Nedeni, tarzı aynı, direnme kültürü farklı
Yrd. Doç. Aylin Topal'a göre Brezilya'da eylem kültürü daha köklü. Buna karşın mevcut iktidar da bu konuda daha ılımlı davranabiliyor.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-25 08:21:10
ODTÜ Latin ve Kuzey Amerika Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı ve Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Aylin Topal, Gezi Parkı’nda kesilecek ‘2-3 ağaç’ ile Brezilya’da toplu taşıma ücretlerine yapılan ‘20 sentlik’ zammın toplumsal muhalefet için ‘yüklü simgeler’ olduğunun altını çizdi. “Latin Amerika ile karşılaştırınca eylem kültürü, direnme kültürü bizde görece daha fakir” diyen Topal, Gezi Parkı eylemleri ile bir mücadele geleneği birikeceğini, tüm bu eylemler bittikten sonra geriye daha politikleşmiş bir halk ve kurulmuş örgütler kalacağını söyledi.
Topal, her iki ülkede de iktidarın eylemlere verdiği ilk tepkinin, eylemleri ağır polis şiddetiyle bastırmak olduğuna dikkat çekti.
Demokrasi farkı
Her iki ülkede de eylemlerin halk isyanına doğru evrildiğine ve hükümetleri istifaya çağırdığına dikkat çeken Topal, “Gezi Parkı Platformu’nun olmazsa olmaz talepleri vardı. Ancak Gezi Parkı Platformu dışındaki toplumsal aktörler de ‘Hükümet İstifa’ ve hatta ‘diktatör istifa’ diyorlar. Aslında diktatör istifa sloganı kendi içinde bir tezat. Ama bu sloganla eylemciler hem devletin otoriter niteliğini, hem de taleplerinin radikal olduğunu ortaya koyuyorlar. Brezilya’ya baktığımızda, muhalefete izin veren, toplumsal muhalefetin gelişmesini sağlayan ve hatta önünü açan bir iktidar var. Her iki ülkede de eylemlerin polis şiddetine karşı tepkiyle yayıldığı açık fakat Brezilya’da Dilma Rousseef hükümeti eylemciler karşısında daha itidalli bir konum aldı. Çünkü bu iki hükümet demokrasi geleneği açısından ayrışıyorlar. Bu farklılığa rağmen AKP’nin toplumsal muhalefeti sindirme politikaları sürekli başarısızlıkla sonuçlanacak gibi görünüyor. Baskıyla karşı karşıya kaldığında halkın tepkisi her seferinde farklı sebeplerle ve daha farklı boyutlarda patlayacak” dedi.
Topal, hükümetlerin Türkiye’de de Brezilya’da da ne yapacağını bilemediklerini belirterek şu tespiti yaptı: “Polis ne yapacağını bilemiyor. Daha önce insanlar alanlardan çekilirken, şimdi ise biber gazı yiyip tekrar sokağa çıkıyorlar. Alanlarda renkli bir politiklik hâkim. Bu renkliliğin kendisi iktidarı zorda bırakıyor. Bu zamana kadar Antikapitalist Müslümanlar başka açıdan, çevreciler başka açıdan, LGBTT’ler başka açıdan bakarak taleplerini dile getiriyorlardı. Bunların hepsi Gezi Parkı olaylarında bir araya geldi.”
Neler Benziyor?
İLK KIVILCIM
Brezilya’da ilk kıvılcım toplu taşımaya yapılan 20 sentlik zamla başladı. Türkiye’de de Gezi Parkı’nda kesilmek istenen ağaçlar protestoları ateşledi. Brezilya’da ilk sokağa çıkanlar insan hakları savunucularıydı. Türkiye’de ise çevrecilerdi.
POLİS ŞİDDETİ
Her iki ülkede de ilk barışçıl gösterilere polisin tepkisi hayli sert oldu. Gaz bombası ve plastik mermi kullanımı iki ülkenin polisinin de eylemleri durdurmak için başvurduğu öncelikli yöntemdi.
EYLEMİN YAYILMASI
İki ülkede de kısa sürede meselenin birkaç ağaç ve 20 sent olmadığı gündeme getirildi. Brezilya’da Dünya Kupası’nın maliyetinin halka yıkılması ve büyümenin giderek artan bir toplumsal maliyetinin olmasıydı. Türkiye’de arka planda benzer bir büyüme maliyeti yatıyor.
SOSYAL MEDYA
Brezilya’da da Türkiye’de de sosyal paylaşım ağları medyanın yerine geçti. İki ülkede de ana akım medya olayları ilk başta görmedi. Protestocular kendi haber kanallarını yarattılar.
Neler Farklı?
DEMOKRASİ GELENEĞİ
Gezi Parkı Platformu’nun somut talepleri vardı. Ancak bunun dışındaki aktörler de ‘Hükümet İstifa’ diyorlar. Hükümetin en şiddetli tepki gösterdiği durum da buydu. Brezilya’da ise muhalefete izin veren, toplumsal muhalefetin gelişmesini sağlayan bir iktidar var. Dilma Rousseef hükümeti eylemciler karşısında daha itidalli bir konum aldı. İki hükümet temelde demokrasi geleneği açısından ayrışıyor.
LİDER PROFİLİ
Marksist gerilla hareketinden gelen Rousseef halkın demokratik taleplerinin farkında ve içeriğine hâkimken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan talepleri göz ardı etme niyetinde. Rousseef eylemlerin demokratik bir hak olduğunu ifade ediyor.
DİRENME KÜLTÜRÜGezi protestolarında kullanılan “Zıpla zıpla zıplamayan Tayyip!” sloganının ilk çıktığı yer Şili. 1988-1990 yılları arasında “Zıplamayan Pinochet” sloganı bütün Şili’de kullanıldı. Latin Amerika’nın eylem repertuvarı geniş. Latin Amerika ile karşılaştırınca direnme kültürü Türkiye’de görece daha fakir.
Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara