Erdoğan: Gezi eylemleri Türkiye'nin geleceğini karartamamıştır
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı'nda, ağaç, çevre, park hassasiyetini kendisine perde yaparak başlatılan eylemlerin, Türkiye'nin ekonomisi, demokrasi, çözüm sürecini, istikbalini hedef almasına rağmen, milletin ferasetiyle, kendilerine olan
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-28 16:30:08
Başbakan Erdoğan, 'Millete Hizmet Yolunda' programında, haziran ayında hükümetin icraatları ve yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mayıs ayı içinde, Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarıyla ilgili önemli adımlar atıldığını hatırlatarak sözlerine başlayan Erdoğan; 25 yıllık kira karşılığı Hazineye 36 milyar dolarlık gelir getirecek, İstanbul'a inşa edilecek 3. havalimanı, Sinop'ta 22 milyar dolara mal olacak ikinci nükleer enerji santrali kurmak için Japonya ile ön anlaşmalar, Uluslararası Para Fonu'na borcun sıfırlanması, Merkez Bankası'nın rezervlerinin rekor kırdığı, gösterge faizin tarihinin en düşük seviyesine gerilediği, kredi derecelendirme kuruluşlarının arka arkaya not artışını ifade etti.
Ekonomideki bu gelişmeler yaşanırken, Gezi olayları ile Türkiye demokrasisinin ciddi bir sınamadan geçtiği ve demokrasinin bu sınavı başarıyla atlattığını vurgulayan Erdoğan, Çözüm Süreci'nin de bu tertiplerden etkilenmediği, milletin sağduyusu sayesinde, kardeşliğin güç kazanmaya devam ettiğini kaydetti. Ekonomideki güzel gelişmelere ek olarak, Çözüm Süreci'nin de kararlılıkla ilerlediği, artık dağlardan acı haberler gelmediği esnada, "İşte tam da böyle bir ortamda, umutların büyüdüğü, Türkiye'nin başarılarına başarılar eklediği, rekorların kırıldığı bir dönemde, malumunuz, Taksim Gezi Parkı'nda bazı eylemler başlatıldı." diyen Erdoğan, konuşmamın en başında tamamen yanlış bilgilendirme neticesinde, samimi olarak ağaç ve çevre eylemi yapan vatandaşları tenzih etti. Erdoğan, ancak, bu samimi vatandaşların dışında kalan eylemcilerin, Türkiye'nin en parlak ayını yaşadığı bir dönemde, çok büyük bir tertibin, çok büyük bir senaryonun parçası oldukları ve kendi ülkelerini hedef alan saldırıda, bilerek ya da bilmeyerek aktör olarak kullanıldıklarını aktardı.
Erdoğan, en güzel, en başarılı sınavı ise hiç kuşkusuz Türkiye ekonomisinin verdiğini belirterek, "Eğer bu boyutta bir saldırı, 10,5 yıl önce gerçekleşmiş olsaydı, inanın, Türkiye ekonomisi bundan çok derinden etkilenir, çok ağır kayıplar verir, millete çok ağır faturalar ve bedeller yüklenirdi. Ancak, 10,5 yıl boyunca ekonomide yaptığımız yapısal reformlar sayesinde, Türkiye ekonomisi bu saldırılara karşı başarılı bir direnç göstermiştir. Türkiye, bu tertipler karşısında tek yürek olmuştur. Türkiye, bu sinsi saldırılar karşısında tam bir feraset, tam bir basiret, en önemlisi de sağduyu ve itidal içinde davranmış, bir yandan milli iradeye en güçlü şekilde sahip çıkarken, diğer taraftan tezgâhları alt üst etmiş, oyunu bozmuştur. Halkımız, şiddet eylemlerini, vandallığı, barbarlığı büyük bir ibretle izlemiş, ancak sandığa, sandık sonuçlarına, demokrasiye sahip çıkmak suretiyle tüm bu tuzakları etkisiz hale getirmiştir." dedi.
"TÜRKİYE, ÜLKELERDEN BİR ÜLKE DEĞİL"
"Türkiye, ülkelerden bir ülke değildir." sözünün altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye, üzerinde operasyon yapılacak, üzerinde ameliyat yapılacak, üzerinde kirli oyunlar denenecek bir ülke de değildir. Bu büyük devlet, büyük milletiyle birlikte, her türlü saldırıyı bertaraf edecek, her türlü oyunu bozacak, art niyetli, kötü niyetli çevrelere de gereken cevabı verecek, onlardan hesap soracak güce ve iradeye ziyadesiyle sahiptir. Hiç bir vatandaşım, hiç bir kardeşim endişe etmesin. Tarih boyunca bizim üzerimizde oynanan oyunları bu millet nasıl bozduysa, 76 milyon, tek yürek halinde, bundan sonra da oyunları bozacak, alt üst edecektir. Biz, çok yoğun şekilde, Türkiye'yi büyütmeye, Türkiye'yi istikrar ve güven zemininde gelecekle buluşturmaya devam edeceğiz."
"2023 HEDEFLERİNE 10 YIL KALDI"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, vatandaşlara hitabında 2023 hedeflerine sadece 10 yıl kaldığına vurgu yaparak, çok emin adımlarla, çok kararlı şekilde 2023 hedeflerine doğru ilerlendiğini söyledi. Erdoğan, yapılacakları da şöyle sıraladı: "Önümüzdeki bu 10 yılın, ilk 5 yılını tüm detaylarıyla planladık; 10'uncu Kalkınma Planı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunduk. 10'uncu Kalkınma Planı döneminde, yani 2014-2018 yılları arasında, Türkiye'nin yıllık ortalama yüzde 5,5 oranında büyümesini hedefliyoruz. Böyle bir büyüme oranıyla, 2018 yıl sonunda inşallah milli gelirimiz 1,3 trilyon dolara ulaşmış olacak. Kişi başına milli gelirimizi ise 5 yılın sonunda 16 bin dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içinde toplam 4 milyon yeni istihdam oluşturacağız. İşsizlik oranını da 2018 sonunda yüzde 7,2 seviyesine düşürmeyi hedefliyoruz. Plan döneminin sonunda, yani 2018 yılında, enflasyonun yüzde 4,5'e indirilmesini hedefliyoruz. Mali disiplini güven ve istikrar açısından çok önemli görüyoruz. Önümüzdeki dönemde de mali disipline titizlikle riayet edeceğiz. 10'uncu Kalkınma Planı çerçevesinde, önümüzdeki dönemde de ekonomik sosyal alanlarda yapısal dönüşüme yönelik politikalarımızı sürdüreceğiz. İstanbulumuzun uluslararası bir finans merkezi olma nihai amacı doğrultusunda, plan dönemi sonunda, Küresel Finans Merkezleri Endeksi'nde ilk 25 içine girmesini hedefliyoruz. Tarımda toplulaştırdığımız arazi miktarını yaklaşık ikiye katlayarak 8 milyon hektara çıkaracağız. İşletmeye açılan sulama alanını 3 milyon hektardan 4 milyon hektara çıkaracağız. Ağaçlandırılan toplam arazi miktarını 3 milyon hektardan 4 milyon hektara çıkarmayı hedefliyoruz. Plan dönemi sonunda, yani 2018 yılında, ülkemizdeki bölünmüş yol ağını, otoyol dâhil yaklaşık 30 bin kilometreye ulaştıracağız. Ayrıca, hızlı tren hat uzunluğunu 2 bin 500 kilometreye çıkarmayı öngörüyoruz. Havayolu yolcu sayısı bugün yıllık 151 milyon. Bunun da 2018 sonunda 232 milyona çıkmasını bekliyoruz. Havayolu sektöründe İstanbul'un uluslararası bir aktarma ve bakım-onarım merkezi olmasını sağlayacağız. Türkiye'nin bu dönemde bölgesel lojistik bir üs olmasını amaçlıyoruz. İhracat hedefimize ulaşmak için büyük ölçekte liman kapasitelerini hayata geçireceğiz. Turizmde yabancı ziyaretçi sayısını 42 milyon kişiye ulaştırmayı, turizm gelirini ise 45 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Müteahhitlik hizmetlerinin yurt dışı taahhüt tutarı şu anda yıllık 30 milyar dolar. Bunu da 2018 itibariyle 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Plan döneminde; eğitimin her kademesinde altyapı ve kaliteyi daha da geliştirerek, beşeri sermayemizi daha nitelikli hale getireceğiz. Sağlık altyapımızı daha da geliştirecek, koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerini daha da güçlendireceğiz. Önümüzdeki beş yıllık süreçte 80 bin yeni yatak, 30 bin ilave hekim ve 80 bin ilave hemşire kapasitesi ekleyeceğiz. Bölgesel Kalkınma Projelerimize, özellikle KÖYDES, BELDES, SUKAP gibi projelere kararlılıkla devam edeceğiz. Dış politikada etkin ve aktif politikalarımızı sürdürecek, bölgesel ve küresel barış için katkılarımızı daha üst seviyelere taşıyacağız. 10'uncu Kalkınma Planı'yla, inşallah 2023 hedeflerine artık çok daha fazla yaklaşmış olacağız. 2018 için koyduğumuz bu hedefleri tutturacak, geriye kalan 5 yılda da bu hedefleri aşarak, 2023 hedeflerine ulaşmış olacağız. Şunu bilmenizi isterim ki biz, Türkiye olarak, bu iddialı hedefleri tutturacak, hedeflere ulaşabilecek her türlü imkâna, her türlü potansiyele sahibiz. Eğer çalışırsak, eğer ter dökersek, eğer gayret edersek, inanın, Türkiye'yi çok kolaylıkla 2023 hedeflerine ulaştırır ve ülkemizi dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri konumuna yükseltebiliriz. Burada en önemli unsurlardan biri de ülkemizin birliği, dayanışmamız ve kardeşliğimizdir."
"TÜRKİYE ENERJİSİNİ İÇ MESELELER VAKUM GİBİ EMDİ"
Türkiye'nin, on yıllar boyunca, enerjisinin çok önemli bir kısmını içerdeki meselelere sarf etmek zorunda kaldığına işaret eden Başbakan Erdoğan, içerde oluşturulan suni gerilimler, içerde oluşturulmak istenen çatışmalar, gereksiz tartışmaların, adeta bir vakum gibi Türkiye'nin enerjisini emdiğini, sömürdüğünü dile getirdi.
Erdoğan, "Türkiye ekonomisinin büyüme eğilimine girdiği her dönemde, demokrasinin standartlarının yükseldiği her dönemde, suni tartışmalar, suni gerilimler Türkiye'nin gündemini esir aldı ve Türkiye'ye ağır bedeller ödetti. Biz, bu kısırdöngüyü artık tamamen kırmak zorundayız. İçerdeki meselelerimizi tek tek, kalıcı olarak çözmek, artık tam anlamıyla 76 milyon bir ve beraber olarak geleceğe odaklanmak zorundayız. Birliğimizin, dayanışmamızın, kardeşliğimizin önündeki her engeli, her tehdidi bertaraf etmek ve tarihte olduğu gibi tek yürek halinde geleceğe ilerlemek durumundayız. Şunu burada, ekranlar aracılığıyla sizlere tekrar hatırlatmak durumundayım. Türkiye, geçmişte olduğu gibi, azınlığın çoğunluğa hükmettiği bir ülke değildir. Azınlığın çoğunluğa hükmettiği bir ülke, demokratik bir ülke olamaz, hukuk devleti olamaz, sosyal devlet olamaz. Bununla, çoğunluğun azınlığa tahakkümünü de asla kastetmiyorum. Ama demokrasilerde şüphesiz ki azınlığın çoğunluğa tahakkümü de asla mümkün değildir. Geçmişte, ülke olarak, millet olarak her ne yaşadıysak, hangi acıya maruz kaldıysak, inanın, mutlu bir azınlığın, elitlerin, seçkinlerin Türkiye'ye hükmetmesinden yaşadık. Bizim dönemimizde bu adaletsizlik, bu hukuksuzluk, bu anti demokratik uygulamalar son bulmuştur. Azınlığın çoğunluğa hükmetmesine son verilmiş, demokrasi tüm kurumlarıyla, tüm kurallarıyla işler hale gelmiştir." şeklinde konuştu.
"ESKİ GÜNLERİ ÖZLEYENLER YENİ SÜREÇTEN RAHATSIZ"
Eski günleri özleyen, imtiyazlarının geri verilmesini isteyenlerin bu yeni süreçten, bu demokratik süreçten rahatsızlık duymakta olduğunu belirten Erdoğan; ancak, herkesin, yekdiğerinin görüşüne, tercihine, yaşam tarzına saygı duymak zorunda olduğunu hatırlattı. Erdoğan, "Bizim yaşam tarzımıza karışılmasın diyenler, başkalarının yaşam tarzına da müdahale etmemeli, başkalarının yaşam tarzlarına da saygı duymalıdır. Demokrasi, çoğunluğun azınlığı ezmesi, azınlığı reddetmesi, azınlığın tercihlerini yok sayması da asla değildir. Özellikle, bizim Hükümetimiz döneminde, sayısına bakılmadan, etkisine, gücüne, nüfusuna, nüfuzuna bakılmadan, 76 milyonun her bir ferdinin haklarını temin etmek, tesis etmek konusunda çok samimi çalışmalar yürütülmüştür. Bundan sonra da her etnik kökenin, her inanç grubunun, 76 milyonun her bir ferdinin sorunlarını sorunumuz olarak görmeye, her birinin üzerine kararlılıkla gitmeye, çözüm sürecine koymaya devam edeceğiz. Şiddetsiz bir ortamda, konuşarak, anlaşarak, ortak paydalarda buluşarak sorunlarımızın üstesinden geleceğiz. İşte, Türkiye'yi de bu anlayışın, bu dayanışmanın, bu birliktelik ve kardeşliğin üzerinde büyüteceğiz. İçerde huzurumuzu muhafaza ederek, sorunları çözerek, dışarda barış çağrılarımızı sürdürerek, inşallah bu bölgenin, hatta dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olma yolunda kararlılıkla ilerleyeceğiz." açıklamasını yaptı.
"TERTİPLERE, SALDIRILARA ALDANMADAN DEMOKRASİYİ YÜCELTMEYE DEVAM..."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, millete hitabında, "Türkiye'de yaşanan bazı olaylara, bazı tertip ve saldırılara asla aldanmadan, bunlarla enerjimizi heba etmeden, biz Türkiye'nin gerçek gündemiyle meşgul olmaya, ekonomiyi büyütmeye, demokrasiyi yüceltmeye devam ediyoruz." diyerek, haziran ayı içerisinde Türkiye için millet için çok önemli hizmetlere, önemli yurt dışı ziyaret ve temaslara imza attıklarını söyledi. Erdoğan, aynı ay içerisinde bir dizi açılış gerçekleştirdiklerini, pek çok önemli düzenleme yaptıkları, millete pek çok müjde verdiklerinden söz etti.
AKDENİZ OYUNLARI
Başbakan Erdoğan, 9 Haziran'da, Mersin'de Akdeniz Oyunları için yaklaşık 500 milyon liralık yatırımların resmi açılışını yaptıklarına da değinerek, "Bunun yanında 300 milyonluk cari harcamalar da olacak. Akdeniz Oyunları'nın bedeli böylece 800 milyonu buluyor. Sadece 18 ay içinde 11 yeni tesisi projelendirdik, ihale ettik ve inşaatlarını tamamladık ve hizmete sunduk. Bu sayede, 25 bin kişilik bir stadyum, 7 bin 500 kişilik muhteşem bir spor salonu, 4 bin 500 kişilik Akdeniz Oyunları Köyü, Merkez'de bin kişilik spor salonu, 720 seyircili BOCCE tesisi, bin kişilik jimnastik salonu, 3 bin 500 kişilik tenis kortu, 500 kişilik spor salonu, atıcılık tesisleri ve bin kişilik olimpik yüzme havuzu, Mersin'e kazandırılmış oldu. Bu eserler, Akdeniz Oyunları'nın ardından da hizmet vermeye devam edecek... 20 Haziran'da, 17'nci Akdeniz Olimpiyatları'nın resmi açılışı için tekrar Mersin'e gittik ve son derece görkemli, son derece heyecan verici bir açılışı gerçekleştirdik. Evet, 18 ay gibi kısa bir süre içinde, Mersin'de çok büyük işler başardık. 24 ülkeden yaklaşık 6 bin sporcunun katıldığı 17'nci Akdeniz Oyunları'nı başarıyla gerçekleştirmenin gururunu yaşadık. Akdeniz Olimpiyatları'nda milletimize madalya sevincini yaşatan tüm oyuncularımızı, bu vesileyle gönülden tebrik ediyorum." diye konuştu.
U-20 DÜNYA FUTBOL ŞAMPİYONASI
21 Haziran'da da U-20 Dünya Futbol Şampiyonası açılış töreni için Kayseri'de olduklarını söyleyen Erdoğan, Türkiye olarak gerçekleştirilen tüm bu başarılı organizasyonları, İstanbul 2020 Olimpiyatları'nın adeta bir önsözü, bir provası olarak gördüklerini ifade ederek, "İnşallah, millet olarak çok daha büyük bir heyecanla, İstanbul 2020 Olimpiyatları'na da ev sahipliğini yapmanın gururunu yaşayacağız." dedi.
RAMAZAN-I ŞERİF'İ TEBRİK ETTİ
Erdoğan, konuşmasının son bölümünde, Türkiye'nin güven ve istikrar içinde büyümeye, 2023 hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlemeye devam ettiğini tekrarlayarak, "Türkiye, tüm engellemelere, tüm tertip ve tehditlere rağmen, güçlü bir ülke, güçlü bir millet olarak geleceğe doğru koşuyor. İnşallah, bu yürüyüşümüzü, bu atılımlarımızı hiç kimse durduramayacak. Türkiye, tarihinden aldığı güçle, geleceğini barış ve kardeşlik üzerine daha sağlam şekilde inşa edecek. Haziran ayındaki buluşmamızı bu düşüncelerle bitirirken, bir kez daha her birinize, sağlık, afiyet, bolluk ve bereket dolu günler diliyorum. Ramazan-ı Şerif'in, ülkemiz, milletimiz, tüm İslam dünyası ve insanlık için hayırlara vesile olmasını şimdiden Allah'tan temenni ediyorum. Tekrar görüşmek, tekrar buluşmak umuduyla, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun, Allah'a emanet olun." temennisini iletti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara