum, sonra Arapçasını yazdım. Sonuçta Kur’an-ı Kerim’i okumayı bilmeden hatmettim. Şimdiki niyetim okumayı öğrenmek.” Atölye sürecinde kimseden yardım almadığını, kenar süslemelerini bile kendisinin yaptığını söyleyen Buyuk, “Sabrı kendime merdiven eyledim.” diyor: “Bir yılda bitmesini beklediğim bir projeydi ancak maddi imkansızlıklardan dolayı bir süre ara verdim. Sponsor aradım, projeyi anlattığım herkes Kur’an-ı Kerim’den bazı ayetleri yazdığımı düşündü, böyle bir sonuç tahmin edilmediği için destek görmedi. 1 buçuk yılım atölyede geçti. Resim yapmayı bile bıraktım. 8-10 saat çalıştıktan sonra akşam eve geliyor, 2 buçuk yaşında çocuğumla ilgileniyor, bilgisayardaki işleri hallettikten sonra yatıp ertesi gün aynı tempoyla çalışmaya devam ediyordum. Misafirliğe bile gitmedim. Ailem bu sabrıma ortak oldu, güzel bir sonuç çıktı.” Çalışmasının ‘en’ler listesinde görünmesine yorumu ise şöyle: “Guinness Rekorlar Kitabı’na girsin diye yaptığım bir iş olmadı. Öyle olsa harfleri 1 cm yerine 2 cm yapardım. Daha dikkat çekerdi. Yaptığım çalışma için ‘dünyada bir ilk’ iddiam yok. İsterim ki sergi farklı ülkelerde, şehirlerde insanlarla buluşsun. İleride de herkese açık bir müzede saklansın.”

Resim, Hayat Tarzı

Zonguldak’ta dünyaya gelen Ziya Buyuk, resim çalışmalarına ilkokul çağlarında başlar. O dönemde Sanat Okulu çıkışlı olanlar Güzel Sanatlar Fakültesi’ne alınmadığı için farklı alanlara yönelir Buyuk. Karaelmas Üniversitesi’nde makine mühendisliği okur, reklam ve matbaacılık sektöründe çalışır. Antalya’da bir süre bölge gazetesinin muhabirliğini yapar, 2000’li yılların başında Altın Portakal Film Festivali’nde basın danışmanı olarak görev alır. Farklı meslekler icra ederken bile resim yapmayı hiçbir zaman bırakmayan Buyuk, şimdilerde sadece resim yaparak hayatını kazanıyor. Mekânı, Ankara Altındağ Belediyesi’nin Sanat Sokağı. Sanatçının Kur’an-ı Kerim sergisi ise 30 Haziran’a kadar Dolmabahçe Sarayı Sergi Salonu’nda.
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara